Kara elf, dağın çıplak yamacına oturdu ve endişe içinde kırmızı çizginin doğu ufkunda yükselmesini izlemeye koyuldu. Bu belki de onun yüzüncü şafağı olacaktı ve bu yarıcı ışığın onun lavanta rengi gözlerine nasıl acı vereceğini biliyordu…Karanlıkaltı’nda yaşadığı kırk yıl boyunca sadece karanlığı tanımış gözlerine. Ama drow gene de, parlayan güneşin tepesi ufukta yükselmeye başladığında, yüzünü başka […]
Kategori: Bilimkurgu
R. A. Salvatore – Unutulmuş Diyarlar – 02 – Kara Elf Üçlemesi – 2 – Sürgün
Canavar, pullu sekiz bacağı ile zaman zaman taşı çizerek, Karanlıkaltı’nın sessiz dehlizleri boyunca ağır aksak ilerledi. Yankılanan kendi gürültüsünden irkilmiyor, çıkardığı sesten ürkmüyordu. Bir başka avcının saldırısını bekleyip, gizlenmek için telaş da etmiyordu. Karanlıkaltı’nın tehlikeleri içinde bile, bu yaratık güvenlik içinde olduğu duygusundan başka duygu bilmezdi; kim olursa olsun, her düşmanı alt etme becerisinden emindi. […]
R. A. Salvatore – Unutulmuş Diyarlar – 01 – Kara Elf Üçlemesi – 1 – Anayurt
Ne bir yıldız süsler bu ülkeyi bir şairin gizemli parıltısıyla, ne de güneş yaşam dolu ılık ışıklarını gönderir buralara. Burası Karanlıkaltı’dır; Unutulmuş Diyarlar’ın telaşlı yüzeyi altındaki gizli dünya. Burada gökyüzü acımasız bir kayadır. Duvarlar, ölümün, buraya gelme yanılgısına düşecek kadar budala yüzey canlılarının meşale ışığı ile grileşmiş rengini yansıtır. Burası onların dünyası değildir. Burası ışığın […]
R. A. Salvatore – Luthien’in Kumarı
Eriador’da karanlığın hüküm sürdüğü bir zamandı. Avon denizindeki bütün adalan baskı altında tutan Kral Greensparrow ve büyücü düklerinin, halka karşı yönetimin yanında yer alan, Praeto-rian Muhafızların, tepegözlerin zamanıydı. Zaman, Avon denizinde ruhani yaşamın abideleri olarak inşa edilen, yüce güçlere sadakatin timsali sekiz büyük katedralin çanlarının vergi toplamak için çaldığı zamandı. Ama, zaman umut zamanıydı da. […]
R. A. Salvatore – Bedwyr’in Kılıcı
İşte Avon Denizi’ndeki adalar; yalçın dorukları ve alçalıp yükselen tepeleri, tatlı yağmurları ve buzdağlarından aşağılara, Dorsal Denizi’ne doğru esen şiddetli rüzgarlarıyla. İşte biri, sakin Baranduine, köylülerin ve doğaüstü varlıkların adası, yeşilin ve gökkuşaklarının ana yurdu. İşte çorak tepeleri, koca boynuzlu sürüleri ve günbatımında ürkütücü bir kızıllığa bürünen rengarenk yosunlardan oluşan bitki örtüsüyle Beş Nöbetçi, diğer […]
George Orwell – Bin Dokuz Yüz Seksen Dört – 1984
George Orwell’in Bin Dokuz Yüz Seksen Dört adlı romanı, bende, yaşamımın farklı dönemlerinde değişik etkiler, farklı izlenimler uyandırmış kitaplardandır. İlkgençlik çağımda ilk kez okuduğumda neler düşünüp neler duyumsadığımı şimdi açık seçik anımsamıyorum. O güne kadar okuduklarıma hiç benzemeyen, yabansı, gizemli bir kitap mı? Ama Winston’ın başından geçenleri ya da başına gelenleri okurken, kendimi, yaşadığımız, en […]
Postacı – David Brin
1950 yılında doğdu. Astroϐizik dalında doktora derecesi vardır ve NASA’da danışmanlık yapmasının yanı sıra üniversitede fizik profesörü olarak çalışmaktadır. BK romanları yazmaya 1980 yılında başladı, ilk romanı olan Sundiver (Güneşe Dalan) aynı yıl yayınlandı. Bu roman aynı zamanda bugün beş kitaba ulaşmış olan Uplifl (Kalkındırma) dizisinin ilk kitabıdır. Daha sonra bu diziden sırasıyla Staıiide Rising […]
Pierre Boulle – Maymunlar Gezegeni – Uzay Serisi 7
Jinn ve Phyllis, uzay denizinde, meskûn gezegenlerden uzaklarda dolaşarak rahat bir tatil geçiriyorlardı. O günlerde gezegenler arası olduğu kadar, yıldızlar arası yolculuklar da günlük olaylardandı. Roket uzay gemileri Sirius’a turist getiriyor veya bankerleri, Arcturus ve Alderban’a mal takası yapmak üzere götürüyordu. Jinn ve Phyllis varlıklı ve işi gücü olmayan bir çift oldukları için kendi âlemlerine […]
Gene Deweese – Barış Koruyucuları
“Bu tam bir yaban kazı avıydı, Bir Numara, ama itiraf etmeliyim ki, beni hiç rahatsız etmedi.” Aslında Kaptan JeanLuc Picard oldukça memnun görünüyordu. Konforlu koltuğunda arkasına yaslanarak otururken, genellikle oldukça sert çizgilere sahip olan yüzünde hafif bir gülümseme vardı. Ana ekranda, en yakın Yıldız Üssüne doğru Warp1 hızıyla ilerleyen Atılgan’ın yanından kayıp giden yıldızlar görünüyordu. […]
Philip Pullman – Karanlık Cevher #3 – Kehribar Dürbün
… derin mağaralardan gelen yaratıklar, uyuyan kıza baktılar… •William Blake• Ormangülü fundalıklarının gölgelediği bir vadide, karın başladığı yerin yakınında, erimiş kar sularının süt beyazı çalkalandığı ve devasa çamların arasında kumruların, ketenkuşlarının uçuştuğu yerde, yukarıda sarp kayalıklar ve aşağıda kıpırtısız, ağır yapraklarca yarı gizlenmiş bir mağara vardı. Orman seslerle doluydu: kayaların arasında akan dere, çam dallarındaki […]
Philip Pullman – Karanlık Cevher #2 – Keskin Bıçak
Kedi ve Gürgen Ağacı Will annesinin elini çekiştirip, “Hadi gel, hadi…” dedi. Ama annesi geride durdu. Hâlâ korkuyordu. Will, akşam ışığında dar sokağın bir altına, bir üstüne, evlerden oluşan taraçaya baktı; evlerin her biri minik birer bahçe ve dikdörtgen bir çitle çevrilmişti ve pencerelerinin bir yanı güneşli, öbür yanın gölgeliydi. Fazla vakit yoktu. İnsanlar şu […]
Philip Pullman – Karanlık Cevher #1 – Kuzey Işıkları
Bu vahşi çukura, Tabiatın rahmine ve belki mezarına, Denizin değil, ne de kıyının, havanın, ateşin, Ama yüklü illetlerinde birbirine girmiştir Bütün bunlar ve bu yüzden savaşmak zorundadırlar hep, Kadir yaratıcı düzenlemedikçe onları Bu karanlık cevherini’ başka dünyalar yaratmak için, İşte bu vahşi çukura ifrit sakınarak Cehennemin kıyısında durup bir baktı, Geldiği yolu tartarak… John Milton: […]
Philip K. Dick & Isaac Asimov – Gizli Göz
Esrarengiz şeylerle karşılaşanlar tarafından anlatılan başdöndürücü olaylara hazır olun! Isaac Asimov’un “Çalan Çan”ı, takipten kurtulmayı esrarengiz bir şekilde beceren bir Ay katiliyle, sonunda onu alaşağı edebilecek uzmanlığa sahip olan bir bilim adamının özelliklerini çizer. Donald Westlake’in “Kazananın da, uğursuz bir gelecekte, çok değişik bir suçlunun, “gardiyan” adı verilen çirkin bir düzeltici aletle çarpışmasına şahit olacaksınız. […]
Philip K. Dick – Yüksek Şatodaki Adam
BAY CHILDAN bir haftadır endişeyle postanın yolunu gözlüyordu. Ama Rocky Dağları Devletleri’nden beklediği değerli kargo hâlâ gelmemişti. Cuma sabahı dükkânını açarken yerde, kapıdaki dar ve uzun posta açıklığının önünde yalnızca mektupların durduğunu görünce, müşterim çok kızacak, diye düşündü. Kendisine duvardaki beş sentlik makineden hazır çay koyduktan sonra eline bir süpürge aldı ve ortalığı süpürmeye başladı; […]
Philip K. Dick – Yaratılan Dünya
SIĞINAĞIN ISI DERECESİ, 99 Fahrenhaytla 101 Fahrenhayt derecesi arasında değişiyordu. Havadaki rutubet gözle görülebilecek kadar yoğundu. Her yerde sıcak su kaynakları vardı. Yer, ağır maden tortularıyla kaplıydı ve çamurlu gibi kaygandı. Islak kayaların üzerleri yosun ve mantar kaplıydı. Bu sığınağın bir dölyatağı modeli olduğunu söylenirdi. Benzerliği inkâr edilemezdi ve şimdiye kadar da kimse inkâr etmemişti. […]
Philip K. Dick – Vulcan’ın Çekici
Arthur Pitt güruhun farkına Birlik binasından çıkar çıkmaz, daha caddeyi geçerken vardı. Köşede arabasının yanında durdu ve bir sigara yaktı. Evrak çantasını sıkı sıkı tutarak arabasını açarken, kalabalığı inceledi. Elli-altmış kişiydiler: Kasaba halkı, işçiler, küçük esnaf, metal çerçeveli gözlüklü memurlar. Tamirciler ve kamyon şoförleri, çiftçiler, ev kadınları, beyaz önlüklü bir bakkal. Her zamankiler – hep […]