Muhammet Bozdag – Dusun ve Basar

Bu kitap acıları ezmeye hazırlanan insanların diliyle yazıldı. 1999 yılının başında, yer yüzünün yüksek ruhlu varlıklarına, coşturucu bir mesaj bırakmak istedik ve bu kitap size sunuldu. Kitap olağanüstü bir hızla yayıldı; okuyanlardan yansıyan müthiş coşkuları ve duygusal kaynaşmaları mektuplar ve e-postalar formunda almaya devam ediyoruz. Ne yazık ki binlerce mesajın tümüne doğrudan karşılık verebilmemiz imkansız. Böylesi bir coşkunun haddimizin ötesinde olduğunun bilincindeyiz. Sonuçta “Düşün ve Başar”ı 18. baskısından itibaren yeniden yapılandırdık; içerik çerçevesini sistemli hale getirdik; sunumunu değiştirdik. Kitabın yeni kimliğini çok daha coşturucu ve kucaklayıcı bulacaksınız. Kitabı okuyanlardan Hilal Öz, “Her kelimesinin anlamı var. Hiçbir cümlesi boş değil” diye yazıyordu. Ayşegül Yazıcı kitabı okuduğunda, “kendini, uzaya fırlatılmak üzere hazırlanan bir füze gibi hissediyordu.” Kitabın sonundaki anket formuna gönderilen olağanüstü değerlendirmeler, hak edilenin çok üzerinde. Belki de bu durum, içimizdeki “başarma” arzusunun patlama noktasına gelmesinden kaynaklanıyor. Basında kitabı değerlendirenlerden Mustafa Ünal, “gizli yeteneklerin keşfine dair vurguları çok çarpıcı” buluyordu. “Değişim Kuşağındakiler” kitabının yazarı Nejat Sezik, bu kitabı “yerli sistem geliştiricilerin ilkieri arasında” sayıyordu.


“Ömür Boyu Aşk” kitabının yazarı Cemil Tokpınar, “Kişisel gelişim kitapları içinde böylesine yeterli, etkili ve pratik formüller ihtiva eden yerli bir kitap okumadığımı itiraf etmeliyim” diyordu. çoğuna burada değinemediğimiz yorumların sahiplerine teşekkür ediyoruz. Kitabın iç tasarımını gerçekleştiren ismail Fatih Ceylan’a, kapağını tasarlayan Salih Koca’ya ve hiçbir desteği esirgemeyen Yayınevi müdürü Selahaddin Arslan’a teşekkür ediyorum. Kitabın maddi kimliğini kendilerine borçluyum, ayrıca görüş, uyarı, ilgi ve destekleriyle kitabın şimdiki konuma gelmesine katkı sağlayan Cemil Tokpınar’a, ibrahim Özdemir’e, Mustafa Parıldı’ya, Yaşar Erdoğan’a, Murat Zengin’e, Seyfettin Bulut’a; Konuralp Akgül’e, Tayfun Onmuş’a ve burada belirtemediğim herkese çok teşekkür ediyorum. Bu arada eşim Dr. Nilgün hanımın çok önemli katkılarını saygıyla anıyorum. Bu kitabın tüm manevi değeri, ona katkı sağlayanlara ve destekleyenlere aittir. Bu kitabı okuduğunuzda şunu anlayacaksınız: insanları yükselttiğiniz kadar yükseltileceksiniz. Bize verdiğinizden fazlasını size vermeye mahkumuz. Her bir iyiliğiniz kopyalanır ve katlanarak size döner. Bir tek sima ile bize gülümsersiniz, biz huzurunuzdaki yüzlerce insan, yüzlerce tebessümle karşılık veririz. Bir tek sevgi dolu kalp, binlerce kalbe sevgi doldurur. Bu kitap ruhunuzu canlandırmanızı teşvik ediyor. Sırtınızdaki yüklerin çoğu hayalidir ve farkında olmadığınız kadar güçlüsünüz. Elinizde, iyi ki okudum” diyeceğiniz kitaplardan birini tutuyorsunuz.

Muhtemelen siz de bu kitabı önce sıradan sanacaksınız; ancak okuduğunuzda, “sıra dışı olduğunu” göreceksiniz. Yepyeni ufuklara açılmaya ve olağanüstü bir hayata başlamaya hazırlanıyorsunuz. insan tek bir cümleyle yıkılabilir; bir damla gözyaşında cenneti bulabilir. Karanlıkları dağıtın! Başarmak, düşünmediğiniz kadar kolaydır. Muhammed Bozdağ mbozdag@yetenek.com Dikmen lAnkara NASIL OKUYACAKSINIZ? Kitabın kapsamlı şekilde hafızada kalmasını sağlayacak bir kaç basit adım önereceğim. Adımları sırayla uygulamalısınız. 1. Yüzeysel inceleyin: Okumadan önce, kitap hakkında zihninizde hayali bir dosya açın. Tüm ana ve alt bölümleri ve aralarındaki bağlantıları inceleyerek, bunların kitabın adıyla ilişkisini kurun; kitabın genel çerçevesini algılayın. Böylece okurken edineceğiniz her bilgi, beyin kütüphanenizde adresi belli raflara yerleşir. 2. Derin inceleyin: Her bölümü, alt başlıklarıyla ve başlıklar arasındaki mantıksal ilişkilerle inceleyin. Bölüm sonlarındaki özetleri ve her bölüm boyunca koyu gösterilen cümleleri okuyun. Bu yolla, her bölümün yaklaşık çerçevesini kavramış; bu adımla birlikte eserin zihinsel haritasını çizmiş olacaksınız.

Bilginin bütününü bilmeyen, parçasında boğulabilir. 3. Sorgulayın: incelemeleriniz sırasında beyninizi soru yağmuruna tutmalısınız. Böylece, okuma sırasında bilinciniz cevapları yakalayacaktır. Bilgileri siz alırsanız, öğrenirsiniz; bilgiler size verilirse ezberlersiniz. Hayatınızda devrim yapacak bilgiler, sorularınıza cevaben sizin aldığınız bilgilerdir. Sorularınızın cevabı olmayan bilgiler kolaylıkla hatırlanamazlar. 4. Okumayı Planlayın: Her okuma seansında, ne kadar süre ve yaklaşık kaç sayfayı, aralıksız okuyacağınızı belirleyin. Okuma süresini üçe böleceksiniz: Bir saat süreyle okuyacaksanız, ilk 5-10 dakikada, hedeflediğiniz bölüm üzerinde yukarıdaki çalışmaları yeniden yapacaksınız. Son 5-10 dakikada ise okuduğunuz bölüm üzerinde, 6. madde de belirtilen tekrarlamayı yapacaksınız. 5. Okuyun: Okuma sırasında, sadece önemli ibarelerin altını çizin. sayfa kenarlarına, hizasındaki paragrafla ilişkili hatırlatıcı kelimeler yazın: Başlıklara, koyu yazımlara, özetlere ve madde sıralamalarına özellikle dikkat edin.

ilişkili gördüğünüz her tecrübenizi ilgili paragrafın yanına kısaca not edin. 6.Tekrarlayın-hatırlayın: Okuduğunuz sayfaları, altını çizdiğiniz cümleleri, yazdığınız hatırlatıcı kelimeleri ve diğer notlarınızı hızla gözden geçirin. Bundan sonraki okuma seansına, bu seansta okuduklarınızı gözden geçirmeden başlamayın. 7. Yaşayrn-Uygulayın: Yaşamadığınız bilgi, size değer katmaz. Yaşantınızda canlanmayan bilginin beyninizdeki soyut formu, ancak kalbinizi kemirir. içinizde ve dışınızda yaşattıklarınız kadar canlısınız. Şimdi öğrendiğinizin şimdi size ait olması, onu şimdi yaşamamza bağlıdır. Yüksek sevgi, sevginin yüksekliğiili bileni değil, yüksek sevgiyi yaşayanı yükseltir. Kitabınızın bölüm sonlarında size verdiğimiz tablolar, öğrendiklerinizi uygulamanızı kolaylaştırmayı amaçlıyorlar. Israrla uygulayın; bu kitabın bir bilim kurgu olmadığını göreceksiniz. 8. Anlatın-Öğretin: Öğrendiklerinizi, öğreterek koruyabilirsiniz. (ömertçe öğretin; cesaretle anlatın.

Aldıklarınızı verin. Zihninizde gizledikleriniz, zihninizle birlikte söner; ama verdikleriniz sonsuza kadar kalbinize akar. Dostlarınızın hayatını değiştirecek bir söz söylemekle hem kendinizi, hem de insanlığı değiştirirsiniz. Sizi kimse dinlemiyorsa, bildiğinizi kendinize anlatın. Hayalleriniz boşa gitmiyor: Ruhunuzu dinleyen meleklerin dostluğu, bilgilerinizi korumayı başarmanıza yetecektir. GiRiş Dağlar gibi dalgalarıyla boğuşacağınız bir okyanusta doğarsınız. Yönettiğiniz gemi, buz dağlarının arasından sarsılarak geçecektir. Gece doğar dünyanızda ve kararan gök üzerinize çöker. Güneş döner ve uslu ufkunuzun ucundan yine gün doğar. Kanayan semanın öteki ucundan geminiz gelir. Altınızda buz dağlarını, üstünüzde bulut vadilerini izlersiniz. Geminize bakarsınız: Soğuk bir kış mevsiminde, iki mavi bir beyaz arasında yapayalnız kalan Titank tehlikededir. insanların yolculukları Titanic’lerin yolculuklarına benzer. Kaptanlar gemilerine rota tayin etmezlerse, uğrayacakları sonuç aynı olacaktır: Batmak. Dalgalar merhametsiz, derin sular acımasızdır.

Elinizdeki kitap başarı yolculuğumuzun temel adımlarını -bölümlerini- anlatıyor. Her bir bölümde önce (a) o “Konunun Önemini” göreceğiz. Sonra da, o adımda (b)(b) yüzleşeceğimiz “Temel Engeller” karşımıza çıkacak. Ardından, o adımı aşabilmek için (c) (c) kullanabileceğimiz “Çözüm Teknikleri” üzerinde duracağız. Elinizdeki kitabın her ana bölümünü, bu üç temel başhk çerçevesinde algılamalısınlz. Başarı yolculuğumuzu, ikişer ikişer birbirine bağlı on adımda tamamlayacağız. Adımların her biri, üst üste basamaklar gibi zincirleme olarak birbirlerini etkilerler. Bir alt adımı başarıyla yerleştirmeden üst adımda zorluk çekeriz. ilk adım “büyük düşünmektir.” Önce beynimizde çallşacağız ve düşünce yeteneğimizi geliştireceğiz. ikinci adım, kalbimize odaklanarak, “coşkuyu geliştirmek” olacak. Bu temel yapı üzerinde “hedef belirleme” adımına sıçrayacağız. Sonra da belirlediğimiz her bir hedef için “yöntem belirleme” boyutuna geçeceğiz. Yeni bir sıçrama yapabilmemiz için “şiddetli isteme” adımına geçeceğiz. Şiddetli isteklerimizin üzerini “coşkuyu geliştirme” adımıyla güçlendireceğiz.

Birbiriyle bağlantıll diğer iki adımdan biri, “hemen yapma” alışkanlığını kazanma; diğeri de “şimdiyi yaşama” bilincini geliştirmedir. Nihayet son ikiliye ulaşıyoruz: 9. adım “mazeretierden kurtulmak”; 10. adım ise, “eseri tamamlamak” olacaktır. BÜYÜK DÜŞÜNMEK Büyük olmak, büyük sonuçlara ulaşmak değil; büyük düşünmek, büyük hissetrnek ve büyük davranmaktır. “.: I……ADIM:,_ÜYÜKDÜŞÜNME Giriş Başarının ilk adımı düşünebilmek, başarıyı geliştirmenin yolu da düşünceyi geliştirebilmektir. Beynimizin düşünme kapasitesine yönelen saldırılar hayatımıza yönelen saldırılardır. Başkalarının bize ideal kazandırmasını umarsak kıyamete kadar bekleriz. Sırları keşfedebilecek zihin, düşünmekte ısrar eden zihindir. Düşüncesini sınırlayan, eylemlerini sınırlar. Hayallerini küçültenlerin hayatları da küçülür. Düşüncenizi esnetmeyi öğreneceksiniz: Hiç düşünmediklerinizi, kimsenin düşünmediğini, daha büyük, daha yüksek ve karmaşık düşünmeyi öğreneceksiniz. A) KONUNUN ÖNEMİ Büyük düşünmek başarının temelidir: Varlık düşünceyle başlar, düşüncelerinizle gelişirsiniz ve hayallerinizi yaşarsınız: 1. Varlık Düşünceyle Başlar Var oluş düşüncede başlar.

Her şey vücut bulmadan önce Ezeli Hakim’in ilminde vardı. Bedeninize yaşatacaklarınızı önce zihninizde yaşarsınız. Geleceğinizi yönetmek istiyorsanız; geleceğinizi önce zihninizde izleyeceksiniz; geleceğinizin hayali mimarisini adım adım planlayacaksınız. Her hayal ettiğinizi yaşamayacaksınız; ama hayal etmediklerinizi de yaşayamayacaksınız. Zihnimizdeki konu, zamanla detay kazanır; ayrıntıları belirginleşir. Düşündüklerimiz zamanla eylemlerimizi etkiler ve aklımızdan geçenleri arzulamaya başlarız. Bu yüzden’.eylemlerimizi, tercihlerimizi düşüncelerimize borçluyuz. Zübeyir Gündüzalp’in dediği gibi, “insan ne düşünüyorsa odur.” Hayatları sönük geçenlerin aslında düşünceleri sönüktür. Zekayla ilgisi yoktur bunun; hayal edebilmeyle, düşünebilmeyle ilgisi vardır. Dünyanız düşünebildiğiniz kadar genişleyecektir. Zihninizin bakabildiği yere kadar göreceksiniz. Ömrünüze katacağınız her zenginlik, mutlaka zihinsel zenginlinizden bir temel almış olacaktır. Başarının yolları üzerine yazılan kitaplar düşünmenin öneminden söz ederler.

Hatta bazıları “zihin gücü, beyin gücü, düşünce gücü” gibi kavramlara vurgu yaparken, düşünceyi “yaratıcılık olarak görürler. HayaL] olan yaratamaz; ölümlü olan vücut veremez; ama her şey düşünceye dayanır. Mevlana ne güzel söyler: “Kardeşim, varlığın ancak fikirdir, gerisi bir yığın et ve kemiktir.” Düşünce yaratmlyor, vücut vermiyor elbette, ama neyin yaratllacağını belirliyor. Yaratıcımız hayatımızın akışına vücut verirken, onu nasıl yaşamak istediğimize bakar. Dimmet der ki “Sistemli düşünmeyi alışkanlık haline getirmedikçe öğrenimin hiçbir değeri yoktur.” Rasgele düşünenler düşünmüyorlar. Einstein’ın vurguladlğl gibi, “insan, aklının sınırlarını zorlamadıkça hiçbir şeye ulaşamaz.” En büyük saldırılara uğrayan organımız beynimiz olduğu halde, değilonu geliştirmek, korumak için bile çaba sarf etmeyiz. Bu yanlış değil midir? .2. Düşüncenizle Gelişirsiniz Düşüncelerimiz eylemlerimizin kaynağıdır. Eylemlerimiz alışkanlıklarımızın nedenidir. Alışkanlıklarımız karakterimizi, kişiliğimizi şekillendirir. Karakterimiz ise geleceğimizi örgüleyen en önemli faktördür.

Geleceğimizi seçmekte büyük ölçüde özgür bırakıldık. Herkes yürüdüğü yolun sonunda var olana ulaşır. Tırmandığımz merdivene bakarak sonunda nereye yükseleceğinizi anlayabilirsiniz. Büyük geleceğe giden yol, büyük düşünceden baş’lar. Şimdiye kadar hiç yapmadığınız ölçüde büyük düşünmeye başlamalısınız. “Büyük Düşünmenin Büyüsü” isimli kitabında Dr. David J. Schwartz ilginç bir tespitini aktarıyor: ABD’de büyük bir şirketin yılda 10 bin dolar ödediği işlerine başvuranlaın sayısı, yılda 50 bin dolar ödediği işlerine başvuranların sayısından 50 ile 250 kat fazlaymış. insanların çoğu daha ucuz işlere başvuruyorlar. Bunun anlamı açık: Kendimizi o kadar küçümsüyoruz ki, yola yüksekten başlamaya cesaret edemiyoruz. Kartavar bizden daha mı yüksek? işe girmek istediğinizde, hangi görevleri düşünürsünüz? çoğu kimse “bir iş olsun da ne olursa olsun” anlayışındadır. çoğumuz

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir