André Gide’in, Pastoral Senfoni’nin konusu ve kahramanları vasıtasıyla kendi hayatına göndermeler yapması, bu bağlantılara biraz daha yakından bakmayı gerekli kılar. Ayrıca yazarın yaşam tarzının, en azından bu eseri yayımladığı tarihe kadar olan kısmını bilmek okuyucunun romandan daha fazla lezzet almasını sağlayacaktır. Pastoral Senfoni, bir kitap ismi olarak okuyucuya işin en başında, birden fazla dünyanın kapılarını […]
Andre Gide – Dunya Nimetleri
Bu kitaba verdiğim kaba ada bakıp da aldanma, Nathanael; ona Menalque da diyebilirdim, ama senin gibi Menalque da hiçbir zaman var olmadı. Bu kitabın bürünebileceği biricik ad kendi adımdı; ama o zaman da imzalamayı nasıl göze alabilirdim? Utanmadan, hiçbir yapmacığa kaçmadan, kendimi koydum bu kitaba; bazan da hiç görmediğim ülkelerden, duymadığım kokulardan, hiç yapmadığım işlerden […]
Andre Gide – Dar Kapı
“Dar kapıdan girmeye çabalayın. Çünkü kişiyi yıkıma götüren kapı büyük ve yol geniştir. Bu kapıdan girenler çoktur. Yaşama götüren kapı ise dar, yol da çetindir. Bu yolu bulanlar çok azdır.” Matta (Luk.l3:24)/I ̇ncil. Yazılış süreci yaklaşık üç yılda tamamlanan Dar Kapı, ilk defa 1909 yılında yayımlanır. André Gide’in eleştirmenler tarafından en yaratıcı dönemleri olarak nitelenen […]
Andre Gide – Ayrı yol
Genç ve zengin arkeolog Michel’in, karısı Marceline ile balayını geçirmek üzere gittikleri Tunus’ta vereme yakalanmasıyla başlayan ve hastalığının iyileşme süreci boyunca devam eden yaşama ilişkin derinlikli bir öz-sorgulama, yeni bir kimlik arayışı: Ahlakla cinsellik, düşünceyle duygu, beyinle kalp arasındaki sürekli çatışma hali. Kısaca geleneksel toplum düzenini zorlayan bir serüven… Bastırılmış cinsel dürtülerinin ve gizli homoseksüelliğinin […]
Günyüz Keskin – Peygamber Enok’un Kitabı
Enok’un Kitabı [1] dinler tarihinin en ilginç metinlerinden biridir. İçinde anlatılanlar birçok kişiye bir bilimkurgu kitabı okuyor izlenimi verse de Enok’un Kitabı, Yahudi mistisizminin temel taşlarından biridir. Enok’un Kitabı, önceleri bizim “Eski Ahit” ya da yanlış olarak “Tevrat” diye adlandırdığımız Tanah’ın [2] Apokrif kitaplarından biri olarak kabul ediliyor olsa da sonradan “kaybolmuştur.” Bu “kayboluş”un nasıl […]
Güney Özkılıç – Yüzümde Nazım İzi Var
Yaşamının 13 yıla yakını hapishanelerde geçen Nâzım Hikmet, Bursa Cezaevinde 11 yıla yakın tutsak kalmış ve Memleketimden İnsan Manzaraları, Piraye İçin Yazılmış: Saat 21- 22 Şiirleri başta olmak üzere en beğenilen eserlerini Uludağ’ın yanı başındaki bu kentte kaleme almıştır. Bursa’da yüzlerce mekânda yüzlerce tanıkla görüşülerek yapılan bu çalışmada görüldü ki Nâzım Hikmet, İkinci Dünya Savaşı’nın […]
Güney Dinç – Aydınlığa Mektuplar
Her sabah elinize aldığınız gazetenin “Okuyucu Mektupları” bölümünü aradığınız oluyor mu? Pek sanmıyorum. Önce birinci sayfadaki büyük başlıkları, ardından ilginizi çeken haberleri okuyorsunuz. Spor sayfasına şöyle bir göz attıktan sonra, “Bakalım bugün hangi soruna değinmiş” diye sevdiğiniz köşe yazarının açtığı söyleşiye katılıyorsunuz. Günümüzde kimi gazeteler pazaryeri gibi. Çok uğraşırsanız belki okunacak daha başka şeyler de […]
Gün Zileli – Ev (1946-1954)
İnsanlar da kediler gibidir, evlerine bağlanırlar. Ama hayat çoğunlukla bu bağlanmaya izin vermez. Üstelik insan ömrü, kedi ömründen çok uzundur. Bir eve taşıdığınızda, hemen yerleşmeye girişirsiniz, sanki bir daha hiç taşmmayacakmış gibi. Sonra “göç” gelip yine kapınıza dayanır. Üzüntüyle toplanmaya başlarsınız. Ayrıldığınız, basit bir mekân değildir. Ömrünüzden bir şeyler bırakırsınız o evde. Filistinli Ebu Suut […]
Mahmud Şebüsteri – Gülşen-i Raz
Tâhir’ül-Mevlevî (Olgun) de şöyle bir hikâye anlatmıştı: Bir şiir yazmıştım, üstadım Esad Dede’ye götürdüm; gençtim, nev-niyazdım, benim demeye utandım; efendim dedim, bir gazel buldum. Oku dedi. İlk beytini okudum. Güzel, yahut şurası şöyle olsaydı gibi bir mülahaza beklerken, nâzım-ı fâhım buyuruyorlar ki, diye başladı. Beyitteki tasavvufî esasları, işaret edilen ayet ve hadisleri uzun uzun anlattı. […]
Gülse Birsel – Yolculuk Nereye Kardeşim
Başbakanın davetindeydim, inanır mısınız? Topkapı Sarayı’nda veriliyor Tayyip’in partisi! Ayy, yani George’u da günahım kadar sevmem ama, ne yapayım. Fazla bir şey de söyleyemiyorum. Sonuçta işte böyle davetlerde, partilerde karşılaşıyoruz, yani aynı çevrenin insanı-yıZ- Yüz yüze baktığım adam bir yerde, ilişkileri belli bir medeniyet çerçevesinde tutmak lazım. Nihahahahıhahohoh. Geçtiğimiz hafta arkadaşlarla aramda şöyle tuhaf konuşmalar […]
Gülse Birsel – Yazlık
Tırsıyorum! Yerde ıslak bir bez. Yatak odasının önündeyim. İkilemim şu: Emine Hanım yatak odasını mı temizledi, salonu mu? Zira hangi taraf temizse, oraya girerken terliklerimi beze silmem gerekiyor. Aksi halde, yani altı ıslak terliklerle pis tarafa geçersem, “Çzamur yapiysun” şeklinde bir eleştiri almam kaçınılmaz! Emine Hanım Karadenizli. Bir gün bir Karadenizli oy-narsam katıksız Karadeniz şivesi […]
Gülse Birsel – Hala Ciddiyim
Müzik hayatim basladi, korkun benden! Siz bu satirlari okurken, inanmayacaksiniz ama, ben bir kayit stüdyosunda rap yapiyor olacagim! Albüm yapmiyorum, yanlis anlasilmasin. O kadar da degil. Zaten “Törkis Kazanova” adli besteyi Petek Dinçöz kapinca, ben de müzige küstüm bir manada. O, benim çikis parçam olabilirdi. Kismet. Dizim baslayacak ya, onun jenerik müziginde bir bölümü benim […]
Gülse Birsel – Gayet Ciddiyim
Hep aynı soru… “O metinleri siz mi yazıyorsunuz?” Artık cevaplamaktan bıktım. Kimi de abartıyor. Olumlu cevap aldıktan sonra bir kez daha kontrol etme ihtiyacı hissediyor: “Gerçekten mi? Hepsini mi?” Çoğu insana göre bir kadının mizah yazması sıfıra yakın ihtimal. Onlar da diğer ihtimalleri sıralıyorlar: “Bu programın metinleri tercüme mi? Bir yazar ekibiniz mi var?” hatta […]
Güzel Konuşma – Anonim
Aşağıdaki alıştırmaları dilinizi yöneten ağız içi kaslarınızı iyice yoracak kadar uzun süre ve abartılı olarak tekrar ediniz. -Dilinizi ağzınızda sakız çiğner gibi hızla çiğneyiniz. -Dilinizi ağzınızın içinde, çenelerinizin dışından, dudaklarınızın altından dairesel hareketlerle hızla dolaştırınız. -Dil ucunu ön alt dişlere dayandırarak ağız içinde köklerden ileri geri hareket ettiriniz. -Dilinizi iyice dışarı çıkarınız. İterek uzun süre […]
Guy Debord – Gösteri Toplumu
Gösteri Toplumu ilk olarak, Kasım 1967’de Paris’te Buchet-Chastel yayınevi tarafından yayımlandı. 1968 olayları kitabın tanınmasını sağladı. Tek bir kelimesini bile değiştirmediğim kitabın, yeni baskıları 1971 yılından itibaren Champ Libre yayınevi tarafından yapıldı; bu yayınevi, editörü Gerard Lebovici’nin 1984 yılında öldürülmesinden sonra Gerard Lebovici adını aldı. Yeni baskılar 1991 yılına kadar düzenli bir şekilde bu yayınevinde […]
Guy De Maupassant – Seçme Öyküler
Üç haftadır Ulrich uçurumun, köyün görüldüğü kıyısına gitmemişti. Wildstrubel’e çıkan yamaçlara tırmanmazdan önce oraya uğramak istedi. Loeche de kar altındaydı. Evler, bu soğuk mantonun içine gömülmüş, hiç seçilmez olmuştu. Sonra sağa dönerek Loemmern Buzulu’na doğruldu. Ucu demirli değneğini taş gibi sert kara kakarak büyük dağlı adımlarıyla ilerliyordu. Keskin gözüyle de uzakta, bu sınırsız örtü üzerinde […]