Paul Strathern – 90 Dakikada Aristoteles

Kuzey Yunanistan’da, Halkidikya Yarım Adası’nın köylerinden biri olan Stagira’dan yükselen yamaçların tepesinde, pek de etkileyici olmayan bir Aristoteles heykeli bulunur. Filozofun ifadesiz yüzü çam ağaçlarıyla kaplı tepelerin üzerinden uzaklara, Ege denizinin mavi sularına bakar. Beyaz mermerden yapılmış heykel, güneşin kızgın ışınları altında parlar. Aristoteles’i omuzlarından açık bir elbiseyle tasvir eden heykelin sol elinde hafiften tahrip edilmiş bir yazı rulosu vardır. (Söylenenlere bakılırsa bu tahribat hediyelik eşya düşkünü, Arjantinli bir profesörün eseridir.) Heykeli taşıyan temel ta­ şın üzerine Yunanca şu kelimeler işlenmiştir: “Stagiralı Aristoteles” Aristoteles dünyaya gözlerini I.O. 384 yılında açtı. Ancak burada bulunan heykelin aksine, Aristoteles’in doğum yeri modern Stagira değil, – elimdeki rehbere göre – kalıntıları günümüze dek ulaşan ve buradan pek uzak olmayan aynı isimde antik bir köydür. Mermer Aristoteles’le hayal kırıcı buluşmamdan sonra, kalıntıların bulunduğu köye doğru yola koyuldum. Okuldan az önce çıkmış bir Batman, siyah plastik peleriniyle dönüp kıyıyı işaret ederken, bana o antik köyün, çok yakında, kıyıya doğru uzanan yolun biraz aşağısında bulunduğunu anlattı. Denize doğru inen bu bozuk yolda, kavurucu sıcağın altında bir saat kadar yürüdüm. Kayalık tepelerin üze­ rinde deli gibi gürleyen gök, şiddetli bir fırtınanın habercisiydi. Sonunda bir sürücü beni arabasıyla terk edilmiş sayfiye yeri ile madenci barınakları arasında ürkünç bir karışım olan Stratonion köyüne kadar götürdü. Issız sahilde kapalı olan bir cafe’yi onaran marangozdan, antik Stagira’nın kuzey yönüne uzanan eski bir yolun biraz uzağında bir yerlerde olduğunu öğrendim.


Demek ki yürümeye devam edecektim, çünkü beni arabasına alan yardımsever sürücü arabasıyla şimdiye dek yedi tepeyi aşm ıştı bile ve yakında uzakta başka hiçbir araç görünmüyordu. Sonbahar yağmurlarının, ülkenin bu bölümünde inanılmaz derecede şiddetli olabileceğini öğrenmem uzun sürmedi. Bana sonsuzmuş gibi gelen bir süre boyunca küçük bir kaya çıkıntısı- mn altında bekleyip durdum; bu arada tufan misali seller ağaçsız tepelerden aşığıya doğru akıyordu. Karanlıkta etrafımı saran şimşekler çakıyor, gök gürültüsü ise ortalığı inletiyordu. Doğanın bu hokuspokusu sona erdiğinde ne aradığım kalıntıları, ne de beni geri götürecek bir araç bulabildim. îliklerime kadar ıslanmış ve beni yanıltarak yanlış Stagira’ya getiren Aristoteles heykeli yüzünden kızgın bir haldeydim. Bu apaçık dolandırıcılıktı. Modern Stagira’nm, sırf aynı ismi taşıyor diye, kendisini Aristoteles’in doğum yeri olarak sunmaya hakkı yoktu. O zaman pekâlâ New Orleans’e de Orleanlı Azize Jan Dark’ın heykeli dikilebilirdi. Bu geziye harcadığım parayı güzel bir Aristoteles kitabına yatırabilirdim… Aristoteles, Makedonya’nın Yuna­ nistan’a ait bölümünde bulunan bir köyde, antik Stagira’da dünyaya geldi. Günümüzde Yunanlılar Türklere ne kadar sempati besliyorlarsa, İ.Ö. 4. yüzyılda da Makedonya’ya karşı o kadar sempatiyle bakıyorlardı. Ancak Stagira anavatandan kopuk değildi; Kiklad adalar grubuna bağlı Andros’tan kalkıp o yöreye yerleşen bir Yunan kolonisiydi.

Aristoteles’in babası Nikomakhos, Büyük İskender’in büyükbabası olan Makedonya kralı Amyntas’ın özel hekimiydi. Daha sonra derin bir dostluğa dönüşen bu ilişki, görünüşe bakılırsa Nikomakhos’a hatırı sayılır bir servet sağlamıştı. Stagira civarında ve Yunanistan’ın bazı diğer bölgelerinde gayrımenkuller edinmişti. Genç Aristoteles eğitimli hekimlerce belirlenen bir at­ mosferde büyüdü, ancak babasını çok erken yaşta kaybetti. Bunun üzerine, Anadolu’da bir Yunan kenti olan Atarneus’a gönderilerek, dayısı Proxenos’un himayesine verildi ( .Ç.n. Behramkale ). Birçok genç mirasçının yaptığı gibi, Aristoteles de, hiçbir rahatsızlık duymadan, kendisine miras kalan serveti har vurup harman savurm akta gecikmedi. Eski ve güvenilir olmayan aktarım lara göre Aristoteles elindekileri şarap, kadın ve eğlenceye yatırmış, hatta, sonunda para sıkıntısına düştüğü için, belirli bir süre orduya katılmak zorunda kalmış. Ardından Stagira’ya dönüp hekim olmuş. Otuz yaşına geldiğinde memleketi olan kente tekrar sırtını dönüp Platon’un akademisinde öğrenim görmek üzere Atina’ya gitmiş.

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir