Bu orospu evladı Z.’nin yanından geçerken niye tükürdü şimdi? Durduk yere. Tam dibine, soluna. Belki de ayağına nişan almıştı. Neden öyle bir şey yapsın ki? Hayır canım, o kadar uzun boylu değildir, değildir herhalde. Koca kentin, giderek tüm memleketin en kalabalık caddesinde, varoluşu boyunca hep gözde olmuş bu kevaşe caddede, caddenin hıncahınç insanla dolu olduğu […]
Kategori: Hikaye-Öykü
Orçun Türkay – Peri Masalları
Selülit; Her kadını çıplak hayal edebiliyorum. O yüzden midem bulanıyor. Bu yeteneğimi ilk olarak, kalabalık bir lokantada, sarı saçlı, pek ince, bebekyüzlü bir kadını süzerken farkettim. Kaldı ki ben lokantalardan hiç hoşlanmam, toplum içinde yemek yenilmesinden iğrenirim. Ancak kimi zaman, o kez olduğu gibi, bu tiksintimi sorgular, zaafımı bilenlerin ileride beni herhangi bir konuda bununla […]
Fyodor Mihailoviç Dostoyevski – Bir Yufka Yürekli
Aynı dairede çalışan iki genç, Arkadi İvanoviç Nefedoviç‘le Vasya Şumkof aynı çatı altında, aynı dördüncü katın aynı dairesinde oturuyorlardı. Kişilerden biri bütün adlarıyla anıldığı halde ötekinin neden yalnızca küçük adı ve soyadı ile anılmış olduğunu, yazar, okuyucuların böyle bir anlatım biçimini yakışıksız, hatta biraz senli benli saymamaları için anlatmayı gerekli görür. Ama bunun için daha […]
Oliver Sacks – Müzikofili
Bir türün bütün üyelerini oluşturan milyarlarca insanın müzik denen anlamsız tonal düzenlemeleri çalmaya, dinlemeye ve düşünmeye bu kadar zaman ayırması ne tuhaf. Arthur C. Clarke’ın bilimkurgu romanı Çocukluğun Sonu’ndaki aşırı rasyonel uzaylılar Derebeyleri’ni insanlar hakkında en çok şaşırtan şeylerden biri müzik sevgisiydi. Bir konser izlemek için merakla uzay gemilerinden Dünya’ya inen Derebeyleri performansı baştan sona […]
Oliver Sacks – Mars’ta Bir Antropolog
Sağ elini kullanmaya alışık biriyim, ama bu satırları sol elimle yazıyorum. Bir ay önce sağ omuzumdan bir ameliyat geçirdim, şu sıralar sağ elimi kullanmam yasak, za Kusurlar, sakatlıklar, hastalıklar, bu anlamda paradoksal bir rol oynarlar ve onlar olmadan hiçbir şekilde farkında olmayacağımız, hatta hayal bile edemeyeceğimiz gizli güçleri, değişimleri, gelişmeleri, yaşam biçimlerini ortaya çıkarırlar. Hastalığın […]
Anton Pavloviç Çehov – ÜÇ KIZKARDEŞ
“Zamanımızın iğrenç olduğunu, ama geleceğin çok güzel olacağını düşünüyorum! Hafifliyorum geleceği düşündüğümde, ferahlıyorum… Uzaklarda bir ışık beliriyor, özgürlüğü görüyorum; çocuklarımın da, benim de işsiz güçsüzlükten, içkiden, kaz etli kapuskadan, yemekten sonra yatıp uyumaktan, asalaklıktan uzak olacağımızı görüyorum…” Olga, Maşa ve İrina. Ağabeyleri Andrey ile birlikte küçük bir kasabada yaşayan üç kız kardeş. Yegâne hayalleri bir […]
Ahmet Cemal – Dokunmak
“Yaşayan bir varlığın günahlı olduğuna inananlar, Tanrı’nın ya günahı yaratacak kadar kötü olabileceğine ya da kusursuz varlık yaratma girişimlerinde çok yanlışlıklar yaptığına inanmak zorundadırlar…” Bernard Shaw …Eskiden bu öyküler, zamanın denizlerinde, benim zamanlarımın denizlerinde yüzen parçalardı. Bazıları –çoğunu artık anımsayamadığım– beklentilerle dolu, bitmiş ya da bitmemiş, gönderilmiş ya da gönderilmemiş mektuplardı; bazıları başka metin türlerinin […]
Ahmet Büke – Evde Kimse Yok
Sessizkule… Sevgili Ahmet Büke, çekimser ve sakin görünüşünü yapıtlarıyla yalanlayan ve bizleri şaşırtan Ahmet! Evet bizi yani Xasiork Ölümsüz Öyküler Kulübünün 2002 yılı jürisini, üç ve birbirinden güzel öyküsüyle şaşkınlığa uğratmıştı. Üyeler heyecanla birbirlerini arayıp bu yazarın kim olduğunu soruyorlardı. Kendisini daha önceden tanımıyorduk, kulübümüzün üyesi değildi ve açıkçası bazı jüri üyesi arkadaşlarım onun takma […]
Afşar Timuçin – Destanlar
Tahir ile Zühre, Leyla ile Mecnun, Ferhat ile Şirin, Arzu ile Kamber, Güllü ile Hamza TAHİR İLE ZÜHRE Ayrıdır dünyamızın zamanları Her zamanda gelir geçer bu yoldan Iyi kötü her çeşit yolcu Bu her gün kendimizi daha anladığımız Denizinde tek damla olduğumuz Bu uzun yolculuğu Adam vardır çöllerden çöllere geçirir Adam vardır su başında gölgelerde […]
Fuat Göktürk – Komşuda İç Savaş (Yunanistan’da Yurtsever Direnişin Öyküsü)
Yurtsever savaştan iç savaşa… adı alƨnda, ülkemiz ile tarihsel, kültürel bir yakınlığın yanı sıra, bugünkü siyasal gelişmeler açısından benzer sorunlara ve dış etkilere açık olan Avrupa taraķndaki komşu ülkelerle ilişkili çalışmaların yayınlanacağı bir dizi hazırlıyor. Ne yazık ki, Balkanlar, Türkiye’de kitap dünyasının ilgi alanının oldukça dışına düşmüş durumda. Konuya ilişkin, belli bir sistemaƟğin parçası olarak […]
Oğuz Atay – Korkuyu Beklerken – Bütün Eserleri 4
Oğuz Atay’ın yapıtı deyince, ayrı ayrı romanları, öyküleri ve oyunlarından önce kişileri canlanıyor gözümün önünde. Tutunamayanlar’ın Selim Işık’ından Oyunlarla Yaşayanlar’ın Coşkun Ermiş’ine dek… Negatif kişiler topluluğu: kendi sorunlarını çözememiş ve topluma kendini kabul ettirememiş aydınlar, toplumun acımasızca dışladığı lümpenler, çaresizlik içinde intihara, cinayete sürüklenenler, delirmenin sınırlarında dolaşanlar. Alışılanın tersine marjinal insanlardır bunlar, olumsuz kahramanlardır. Elbette […]
O. Henry – Hikayeler
Bir dolar seksen yedi sent. Ne bir eksik ne bir fazla. Bunun altmış senti de bozukluktu. Bu bozukluklar bakkalla, manavla, kasapla içten içe duyulan bir mahcubiyetle yapılmış pazarlıklardan gıdım gıdım elde edilmişti. Della parayı üç kez saymıştı. Bir dolar seksen yedi sentti ve öbür gün Noel’di. Küçük, eski püskü yatağa kendini atıp hıçkıra hıçkıra ağlamaktan […]
Franz Kafka – Hayvan Öyküleri
Yuvamın inşaatını tamamladım, sanırım güzel de oldu. Dışarıdan bakıldığında sadece büyük bir delik görünüyor ama aslında bu deliğin bir yere vardığı yok, birkaç adımda kayalarda son buluyor. Bu aldatmacayı bilinçle yaptım diye övünmek istemem, daha önceki pek çok başarısız yapı denemelerimden miras bu, bu deliği kapamadan bırakmak bana çok yararlı gibi geldi. Kimi aldatmacaların yapılırken […]
Franz Kafka – Dönüşüm
Gregor Samsa bir sabah huzursuz düşlerden uyandığında, kendini yatağında dev bir böceğe dönüşmüş olarak buldu. Zırhı andıran sertlikteki sırtının üzerinde yatmaktaydı ve başını azıcık yukarı kaldırdığında kubbemsi, kahverengi, yay biçimindeki sertliklerce bölümlenmiş; üstünde, tutuna-bileceği hiçbir şey kalmamış ve neredeyse tamamen kaymak üzere olan yorganın bulunduğu kamını gördü. Diğer kısımlarıyla karşılaştırıldığında acınacak denli ince bir sürü […]
Franz Kafka – Dönüşüm (İş Bankası)
Gregor Samsa bir sabah huzursuz düşlerinden uyandığında kendini yatağında kocaman bir böceğe dönüşmüş buldu. Panzer gibi sert sırtının üzerinde yatıyordu ve başını biraz kaldırdığında tepesinde, yorganın neredeyse kaymak üzere olduğu kubbe gibi yuvarlak, kahverengi, yay biçiminde sert çizgilerle boğum boğum olmuş karnını gördü. Geniş gövdesine oranla pek cılız görünen bir sürü bacağı gözlerinin önünde çaresizce […]
Franz Kafka – Ceza Sömürgesi (Bordo-Siyah)
“Ceza Sömürgesi” adıyla çeviri edebiyatımıza girmiş olan öykünün Almancası: In der Strafkolonie… “Ceza Kolonisinde” diye çevirmek mümkün… Kolonie, Latince bir sözcük: Bir devletin kendi sınırları dışında sahip olduğu, siyasal ve ekonomik yönden kendine bağımlı ülke, bölge, yer vb. anlamına geliyor. Türkçe’deki “sömürge” sözcüğü bu anlamları karşılıyor… Ancak Kolonie, aynı ulustan kişilerin oluşturduğu topluluğun, ulusal sınırlar […]