Kategori: Felsefe

Hui Hai – Hui Hai’nin Zen Öğretileri

DUA Hocalarıma hürmet! Üç Kıymetli Birliğe- Buda, Dharma ve Sangha’ya – hürmet! Hepimizin içinde varolan O’na hürmet! İNGİLİZCE TERCÜMENİN DOĞUŞU Büyük İnci olarak sevgi ile anılan Zen Ustası Hui Hai’nin öğretilerini İngilizce’ye çevirme görevine, yıllar önce aynı çalışmanın tamamlanmamış bir çevirisini yaptığımdan çok daha alçakgönüllülükle yaklaştım. Geçen yıllar bu öğretilerin paha biçilmez değerini daha derin […]

Hilmi Ziya Ülken – Felsefeye Giriş – 2

Platon’un rasyonel ve ideal varlığa ait derin görüşünü gerçeğe ait incelemelerle birleştiren Aristoteles ilk defa ilim felsefesinin temellerini kurmuştu. O zamandan beri (yirmi dört asır) insanlık bu büyük yolun üzerinde düzeltmeler yaparak ilerliyor. Aristoteles mantığının yetmezliği, eksikleri görüldü. Fakat düşüncenin temel kategorileri değerini muhafaza etti. Şu kadar var ki, büyük filozofun çizdiği plan, esasında tabiat […]

Hilmi Ziya Ülken – Felsefeye Giriş – 1

İnsan kendisi, âlem ve âlemin ötesi hakkında düşünmeye başlayalı beri felsefe vardır. Bu düşüncenin varlık derecelerinden her birinde ayrı metot ve ölçülerle derinleşmesi, pratik ihtiyaçlarımıza kadar inmesi ilimleri doğurduğu için, felsefe ve ilimler birbirlerinin gelişmesine karşılıklı yardım etmişlerdir. Felsefe ilimlerin müşterek kaynağını teşkil ettiği için, ilimlerin gelişmesi de felsefi düşünceye daima yeni veriler getirmekten geri […]

Hilmi Ziya Ülken – Aşk Ahlakı

Bu kitabın amacı insanı “demokrasi” ahlâkına yükselten “eğitim” yollarını aramaktır. Demokrasi, araç-değerlerde eşitlik, ideal-değerlerde hürlük isteyen o çağdaş sistemdir ki, sosyal adâlet ancak böyle bir sistemde gerçekleşir. Bu kitap, siyaset ahlâkına hazırlayan bir “eğitim” yolu sayılmalıdır. [*1] İlk baskısı kırk yıl (1931), ikinci baskısı on iki yıl (1958) önce çıkmış olan bu kitabın üçüncü baskısını, […]

Vathek – William Beckford – Babil Kitaplığı 3

Otuzlu yıllarda, batı yakasının dış mahallelerinden birinde, gözlerden uzak bir kütüphanede memur olarak çalışıyordum. İleride sadece benim okuyacağım birtakım İngilizce kitaplar satın almakla görevlendirildim. Bu kitaplara göz gezdirirken, şaşkınlık içinde, çocukluğumda yaşadığım bir öğle sonrasına döndüm: Bu, başka bir mahallede William Becliford’un (17601844) A History of Caliph Vathek’ini okuduğum öğle sonrasıydı. Aslında Vathek karmaşık bir […]

B. I. Suslakov, L. A. Yakovleva – Felsefe El Kitabı

Marksist ekonomi politiği incelemenin yerini elbette tutamayacak olsa da, o incelemeyi kolaylaştıracak olan bu el kitabı muhtemelen en çok bir gözden geçirme aracı olarak işe yarayacaktır. El kitabı ilk kez Dördüncü Enternasyonalin Avrupa’daki kadro okulu için geliştirildi. Sonradan (Avustralya) Demokratik Sosyalist Parti(si)nin kadro okulunda da kullanıldı. Yol boyunca tanımlar ile açıklamaların birçoğu, öğrencilerin karşılaştıkları güçlükler […]

Ayn Rand – Atlas Silkindi

Pek çok insanın onun yaratıcılığı sayesinde hayatını sürdürebildiği yaratıcı sınıf bir gün çalışmaktan vazgeçerse ne olur? Atlas Silkindi Ayn Rand’ın felsefesinin bütün unsurlarıyla ve en mükemmel şekilde ortaya serildiği felsefi bir romandır. Rand’ın felsefesinin en önemli ve kurucu unsuru bireyciliktir. Rand, bireyin temel ve esas beşeri varlık olduğuna inanır. Ona göre, birey, akıl sahibi bir […]

Adorno Horkheimer – Aydınlanmanın Diyalektiği

Toplumda özgürlükle aydınlatan düşünme’nin birbirinden ayrılamayacağını biliyoruz, (…) ne var ki, bu düşünme kavramının, somut tarihsel biçimlerden, iç içe geçtiği toplumsal kurumlardan daha az olmamak üzere, bugün her yerde meydana gelen gerilemenin nüvesini kendinde barındırdığını açık seçik görmüş olduğumuza inanıyoruz. Aydınlanma, bu gerileme momenti üzerinde düşünüp taşınmazsa, o zaman kendi kaderini tayin eder.” Max Horkheimer/ […]

Aydın Çubukçu – Mantık ve Diyalektik

Bu çalışma, önce bir dizi tartışmanın dağınık notları olarak başladı. Bir süre sonra tartışma, ona katılanlarca “ders” diye adlandırılınca, notların da düzenli tutulması ve okunup yeniden tartışılabilmesi için yazıya dökülmesi gerekti. O haliyle buna “kitap” denildi. Yakıştırılan bu adı hak etsin diye notlar üzerinde yeniden çalıştım. Bize ulaşan birikime bakarak, iki bin beş yüz yıldır […]

Atakan Altınörs – Dil Felsefesine Giriş

Varlık felsefesi, bilgi felsefesi, tarih felsefesi, siyaset felsefesi, vb. gibi, dil felsefesi de bir felsefe disiplinidir. Ancak, diğer felsefe disiplinleriyle karşılaştırıldığında, dil felsefesinin deyim yerindeyse bir “talihsizliği’’nden söz edilebilir. Bu talihsizlik şöyle özetlenebilir: Dili konu edinen çok sayıda farklı disiplin mevcuttur; bu çeşitlilik içinde, dile ilişkin ortaya koyulmuş bilgiler ya da yapılmış spekülasyonlar da bir […]

Arthur Schopenhauer – Yaşam bilgeliği Üzerine Aforizmalar

Yaşam bilgeliği kavramını burada bütünüyle içkin anlamda, yani yaşamı olabildiğince rahat ve mutlu bir biçimde sürdürme sanatı anlamında alıyorum, ki bu sanatın kılavuzu mutluluk öğretisi olarak da adlandırılabilir: Buna göre bu kavram mutlu bir varoluşun yolunun gösterilmesi olurdu. Bu varoluş da yine, arı, nesnel bir gözle incelendiğinde ya da daha çok (burada öznel bir yargı […]

Arthur Schopenhauer – Varolmanın Acısı

Schopenhauer’e göre dünya, bedenimizde yer almakla birlikte kökeni transzendental (aşkın) bir alanda yatan “iradenin” eseridir. Gerçeklik, bu iradenin fenomenlerinden biri olan beynimizin “tasarımlarından” ibarettir. Biricik amacı türü koruyup sürdürmek olan “irade”, bireyi aldatarak onu kendi hedefinin hizmetine koşar. Öyleyse yapılması gereken, “iradeye” ‘hayır’ demek, hayatı “olumsuzlamaktır”. Azizce, keşişçe, nihilist bir hayat sürmek, iradenin esaretinden kurtulmak […]

Arthur Schopenhauer – Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine

Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey yoktur. Dünya sefalet ve ıstırapta doludur; ve eğer bir insan bunlardan yakasını kurtarırsa, bilsin ki can sıkıntısı her köşe başında pusuda beklemekledir. Hatta daha da fazlası; genellikle galip gelen kötülüktür; ve gürültü ve şamatayla sesini en fazla duyuran budalalıktır. Talih insafsız ve acımasızdır, ve insanlık […]

Arthur Schopenhauer – İsteme ve Tasarım Olarak Dünya

Schopehauer’in başyapıtı “İsteme ve Tasarım Olarak Dünya”nın (Die Wellt als Wille und Vorstellung) Türkçede olmaması, birçok kişi gibi benim için de kanıksanmış bir eksiklik gibiydi. Düşünürün önemini Jung okumalarım sırasında daha iyi fark edip kitabı çevirmeye yöneldim. Ne ki, metindeki dipnotların, eski çağ, orta çağ düşünürlerinden, yeni çağ kaynaklarından yapılan alıntıların çok fazla olduğunu gördüm. […]

Arthur Schopenhauer – Cinsel Aşkın Metafiziği

Bu bölüm, dört bölüm arasında sonuncusudur ve bir ölçüde ikincil bir bütünsellik oluşturmaları nedeniyle, birbirleriyle olan değişik ve karşılıklı ilişkileri, benim onları hatırlatmak ve kendilerine atıfta bulunmak için araya girmemi gereksiz kılacak şekilde, dikkatli bir okuyucu tarafından derhal fark edilecektir. Şairlerin, temelde cinsel aşkın tanımıyla ilgili olduklarını görmeye alışığız. Bir kural olarak, bu, ister Avrupalı […]

Arthur Schopenhauer – Aşkın metafiziği

Arthur Schopenhauer ile birlikte felsefe, 19. yüzyılda önemli sonuçları olan bir dönüşüm yaşar. İnsanın gerek kendi bireysel tabiatını gerekse de bütün bireylerin paylaştıkları dünyayı tek, uyumlu bir bütün olarak kavrama ve öğrenme yeteneğinin en ilk kaynağını, kendisinden önceki idealist felsefelerde olduğu gibi, doğrudan insanın kafasının içinde, onu düşünme faaliyetinin ürünü olarak görmeyip bu kaynağı insanın […]