Paul Strathern – 90 Dakikada Sokrates

Başlangıçta dünya vardı ve hakkında gerçekten pek bir şey bilmiyorduk. Buna rağmen hayatta kalabildik. İlk filozof dünya hakkında fikirler üretmeye çalışan şaşkın, taş devrinden kalma bir insandı: Neler olup bitiyordu? Olup bitenler ne demekti? Binlerce yıl boyunca insanların bu sorulara bulduğu cevaplar felsefeyle pek ilgili değildi; temelleri daha çok batıl inanca, efsanelere ve dine dayanıyordu. Bütün bu sorulara yalın bir felsefi cevap bulan, Anadolu’da yaşamış eski bir Yunanlı olan Milet’li Thales’tir. Thales, İ.Ö. 6. yy.’da yaşamıştır ISBN 975-7809-29-2 Editör Adnan Özer Kapak Tasarımı Murat Bozkurt Dizgi Era (512 36 76) Kapak ve İç Baskı Perspektiv Cilt İtimat Mücellithanesi Gendaş A.Ş. Çatalçeşme Sk. No: 19 Cağaloğlu-İstanbul Tel-Fax: (0212) 520 82 12 – 527 10 20 mış ve bize tüm zamanların en büyük üç filozofunu sunmuştur. Bunların ilki kaçık Sokrates’tir. Felsefe yapacağım diye Atina’nın sokaklarında dolaşmakla o kadar çok zaman harcamıştır ki, bir şeyler yazmak için zaman bulamamıştır. Onun öğretilerini meşhur öğrencisi Platon’dan tanımamızın en önemli nedeni bundandır.


Bunları ayıklamak ise başlı başına bir sorun olmuştur ve hangi fikrin kimden çıktığına karar vermemiz bu nedenle zordur. Sokrates oldukça saldırgan üsluplu bir sorgulama metodu geliştirmiştir. Bu yöntemle rakiplerinin foyasını ortaya çıkarmakla kalmamış, gerçeğe ulaşma yolunu da bulmuştur. Platon ünlü diyaloglarında bu konuşmaların ve ilk gerçek filozof olarak anılır. Açıklamaları mitolojiye değil, kendi gözlemlerine dayanır. Bu, iddialarının geçerli veya hatalı olup olmadığını tespit edebilecek eleştirel bir kontrolü olanaklı kılar. Thales’in en önemli teoremi bütün varlıkların özünün su olduğudur. Bu yanılgısıyla Thales gelecekteki tüm felsefe için yönledirici olmuştur. Thales’ten sonra felsefe hızlı bir çıkış yaşamıştır. Filozofların sayısı artmış ve hepsi de dünyanın özü ile ilgili farklı açıklamalar sunmuştur. Buna göre varlığın özünün su değil, hava, ardından ateş ve sonunda ışık zerrecikleri olduğu düşünülmüştür. Bu yeni düşün biçimi doğumundan sadece yüzyıl sonra altın çağını yaşa- 4 gerektiği ve kendi fikrine göre bilgili bir insanı iyi yürekli ve asil yaptığına inandığı daha pek çok şeyden söz Kendisi ise sürekli olarak neyin dindarlık, neyin dinsizlik, neyin güzel, neyin kızılası, neyin adil ve haksız olduğu, ağırbaşlılık ve çılgınlığın, cesaret ve cesaretsizliğin nereden kaynaklandığı, bir devletin, devlet adamının, hükümet ve hükümdarın nasıl olması Platon’un öğrencisi Aristoteles’tir. İyi bir eğitim görmüş olan Aristoteles, ustasının felsefeyi ilginç diyaloglar biçiminde açımlama çabasına şiddetle karşı çıkmış, bunun yerine sayısız araştırma kaleme almıştır. Bu araştırmaların çoğu daha sonra vefasız ar-kaşları ve öğrencileri tarafından kaybedildi. Aristoteles’in mantık ve kategori sistemi ondan sonraki iki bin yılın felsefesinin ve biliminin temel taşlarını oluşturur.

Bunların ne ölçüde eğri büğrü durduğunu sadece birkaç yüzyıl önce fark ettik. Aristoteles de her geniş kapsamlı açıklamanın eninde sonunda yanlış olabileceğini herhalde biliyordu ama bu onu açıklamalar bulma yolunda durdurmamıştır. Antik Yunan Dünyası’nda doğan ve ruhunu yakalamıştır. Bu arada Platon’un daha geleneksel iş anlayışı ve hayat tarzı, felsefeye nihayet saygınlık kazandırmıştır. Ancak Platon da büyük yanılgılar içine düşmek gibi felsefi bir gelenekten kopmamıştır. Örneğin gerçek dünyanın idealardan, içinde yaşadığımız dünyanın ise gölgelerden oluştuğuna inanırdı. Bu gerçekdışı anlayışa rağmen birçok insan, Platon’dan beri bütün felsefi külliyatın onun eserlerine ancak dipnot teşkil edebilecek bir birikimin ötesine gidemediği kanısındadır. Elbette bu abartılı bir kanıdır. Ancak günümüzde halen boğuştuğumuz pek çok temel felsefe sorununun ilk kez Platon tarafından dile getirildiği bir gerçektir. Filozof üçlüsünün üçüncü elemanı yüzyıllar boyunca Yunan karakterini koruyan felsefe olmasaydı, bugün olduğumuzdan farklı olurduk. Doğa bilimlerimiz olmayacak ve gerçeği bulmaya yönelik arayışlarımız temelde hayal gücümüzden ve geçici heveslerden ibaret kalacaktı; tıpkı günümüzün politika, psikoloji ve ekonomisinde olduğu gibi. Filozof ve teologların yüzyıllardır uğraşmasına rağmen etik değerler de bu içler acısı durum içerisinde sararıp solmakta. Ahlâki açıdan bugün, iki bin yıl öncesinden hiçbir şekilde daha iyi değiliz, aksine nasıl olmamız gerektiği konusunda artık bir fikrimiz bile yok. Yirmi beş yüzyıldır sürüp giden yanılgılar filozoflara sonuçta yanılgılarının hiçbir rol oynamadığını gösterEn azından kendimiz, başka birinden, mükemmel bir konuşmacıdan başka konuşmalar duyunca bundan kimse… fazlaca etkilenmez. Lâkin birisi senin veya herhangi birinin bu konuşmayı yaptığım duyarsa… hepimiz kendimizden geçer ve coşkulanırız.

(Platon) mistir. Önemli olanın felsefe yapmanın kendisi olduğu konusunda hemfikir oldular. Böylece felsefe, tıpkı şarap uzmanlığı veya vergi kaçakçılığı gibi, bir boş zaman doldurma uğraşı oldu ve sonuçları veya yararları da benzer derecede çelişkilidir. İnsanoğlunun felsefe üretmeye başlamasından bu yana ilk kez, felsefik bir sistem (yani özgün bir felsefe) bulmanın gereksizliğine inanılmaya başlanmıştır. “90 Dakikada” adlı dizi bizlere bu değerli mirası bırakan insanları tanıtmayı amaçlamaktadır. Zira bunların bazıları şimdiye kadar yeryüzünde yaşamış en dahi beyinlerdir. Ebelik sanatı anneme ve bana tanrı tarafından verilmiştir, ona kadınlar için, bana ise güzel ve asil oğlanlar için. (Platon, Theatetos)

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir