Kate McMullan – Ejderha Avcıları 6 – Kötü Cadının Laneti

Mcera başlıyor! diye düşündü Wiglaf, neeyle. Angus ve Erica ile birlikte, Ejderha Avcıları Okulu’nun köprüsünde duruyorlardı. Sör Lancelot’u kurtaracağız! Ejderha Avcıları Okulu’ndan bir grup öğrenci, üç maceracının yola çıkışını izlemek için gelmişlerdi. Wiglaf sabırsız bir tavırla çantasını karıştırıyordu. Müdür Mordred şu “hoşça kal” konuşmasını ne zaman bitirecekti acaba? Mordred köprüde duruyordu. “Eğer Sör Lancelot size bir ödül önerirse, alın!” dedi maceracılara. “Ama unutmayın; alman bütün ödüller bana teslim edilmelidir! Şey, yani… Ejderha Avcıları Okulu’na aittir.” 9 Wiglaf kaygılıydı. Sör Lancelot’u nasıl kurtaracaklardı? Şövalyenin kötü ruhlu ikizi Leon, Sör Lancelot’u lanetlemesi için Morgana le Fay’e para ödemişti. Wiglaf bu lanetin ne olduğunu bilmiyordu. Tek bildiği, Sör Lancelot’un en son Camelot yakınlarında bir yerlerde görüldüğüydü. Sör Lancelot yoldan çekilince, Leon ağabeyinin yerini almıştı. Hatta Sör Lancelot’un kendi miğferini ve zırhını bile giymişti. Silahtarları olarak tanıttığı Boğum ve Kısık ile birlikte Ejderha Avcıları Okulu’na gelmiş, hepsi birlikte Mordred’in altınlarını çalmaya kalkışmışlardı! Ama Erica, Angus ve Wiglaf onları yakalamışlardı. Şimdi üç hırsız Ejderha Avcıları Okulu zindanmdaydılar.


Wiglaf ve arkadaşları ise Sör Lancelot’u kurtarmak için yola çıkıyorlardı; tabii Mordred konuşmayı keserse! Sonunda Mordred sustu. Bileğindeki güneş saatini kontrol etti. “Nerede şu sersem rahip?” diye mırıldandı. “Birkaç yüz el ilanı yazmak ne kadar sürer ki?” “Efendim!” diye seslendi Erica. “Lütfen! Gitmemiz gerek!” 1 0 “Evet, evet,” dedi Mordred. “Bu arada, Tava’ya çantalarınıza sandviç koymasını söyledim.” “Ne tür sandviçler Mordred Dayı?” diye sordu Angus, hevesle. “En sevdiklerinden!” dedi Mordred, gururla. Angus’un yüzü aydınlandı. “Ah, yaşasın!” diye bağırdı. “Yani peynirli domuzburgerler!” “Şey, hayır…” dedi Mordred. “Nefis puding doldurulmuş sandviçler. Midenizi tok tutar.” Wiglaf homurdandı. Lümpen pudinginden nefret ediyordu! O tuhaf, sümüklü yeşil çamurdan aldığı bir lokma bile bütün iştahını kaçırmaya yetiyordu.

O sırada Ejderha Avcıları Okulu kütüphanecisi Birader Dave ana kapının yanındaki kulübeden dışarı çıktı. Cüppesinin izin verdiğince hızlı koşarak köprünün üzerinden onlara doğru geldi. Elinde bir yığm parşömen vardı. “İşte buradalar, efendim,” dedi rahip, nefes nefese. El ilanlarını Mordred’e teslim etti. Mordred bir tanesini kontrol etti. Sonra gülümseyip el ilanlarından birini herkesin görebileceği şekilde kaldırdı: 11 Resmi Ejderha Avcıları Okulu Testi Erkek çocuğu musun? 1 j i-1 evet O hayır ö emin değilim I \ Yedi kuruş bulabilir misin? | | L evet O hayır O mutlaka < Eğer bu sorulardan en azından ikisine \ “EVET” cevabı verdiysen, tebrikler! EJDER- | HA AVCILARI OKULU’nda öğrenci olmak j için gereken özelliklere SAHİPSİN! Mezun- $ larımız ejderha öldürüp zengin olur. Gelece- \ ğine yatırım yap; hemen okula kaydol! Muhteşem Mordred, Okul Müdürü “İşte, evlat,” dedi Mordred. “Şunları yolculuğunuz sırasında karşılaştığınız insanlara dağıtın.” “Ama benim çantam çok ağır,” diye sızlandı Angus. “O halde sen al, Eric,” dedi Mordred. Mordred, Erica’nm testteki ilk soruya verebileceği cevabı bilmiyordu. Sadece erkek öğrencileri kabul eden Ejderha Avcıları Okulu’na gidebilmek 1 2 için, erkek kılığına girmişti. Wiglaf, onun sırrını hilen tek öğrenciydi. Aslında Eric, Kraliçe Barb ve Kral Ken’in biricik kızları Prenses Erica idi.

Erica, sırrını öğrendiği takdirde Mordred’in kendisini okuldan atacağına inanıyordu. Ama Wiglaf artık Mordred’i tanımıştı. Prenses Erica, Mordred’in en sevdiği türden bir hâzineye bedeldi; altına! “Benim çantam da dolu, efendim,” dedi Erica. “Gerekirse diye Sör Lancelot için yanıma ilkyardım çantası aldım. Onu kurtardıktan sonra kendisine vermek için Sör Lancelot’un miğferini de.” Onu kurtarmak, diye düşündü Wiglaf. Peki nasıl? İçinde büyük bir huzursuzluk vardı. “Wiglaf,” diye gürledi Mordred. “El ilanlarını al.” Wiglaf tartışmanın bir işe yaramayacağını biliyordu. El ilanlarını çantasına tıktı. Neredeyse bir ton çekiyor olmalıydılar! Ama en azından artık yola çıkabilirlerdi. Domuzu Papatya’nm kendisini dürtüklediğini fark etti. “Iglaf-way!” dedi Papatya. Büyücü Zelnoc ona büyü yaptığından beri, Domuz Latincesi konuşuyordu.

“Ütfen-lay! Eni-bay de-day anında-yay ötür-gay!” D Wiglaf eğildi ve domuzuna sarıldı. “Bu, kısa bacaklı bir-domuz için fazla uzun bir yolculuk.” “Isa-kay acak-bay?” dedi Papatya, gözlerini kocaman açarak. “En-bay ısa-kay acak-bay lyımmay?” “Bize ayak bağı olursun,” dedi Wiglaf. “Ayrıca senin tehlikede olmanı istemiyorum.” “En-bay ehlike-tay çin-iyay aşıyorum-yay!” dedi Papatya. “Ben yokken uslu bir domuz ol, tamam mı?” dedi Wiglaf. “Lu-usay omuz-day, fff-öyay!” diye homurdandı Papatya. Sonra da yaşadığı tavuk kümesine doğru sıkıntılı bir şekilde uzaklaştı. “Boş yere vakit kaybetmeyin,” diyordu Mordred. “Ödülü alıp hemen buraya dönün.” “Peki, Mordred Dayı,” dedi Angus. “Haydi bakalım o halde,” dedi Mordred. “Kaybolun!” “İleri! Marş!” diye bağırdı Erica. Avcılar Yqlu’nda yürümeye başladı.

Onun arkasından yürürken, Wiglaf biraz daha rahattı. Neşeli çığlıklar hâlâ kulaklarında çınlıyordu. Nihayet yola çıkabilmişlerdi. H YfoCcuIuMarm Q ürfrizlcri ({Jardır w yiglaf gülümsüyordu. Sıra sıra tepeler önY Y lerinde uzanıyor, uzakta Bataklık Netıri’nin köpükleri görünüyordu. Derin bir nefes aldı. Havadaki macera kokusunu alabiliyordu! Yoksa… bu sadece nehirden gelen balık kokusu muydu? Ah, ne fark ederdi ki? Sonuçta maceraya atılmıştı ya işte! Erica bir şarkı tutturdu:

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir