Gerard De Villiers – Sas #9 – Bulgar Çıkmazı

Osman Galata, parmaklarının arasındaki Montecristo’dan derin bir nefes çekerek gözlerini Kontes Hildegard von Brisbach’ın uzun, yumuşak, siyah deri çizmelerinin sımsıkı sardığı bacaklarına ve lasteks pantolonun hatlarını ortaya koyduğu kalçalarına dikti. Genç kadın elindeki panter kürklü mantoyu umursamaz bir tavırla koltuğa fırlatıp gri gözlerini Türke çevirdi. Ne var yine? Türk çıplak kıllı göğsünü kaşıdı. Gözlerinde insani bir ifade belirmişti. Kalın bir sesle: Hiç, dedi. Sadece canım seni çekti. Ne kibar bir itiraf! Hildegard alaylı bir gülümsemeyle ona baktı. Yeni bir şey değil bu! Karanlık işler ve kaçakçılıkla uğraşan Türk, gerçek bir kontesle ilişki kurmanın verdiği keyif içindeydi. Genç kadın, sevgilisini etkilediğinin bilincinde olarak alnına düşen saçı geriye attı. Başın yine dertte mi? diye sordu Türke. Resepsiyondan seni sorduğumda memur tuhaf tuhaf yüzüme baktı ve adımın listede olup olmadığını kontrol etti. Sonra da iki polis yukarı çıkmadan önce çantamı aradı. Osman Galata gurur dolu bir gülümsemeyle sararmış dişlerini ortaya koydu. Dün akşam sana anlattığım şey yüzünden. Bir anda önemli biri oluverdim.


Kapıyı açıp koridora bir göz atsana! Meraklanan Hildegard, söyleneni yerine getirdi. Kapı aralığından dışarı bir göz attı ve koridorun her iki ucunda iskemle üzerinde oturan iki adam gördü. Odaya döndüğünde: Onları buraya gelirken de farketmiştim. Seninle mi ilgili? Ne demek oluyor bu? Tutuklandın mı yoksa? Osman iyice kasıldı. Beni korumakla görevliler. Kime karşı? Osman esrarengiz bir biçimde gülümsedi. Tahmin edemiyor musun? Beni ziyarete izin verilen tek kişi sensin. Çünkü sana güvenim var. Kontes von Brisbachın bu işe bir türlü aklı eriniyordu. Osman Galata’nın, ayak bastığı her ülke polisiyle başı dertteydi. Hildegard aynı duruma Türkiye’de de rastlamıştı. Osman tutuklanmak üzereyken adaletin pençesinden sıyrılmayı başarmış, kendisine sus payı olarak teklif edilen parayı almaya Hildegard’ı göndermişti. O da sevgilisinin karıştırdığı haltlardan haberi yokmuş gibi safça bir tavırla gitmişti oraya. Osman Galata yılışık bir gülümsemeyle: Ne kadar güzelsin! Dedi. Hildegard hemen aynada vücuduna baktı.

Düz bir karnı, iri göğüsleri, yuvarlak kalçaları ve uzun saçları vardı. Gören otuz sekiz yaşında demezdi.

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir