Mehmet Azim – Kralin Ruyasi

Evvel zaman içinde, Kalbur saman içinde, Hayvanlar oyun oynarmış, Büyük orman içinde. Kar yağmış beyaz beyaz, Gece olmuş ayaz. Gerisini merak edersen Sabretmelisin biraz. Bahar gelmiş. Karlar erimiş, dereler şırıl şırıl akmış. Arılar çiçek çiçek dolaşıp bal yapmaya başlamış. Otlar yeşermiş, renk renk çiçekler açmış. Kelebekler uçmaya, kuşlar ötüşmeye başlamış. Kış boyu uyuyan orman, baharda yeniden canlanmış. Geyik sürüleri böyle güzel bir ormanda yaşarmış. Burası, Kaf Dağı’na yakın ormanlardan biriymiş. Bu ormanda onlarca geyik sürüsü bulunuyormuş. Ormanın çevresinde yeşil otlar, büyük palamut ağaçları varmış. Ormanda yaşayan geyik ailelerinden biri de Mozi ailesiymiş. Bahar mevsiminin gelmesiyle onların sevinçleri daha da artmış.


Sevinçlerinin asıl kaynağı ise minik bir yavrularının dünyaya gelişiymiş. Herkes, yavru geyiğin dünyaya gelmesine çok sevinmiş. Annesi doğum yapınca, evin büyük çocuğu Pudi, annesinin yanına gelmiş. Elinde bir demet kır çiçeği varmış: – Anneciğim, geçmiş olsun! Kendini nasıl hissediyorsun, demiş. Anne geyik: – Teşekkür ederim, Pudiş’im. Sen nasılsın? Eminim, kardeşinin dünyaya gelmesine sevinmişsindir. Pudi: – Ben çok iyiyim, anneciğim. Çok mutluyum. Bir kardeşimin dünyaya gelmesine çok sevindim. Bak, bu çiçekleri de sana getirdim. Kardeşim ne kadar da şirin. Onu sevebilir miyim? – Tabi sevebilirsin yavrum. Ama dikkat et, onu incitme! Pudi, kardeşiyle ilgilenmeye başlamış. Baba geyik ise palamut ve ot toplamaya gitmiş. Pudi, minik kardeşini yanına almış.

Onu doya doya sevmiş. Kahverengi tüylerini okşamış. Gözlerine sevgiyle bakmış. Eee, artık Pudi, abla olmuş! Onun da sorumlulukları varmış. Kardeşinin bakımında o da görev almalıymış. Anne geyik: – Pudiciğim, biliyorsun. Kardeşine isim vermemiz gerekiyor. Bu konuda senin düşüncen var mı, ne dersin? Bu küçük yaramaza bir isim önerir misin? Pudi: – Şey, bana mı söylüyorsun anne? Ben hiç düşünmedim. Ama bundan sonra düşüneyim. Pudi, biraz düşünmüş. Aklından birçok isim geçirmiş. Bir anda: – İşte, buldum! Anneciğim, kardeşime “Reni” ismini verelim. Ben bu ismi çok seviyorum, demiş. Anne geyik: – Neden olmasın! Reni, çok güzel bir isim. Babana da soralım.

O da uygun görürse minik yavruya “Reni” ismini verelim. Yiyecek toplamaya giden baba geyik, bir süre sonra gelmiş. Reni ismini o da çok beğenmiş. Sonunda ailenin ortak kararıyla minik geyiğe Reni adı verilmiş. Pudi, kardeşine, kendisinin önerdiği isim verildiği için çok mutlu olmuş. “Ailem benim düşüncelerime de önem veriyor! Bana da değer veriyorlar!” diye içinden geçirmiş. Minik Reni, ailesinin neşe kaynağıymış. Pudi’nin en büyük eğlencesi, minik Reni ile ilgilenmekmiş. Onunla oyunlar oynuyor, çok eğleniyormuş. – Hadi Reni, gel Reni. Koş Reni, zıpla Reni. Beni yakala Reni! Reni, bazen nazlansa bile ablasının çağrılarına karşılık veriyormuş. İki kardeşin birlikte oynaması, eğlenmesi Mozi ailesini mutlu ediyormuş. Pudi, yaz boyunca kardeşiyle ilgilenmiş. Ona en güzel otlardan, en taze palamutlardan getirmiş.

PUDİ’NİN DUASI Hava soğumuş, yapraklar sararıp dökülmeye başlamış. Geyiklerin, yiyecek bulabilmeleri için şimdi daha fazla gezmeleri gerekiyormuş. Değişen hava şartları ile birlikte Reni hastalanmış. Reni: – Anne, anneciğim! Kendimi çok hâlsiz hissediyorum. Reni’nin hastalanması, en çok Pudi’yi üzmüş. Pudi, annesine: – Anneciğim, Reni’nin hastalanmasına çok üzülüyorum. Kardeşim iyileşecek, değil mi? Ne olur, kardeşim iyileşsin, demiş. Anne geyik: – Umarım kardeşin iyileşir. Baban doktora gitti. Doktor gelecek, Reni’yi muayene edecek. Ona ilaç verecek. İlacını verelim. Daha sonra kardeşinin iyileşmesini beklemekten başka çaremiz yok, demiş. Baba geyik, doktora gitmiş. Doktor: – Merhaba, hoş geldin baba geyik.

Nasılsın? Baba geyik: – Teşekkür ederim doktor. Bizim küçük Reni çok hasta. Onun için geldim. Onu muayene edebilir misin, demiş. Doktor: – Küçük yaramaza ne oldu? Çok sağlıklı bir yavruydu. Umarım önemli bir rahatsızlığı yoktur! Hadi, gidip bakalım. Doktorla baba geyik, ailenin bulunduğu yere gelmiş. Doktor, en şifalı bitkilerden yaptığı ilaçları da yanına almış. Doktor: – Merhaba anne geyik! Merhaba Pudi, diyerek ailedekileri selamlamış. Sonra: – Bakalım, küçük yaramazın neyi varmış? Merhaba Reni, demiş ve onu muayene etmeye başlamış. Reni’yi iyice kontrol etmiş. Kalbini dinlemiş, boğazına bakmış.

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir