Kate McMullan – Ejderha Avcıları 3 – Kıyamet Mağarası

Çin! Çin! Çin! Ejderha Avcıları Okulu’nun müdürü Mordred kaşığını bardağın kenarına vurdu. Çin! Çin! Çin! “Çocuklar!” Mordred’in gür sesi Ejderha Avcıları Okulu yemekhanesinde çınladı. “Size bir sürprizim var!” Wiglaf içinden “Hıh!” dedi. “Acaba bu kez ne var?” Mordred’in önceki sürprizi bir paspas ve bulaşık partisi olmuştu. Wiglaf gece yarısına dek çaydanlığı ovmuştu. Angus Wiglafin kulağına fısıldadı: 9 “Galiba Mordred Dayı çizmelerini şato hendeğine atanları buldu.” Angus müdürün yeğeniydi. Ama Wiglaf buna aldırmazdı. Angus, “Belki de,” diye sözünü sürdürdü, “Belki de Sör Mort’un takma dişlerini elma suyu kavanozuna atanları buldu.” Erica, “Şşş,” diyerek onları susturdu. “Sessiz olalım. “KESİN!” Mordred’in sesiydi bu. Yemekhane sessizliğe gömüldü. “Hah şöyle!” Müdür gülümsedi. Altın dişi fenerin ışığında parladı.


“Biliyorsunuz ki, Wiglaf iki ejderha avladı.” Wiglaf heyecanlandı. Acaba! Acaba Mordred onu kahraman mı ilan edecekti? Evet, avladı, ancak…” diye Mordred konuşmasını sürdürdü. “Ancak söyler misiniz, hiç altın getirdi mi bana, ha?” “Hayıııır!” diye bağırdı Ejderha Avcıları Okulu öğrencileri hep bir ağızdan. Wiglaf sandalyesinde büzüldü. Anlamalıydı. Mordred onu yine fırçalayacaktı. 1 0 Wiglaf bundan usanmıştı. Evindeyken on iki kardeşinin de yaptığı buydu. Ona bücür diyorlardı, çünkü yaşından küçük gösteriyordu. Havuç rengi saçlarıyla ve domuzu Papatya’yla hep dalga geçiyorlardı. Onun yumuşak kalpli oluşuyla da alay ediyorlardı. Wiglaf okulda bazı şeylerin daha iyi olacağını ummuştu. Ejderha Avcıları Okulu’na kahraman olmayı öğrenmek için gelmişti. İki ejderha öldürmüştü.

Gorzil adlı genç bir ejderha ile annesi Seetha. Ama gerçek şuydu ki Wiglaf her ikisini de kazayla öldürmüştü. İstese de onların kafasını kesemezdi. Kan görme düşüncesi bile midesini bulandırıyordu. Ama öyle ya da böyle iki ejderhayı öldürmüştü işte. Bunun hiç önemi yok muydu yani? Ejderha Avcıları Okulu nda şimdiye dek ejderha öldürebilmiş tek öğrenciydi. Ama Mordred için bütün bunların hiçbir anlamı yoktu. Onun tek derdi ejderhaların altınlarını ele geçirmekti. Mordred yakınmasını sürdürdü: “Wiglaf bana altın getirmedi. Tek bir parça bil i le.” Birden mor gözleri parladı! “Ama söylentilere göre…” diye bağırdı. “Söylentilere göre Seetha ölmeden önce tüm altınlarını Kara Orman’da bir mağaraya gizlemiş.” Erica yerinden fırladı. “Lütfen efendim!” dedi. “İzin verin o mağaradan altınları alıp geleyim!” Wiglaf gülümsedi.

Erica ejderha avlama konusunda ne kadar da hevesliydi. Mordred okula kızları almıyordu. Erica da Ejderha Avcıları Okulu’na girebilmek için saçlarını kısacık kestirmiş ve erkek giysileri giymişti. Onun Eric değil, Erica olduğunu yalnız Wiglaf biliyordu. Daha doğrusu Prenses Erica olduğunu. “Sen de gideceksin Eric,” diye gürledi Mordred. “Hepiniz gideceksiniz. İşte sürprizim buydu. Sınıf gezisini Kara Orman’a yapacaksınız ve bana Seetha’nm altınlarını getireceksiniz.” “Hurra!” Erica yerinden zıpladı. Ötekiler de havalara sıçramıştı, Wiglaf hariç. Kara Orman hiç de sınıf gezisi yapılacak bir yer değildi. Bir kere adı üstünde, karanlıktı. Ve korkunçtu. 12 Mordred konuşmasını sürdürdü: “Yarın sabah şatonun bahçesinde toplanacaksınız.

Sonra da Kara Orman’a gideceksiniz. Seetha’nm altınlarını bulup getiren…” Ellerini ovuşturdu. Büyük ödülü alacak!” “Hurra!” Bu kez herkes katılmıştı. Erica çığlıkların arasından seslendi: “Wiglaf! Seetha’nm altınlarını bulacağıma eminim. Angus’la birlikte bana takılın. Ödülü paylaşırız.” Wiglaf başıyla onayladı. Ödül, altınların bir bölümü olsaydı bari. Böylece Ejderha Avcıları Okulu’na olan yedi kuruş borcunu ödeyebilirdi. Pinwick’teki açgözlü ailesine de biraz para gönderebilirdi ayrıca. Asıl önemlisi altını bulursa bir ihtimal (yalnızca bir ihtimal) Mordred artık onunla uğraşmayı bırakabilirdi.

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir