Paul B. Thompson, Tonya R. Carter – Ejderha Mızrağı – Başlangıçlar #1 – Karanlık ve Işık

E-Kitabı Düzenleyenin Notu; Kitabın çevirisi çok kötü bir durumdaydı ve önceki Ejderha Mızrağı kitaplarının çevirisi göz önüne alınmadan üstünkörü bir şekilde yapılmıştı. Öyle ki çevirmen çoğu kelimenin anlamını sözlükteki ilk anlamını direkt olarak alarak kullanmış, cümlede nasıl geçtiğini hiç önemsememişti bile. Amerikan ölçü birimleri de aynen kullanılmış, bize aşina olan ölçü birimlerine çevrilmemişti. Ejderha Mızrağı […]

Paul Auster – Yanılsamalar Kitabı

Herkes onu ölü biliyordu. Hector Mann’ın filmleri üzerine yazdığım kitap 1988 yılında yayınlandığında kendisinden haber alınmayalı neredeyse altmış yıl olmuştu. Bir avuç tarihçi ve eski film meraklısı dışında öyle bir adamın yaşamış olduğunu bilen de pek yok gibiydi. Sessiz film çağının bitimine yakın çektiği on iki tane iki makaralık komedinin sonuncusu Ya Hep Ya Hiç […]

Paul Auster – Yalnızlığın Keşfi – Görünmeyen Bir Adamın Portresi

“Doğruyu ararken beklenmedik şeylere hazır ol, çünkü onu bulmak zordur, sbulunca da şaşırtıcıdır.” HERAKLEİTOS Bir gün yaşam vardır. Bir adam, örneğin, sağlığı yerinde, yaşlı bile değil, hiç hastalık geçirmemiş. Her şey eskiden olduğu gibi, bundan sonra hep olacağı gibi. Kimsenin işine karışmadan, yalnızca kendisini bekleyen yaşamı düşünerek bir günden ötekine geçer bu adam. Sonra, ansızın, […]

Paul Auster – Timbuktu

Kemik Bey, Willy’nin bu dünyadaki günlerinin sayılı olduğunu biliyordu. Tam altı aydır öksürüyordu Willy, bu öksürükten yakasını kurtaramayacağı da artık belli olmuştu. Başladığından bu yana en ufak bir iyileşme göstermeden, ağır ağır ve amansızca kendi yolunu çizmişti bu öksürük; şubatın üçünde, ciğerlerin dolu olduğuna işaret eden haϐif bir hışırtı olarak başlamış, yazın ortasında balgam söktüren, […]

Paul Auster – Şans Muziği

The Music of Change,  Boston’lı Jim Nash, otuzlu yaşlarını süren sorumlu bir baba, insanların hayatını kurtaran bir itfaiyecidir. Küçük bir mirasa konunca yaşamını sıradanlıktan kurtarıp bir çılgınlık yapmaya karar verir. Etrafa para saçarak ABD’nin dört bir yanını dolaşır durur. Bir süre sonra, Pozzi adında gezgin bir kumarbazla tanışır. Pozzi, Nash’in hayatında farklı bir sayfa açacak; […]

Paul Auster – Sunset Park

Neredeyse bir yıldır terk edilmiş şeylerin fotoğrafını çekiyor. Günde en az iki, bazen de altı yedi iş çıkıyor; her seferinde de o ve iş arkadaşları, giden ailelerin geride bıraktığı, gözden çıkarılmış sa kokusunu yok edemiyor. Sonra, birtakım nesneler, unutulmuş eşyalar, terk edilmiş şeyler oluyor hep. Şimdiye kadar binlerce fotoğraf çekti; giderek filizlenen bu arşivdeki resimlerde […]

Paul Auster – Son şeyler ülkesinde

Bunlar son şeyler, diye yazıyordu. Bir gün ortadan kaybolacaklar ve bir daha asla geri gelmeyecekler. Görmüş olduğum, arƨk olmayan şeyleri sana anlatabilirim, ama buna zaman bulacağımı sanmıyorum. Şimdi her şey öyle hızlı olup bitiyor ki ayak uyduramıyorum. Senin anlamanı beklemiyorum. Sen bunları görmedin, istesen de düşleyemezsin. Son şeyler bunlar. Bir gün bir ev görüyorsun, ertesi […]

Paul Auster – New York Üçlemesi

Her şeyi başlatan, yanlış bir numaraydı, telefon gecenin ilerlemiş bir saatinde üç kez çalmış, karşı taraftaki ses birini istemişti, ama o biri kendisi değildi. Çok sonra, başına gelenleri düşünebilecek duruma geldiğinde, rastlantı dışında hiçbir şeyin gerçek olmadığı sonucuna varacaktı. Ama bu, çok sonra oldu. Başlangıçta ortada yalnızca olay ve doğurduğu sonuçlar vardı. Mesele, olayın başka […]

Paul Auster – Leviathan

Altı gün önce, Wisconsin’in kuzeyindeki bir yol kenarında, adamın biri kendini havaya uçurdu. Hiç tanık yoktu, ama anlaşıldığı kadarıyla, yapmakta olduğu bomba kazayla patladığı sırada, adam yola park ettiği arabasının hemen yanındaki çayırda oturuyordu. Adli tıp raporuna göre, adam anında öldü. Gövdesi paramparça oldu ve patlamanın olduğu yerden on beş metre uzakta bile et parçaları […]

Paul Auster – Köşeye Kıstırmak

Açıklama; Paul Auster, otobiyografik romanı Cebi Delik’te, yazarlığa ilk başladığı yıllardaki sıkıntılı günlerinde takma adla bir polisiye roman yazdığından söz eder. Köşeye Kıstırmak (Squeeze Play) adlı bu roman Paul Benjamin imzasıyla yazılmış ve Cebi Delik kitabına ek olarak bu adla yayımlanmıştır. Okurlarımızı şaşırtmamak için kitabı Paul Auster’ın adıyla yayımlarken, yine okurlarımızı yanıltmamak için de bu […]

Gary Small & Gigi Vorgan – Bir Psikiyatristin Gizli Defteri

İNSAN NASIL ANSIZIN KONUŞMA KABİLİYETİNİ yitirecek kadar sinirlenir? Kel kalana dek saçını yolar? Ya da sırf bayılan birini gördü diye bayılır? Bu tür sorular daima merakımı uyandırmıştır. Bu yüzden de tıp fakültesinde uzmanlık dalı olarak psikiyatriyi seçmem kimseyi şaşırtmadı ve ben de bu tercihimden hiçbir zaman pişmanlık duymadım. 30 yıllık psikiyatri mesleğim boyunca tuhaf davranışlarıyla […]

François Rabelais – Gargantua

Ortaçağ denilen dönemle Rönesans diye adlandırdığımız uyanış çağı arasında kesin bir ayrım yapmak, tarih anlayışını basite indirgemek, insanlığın gelişmesindeki tutarlı ve kapsamlı süreci sınırlara, kalıplara sokmak olur. İnsanlık birdenbire mi uyanmış, neye uyanmış? Karanlığın egemen olduğu uzun bir süreden sonra, insana gözlerini açmış, bedeni ve ruhu ile tüm insana yönelmiş deniyor. Bu yöneliş de Yunan-Latin […]

Galina Serebryakova – Ateşi Çalmak 5

Eleanor Marx, 1884 ilkbaharında bilim ve sanat hamisi, yardımsever Bayan West’in gecesine davet edildi. Genç doçent, sosyalist Edward Aveling de davetliler arasındaydı ve gönlünü kazanmak için çabaladığı Eleanor’a eşlik etmek için can atıyordu. “Gitsem mi, bilmiyorum,” diyordu genç kız. “Çekiniyorum. Tapınağımın baş idolü aktris Ellen Terry de orada olacak. Canlı bir ilaheyle yüz yüze gelmek […]

Galina Serebryakova – Ateşi Çalmak 4

Jenny Marx, elindeki dikişi bırakıp sarı kumaşla kaplı yüksekçe koltuğa gömüldü. Aniden çöken alacakaranlık, evi çevreleyen gölgeli küçük bahçeden odaya sızmıştı. Nemli ilkbahar serinliği daha da hissedilir olmuş, etrafı sessizlik kaplamıştı. Jenny telaşsızca düşünerek dinleniyordu. Karanlığın bastırdığını fark etmemişti. Sisin ardındaki ayın görüntüsü sönüktü. Jenny’nin parmağındaki işlemeli antika altın yüzük parlıyordu. Bu yüzüğü bir zamanlar […]

Galina Serebryakova – Ateşi Çalmak 3

İngiltere sissiz düşünülemez. Tropik adaların güneşi, Kutupların kuzey ışığı ve uzun geceleri çağrıştırması gibi, İngiltere deyince de akla sis gelir. Derinliklerinde ilham perisi gizlenmiştir sanki. Sis, masalların da kaynağıdır. O olmaksızın, ne İrlanda efsaneleri, ne İskoç şiirleri, ne de İngiliz destanları yaratılabilirdi. Bu kaprisli büyücü, çevresindeki her şeyi keyfince yönlendirir. Sönmeye yüz tutmuş ateş kızgınlığını […]

Galina Serebryakova – Ateşi Çalmak 2

Çok sıcak geçen 1844 Ağustosu’nda St. Germain ıssızlaşmıştı. Sonradan zenginleşerek sınırsız bir servete kavuşan finans aristokrasisi ile Restorasyon’dan sonra güçlenen aristokratlar Brötonya’daki çiftliklerine, durgun Loire kıyısındaki kasvetli şatolarına ve Pirenelere çekilmişlerdi. Kentin üzerini Parisli bayanların şemsiyelerindeki danteller kadar ince, kızgın bir nem bulutu sarmıştı. Zengin bayanlar, gündüzleri, pliseli jüponları ve balina pullu dar korseleri içinde […]