Sheila Rowbotham – Kadın Bilinci, Erkek Dünyası

Yazılma aşamasında bu kitabı okuyup eleştiriler getirdikleri için aşağıdaki değerli kişilere teşekkür etmek istiyorum Sally Alexander, Val Charlton, Val Clarke, Sharon Collins, Anne Davin, Suzie Fleming, Hermione Harris, Juliet Mitchell, Laura Mulvi, Jean McCrindle, Ursula Owen, Amanda Sebestyen, Sue Sharpe, Sue Vickery, Michelene Wandor, Liz ve Lucy Waugh’a; ayrıca, kitabın daktilo işini de yapan Ann Scott’a; sözcük sevgisi ve sözcükleri kullanma yeteneğiyle, beni içimden geldiği gibi yazmaya, kişisel ve siyasal konuların yeniden tanımlanmasına ilişkin kendi önerilerimi, ı. Bölüm’de kendimden söz etmeme yol açacak ölçüde ciddiye almaya ikna eden David Widgery’ye. 2. Bölüm’e olan katkılarından dolayı, bana yol gösterici fikirler veren Stephen Bodington’a, 1970 yazında Sheffield Kadınların Kurtuluşu Konferansı’na sunduğu bildirisinden yararlandığım Roberta HunterHenderson’a, aile üzerine notlarını okuduğum Françoise Ducroq’ya teşekkür ederim. 1971 ilkbaharında Irk İlişkileri Enstitüsü üyelerince düzenlenen bir serninere sunulmak üzere bir bildiri olarak yazılmış olan 2. Bölüm’ün ilk taslağına ilişkin eleştirilerinden dolayı, serninere katılanlardan bazılarına, özellikle de Bill Tabb’e; ayrıca, fikirlerimi süzgeçten geçirmeme ve yazıının daha anlaşılır olmasına katkıda bulunan Sheffield ve Leeds Kadınların Kurtuluşu Gruplan’na, Londra Kadınların Kurtulu:�u Gruplan’nca düzenlenen toplantıya ve Arsenal Atölye Grubu’na teşekkür etmek istiyorum. Özgün bildi- 10 KADlN BİLİNCİ ERKEK DÜNYASI ‘ riyle ilgili önerilerinden ve yaptıkları eklerden dolayı, ekonomik belirlemeler yapacak güveni duymamı sağlayan Bob Rowthorn ve Jean Gardiner’a da şükran borçluyum. 6. Kısım konusundaki yardımlan nedeniyle May Hobbs’a, Jean Wright’a ve Night Cleaners Campaign üyelerine; ayrıca, Leeds giyim işçileri grevi konusunda verdiği bilgilerden dolayı Gertie Roche a, metinde alıntı olarak belirttiğim mektubundan ve kadınlar ile sendikalar hakkındaki öğüt ve düşüncelerinden dolayı Audrey Wise’a teşekkürler. Bu kitabın büyük bölümü, 1971 yazında, Women, Resistance and Revolution’ın <Kadınlar, Direnme ve Devrim) bir parçası olarak yazıldı. Ama bu bölüm öylesine geniş ve uzun oldu ki, sonunda o kitaptan koparak kendi başına bir bütün oluşturdu. Bu yazıların yeniden elden geçirilip düzeltilmesini 1972 ilkbaharında bitirdim. Bu süreç içersinde, kadın özgürlüği:i hareketinde yer alan kadınların -yalnızca İngiltere’dekilerin değil, Fransa, Almanya, Hollanda, Avusturya, Japonya, İtalya, isveç ve elbette Amerika Birleşik Devletleri’ndekilerin de- kadınlar hakkındaki fikirlerini, çoğu zaman bu fikirlerin nereden kaynaklandıklarını pek ayrımsamadan özümlemekteydim. Bu nedenle, ortaya çıkardığım bu kitaptan büyük ölçüde kendim sorumlu olsam da, kitap aslında kadın hareketindeki fikirlerden ve eylemlerden oluşmuştur. Ama elbette bu, kadın özgürlüğü hareh.


ati içinde yer alan herkesin bu kitabın bütününe ya da belli bölümlerine katılacağı anlamına gelmez. Benim burada ele aldığım sorunlara değişik yaklaşma yolları bulunduğunu ortaya koymak ve ilgi duyanların bu sorunları daha da yakından izlemelerine yardımcı olmak amacıyla, bu kitap yazıldıktan sonra yayımlanan elkitaplarının ve makalelerin bir listesini kitabı:ç. sonuna ekledim. GİRİŞ Kadın özgürlüğü hareketinin çevresını, şaşırtıcı ve gizemli bir ha va sarmıştı. Bu hareket, sanki daha önceki kadın hareketiyle de, Marx’çılıkla. da hiç ilgisi olmayan ideolojik bir boşluktan doğmuş gibiydi. Bir öksüz görünümünde olan bu hareketin belli bir kökeni yoktu sanki. Ama hareket, bu köken ya da kandaş yokluğundan hiç de utanç duymuyordu. Feministler de Marx’çılar da, büyüyüp olgunlaştığı ve kendileri gibi aklını başına topladığı zaman bu hareketin o ipe sapa gelmez usaçmalıklar,ından kurtulacağını:ı inanıyorlardı. Bu gruplann her ikisinin de ileri sürdüğüne göre, yeni harekette yer alan kadınıann söylemeye çalıştıklan şey ne olursa olsun, bu konudaki temel noktalar, kendileri tarafından çok daha siyasal ve ayrıntılı bir biçimde çok önceden eksiksiz olarak irdelenmişti. Feminizm dönemini amınsayan daha yaşlıca kadınlar, kadın özgürlüğü hareketinin yeni bir şeyler içerdiği yolundaki savlardan rahatsızlık duyu yorlardı. Marx’çılar, orta sınıf kadınlannın da ezildiği savı karşısında huzursuz oluyor ve feminizmi sınıf siyasetinden bir sapma olarak görüyorlardı. Gerek feminist geçmişin, gerekse kadınıann devrimlerde oynadıklan rolün çarpıtılması, bütün tartışmayı karmakanşık ediyordu. Bu süreç içinde, toplumsal deneyim· de var olan ve kadın özgürlüğü hareketinin ortaya çıkmasına yol açmış olan özgül yaralar ile çatlaklar gözardı ediliyordu. Aslına bakılırsa, kadın özgürlüğü hareketinde hem daha eski eşitlikçi feminizmden izler vardır hem de oldukça sürekli bir devrimci toplumcu bağlantı 12 KADlN BİLİNCİ ERKEK DÜNYASI vardır; ama kadın özgürlüğü hareketi, bunların her ikisinden de daha başka bir şeydir.

1 Kadın özgürlüğü hareketi, kadınlar arasında yeni bir bilincin anlatıma kavuşmasını sağlamış ve ancak ileri kapitalist düzende mümkün olan yaşam biçimine özgü bir gerçeklikten doğmuştur. Bu hareketin dolaysız siyasal bağlamı, altmışlı yılların sonlarında ortaya çıkan sol öğrenci eylemlerinin pek de tutarlı olmayan köktenciliği ve yüksek öğrenime giren kadınların karşılaştıkları kadınlara özgü çelişkilerdir.2 Bununla birlikte, bu yeni feminist bilincin daha derinlere işleyen ve pek açık seçik görülemeyen kökenieri vardır. Bu kitap, bu bilincin büründüğü biçimi ve gelişmesine yol açan toplumsal değişmelerden bazılannı betimleme çabası olarak görülmelidir. Kadın özgürlüğü hareketi içinde ortaya çıkan kadın bilincine özgü niteliği betimlemeye çalışırken, biyolojik yapısının kadının yazgısı olduğunu söylemek istemiyorum. Ben, kadınların ya da erkeklerin, anatomik yapılarıyla ya da ekonomiyle belirlendiklerine inanmıyorum; ama yine de, bizim ulaşabileceğimiz ve aşmaya çalışmamız gereken durumun betimlenmesine bu etmenlerin her ikisinin de katkıda bulunmadığı sonucu çıı Bkz. Juliet Mitchell. Woman’s Estate (Kadınlık Durumu, Çev. Günseli, Gülnur, Şirin, Feraye, Şule, Yaprakl, Kadın Çevresi Yayınları, İstanbul. 2 Bkz. a.g.y., Juliet Mitchell’in kitabının dışında, kadın özgürlüğü hareketiyle sol öğrenci eylemleri arasındaki ilişkiyi ele alan tartışma, en ba�ta Amerika bağlamında söz konusudur. Örneğin bkz.

Radical America’daki yazılar, Cilt 4, Şubat 1970; Sisterhood is Powerful’da ·Cinsiyetçilikten Kurtuluş• konulu bölüm, yayımiayan Robin Morgan. Fransa’yl� ilgili olarak bkz. «Kadın Özgürlüğü, Yıl Sıfır•, Partisans, Temmuz Ekim 1970. İtalya için bkz. • Yurtdışındaki Kız Kardeşlerimize Açık Mektup•, Women Now’da, Cilt ı, No. 2. Ayrıca İngiltere için bkz. Ellen Malos’un ·Kadın Özgürlüğü Hareketinin Tarihi Üstüne Notlar•ı, Enough’ta, Bristol Kadın Özgürlüğü Grubu Yayını. GİRİŞ 13 karılamaz. Ortaya çıkan kadın bilinci, denetlerneye ve dönüştürmeye çalıştığı özgül cinsel ve toplumsal koşullar bütününün ayrılmaz bir parçasıdır. N e var ki, bu biçime girmekle kadın bilinci, içinde bulunduğu maddesel durumun değiştirilmesine hizmet eder. İlk iki kısımda, devrimci bir feminizmin ortaya çıkışım engelleyici işlev gören düşünüş biçimlerinden bazılarına dokundum. Sözgelimi, gerek kadınlara oy hakkı tanınmasına yönelik savaşırnların verildiği dönemdeki feminizmin, gerekse Stalin dönemindeki katı Marx’çılığın, Freud’çu önsezilerle ve kapitalist olmayan toplurnlara ilişkin incelemelerle bağdaşmayı başaramaması, bu düşünüş biçimlerine örnek gösterilebilir. Daha kişisel bir yaklaşımla, savaş sonrasına rastlayan ergenlik dönemime dek aktarılarak gelen karikatürleşmiş feminizmi, bunun yanı sıra altmışlı yılların ortalannda İngiltere’de varlığını sürdüren ve Marx’çılığın yaratıcı, canlı bir güç olarak kullanılmasını özellikle güçleştiren kuruyup solmuş devrimci geleneğin kabasahalığını gözler önüne serıneye çalıştım. Sol politikaya, öğrenci eylemlerinin patlak vermesinden hemen önce yakınlaşan benim kuşağım, Batılı kapitalist ülkelerde ancak koruyucu duvarlada kuşat::.

lmış, korkuyla sanlıp sarmalanmış, dehşetten kaskatı kesilmiş, nefretle her an dağılmaya hazır, düş kırıklığının acıları içinde kıvranan, savunucu bir bağnazlık biçiminde sürüp giden bir Marx’çılığı miras aldı. Katı tekyanlılığı anlama çabasında tutulabilecek birçok yol vardır. Ben burada, bir madeni para bulup da üstüne kağıt koyarak kurşun kalemle sürte sürte üstündeki resimleri kağıda çıkarmaya çalışan çocuk gibi, kendi şaşkın ve şaşırtıcı hesaplaşmaını belirgin hatlanyla yansıtmaya çalıştım. Somut olarak kavranması bundan daha da güç olan şey, akılcılığa karşı olan binbir çeşit yaygın kanı ve bu arada, rok müziğinde, filmlerde, televizyonda ele alınan, evrilip çevrilen, yuvarlanan, dürülüp ambalajlanan, titreşip nabız 14 KADlN BİLİNCİ ERKEK DÜNYASI gibi atıp duran erkeklik ve dişilik imgeleriydi. Ama siyasal denen şeylerin, kişisel yaşamdan onulmaz biçimde kopuk olduklan da apaçık ortadaydı . Aynanın Öte Yanında» başlıklı kısımda, toplum ile birey arasında nasıl bir iletişimin kurulduğunu incelemeye çalıştım. Kadınların algılama güçlerinin eşsiz olduğu doğru değildir. Tam tersine, ezilmenin birçok ortak özelliği vardır – bu nedenle de başkaldın, kendi yerini saptayabilir ve bağlantılannı kurabilir. Örneğin, hem işçi sınıfının hem de karaderililerin kurtuluşunu amaçlayan hareketlerin, gerek şimdi gerekse geçmişte kendi yaşamıarına sahip çıkmaya ve kendi varlıklannı belirlemeye yönelik istemleri, emeklerinin, dillerinin, tavırlannın, düşlerinin ellerinden alınmasına karşı direnmeleri, birçok kadını, «insanoğlu» ve “insanlık»* içindeki yerlerinin neresi olduğunu merak etmeye yöneltmiştir. Kadınlar bugün de bu sözcüklerin dışında kalıyorlar. Biz kadınlar, bugün bile «insani» kavramının kapsamına alınmıyoruz. Erkeklerce yaratılan seçeneklerin de dışındayız. Savaşçılık onunı fikri, hala “erkeklik, sözcüğünde, «erkekçelik» anlayışında ya da uerkekçe» dayanışmada anlatımını buluyor. Kadınlarsa, erkeklerin «iyi» diye niteledikleri kadınlara bağışladıklan etkisizleştirilmiş bir onura sahip olabiliyorlar yalnızca. İnsanlar, kadınlara bağlanan onursuzluğu binlerce yıldan beri içlerine sindirmişler.

Kadın kardeşliği, yepyeni bir kadının, yepyeni bir kültürün, yepyeni bir yaşama biçiminin ortaya çıkmasını gerektiriyor. Kadınıann bu derinlemesine ezilmişliği, neyjn kişisel, neyin siyasal olduğu konusunda yeni bir tanımlama yapılmasını gerektiriyor.

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir