Kate McMullan – Ejderha Avcıları 7 – Beyin Gücü Turnuvası

java, “Siz üçünüz!” diye seslendi Ejderha \vcilari Okulu’nun mutfağına telaşla girerken. Wiglaf, Angus ve Erica, mutfak lavabosundaki işlerinden başlarını kaldırarak ona baktılar. Bütün öğleden sonralarını Temizlik dersinde geçirmişler, yağlı tavaları ve tencereleri yıkamışlardı. “Biz üçümüz mü?” diye sordular bir ağızdan. “Burada siz üçünüzden başka kimse var mı?” dedi Tava. “Başka kim olabilir ki? Mordred sizi görmek istiyor. Bulaşık fırçalarınızı bırakın…” Üç bulaşık fırçası, tencerelerin içine düştü. 9 “Doğruca Mordred’in ofisine gidin,” dedi Tava. “Hemen!” Üç arkadaş, Ejderha Avcıları Okulu mutfağından koşarak çıktılar. “Angus,” dedi Wiglaf, koşarlarken. “Sence Mordred bizden ne istiyordur?” Angus omuz silkti. “Ne isteyecek?. Muhtemelen ofisini temizlememizi istiyordur.” “Ya da kümesi,” dedi Erica.

Wiglaf arkadaşlarının haklı olabileceğinden korkuyordu. Ejderha Avcıları Okulu’nun müdürü asla öğrencilerini iyi işler için çağırtmazdı. Belki de sandıklarından daha fazla yapılacak iş vardı. Belki daha da kötüsü… Wiglaf, Mordred’in onu işlerinden hiç uzaklaştırmaması, dinlenmesine bile izin vermemesi konusunda Angus’un ne düşündüğünü merak ediyordu. Erica’nm onca bulaşık konusunda ne düşündüğünü de merak ediyordu doğrusu. Wiglaf dışında hiç kimse, onun aslında Kraliçe Barb ve Kral Ken’in kızı Prenses Erica olduğunu bilmiyordu. Erica bir ejderha avcısı olmayı çok istediğinden, erkek kılığına girerek adının Eric 1 0 olduğunu söylemiş ve okula katılmıştı. Mordred’i aldatmayı başarmıştı. Sadece erkeklerin kabul edildiği Ejderha Avcıları Okulu’na kaydolmayı başarmıştı. Babasının sarayında Erica’nın bulaşık filan yıkamadığına şüphe yoktu ama yine de hiç şikâyet etmiyordu. Üçü birlikte müdürün odasına geldiler. Angus ağır ahşap kapıyı tıklattı. “Gir!” diye gürledi Mordred. Sessizce içeri girdiler. Wiglaf, Mordred’in büyük masasına dönük olarak yerleştirilmiş tabureleri görünce şaşırdı. “İçeri gelin,” dedi Mordred, eliyle onları çağırarak.

“Oturun.” Oturdular. Wiglaf, Mordred’in masasının üzerinde duran üç tane mürekkep hokkasını gördü. Her hokkanın yanında bir tane tüy kalem vardı. Mordred neyin peşinde acaba? diye merak etti Wiglaf. “Siz üçünüz sürekli laboratuvardasmız,” diye başladı Mordred, masasının üzerinde duran parşömenlerden birini alırken. “Ne laboratuvarı Mordred Dayı?” diye sordu Angus. n “Kuzey Kulesi’ndeki laboratuvar işte,” dedi Mordred. “Hani o kitaplarla dolu olan.” “Kütüphaneyi mi kastediyorsunuz efendim?” diye sordu Erica. “Aman, ne fark eder, laboratuvar, kütüphane, aynı şey,” dedi Mordred, omuz silkerek. “Demek istediğim, kitapları seviyorsunuz. Belki bir tanesini okumuşsunuzdur da.” “Aslında birçoğunu, efendim,” dedi Wiglaf. “Güzel!” Mordred sırıttı.

“Çünkü duyduğuma göre, okumak insanın bilgisini artırabiliyormuş.” “Bu doğru, efendim,” dedi Erica. “Ben Sör Lancelot hakkında yedi kitap okudum ve…” “İyi, iyi. Şimdi bakalım başka ne biliyorsunuz,” dedi Mordred. Parşömenleri dağıtmaya başladı. “Bunlar cevap kâğıtlarınız.” Wiglaf parşömenlerden birini aldı. Üzerinde sayılar ve içlerinde minik a, b, c ve d harfleri bulunan daireler vardı. “İşte bunlar da test kitapçıklarınız,” dedi Mordred. Masaların her birine birer tane bıraktı. 12 Balmumuyla mühürlendiklerinden, öğrencilerin kitapçıklarm içine bakması mümkün değildi. “Bu ne testi, efendim?” diye sordu Erica. “Şşştt!” dedi Mordred. “Konuşmak yok! Bu BBT – OB” “Ne anlama geliyor, efendim?” diye sordu Wiglaf. “Berbat Bir Test – Ortaçağ Basımı,” diye cevap verdi Mordred.

“Aslında bütün gün süren bir test ama ben bütün gün bekleyemem. Bu yüzden çabuk olun, çocuklar. Bu test bana üçünüzün ne kadar akıllı olduğunuzu gösterecek.” “Bunu neden bilmek istiyorsunuz Mordred Dayı?” diye sordu Angus. “Başka soru yok!” dedi Mordred. “‘Başla!’ dediğimde başlayacaksınız. Hata yapmayın,” diye ekledi. “Çünkü henüz silgi icat edilmedi. Hazır mısınız?” Mordred’in menekşe rengi gözleri sırayla Wiglaf a, Angus’a ve sonunda da Erica’ya döndü. “Başla!” Wiglaf balmumu mührü kırdı ve test kitapçığını açtı:

.