O kör adam, karımın eski bir arkadaşı, gece yatıya kalmak üzere bize gelecekti. Karısı ölmüş, o da ölen karısının Connecticut’taki akrabalarını ziyarete gelmişti. Karımı akrabalarının evinden aradı, sözleştiler. Adam trenle gelecek, beş saatlik yolculuktan sonra karım onu istasyonda karşılayacaktı. Karım on yıl önce, Seattle’da, bir yaz onun yanında çalışmış ve o zamandan bu yana onu […]
Kategori: Hikaye-Öykü
Ray Bradbury – Ertelenen Aşk
Yeşilkentteki yaz okuluna Ann Taylorın öğretmen olarak atandığı haftaydı. Genç kadın yirmi dördünden henüz gün almıştı o yaz… Bob Spauldingsse bıyıkları bile terlememiş on dörtlük bir delikanlıydı. Aradan bunca yıl geçtikten sonra bile herkes hatırlıyor, Ann Tayloru. Öğrencilerin sabah gelirken ona vermek için kır çiçekleri topladıkları, elmalar, portakallar getirdikleri, karatahtayı pırıl pırıl etmek için yarıştıkları, […]
Rasim Özdenören – Denize Açılan Kapı
Kapıy AHMET : Çoraplarımı giyeceğim. Gömleğimi, pantolonumu. Daha önce yüzümü yıkamalıyım. Yargılama belki bugün. Yeryüzünü boşaltmam isteniyor. Temyizsiz. Acaba kim karar veriyor? Muhakkak birinin emriyle veriyordur karar verenler. Ama kim adına? Bugün işe gideceğimi sanmıyorum. Sokaktan hâlâ kimse geçmedi. Zaten kimse geçmez burdan. Hiçbir sabah. Tuhaf bir çöl burası. Güneş hep uzaklarda duruyor. Hep o […]
Rasim Özdenören – Çözülme
İçinde tortulanarak biriken pazar kalabalığı biçiminde o karmaşık, dolaşık sıkıntının, yüzüne çizdiği sinirli gölgeleri bakışlarının bulanıklığında anlıyor; ne yapması gerektiğini, birbirinin içine girerek yürüyen, düşüncesini karıştıran kadınlı erkekli, kızlı oğlanlı insanlar, hızla geçen, sağa sola sert dönemeçler yapan dolmuşlar, taksiler, otobüsler, at arabaları yüzünden kestiremiyordu. Sinemaların önünde birikmiş kalabalık, çember çeviren, köpek kovalayan çocuklar, örtülü, […]
Rasim Özdenören – Ansızın Yola Çıkmak
Bir Kapının Önünde Gecenin karanlığı aralanıyor ağır ağır: he Mutfaktan tüpün harıltısını işitti. (Anası da uyanmış. Her sabah yoksa bu saatte mi uyanırdı? Şimdiye değin nasıl olmuştu da üstünde durmamıştı bunun? Cami evlerine uzaktı. Gitmeye kalksa belki yetişemeyecekti. Ezan sesi kesilmişti.) Yer yatağından kalktı. Ortalık ağarmamıştı daha. Mutfağa geçti. Anası tüpün üstündeki tencereyi karıştırıyordu. “Erkencisin […]
Ralf Rothmann – Deniz Kenarında Geyikler
Islak Serçeler; MESAİ BİTİMİNE bu kadar az kala ihtiyarın yanına gidilmez. Aklına hep yaptıracak bir şeyler daha gelir, hafta sonu olsa bile. Bu yüzden olduğum yerde kaldım, kendime bir Aktive yaktım ve çatıların üzerinden gölü izledim. Bu havada kuşların kanatlarının soğuktan kırılmaması şaşırtıcıydı. Yuvalarını karşı binanın kaba inşaatına yapmışlardı; çığlıklar atarak merdiven boşluğunda hızla uçuyor, […]
George R. R. Martin – Prenses ve Kraliçe Veya Siyahlar & Yeşiller
Ejderhaların Dansı, 129AL’den 131AL’e kadar süren, Westeros’un Demir Tahtı için Targaryen Hanesi’nin iki dalı arasında yaşanan iç mücadeleye verilen tozpembe isimdir. Böyle karanlık, kanlı ve karışık bir dönemi “dans” olarak isimlendirmek aşırı şekilde uygunsuzdur. Şüphe yok ki bu ad, şarkıcıların işidir. “Ejderhaların Ölümü” daha uygun bir isim olurdu, ancak gelenekler ve zaman daha şiirsel olan […]
George R. R. Martin – Düzenbaz Prens Veya Kral’ın Kardeşi
Eski Şehir, Hisar’dan Aliüstat Gyldayn tarafından yazıya geçirilen bu kaynak, Prens Daemon Targaryen’in gençlik yıllarının, maceralarının, suçlarının ve evliliklerinin hususlarını anlatır. Bir kralın torunu, başka bir kralın ise kardeşi olan Daemon, kraliçenin kocası olma şerefine de erişmiş bir adamdı. İlerleyen yıllarda oğullarından ikisi ve torunlarından üçü Demir Taht’a oturdular fakat Daemon Targaryen’in taktığı tek taç, […]
George R. R. Martin – Dunk ile Egg’in Hikayeleri #2 Yeminli Kılıç
Yolların kesiştiği yerdeki demir bir kafesin içinde, ölü iki adam yaz güneşinin altında çürüyordu. Egg, onlara bakmak için durdu.”Kim olduklarını düşünüyorsunuz sör?” Katırı Udžstad, moladan gayet memnun bir şekilde sırtındaki iki devasa şarap küpüne aldırış etmeden sınır boylarınca yetişen kurumuş boz şeytanotlarını yemeye başladı. “Hırsızlar” dedi Dunk. Atı Yıldırım’ın üzerinde olduğundan ölü adamlara daha yakındı. […]
George R. R. Martin – Dunk ile Egg’in Hikayeleri #1 Gezici Şövalye
Bahar yağmurları toprağı yumuşattığı için Dunk, mezarı kazarken çok zorlanmadı. Yer olarak ihtiyarın her gün, gün batımını zevkle izlediği yeri, alçak tepenin batıya bakan yamacını seçmişti. “Bir gün daha bitti.” Derdi iç çekerek. “Ve kim bilir yarın bize neler gösterecek değil mi ha Dunk?” O yarınlardan biri onlara iliklerine kadar ıslandıkları bir yağmur getirmişti. Sonraki […]
George Orwell – Hayvan Çiftliği (Meb)
Orwell’in “Hayvan Çiftliği”ni bütün tanınmış münekkitlerin büyük bir kısmı komünist rejimin kudretli bir karikatürü diye tavsif etmişlerdi. Hatta bazıları bu eserde, komünist ihtilâlının bazı tarihî vakalarıyla, mühim karakterlerinin de yaşadığını hissetmişlerdi. Fakat aynı zamanda hemen hepsi, sadece eski klâsik hicviyelerin değil, İngiltere’nin dünyaca tanınmış XVIII. asır hicviyelerinin de kudretini “Hayvan Çiftliği”nde sezmişlerdi. Fakat bilhassa klâsik […]
P’u Sung Ling – Konuk Kaplan
Her büyük yazar işe iyi bir okur olmakla başlar ve yıllar geçtikçe, tercih ettiği ya da dışladığı okumalarıyla kişisel bir kitaplık yaratır. Buenos Aires’teki Ulusal Kitaplık’ın (ki burada dünyanın başka yörelerinde bulunmayan kitapların olduğu söylenir) yöneticisi, obur okur Jorge Luis Borges bu kitap bolluğundan yararlanmasını bildi: Zaten büyülenmiş okurlarına, derin bilgi ve neşesiyle, şaşırtıcı derecede […]
Peride Celal – Mektup
BÖCEK “Belki karanlık indiğinde, belki karabasanlarla boğuştuğunuzda, fırtına yaklaştığında ve gökyüzünde bulutlar birbiri üstüne yuvarlandığında, belki pencerenin ardında rüzgâr uluduğunda, belirsiz görüntüler perde arkalarında kımıldadıklarında, belki kepenkler gıcırdadığında… İşte o zaman biri konuşmaya başlarsa aydınlıklar açılır birdenbire.” CATHERINE DAVID Hastabakıcı kapıyı aralayarak haber verdi: “Beş randevusu.” “Daha kaç kişi var?” dedi doktor. “İki.” Her birine […]
Pelin Buzluk – Deli Bal
“Arkada, göremediğiniz bir başka düşman var. Bir günebakan çiçeğinin beni izlediğini ve b Burada her şey öyle yeni ve inanılmaz geliyor ki bana… Peki sen inanabiliyor musun pazaryerinde dolaşabildiğime? Bedenimi sanki dışarıdan izliyorum. Bedenimde olmaktan ölesiye korkuyorum çünkü. Bir hançer daha var Emir, bu hançerin yıllarca özlediği kın, benim etim. Bu hançer yıllarca bana doğru […]
Gary Small & Gigi Vorgan – Bir Psikiyatristin Gizli Defteri
İNSAN NASIL ANSIZIN KONUŞMA KABİLİYETİNİ yitirecek kadar sinirlenir? Kel kalana dek saçını yolar? Ya da sırf bayılan birini gördü diye bayılır? Bu tür sorular daima merakımı uyandırmıştır. Bu yüzden de tıp fakültesinde uzmanlık dalı olarak psikiyatriyi seçmem kimseyi şaşırtmadı ve ben de bu tercihimden hiçbir zaman pişmanlık duymadım. 30 yıllık psikiyatri mesleğim boyunca tuhaf davranışlarıyla […]
Gabriel García Márquez – Mavi Köpeğin Gözleri
Gürültü işte yine başlamıştı. Gayet iyi tanıdığı bu soğuk, keskin, dikine dikine gelen ses, şimdi acı veren bir tizlikle çınlıyordu; delikanlı bunun nasıl bir gürültü olduğunu bir günde unutuvermişti sanki. Ses, içi oyulup boşaltılmış gibi bomboş kalmış kafatasının içinde yankılanıyordu. Kafatasının iç çeperleri birden peteklerle kaplanmıştı sanki. Gürültü, bitmek bilmez sarmallar halinde büyüyor ve kafasını […]