J. Jose Millas – Sakın Yatağın Altına Bakma

Bİ Savcı Elena Rincon ile görevli adli tabip, Lopez de Hoyos’da bir cesetle ilgilenmişer, resmi arabayla nöbetçi mahkemeye dönüyorlardı. Şför şşın suratlı, gencecik bir delikanlıydı; yanındaki koltukta uyuklayan zabıt kâtibinin baş ikide birde önüne düşyor, kucağndaki bond çantaya çarpıyordu. Saat sabahın üçüydü, açıklanması mümkün olmayan bir ilgiyle ıssız kaldırımları incelermişgibi görünen savcının zihninde, yüzü onun […]

Milan Kundera – Yavaşlık

Akşamdan gidip geceyi bir şatoda geçirme tutkusuna kapıldık. Fransa’da çoğunu otele dönüştürdüler şatoların: yeşilliğin kökünün kazındığı çirkin bir alanda yitmiş el kadar yeşillik parçası; uçsuz bucaksız bir yol ağının ortasında bir sığınak, hıyabanlar, ağaçlar ve kuşlar sığınağı. Arabayı ben kullanıyorum, arkamdan gelen arabayı dikiz aynasında izliyorum. Soldaki küçük ışık göz kırpıp duruyor ve arabada sabırsızlık […]

Milan Kundera – Yaşam Başka Yerde

YA DA Şair dünyaya geliyor 1 Şaire nerede gebe kaldığını düşündüğünde annenin aklına üç olasılık geliyordu: bir gece park kanapesinde, bir öğleden sonra şairin babasının bir arkadaşının evinde ya da bir sabah Prag dolaylarındaki romantik bir köşede. Aynı şeyi baba düşündüğünde, şairin, arkadaşının evinde ana rahmine düştüğü sonucuna varıyordu, çür»kü o gün her şey ters […]

Milan Kundera – Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği

1950 sonrasının Doğu Avrupa romanını ilkin “sosyalist gerçekçi” eserlerden tanımıştık. Formüllere göre yazılan bütün edebiyatlar gibi, belirli bir klişeleşme, standartlaşma, bir “ortalamalık” vardı bu romanlarda. Anti-Nazi direniş, yeni toplumsal düzenin kuruluşu vb. ortak değer yargıları, ortak yaklaşım, ortak üslupla anlatılıyordu. Bu “gerçekçi”liğin, sözkonusu ülkelerdeki “gerçek”liğe pek uymadığı da seziliyordu. Daha sonraları, Sovyetler Birliği de dahil […]

Milan Kundera – Gülüşün ve Unutuşun Kitabı

1948 yılı şubatında, Komünist Partisi Başkanı Klement Gottwald, Prag’da, eski kentin en büyük alanında toplanan yüz binlerce hemşerisine söylev vermek üzere, barok stili bir sarayın balkonuna çıktığı zaman, bu olay, Bohemya tarihinde, eşine ancak bin yılda birkaç kez rastlanabilen türden ve ülkenin kaderini etkileyen büyük bir dönüm noktası oluyordu. Gottwald’ın çevresini arkadaşları sarmıştı ve yanında, […]

Milan Kundera – Gülünesi Aşklar

Milan Kundera, bütün yapıtları arasında en çok Gülünesi Aşklar’ı büyük keyifle, zevkle yazmış olduğunu söyler. Yedi öyküden oluşan bu kitapta, yazarın daha sonraki romanlarında geliştireceği aşk, yalan, yanılsama gibi temaların özünü, özgün ve yenilikçi anlatım tekniklerini bulmak mümkün. Hayatı, yanılsamalar üzerine kurulu bir parodi olarak sunduğu Gülünesi Aşklar’daki öyküler, 1958 ile 1968 arasında yazılmış. Milan […]

Milan Kundera – Bilmemek

– Burada ne işin var? Sesi ters değildi, ama nazik de sayılmazdı, Syivie kızmıştı. – Ya nerede olacaktım, diye sordu lreııa. – Evinde! – Yani, burası artık besim evim değil, onu mu demek istiyorsun? Elbette Syivie onu Fransa’dan kovmak, ona istenmeyen bir yabancı olduğunu düşündürmek istemiyordu: “Ne demek istediğimi biliyorsun!” – Evet, biliyorum, ama acaba […]

Milan Kundera – Ayrılık Valsi

Sonbahar başlıyor ve ağaçlar sarıya, kırmızıya, kahverengine dönüşüyor; güzelim vadiciğin ortasındaki küçük kaplıca kenti, bir yangınla çevrelenmiş gibi. Kemerli avluda, kadınlar gidip geliyorlar, kaynaklara doğru eğiliyorlar. Çocuk doğuramayan kadınlar bunlar, kaplıcanın sularında, doğurganlık bulmayı umuyorlar. Buraya gelenler arasında erkek çok daha az, ama yine de birkaç kişi görülüyor, çünkü söylendiğine göre sular, doğurganlık sağlayan erdemlerinin […]

Mikhail Bakhtin – Karnavaldan Romana

Mikhail Bakhtin yazarlığının en erken döneminde, yani 1920’lerin başlarında yazdığı “Estetik Etkinlikte Yazar ve Kahraman” 1 başlıklı incelemede, insanın başkalarına nasıl göründüğünü görmek için aynaya bakmasının ne denli boş, hatta sahtekarca bir çaba olduğundan söz eder. Hiç kimseye aynada kendimize göründüğümüz gibi görünemeyiz çünkü aynadaki imge bir başkasına bakmayan, bir başkasının bakışını öngörmek ve yanıtlamak […]

Mike Wayne – Yeni Başlayanlar İçin Kapital

Karl Marx’ın Kapital’inin 1. cildi ilk olarak 1867’de yayımlandı. Bu kitap, Marx’ın yirmi yılı aşkın bir süredir kapitalizm hakkında düşündüklerini özgün biçimde bir araya getirdi. Kapital, kapitalizmin bir eleştirisidir. Marx’ın hedefi, kapitalizmin şu ya da bu örneği değildi. Bunun yerine Marx, hangi ülkede, hangi tarihsel koşullarda gelişmiş olursa olsun, kapitalizmi kapitalizm yapan temel özellikleri saptamak […]

Mike Wayne – Marksizm ve Medya Araştırmaları

Birleşik Krallık’taki televizyon programlarının bitiş jeneriklerine tuhaf bir şeyler oldu. “Eskiden ağır ağır şimdi o denli değerli ki, yayıncılar bitiş jeneriğini tümden kaldırarak internete koymayı tartışıyorlar. Televizyon programını üretmiş olan emeğin silinmesi sektördeki işçi sendikalarını pek memnun etmedi. Amerika’da Discovery Channel tarafından ortaya atılan bu düşünce çeşitli film yapımcıları örgütlerini temsil eden Belgesel Bitiş Jeneriği […]

Agatha Christie – Hercule Poirot – Sessiz Tanık

Littlegreen Köşkü’ndeki Olayla İlgisi Olanlar Emily Arundell: Littlegreen Köşkü’nün hanımı. Tahmin edilenden de zengindi. Akrabalık ilişkilerine fazlasıyla önem veriyordu. Başına gelenlerin bir kaza olmadığını düşünüyor, akrabalarına güvenmiyordu. Wilhelmina Lawson: Emily Arundell’in yardımcısı, aptal, saf, fazlasıyla gereksiz konuşan, telaşlı, ruh çağırma seanslarına meraklı bir kadın. Theresa Arundell: Emily Arundell’in ağabeyinin kızı. Güzel ve iyi giyinmek, çılgın, […]

Agatha Christie – Hercule Poirot – Roger Ackroyd Cinayeti

Bayan Ferrars, 16 Eylül’ü 17’sine bağlayan gece öldü. Perşembe gecesi. Beni cuma sabahı saat sekizde çağırttılar. Fakat yapabileceğim hiçbir şey yoktu. Kadın son nefesini vereli birkaç saat olmuştu. Tekrar eve döndüğüm zaman dokuzu birkaç dakika geçiyordu. Ön kapıyı anahtarımla açtım. Pardösümle şapkamı asarken holde birkaç dakika oyalandım. Açıkçası bir hayli düşünceli ve endişeliydim. Ondan sonraki […]

Agatha Christie – Hercule Poirot – Ölüm Saatleri

Hercule Poirot’nun Elinde Şu İpuçları Vardı • Koskocaman bir çamaşır sepeti… • Komşuların söylediği iki cümle… • Topuğu kırılan bir ayakkabı… • Bir telefon konuşması… • Katilin tanınmasını istemediği bir ceset… • “Rosemary” adı… • Madeni bir para… • Klor Hidrat… • Eski bir macera… Neden? • NEDEN odada o kadar saat vardı? • NEDEN […]

Agatha Christie – Hercule Poirot – Noel’de Cinayet

OLAYI ÇÖZÜMLEYEBİLMEK İÇİN HERCULE POIROT’NUN ŞU SORULARI YANITLAMASI GEREKTİ: • Pilar’ın odada bulduğu neydi? • Tressilian neden o kadar kaygılıydı? • George telefon ettikten sonra ne yapmıştı? • Magdalena yemekten sonra neredeydi? • Stephen konağa niçin gelmişti? • Horbury neden korkuyordu? • İhtiyar adam Magdalena hakkında ne biliyordu? • Piyanoda ölüm Marşı’nı çalan kimdi? • […]