Murat Sarıca, Rona Aybay – Faşizm

1914 -1915 yıllarında Ġtalya’da kendilerine * las-ci di combattimento » adını veren bir takım topluluklar ortaya çıkmıĢtı. Bu toplulukların amacı Ġtalya’nın Birinci Dünya SavaĢına katılmasını sağlamaktı. Bunun için, Ġtalya’nın savaĢa katılmasını istemeyenlere karĢı zora baĢvuruyorlar ve karıĢıklıklar çıkarıyorlardı. Ġtalya tarihinde 1893 de Sicilya’da «fasci» adı altında ortaya çıkan, sonuçsuz bir köylü hareketi de vardır. Ama faĢizmin kaynağı, «fasci di combattimento» hareketidir. Italyanın Birinci Dünya SavaĢına girmesini sağlamak için çalıĢan bu toplulukların yöneticilerinin çoğu, savaĢtan sonra faĢizm hareketinin de yöneticileri olmuĢlardır. Nitekim, sonradan Ġtalyan FaĢizminin bir numaralı adamı olan Mussolini de bu topluluklarda çalıĢmıĢtı. Mussolini, siyasete ilk olarak bir sosyalist partisi üyesi olarak atılmıĢtır. Mussolini, Sosyalist Partisi içinde kendine iyi bir yer sağlamıĢ ve partinin baĢlıca gazetesi olan «Avanti» nin baĢyazarlığına kadar yükselmiĢtir. 1914 sıralarında Sosyalist Partisi Italyanın savaĢa katılmasına karĢı idi. Nitekim, Mussolini de 13 FAġĠZM 1914 Ağustosundan Ekimine kadar Sosyalist Partisinin harbe karĢı açtığı kampanyaya katıldı. Ama daha sonra, Bolonya’daki bir parti toplantısında, Ġtalya’nın savaĢa girmesinden yana olduğunu açıkladı. Mussolininin bu düĢüncesine, Sosyalist Partisi içinde hemen hemen hiç kimse katılmamıĢtı. Bu durumda Mussolini’ye Sosyalist Partisinden istifa etmek düĢüyordu. Mussolini de istifasını verdi.


Mussolini’yi, 15 Kasım 1914 de Popolo d’Ġtalia gazetesinin baĢında görüyoruz. Mussolini, Popolo d’Ġtalia’da yayınlanan yazılarıyla, Ġtalya’nın savaĢa katılmasının yerinde olacağını savunuyordu. O sıralarda, Fransa ve Ġngiltere, Ġtalyanın kendi yanlarında savaĢa katılmasını sağlamak için ellerinden geleni yapıyorlardı. Bu yüzden, Popolo d’Ġtalia gazetesinin Fransız sermayesiyle kurulduğu söylenir. Ġtalya 25 Mayıs 1915 de Avusturya – Macaristan’a savaĢ ilân etti. Böylece Birinci Dünya SavaĢına, Ġngiltere ve Fransanın yanında katılmıĢ oldu. SavaĢın bitmesinden sonra, Mussolini eski askerleri, iĢsizleri, esnafları, bazı iĢçileri ve üniversite öğrencilerini yine fasci di combattimento’larda toplamıĢtı. Bu toplanmayı sağlayan etmenler, belirsiz bazı reform istekleri, aĢırı milliyetçilik ve özellikle sosyalistkomünist hareketine karĢı savaĢ düĢüncesiydi. Bu yıllar, Ġtaya için büyük güçlükler, sıkıntılar ve uzlaĢmaz çekiĢmeler yıllarıydı. SavaĢ sonra – 14 FAġĠZM sı, bir çok ekonomik sıkıntıar getirmiĢ, savaĢtan dönen eski askerler iĢsizlikle karĢılaĢmıĢlardı. Para değeri günden güne düĢüyordu. Bu durum, iĢçilerle kapitalistler arasındaki çekiĢmeleri arttırıyor-du. 1848 tarihli Anayasanın sağladığı sınırlı monarĢi ve liberal demokratik kurumların yetersizliği açıkça ortaya çıkmıĢtı. SavaĢ sırasında, savaĢın gereklerini sağlayabilmek için geniĢ bir üretime geçen endüstriyi barıĢ ekonomisine uydurmak, çözümü çok güç bir sorundu. Öte yandan, Ġtalyanlar, uluslararası konferanslarda ileri sürdükleri isteklerin kabul edilmemiĢ olmasından dolayı da umutsuzluğa düĢmüĢlerdi.

Bilindiği gibi, Ġtalya, müttefiklerin yanısıra Birinci Dünya SavaĢma katılmıĢtı. Ama zaferde kendilerinin de bir payı olduğuna inanan Ġtalyanlar, barıĢ konferanslarında ileri sürdükleri istekleri elde edememiĢlerdi. Ġtalyan halkı, savaĢta müttefikleri olan Fransız ve Ġngilizlerin, barıĢta kendilerini aldattığına inanıyordu. Ġtalyanlara göre, Ġtalya savaĢta zaferi sağlamıĢ, ama barıĢ konferanslarında yenilgiye uğramıĢtı. Ġç ve dıĢ politikada baĢarısızlığa uğrayan hükümetin otoritesi sarsılmıĢtı. Bütün bunlar, sosyalistlerin günden güne kuvvetlenmesine yol açıyordu. Çünkü, Sosyalist Partisi Ġtalyanın savaĢa girmet 15 FAġĠZM sine, baĢtan beri karĢıydı. SavaĢın getirdiği sıkıntılar, sosyalistleri haklı çıkarıyordu. Sosyalistler, Italyanın savaĢta sanki bir yenilgiye uğramıĢ olduğunu ve bu durumun Rusya’da olduğu gibi bir devrime yol açacağını ileri sürüyorlardı. Ġtalyan Sosyalist Partisi, 1919 Kasımında yapılan genel seçimlerde büyük bir baĢarı sağladı. Sosyalist partisi gerçekte 500’ü aĢan sandalyadan sadece 156 sini kazanmıĢtı ama, en çok oy alan ve en çok sandalyası olan parti de Sosyalist Partisi idi. Sosyalist Partisi milletvekilleri Parlâmentonun ilk toplantısına, yakalarına birer kırmızı karanfil takarak girmiĢler ve Kral açıĢ söylevini vermek üzere içeri girer girmez hepbirden dıĢarı çıkmıĢlardı. Sosyalistler, devrimci tutumlarını her yerde gösteriyorlardı. 1920 yılının Eylülünde Kuzey Ġtalya’da iĢçilerin fabrikalara el koyması, baĢlamıĢ bulunan karıĢıklığı daha da arttırdı. Yarım milyon iĢçi 600 fabrikayı ele geçirerek silâhlı koruyucularla sardılar, denetleme komisyonları kurdular.

Bir Ġtalyan yazarı o çağı Ģöyle anlatıyor: «Bankerler, büyük endüstriciler ve büyük toprak sahipleri sosyal devrimi kurbanlık koyun gibi bekliyorlardı.» Ama Sosyalistler için baĢarı ile baĢlryan, fabrikalara el koyma kampanyası baĢarısızlıkla sonuçlandı. Sosyalistler bu yolla iktidarı ele geçirememiĢler-di. Bu hareket artık elinden fırsatı kaçırmıĢtı. Sosyalist Partisi içinde bölünmeler ortaya çıktı. 1921 16 FAġĠZM de Komünistler, 1922 de de Reformcular, Sosyalist Partisi içinde ayrı bölükler olarak görülüyorlardı. Sosyalist Partisi, barıĢın kurulduğu 1918 yılından, emekçilerin fabrikalara el koyduğu 1920 Eylülüne kadar Ġtalyanın tek sağlam örgütlü ve halkça tutulan partisi olduğu halde, niçin iktidara gelememiĢti? Bunun nedenleri neydi? Ġtalyan sosyalist yazarlarından Pietro Nenni, Ġtalyanın o sıralarda içinde bulunduğu durumu Ģöyle yorumlamakta ve Sosyalist Partisinin iktidara gelememesini Ģöyle açıklamaktadır: «Sosyalistler, ülkenin bütün ilerici ve halkçı güçlerini kendi çevrelerinde toplayabilecek yetenekten yoksun bulunuyorlardı. Emekçiler, geniĢ halk yığınlarının çıkarlarını temsil edecek ve öncü olabilecek olgunluğa eriĢememiĢlerdi. Sosyalist Partisi, kendini 1915 yılının polemik havasından kurtaramamıĢtı. Hâlâ, savaĢa girmekten yana olanlar (interventista) ile tarafsızlıktan yana olanlar arasındaki çekiĢmeleri sürdürüyordu. Oysa savaĢ artık bitmiĢ, yeni sorunlar ortaya çıkmıĢtı. Ayrıca, Sosyalist Partisinin gerçekleĢtirmek istediği Ģeyler konusunda belirli ve kesin bir programı da yoktu. Sosyalistlerin Reformcu kolu, Cumhuriyetin ve parlamanter bir demokrasinin kurulması dıĢında belirli bir istek ileri sürmüyordu. Bir grup sosyalistler ise, elde edilebilecek olan her Ģeyi koparmaktan yanaydılar. Bunlar Sosyalist Parti 17 Forma : 2 FAġĠZM nin Maximalist grubuydu.

Maximalistler, proletarya diktatörlüğünü endüstri iĢçilerinin tek baĢlarına gerçekleĢtirebilecekleri gibi dogmatik bir görüĢ içindeydiler. Komünistler ise, gözlerini Moskova’ya çevirmiĢlerdi. Ġçinde bulundukları koĢulları kavramaktan uzaktılar. Öte yandan, endüstri iĢçileri ile tarım iĢçileri arasında da kuvvetli bağlar kurulamamıĢtı. Özellikle, endüstri iĢçileri ile yarıcılar ve küçük toprak sahipleri arasındaki bağlar yok gibiydi. Ülkenin kuzeyindeki ve güneyindeki hareketler birbirinden ayrı olarak geliĢiyordu. Kısacası, sosyalist hareket birlikten yoksundu. Ġtalyan sosyalistleri, liberal demokratik düzenin iĢlemesine engel olabilecek güçte olduklarını göstermiĢlerdi. Ama, bu düzeni yıkıp yerine yeni bir düzen de kuramıyorlardı, güçleri buna yetmiyordu. Bu durumda, Ġtalyayı üçüncü bir çözüm yolu bekliyordu. Bu da sağcı bir diktatörlük getiren karĢıdevrim olacaktı.» KarĢı – devrimi yapacak olan faĢistler, bir sosyalist devrimi olacağı konusunda uyanan korkuları durmadan iĢliyorlardı. FaĢistler, özellike, sosyalist devrimi korkusunun en yaygın olduğu orta sınıflar üzerinde etkili oluyorlar ve büyük sermayedarlardan yardım görüyorlardı. FAġĠZM ĠĢçilerin fabrikalara el koyması karĢısında hükümetin güttüğü politika bir «karıĢmama» politi-kasıydı. Bu arada, çoğu katolik olan iĢçilerin de baĢladıkları hareketi sonuna kadar götürmekten çekindikleri, devrimci gücü yitirdikleri göze çarpıyordu.

Bu olaylar iĢçi sınıfının devriminden korkan sınıfları birleĢtirmiĢti. Hükümet ve liberal burjuva çevreler, faĢistlerin kuvvetlenmesini, sosyalist devrimi önleyecek bir çare olarak görüyorlar ve kendi yararlarına kullanmak istiyorlardı. FaĢizmin iktidara gelmesinin, hükümet otoritelerinin yardımı ve desteği ile olduğunu faĢistler de kabul etmiĢlerdir. Özellikle, mahkemeler ve polĠ3 örgütü, faĢistlerin korkutma ve sindirme hareketlerini hoĢgörü ile karĢılamıĢlardır. 1920 de, liberal Gi-olitti kabinesi faĢist saldırganlıklarının, sosyalist ve komünistlerin kuvvetini kıracağını düĢünüyordu. Bu yüzden ordu kumandanlarının faĢistlere silâh ve kamyon vermelerine ve emekli subayların onlara kumanda etmelerine göz yumdu. O zamana kadar pek adları duyulmamıĢ olan faĢistler yavaĢ yavaĢ geliĢmeye baĢladılar. BaĢlıca dayanakları komünizm korkusu olan faĢistler, sürekli olarak korkutma hareketlerine giriĢiyorlardı. 1921 yılı Ocak ayında Bolonya’da Sosyalist Partisi merkezini basarak yaktılar. Bu olaydan ve polisin bu iĢe karıĢmamasından güven kazanan zengin sınıf, faĢistlere yardımı daha da arttırdı.

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir