Sabah ezam okundu. Kalk yavrum, işe geç kalacaksın. Ali nihayet iş bulmuştu. Bir haftadır fabrikaya gidiyordu. Anası memnundu. Namazını kılmış, duasını yapmışh. içindeki Cenabı Hak’la beraber oğlunun odasına girince uzun boyu, geniş vücudu ve çok genç çehresi ile rüyasında makineler, elektrik pilleri, ampuller gören, makine yağlan sürünen ve bir dizel motoru homurtusu işiten oğlunu evvela […]
Kategori: Hikaye-Öykü
Sait Faik Abasıyanık – Alemdağ’da Var Bir Yılan
Alemdağ’da Var Bir Yılan yeniden basıma hazırlanırken kitabın, Sait Faik Abasıyanık hayattayken Varlık Yayınları tarafından 1954 yılında yapılan ilk baskısı esas alındı. Dönemin dil anlayışına uygun olan yazım biçimleri günümüze uyarlandı ve okumayı kolaylaştıracağı düşünülerek, gerekli olduğu durumlarda noktalama işaretleri eklendi ya da çıkarıldı. Öykülerin ilk yayım yerleri ve tarihleri belirtilmiş; öyküler ile ilgili açıklamalar […]
Sâdık Hidâyet – Üç Damla Kan
Dün odamı ayırdılar. Acaba müdür muavininin vaat ettiği gibi şimdi tam tedavi oldum mu ve haftaya özgür olacak mıyım? Hasta mıydım acaba? Bir yıldır, yalvarıp yakarmama rağmen bana kâğıt kalem vermiyorlardı. Elime kâğıt kalem geçtiğinde ne kadar çok yazacak şeyim olduğunu düşünüp duruyordum. Fakat dün ben istemeden kâğıt kalem getirdiler. O kadar arzu ettiğim, o […]
Sâdık Hidâyet – Hacı Aga
İran edebiyatında Avrupai anlamda hikâyeciliğin kurucusu olarak kabul edilen Sâdık Hidâyet’in Hacı Aga adlı noveli bu üretken ve çok yönlü yazarın, yazı hayatının ikinci döneminde ortaya çıkardığı yapıtlarından biridir. Rıza Şah’ın (Rıza Han veya Büyük Rıza Şah) saltanatının son yılları ile oğlu Muhammed Rıza Şah’ın (Pehlevî) saltanatının ilk yıllarındaki dönemde, çıkarcı ve sermayedar tüccar kesimi […]
Sâdık Hidâyet – Diri Gömülen
Soluğum kesiliyor, gözlerimden yaş akıyor, ağzım acı mı acı, başım dönüyor, yüreğim sıkışık, bedenim yorgun, ezik ve gevşek. Bilinçsizce yatağa düşmüşüm. Kollarım enjeksiyon iğnesinden delik deşik. Yatak ter ve ateş kokusu veriyor. Yatağın yanına konmuş küçük masa üzerindeki saate bakıyorum. Cumartesi, saat on. Ortasına elektrik ampulü asılmış odanın tavanına bakıyorum. Duvar kâğıdının üzerinde pembe ve […]
Sâdık Hidâyet – Aylak Köpek
İlk kez 1942 (Hicri şemsî 1321) yılında Tahran’da basılan Seg-i vilgerd (Aylak Köpek), İkinci Dünya S avaşı’nın getirdiği yıkımla S âdık Hidâyet’in yaşam ve toplum görüşünün çok olumsuz bir havaya büründüğü, inziva ve intiharın kaçış yolu olarak gösterildiği, mutluluğu bu dünyada bulmanın mümkün olmadığının sık sık ele alındığı yedi hikâyeden oluşan bir kitaptır. Kitaba adını […]
Sâdık Hidâyet – Alacakaranlık
İran edebiyatında modern öykünün kurucusu sayılan Sâdık Hidâyet, yedi öyküden oluşan Alacakaranlık adlı yapıtında, diğer öykülerinde olduğu gibi yine 1930’lu yıllar İran’ının geri kalmışlık ve yönetim sorunlarını dolaylı olarak dile getirir. “S.G.L.L.” adlı ilk öyküsünde Jules Verne’den de etkilenerek, okuyucu şaşırtıcı bir mekân yaratmayı başarır. Bu bilimkurgu öyküsünde, hiçbir zaman etkisinden kurtulamadığı Hayyam’m kimi fikirlerinden […]
Sabahattin Ali – Yeni Dünya
Asfalt Yol – Bir köy öğretmeninin notlarından – İstasyondan kalkıp vilayet merkezine giden kamyon, iki saat kadar sarstıktan sonra, beni gideceğim köye ayrılan yolun başında bıraktı. İki adım bile atacak halim yoktu. Çantamı yanıma koyarak, kenarlarından otlar fırlayan bir taşın üstüne oturdum. Kafamdaki uğultuyu dinlemeye başladım. İçi tozla karışık ter kokan kamyon dünyanın bu en […]
Sabahattin Ali – Çakıcı’nın İlk kurşunu (Tereke) – Öyküler, Şiirler, Derlenmemiş Yazılar
Sabahattin Ali, Türk edebiyatının önemli isimlerinden biridir. Önce şiirleriyle ortaya çıkar, sonra ise hikâye ve romanlarıyla tanınır. Eserlerinin listesi ilk yayımlanış tarihleriyle önsözün sonunda verilmiştir. Yirminci yüzyılın ilk yarısında verdiği bu eserlerle edebiyat tarihimizde kendine saygın bir yer edinen Sabahattin Ali, en çok hikâyeleri ile sevilmiştir. Hikâyeciliğimizde “toplumcu gerçekçi” tarzda yazdığı öyküleri ile bir mihenk […]
Sabahattin Ali – Bütün Öyküleri #2 – Yeni Dünya, Sırça Köşk, Esirler
Bir köy öğretmeninin notlarından İstasyondan kalkıp vilayet merkezine giden kamyon, iki saat kadar sarstıktan sonra, beni gideceğim köye ayrılan yolun başında bıraktı. İki adım bile atacak halim yoktu. Çantamı yanıma koyarak, kenarlarından otlar fırlayan bir taşın üstüne oturdum. Kafamdaki uğultuyu dinlemeye başladım. İçi tozla karışık ter kokan kamyon dünyanın bu en bozuk yolunda bizi birbirimize […]
Sabahattin Ali – Bütün Öyküleri #1 – Değirmen, Kağnı, Ses
Şiir ve hikayelerim arasında, yazmış olmaktan utanacağım kadar kötüleri olduğunu biliyorum. Bunların bir kısmının çocuk denecek bir yaşta yazılmış olmaları bence bir mazeret değildir; çünkü bu çeşit bir yazıyı bugün herhangi bir imzanın üstünde görsem, sahibini ıslah olmaz bir zevksizlik ve tam istidatsızlıkla suçlandırmakta tereddüt etmem. Bunların, benim san’at hayatımın gelişmesini göstermesi bakımından, sadece kendim […]
Ryunosuke Akutagava – Raşömon ve Diğer Öyküler
Çağdaş Japon edebiyatında hiçbir öykücü yapıtları ve özel yaşantısıyla Akutagava kadar derin tartışma uyandırmamıştır. Akutagava edebiyat sahnesine 1916 yılında çıktı, fakat bu sahneden 1927 yılında intihar ederek ayrıldı. Sadece on bir yıl süren bu kısa yazarlık hayatında öykü, roman, gezi, anı, eleştiri, antoloji gibi sayısı 150’yi geçen ve toplam 19 ciltte toplanan değişik türde yapıtlar […]
Robert Musil – Üç Kadın
Bir dönem gelir, hayat sanki devam etmekte tereddüt ediyormuş ya da akışını değiştirmek istiyormuş gibi belirgin biçimde yavaşlar. Böyle bir dönemde insanın başına kolayca bir felaket gelebilir. Homo ’nun hasta, küçük bir oğlu vardı; hastalığı bir seneden beri ne düzeliyor ne de kötülüyordu, doktor onun uzunca bir süreliğine kaplıcaya götürülmesini istemişti ama Homo bu seyahate […]
Richard Bach – Martı | Jonathan Livingston
Sabahın erken saatleri. Güneşin ilk ışıkları, yumuşacık, denizin ürpertisini altın pınltısıyla oynaştırıyordu. Kıyıdan bir mil açıkta bir balıkçı teknesi. Denize yem için dökülen balık artıklarının kokusu bir anda yayılıyor havaya ve kahvaltı sürüsü çağrıyı alıyor. Bin martılık kalabalık, yiyecek parçaları için kapışıp kavga etmeye geliyor. Yoğun bir gün başlıyor yine. Ama uzakların yalnızlığında, tekneden ve […]
Recaizade Mahmut Ekrem – Muhsin Bey Yahut Şairliğin Hazin Bir Neticesi
Muhsin Bey –ki yirmi iki yaşında, zeki, gayet çalışkan, sinnine göre malûmatı zararsız, fakat istidâd-ı muhabbeti galip, hayâlât-ı şâirâneye mağlup, nahîfü’l-mizâc bir genç şair idi– uzaktan kendisine karâbeti bulunan bir kızı daha çocukluğunda en şiddetli bir sevdâ-yı ismetperverâne ile sevmiş ve şiddet-i aşk u alâkasından perestîdesi olan Dilara’yı da hissedar etmek bahtiyarlığına nail olmuş idi. […]
Raymond Queneau – Biçem Alıştırmaları
Notasyon S hattı otobüsünde, trafiğin civcivli zamanı. Yirmi altı yaşlarında bir tip, kurdela yerine sicim sarılmış fötr şapka, pek uzun boyunlu, sanki boynunu birisi çekiştirmiş gibi. İnsanlar iniyor. Söz konusu tip yanında duran bir adamdan rahatsız oluyor. Adamı, ne zaman birisi geçse, kendisini iteklemekle suçluyor. Ağlamaklı bir ses tonu, ama aslında saldırgan olmaya çalışıyor. Boş […]