Mustafa Pala – Altin Yumurtlayan Kaz

Kurdun biri, uzun süre karnını doyuracak bir av yakalayamamış. Yiyecek peşinde koşmaktan yorulmuş. Açlıktan iyice bitkin düşmüş. Av bulmak ümidiyle dolaşırken çayırda otlayan koyunları görmüş. Kurt, koyunları gözetlemeye başlamış. İçinden: – Şu koyunlardan birini kaçırıp mideme indirsem çok güzel olur. Böylece açlıktan da kurtulmuş olurum. Çok yakınımda bir sürü koyun varken ben gidip başka yerlerde yiyecek arıyorum. Olacak iş değil, demiş. Fakat çoban, koyunların başından bir an bile ayrılmıyormuş. Çoban, daha önce koyunların birkaçını kurda kaptırdığı için tedbirli davranıyormuş. Kurt, koyunları alıp daha rahat bir hayat sürmek için düşünmeye başlamış. Sonunda aklına bir fikir gelmiş: – Bir koyun postu bulup sırtıma geçirmeliyim. Böylece koyun gibi görünürüm. Sürünün arasına karışıp koyunlardan birkaçını kaparım, demiş.


Kurt bir gün, çobanın sakladığı bir koyun postunu gizlice almış ve onu hemen sırtına geçirmiş. Daha sonra çobanın dalgın bir anını kollamaya başlamış. Bir fırsatını bulup koyunların arasına karışmış. Koyunlar, kurdu kendilerinden biri sanmış; çoban bile onun kurt olduğunu fark edememiş. Koyunlardan biri: – Hoş geldin koyun kardeş! Sen bu sürünün yabancısısın galiba? Yüzün hiçbir koyuna benzemiyor fakat postun, koyun postu, demiş. Kurttan şüphelenmiş. Kurt da: – Duymadınız mı? Çoban beni pazardan alıp getirdi ancak bugün aranıza katılabildim, demiş. Kurt, o gün akşama kadar koyunlarla birlikte kırlarda dolaşmış, oynayıp zıplamış. Bir yandan da: – Koyun sürüsünün içindeyim fakat bir koyun bile yiyemiyorum. Dayanılacak gibi değil, diye düşünüyormuş. Sonunda, akşam olmuş, kurt da koyunlarla birlikte ağıla girmiş. Çoban, ağılın kapısını kapatmış. Kurt, koyunlarla baş başa kalmış: – Artık bir koyun yiyebilirim, diye seviniyormuş. Kurt, koyunlardan birini yeme konusunda acele etmemiş. Çobanın uyumasını beklemiş.

Çoban uyuyunca belki de birden fazla koyunu yiyebilirim, diye düşünmüş. O akşam, çobanın bulunduğu yere ailesi gelmiş. Çoban, yakın akrabalarına bir ziyafet vermeyi düşünmüş. Bunun için koyunlardan birini kesmeye karar vermiş. Çoban, ailesiyle birlikte bir süre sohbet etmiş. Daha sonra koyunların bulunduğu yere gelmiş. Yakaladığı ilk koyunu kesmeye karar vermiş ve sürünün içine dalmış. Hemen bir koyun yakalamış fakat koyunun postu çobanın ellerinde kalmış. Çobanın koyun zannettiği hayvan, kurt çıkmasın mı! Çoban ne olduğunu anlayamamış. Kurt, çareyi kaçmakta bulmuş, hemen ağıldan çıkmış. Ormana doğru koşmaya başlamış, köpekler de kurdun peşine düşmüş. Fakat onu yakalayamamışlar. Kurt, kendi kendine: – Koyunlardan birini kapıp karnımı güzelce doyuracaktım. Çoban da ağıla dönecek zamanı buldu! Yine elim boş döndüm. Karnımı doyurmaya çalışırken az kalsın canımdan olacaktım, kazdığım kuyuya kendim düşecektim, demiş.

Koyunlar da olup biteni endişeyle seyretmiş. İçlerinde bir kurdun olabileceği akıllarına bile gelmemiş. Bundan sonra, sürüye katılan her yabancı hayvanı çobana bildirmeye karar vermişler.

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir