Mîna Urgan – Bir Dinozorun Gezileri

Çok saf bir insan olduğum için, çok şaştığım oldu bugüne dek. Ama Bir Dinozorun Anıları’nın çok satan kitaplar listesine girmesine, bilmem kaç baskı yapmasına afalladığım kadar hiçbir şeye afallamadım bu uzun ömrüm boyunca. İngiliz edebiyatıyla ilgili zararsız kitaplar yayınlayan bir kocakarı, sekseninden sonra ortaya çıkıyor. “Ben bir komünistim” diyor, “ben tanrıtanımazım” diyor; “ben zenginleri hiç […]

Mina Urgan – Bir Dinozorun Anıları

İhtiyarlar ne yaparlar? Anılarını yazarlar. Ben de bunu yapıyorum işte. Günce tutmak alışkanlığım olmadığı; ancak altmışından sonra ve yalnız yolculuklarımda notlar tuttuğum için, bu dinozorun anıları biraz kopuk kopuk olacak. Üstelik belleğim de hiç güçlü değildir. Bunun nedeni, birçok şeyi kafamdan tamamiyle silmek istememdir belki de. Çünkü bizi derinden yaralayan olayları hiç anmamak, tümüyle unutmak, […]

Milton Friedman – Özgürlük ve Kapitalizm

Bu kitabın 1982 baskısına yazdığım önsözde, 1962 senesindeki ilk basımı sırasında aldığım tepkilerle eşimle birlikte yazdığımız, aynı felsefeyi savunan bir sonraki kitabımız Free to Choose’un 1980’de basılması esnasında aldığım tepkiler arasındaki dramatik değişimi belgelemiştim. Bu bakış açısındaki değişim, hükümetin Keynesyen yaklaşımlar ve refah devleti uygulamalarının etkisiyle artan rolüyle geçen zaman zarfında daha da gelişti. 1956 […]

Milli Kimlik – Anthony D. Smith

Bu kitapta, kollektif bir görüngü (fenomen) olarak millî kimliğin doğası, nedenleri ve sonuçlan hakkında doğrudan bir girizgâh açmak amaçlanmaktadır. Milliyetçilik dalgasının dünyanın pek çok yöresinde özellikle de Sovyetler Birliği ile Doğu Avrupa’da kabarışa geçtiği bugün, millet görüngüsünün alanına ilişkin özet bir izahatta bulunmanın tam sırasıdır. Şimdiye kadar, milliyetçilik hakkındaki tarihsel araştırmaların ötesine geçmiş sadece birkaç […]

Eric Hobsbawm – Devrim Çağı 1789-1848

Bu kitap, burada ‘çifte devrim’ adı verilen olguyu —1789 Fransız Devrimi ile çağdaşı oan (İngiliz) Endüstri Devrimi’ni— ilgilendirdiği ölçüde, 1789 ile 1848 arasında dünyanın uğradığı dönüşümün izini sürmektedir. O nedenle, tam olarak ne bir Avrupa ne de bir dünya tarihidir. Bu dönemde çifte devrimin yansımalarından etkilenen ülkelere, üstünkörü de olsa değinmeye çalıştım. Bu dönemde devrimin […]

Eric Frank Russell – …Ve Sonra Hiç Kalmadı

Savaş gemisinin çapı iki yüz kırk metre, boyu ise bir buçuk kilometreden biraz fazlaydı. Böyle bir kütle büyük bir yer tutar ve indiği yerde büyük bir çukur açar. Bu gemi de tarlanın birini baştan başa, ötekini de yarısına kadar kaplamıştı. Ağırlığıyla altı metre derinliğinde kalıcı bir iz bırakmıştı. Gemide üç ayrı sınıfa ayrılabilecek iki bin […]

Anton Pavloviç Çehov – Küçük Köpekli Kadın

Sahile yeni birisinin geldiği söylendi: Küçük köpeği olan bir hanımefendi. İki haftadan beri Yalta’da olan ve orada evi olan Dimitri Dimitriç Gurov, yeni gelenlerle ilgilenmeye başlamıştı. Verney salonunda otururken, kumral saçlı, orta boylu, bere takmış ve peşinde beyaz bir Pomeranya cinsi köpeğin koştuğu bir kadın gördü. Ve daha sonra pek çok kez kadına bahçelerde ve […]

Anton Pavloviç Çehov – Köylüler

Moskova’da îslâv Pazarı otelinde uşak olarak ça lisan Nikolay Çikildeyev hastalanmıştı. Ayakları uyuşuyordu, yürüyüşü değişmişti. Öyle ki, bir gün koridordan geçerken ayağı sürçmüş, üzerinde bezelyeli jambon bulunan tepsiyle birlikte yere yuvarlanmıştı, işini bırakması gerekmişti. Karısının, kendisinin ne kadar parası varsa hepsini doktorlara harcadı; yiyecek için elinde bir şey kalmadı, işsizlikten canı sıkılmaya başladı, köye, evine […]

Anton Pavloviç Çehov – Korkunç Bir Gece

Sabah. Saat daha yedi olmadığı halde Makar Kuzmiç Bliostkov’un berber dükkânı açık. Şık giyimli, ama üstü-başı kir içinde, henüz yüzünü bile yıkamamış bulunan, yirmi yaşlarındaki dükkân sahibi Makar sabah temizliği yapmakta. Aslında nereyi temizlediği de belli değil, gene de hayli terlemiş. Elindeki bezle bir yerleri siliyor, şuraya-buraya parmağını sürüyor, duvarda gördüğü bir tahtakurusuna fiske atıyor… […]

Anton Pavloviç Çehov – Düello

İkisi de omuzlarına kadar suya girmişlerdi, Layevskî söze başladı: Bir sualime cevap ver, Aleksandr Davidiç. Diyelim ki, bir kadın sevdin, onunla birleştin. İki seneden fazla birlikte yaşadınız diyelim. Sonra da, olur ya, soğudun; onu kendine yabancı hissetmeğe başladın. Böyle bir durumda olsan ne. yapardıjı? Çok basil. Hadi yavrum, al başını istediğin yere git derim. O […]

Anton Pavloviç Çehov – Doktor Çehov’dan Öyküler

“Tıp, nikâhlı karım benim, edebiyat ise metresim. Birine kızarsam geceyi öbürüyle geçiriyorum. Bu davranışımı belki biraz uygunsuz bulabilirsin ama en azından sıkıcı değil. Hem zaten, benim bu ikiyüzlülüğümden ikisinin de bir şey kaybettiği yok.” Anton Çehov (1860-1904), 1888 yılında, bu “aşk üçgeni reçetesi”ni, yakın dostu ve yayıncısı Aleksey Suvorin’e açıkladığında, yalnızca yirmi sekiz yaşında bir […]

Anton Pavloviç Çehov – Büyük Oyunlar

Birinci Perde İvanov yurtluğunun bahçesi. Solda evin teraslı ön yüzeyi. Pencerelerden biri açıktır. Terasın karşısındaki geniş, yarım daire biçimindeki alandan bahçenin daha uzak yerlerine, ortadan ve sağdan ağaçlı yollar uzanıyor. Sağda bahçe sıraları ve masaları. Masalardan birinde bir lamba yanmaktadır. Hava kararmakta. Perde açılırken, evden bir piyano-viyolonsel ikilisi işitilir… ivanov, borkin (İvanov masalardan birinde kitap […]

Anton Pavloviç Çehov – Besleme

Geceyarısı. On üç yaşındaki besleme Varka, beşiği sallarken bir yandan da uykulu bir ninni tutturmuş, mırıldanıyordu: Uyusun da büyüsün, ninnii, Tıpış tıpış yürüsün, ninnii… Meryem Ana tasvirinin önünde küçük, yeşil bir lâmba yanıyor. Odanın bir başından öteki başına gerili ipte, kurumaları için kundak bezleri, iri, kara pantolonlar asılı. Lâmbanın ışığı, tavanda geniş, yeşil bir yuvarlak […]

Anton Pavloviç Çehov – Ayı

Hümanizma ruhunun ilk anlayış ve duyuş merhalesi, insan varlığının en müşahhas şekilde ifadesi olan sanat eserlerinin benimsenmesiyle başlar. Sanat şubeleri içinde edebiyat, bu ifadenin zihin unsurları en zengin olanıdır. Bunun içindir ki bir milletin, diğer milletler edebiyatını kendi dilinde, daha doğrusu kendi idrakinde tekrar etmesi; zekâ ve anlama kudretini o eserler nispetinde artırması, canlandırması ve […]

Anton Pavloviç Çehov – 6. Koğuş

Hastahanenin avlusunda, avret otlarının, ısırganları» ve yabani kenevirlerin teşkil ettiği koca bir ormanla çevrili küçük bir pavyon vardır. Çatısı paslanmış, bacası yarı yarıya yıkılmış, antresinin çürümüş basamaklarında otlar fışkırmış ve sıvalarından ancak izler kalmıştır. Pavyonun ön cephesi hastahaneye bakar; arka cephesi ise – hastahanenin, üzerine çiviler çakılmış kurşunî renkli tahta perde-sile ayrılan – tarlaya nazırdır. […]

Agatha Christie – Hercule Poirot – Styles’teki Esrarengiz Vaka

«Styles Olayı» olarak halk arasında isimlendirilen konu, şimdi biraz unutulmuş bulunuyor. Maamafih dostum Poirot ve Styles ailesi taraf ından olayı yazmakla görevlendirildiğim için memnunum. Bilhassa Styles ailesinin beni bu işle görevlendirmesinde amacı, dönen dedikoduların önünü almaktır. Yaralı olduğum için, geri hizmete alınmıştım. Birkaç ay hastanede geçirdikten sonra dört hafta istirahatle çıktım. Samimi bir dost ve […]