Bir Ahmet Hamdi okuru olarak seviniyorum. Bir Tanpınarsever olarak mutluluk duyuyorum. Artık Tanpınar daha çok, daha iyi tanınıyor. Kitapları satılıyor; yeni baskıları çıkıyor. Kıyıda köşede kalmış çalışmaları, yazıları, mektupları, giderek fotografları bulunup okura kazandırılıyor. “Aydaki Kadın” da günışığına çıktı. Tanpınar’ın değeri daha iyi anlaşılıyor artık. Yalnızca yurdumuzdakilerin değil, Türk yazınını konu edinmiş yabancı araştırmacıların da […]
Kategori: Araştırma-Eleştiri-İnceleme
Friedrich Wilhelm Nietzsche – Putların Alacakaranlığı
Karanlık ve ölçülerin üzerinde sorumluluk gerektiren bir davanın ortasında neşesini korumak, hiç de azımsanmayacak bir meziyettir: üstelik, neşeden daha gerekli ne vardır? Delice neşeden payını almamış hiçbir şey başarıya ulaşmaz. Ancak güç fazlasıdır, gücün kanıtı. — Tüm değerlerin bir yeniden değerlendirilişi, bu soru işareti öyle kara öyle devasadır ki, gölge salar, onu koyanın üstüne — […]
Friedrich Wilhelm Nietzsche – Eğitimci Olarak Schopenhauer – Çağa Aykırı Düşünceler 3
Pek çok ülkeyi ve ulusu ve birkaç kıtayı görmüş olan bir gezgine, tüm insanlığın ortak özellikleri olarak ne tür nitelikleri keşfettiği sorulduğunda, şöyle cevap vermişti: “tembelliğe meyillidirler.” Çoğu kişiye öyle geliyor ki, eğer gezgin şöyle deseydi, cevabı daha doğru ve geçerli olurdu: “Hepsi korku içinde. Geleneklerin ve fikirlerin arkasına gizleniyorlar.” Temelde her insan, dünyada yalnızca […]
Friedrich Wilhelm Nietzsche – Dionysos Dithyrambosları
Nietzsche ya da Bir “Tuhaf Filozof” Evet, Friedrich Nietzsche (1844-1900) dendiğinde, hemen “tuhaf” bir filozof belirir düşüncelerimizde. Tuhaflıkları çeşit çeşittir. Ama en başta “sistemsizliği” ya da belki daha iyi bir deyişle “sistem düşmanlığı” gelir. Nietzsche’nin bu yönünü belki de en iyi anlatan Stefan Zweig olmuştur. Dünyanın Fikir Mimarları başlıklı denemeler kitabında Zweig, Nietzsche üzerine kaleme […]
Friedrich Wilhelm Nietzsche – Böyle Söyledi Zerdüşt
Zerdüşt otuz yaşındayken yurdunu ve yurdunun gölünü terk edip dağlara çıktı. Burada başını dinledi ve yalnızlığın tadına vardı ve on yıl boyunca da bundan usanmadı. Ne var ki sonunda dönüştü yüreği – ve bir sabah, tanyeri ağarırken kalktı ve güneşin karşısına geçip şöyle söyledi: “Ey sen büyük yıldız! Aydınlattıkların olmasaydı, ne olurdu mutluluğun? On yıl […]
Friedrich Wilhelm Nietzsche – Deccal
Bu kitap en azlarındır. Belki de onlardan hiçbiri yaşamıyor daha. Onlar, benim Zerdüşt’ümü anlayanlar olacaklar : kendimi, daha bugünden işitilecek kulaklar bulanlar ile nasıl karıştırabilirdim ki? Ancak öbürgündür benim olan. Kimileri öldükten sonra doğar. Kişinin beni anlamasının, hem de zorunlukla anlamasının koşulları, —bunları pek iyi bilirim. Benim yalnızca içtenliğime, tutkuma dayanabilmek için, düşünsel konularda katılık […]
Friedrich Hayek – Kölelik Yolu
Pek az keşif fikirlerin şeceresini teşhir eden keşiflerden daha irkiticidir. Lord Acton İçinde yaşamakta olduğumuz hâdiseler tarih değildir. Bunların nasıl neticeler doğuracaklarım kestiremeyiz. Araya biraz mesafe girince, geçmiş hâdiselerin mânâsını takdir etmek ve doğurdukları neticeleri göz önüne getirmek mümkün olur. Fakat tarih cereyan etmekte olduğu sırada, bizim için henüz tarih değildir. Hâdiseler bizi meçhul bir […]
Franz Kafka – Sevgili Milena
Franz Kafka’nın anadili Almancaydı, Almanca yazardı yazılarını. Milena, Kafka’nın değerini daha o zaman anlamış, bunları Çekçeye çevirmeye başlamıştı. Tanışmaları bu yüzden oldu. 1920 yılında, Kafka ciğerlerinden hastalanmış, Meran’da dinleniyordu. Milena Viyana’daydı. Birbirlerini görmeden mektuplaşmaya başladılar; dostça başlayan mektuplaşmalar kısa bir süre sonra tutkulu bir sevgiye döndü. Aslında bu sevgi yalnız mektuplarda kaldı. (Kierkegard ya da […]
Nuran Özlük – Türk Edebiyatında Fantastik Roman
Modern zamanların güçlü ve etkili anlatım biçimlerinden olan romanın kendi içinde gösterdiği çeşitlilik, ayrıldığı türler bazen destan, efsane, masal bazen hikâye, mesnevi vb.den etkilenerek gerçeküstü, olağanüstü unsurlarla bezenmiş ve tabiatından uzaklaşmış bazen de tanımı içinde, çizilen sınırlara sadık kalarak yaşanmış ya da yaşanması mümkün unsurlar etrafında şekillenmiştir. Bu çift yönlü tutum özellikle 2000 sonrasında birincinin […]
Fernando Pessoa – Huzursuzluğun Kitabı
“Var olan tek sır, bir sır olduğunu düşünen insanların olmasıdır,” demişti Álvaro de Campos ya da ardında saklanan Pessoa, “Sürülerin Bekçisi”nde. Ölümünden epey sonra, yirminci yüzyılın ortalarına doğru keşfedilen Pessoa’yı düşünürken, özellikle etrafını saran efsane halesini aşmak zorlaştığında bu sözü hatırlamak, onun gerçek özüne yaklaşmak için yararlı olabilir. Bugün dünya edebiyatının en önemli yazarlarından sayılan […]
Fernando Pessoa – Anarşist Banker – Şeytanın Saati
1922’de Pessoa adıyla yayımlanan bu metin 1 , gerçek bir ateş gemisidir; bugün de, basıldığı zamandaki kadar tehlikeli, bir o kadar patlayıcı ve coşkundur. Eser, bir roman gibi okunabilir: hatalarıyla, tereddütleriyle ve nihayetinde muzaffer sonucuyla bir hayatın romanı. Sıfırdan başlayan Banker, bir servet kazanır: Neden ve nasıl? Acımasız bir keskinlikte ama bir o kadar da […]
Newt Scamander – Fantastik Canavarlar Nelerdir, Nerede Bulunurlar
NEWT SCAMANDER benden “Fantastik Canavarlar Nelerdir, Nerede Bulunurlar?”ın bu çok özel baskısının önsözünü yazmamı istediğinde çok gurur duydum. Newt’un başyapıtı, yayımlanmasından bu yana Hogwarts Cadılık ve Büyücülük Okulu’nda onaylanmış bir ders kitabı oldu, öğrencilerimizin Sihirli Yaratıkların Bakımı sınavlarından sürekli iyi not almasında da büyük rol oynamıştır – ancak sadece dershaneyle sınırlandırılacak bir kitap da değildir. […]
Neil Postman – Çocukluğun Yokoluşu
Çocuklar, göremeyeceğimiz bir zamana gönderdiğimiz canlı mesajlardır. Biyolojik açıdan herhangi bir kültürün kendisini yeniden üretme gereksinimini unutması tasavvur edilemez. Fakat bir kültürün toplumsal açıdan çocukluk ϐikrine sahip olmaksızın var olması oldukça muhtemeldir. Bebekliğin tersine çocukluk, biyolojik bir kategori değil, toplumsal bir kurgudur. Genlerimiz, çocuğun ne olduğu ya da olmadığına ilişkin açık talimatlar içermemektedir ve var […]
Necip Fazıl Kısakürek – İdeolocya Örgüsü
Koskocaman, top şeklinde bir yumak gibi iplik iplik sarılı, kangal kangal bükülü, ilk ucundan son ucuna kadar üstüste devşirili; dışarıya doğru lif lif dağınık ve içeriye doğru kol kol toplu, muhitte nâmutenahî çok ve merkezde nâmutenahî tek; ve nihayet gelmiş ve gelecek zaman boyunca bütün eşya ve hâdiseler zeminini avlamaya memur bir fikir ağı halinde […]
Necip Fazıl Kısakürek – Doğru Yolun Sapık Kolları
Allah’ın Resulü, etraflarında Sahabileri, ince bir değnekle kum üzerine derince ve dümdüz biz çizgi çektiler ve sonra bu çizginin iki yanına kırkayağa benzer birtakım kısa hatlar ekleyerek buyurdular: -Şu dosdoğru çizgi kurtuluş yoludur; ondan kopma küçük hatlarsa felaket yönleri… Ve daha nice hadis… Bir tanesi daha:-Musa Peygamberin ümmeti 71 fırkaya ayrıldı. Biri nur, 70’i ateş […]
Necip Fazıl Kısakürek – Batı Tefekkuru ve İslam Tasavvufu
Bu eser İdeolocya Örgüsüne bağlı olarak benim en başa alınması gereken verimlerimden biri… • Eser 20 yıl kadar önce Ramazan ayında ve üç defada konferans şeklinde verilmiş ve üç gece teravihten sahur vaktine kadar sürmüştür. Geçen seneye gelinceye dek teyplerden naklen kaleme alınarak tarafımdan titizlikle muhafaza edilen ve birdenbire kitaplık çapta ortaya çıkarılmasını bekleyen üstüne […]