Kategori: Hikaye-Öykü

N. Ahmet Özalp – Binbir Gece Masalları

Binbir Gece Masalları, son biçimini İslâm kültürü içinde alsa da, eski Çin’den Hint’e, Mısır’dan İran’a uzanan ve her kültür çevresi içinde biraz daha zenginleşen bir anlatı geleneğinden, bir birikimden oluşmuştur. bütün bir Doğu kültürünün ortak ürünüdür. Eşsiz görkemi de buradan gelmektedir. Bu görkemi nedeniyledir ki, Binbir Gece Masalları, bütün dünyada, en çok okunan, en çok […]

Muzaffer İzgü – Zıkkımın Kökü

Bando mızıkayla dünyaya geldim; gerçekten bando mızıkayla! Yıl 1933, aylardan ekim, günlerden 29; yani Onuncu Yıl … On yılda on milyon genç yarattık her yaştan diye marşların söylendiği cumhuriyetin onuncu yıl dönümü… İşte o gece annem tutturmuş da tutturmuş, Fener alayını izleyeceğim diye. Babam, Yahu avrat, ayın günün, sancın mancın tutar, hem bu karınla, demiş. […]

Muzaffer İzgü – Dayak Birincisi

Oldu bitti karakollardan korkarım, önünden geçerken bile içim titrer, ayaklarım birbirine dolaşır. Hele karakolun bahçesinde bir komiser, bir polis varsa yolumu bile değiştiririm. Olur ya, adam yürüyüşümü beğenmez, kaşımı beğenmez, gözümü beğenmez, alır beni içeri, neren ister neren istemez… İşte geçen gün karakoldan bekçi kanalıyla bir çağrı alınca, öyle korktum ki, öğle yemeği değil, akşam […]

Muzaffer İzgü – Çanak Çömlek Patladı

MERHABALAR EFENDİM Daha önceleri onunla karşılaşıyor muydum, yoksa karşılaşmıyor muydum bilmiyorum. Şöyle tıknazca bir adam, kaşları kalkık, burnu al, sanki her gün nezle gibi. Yürüyüşü de bir tuhaf, devrilir gibi yürüyor, adımlarını böyle yan yan atıyor. Hangi evden çıkar, hangi sokaklardan geçer, hangi köşeleri döner, bu sokağa gelir, hiç bilmem. Her gün bu saatte hangi […]

Murathan Mungan – Üç Kırık Oda

Naim Dilmener için Bu hikayede bahsi geçen şahıs ve hadiselerin hakikatle hiçbir alakası yoktur. Benzerliklerse sadece birer tesadüften ibarettir. Ve bütün tesadüfler gibi kaçınılmazdır. DOĞMA BÜYÜME TEXASLI ALICE STAR, PUSLU BİR SONBAHAR sabahı evinden kaçıp bu boğucu taşra kasabasını büyük kentlere bağlayan anayollardan birine çıktığında, bütün yaz sıcaklarının, bütün sinek ve vantilatör vızıltılarının geri dönmemecesine […]

Murat Yalçın – İma Kılavuzu

— Uzakta, Lüllüz Kaya denilen yer var, oraya kadar yürüyeceğiz… — Bu yolda? — Başka yol yok! — “Lüllüz Kaya” mı dedin? — Lüllüz Kaya, öyle diyorlar… — Sen gittin mi hiç? — Bir kez… Kule gibi, epeyi yüksek… — Kaç saat sürer? — Çok mu merak ettin? — Ne bileyim… “Lüllüz Kaya” ha! — […]

Murat Menteş – Dublörün Dilemması

Adamın sol yanağında Nike amblemi şeklinde bir yara izi vardı. Mr. Nike siyah bir takım elbise giymiş ve yemin ederim papyon takmıştı. Kırlaşmış saçları gayet gür görünüyordu. Oturduğu koltukta vahşice bir kibirle başını geriye atmış, dudağı tiksintiyle bükülmüş, kaşları sımsıkı düğümlenmişti. Hidiv Kasrı’nın bahçesinde toplanan jet sosyeteye mensup 150 kişi bana gülücükler gönderirken, bu tanımadığım […]

F. Scott Fitzgerald – Benjamin Button’ın Tuhaf Hikayesi

1860 kadar eski yıllarda, doğumun evde olması uygun görülürdü. Şimdi ise bana söylendiğine göre, tıp tanrıları bebeğin ilk çığlıklarının bir hastanenin, tercihen ünlü bir hastanenin anestezi kokulu ortamında duyulması gerektiğine karar vermişler. Yani Bay ve Bayan Roger Button, 1860 yılının bir yaz gününde ilk çocuklarının bir hastanede doğmasına karar verdiklerinde, zamanlarının elli yıl ilerisinde bir […]

Eylem Delikanlı, Özlem Delikanlı – Keşke Bir Öpüp Koklasaydım

Elinizdeki kitaba son noktayı koyduğumuzda tarih 27 Mayıs 2013’tü. Çalışmayı sonlandırmış olmamızın heyecanı bir yana, Türkiye, tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir sivil direnişe tanıklık ediyordu. Özellikle 31 Mayıs itibarıyla ivme kazanan ve Türkiye’nin birçok kentinde yankısını bulan Gezi Direnişi, yaşlısından gencine, sosyalistinden milliyetçisine ve antikapitalist Müslüman’ına kadar oldukça geniş yelpazede insanı bir araya getirdi. Umudun […]

Evliya Çelebi – Seyahatname (1-2.Cilt)

XVII. yüzyıl Osmanlısında yaşamış ve o zamanki Osmanlı coğrafyasını 50 yılı aşkın birsüre dolaşmış, komşu ülkelere seyahat etmiş, Ukrayna, Romanya, Slovakya, Avusturya, Macaristan, Polonya, İran, Mısır, Habeş ve Sudan’a kadar gitmiş olan Evliyâ Çelebi, gezip gördüklerini, dinledikleri, okuduklarını ve bildiklerini notlar halinde tutup sonra bunları kitaplaştırarak kendinden sonra gelecek insanların yararlanması için bir araya getirmiştir. […]

Etgar Keret – Tanrı Olmak İsteyen Otobüs Şoförü

Bu öykü geç gelen yolculara asla kapı açmayan bir otobüs şoförüne dair. Kimseye. Ne otobüsün yanında koşup ona yalvaran bakışlarla bakan ezik lise öğrencilerine, ne kapıya aslında zamanında gelmiş de bütün suç şoförünmüş gibi vuran sinirli tiplere, ne de onu ellerindeki alışveriş torbalarını sallayarak durdurmaya çalışan yaşlı ve titrek kadınlara. Kötülüğünden değil, çünkü kötülüğün zerresi […]

Etgar Keret – Kapı Birden Vuruldu

“Bana bir öykü anlat,” diye buyuruyor kanepemde oturan sakallı adam. Durum, itiraf etmeliyim ki, hiç iç açıcı değil. Ben öykü yazan biriyim, anlatan değil. Ve onu da talep üzerine yapmıyorum. En son oğlum bir öykü anlatmamı istedi benden. Bir yıl önce. Ona bir periyle bir tavşana dair bir şeyler anlattım -ne anlattığımı tam olarak hatırlamıyorum- […]

Etgar Keret – Buzdolabının Üstündeki Kız

YALNIZ Ona bir zamanlar yalnız kalmayı seven bir kızla birlikte olduğunu söyledi. Bu da çok acıklıydı, çünkü onlar bir çifttiler ve çift, tanım olarak “birlikte” demektir. Fakat kız genellikle yalnız kalmayı yeğliyordu. Bu yüzden bir keresinde kıza, “Neden? Benim yüzümden mi?” diye sormuştu. Kız, “Hayır, seninle ilgisi yok, benim yüzümden, çocukluğumla ilgili,” demişti. Anlamamıştı aslında […]

Aziz Nesin – Sizin Memlekette Eşek Yok Mu

Önceden söyleyeyim ki, bu yazı bir öykü değildir. Hiç bi şey katmadan, hiç bi şey çıkarmadan, hiç bi şey değiştirmeden o geceyi olduğu gibi, bütün düşündüklerimle, bütün duygularım, duyarlılıklarım, hatta duygusallıklarımla anlatmak istiyorum. Üstünden otuz altı gün geçti. Bilmiyorum olduğu gibi yazabilecek miyim. Ama yazmaya çalışacağım. Bir öykü değilse nedir bu yazı? Bir anlatı, belki […]

Aziz Nesin – Ölmüş Eşek (Uzun Öykü)

“Kurttan korkusu olmayan Ölmüş Eşek ‘in, Tahtalıköy’den, yeryüzündeki arkadaşı Eşekarısı’na yazdığı mektuplar” İLK MEKTUP  (Ölmüş Eşek’in Nasıl Öldüğünü Anlatır.) Sevgili Eşekarısı, Mektubumu alınca şaşıracaksın. Biz onu, çoktan nalları dikti biliyorduk, yine hangi ahırdan çıktı, diye afallayacaksın. Hiç şaşma, Tahtalıköy’deyim. Sana bu mektubumu Tahtalıköy’den yazıyorum. Bir zamanlar yeryüzünde yaşamış bütün büyükler, ünlüler, ileri gelenler, hepsi burada. […]

Aziz Nesin – Memleketin Birinde

Ünlü yazar Aziz Nesin, bir süredir mizah hikayelerinde olduğu kadar oyunlarında da masal motiflerini, anlatım tekniğini kullanıyor. Çok yazmak zorunda oluşu, onu, sürekli olarak yeni temalara götürünce, elbette eski halk masallarının ve hikayelerinin gür kaynağını da yoklamadan edemeyecekti. Kendi mizah ölçüleri ile dil anlayışı kadar “toplumcu öğreti” amaçları da onu “masal ve halk hikayeleri”ndeki uygun […]