Slavların hind-avrupa (arî) menşeli kavimlerle aynı ırkmenşei tan oldukları antropolojik ve dil araştırmalarıyle tesbit edilmiştir. IX. – X. yüzyıl mezarlarında bulunan iskelet kalıntıları-eskiSlavların ekseriyetle dolikosefal , uzun boylu, yani şimal ırkının hususiyetlerini taşıdıklarını gösterir. Kavimler Büyük Göçler devrine ait bazı slav iskeletleri üzerinde yapılan incelemeler de bunu sağladığı gibi, VI. yüzyıl Bizans kayıtlariyle, IX.-X. yüzyıl arap kaynaklarındaki bilgiye göre de Slavların “sarışın,, bir kavim oldukları bilinmektedir. Bu suretle antropolojik hususiyetler, Slavların – german, yani şimal ırkına yakın olduklarını gösterir. Somatologya (beden yapısı) bakımından artık M. ö. I. bin tarihlerinde, halis bir hind-avrupa ırkı olmadığı, bütün ırkların az çok birbirleriyle karışmış oldukları anlaşılıyor. Buna göre Protoslavların safkan bir ırk olmadıkları muhakkaktır; yani eski Slavlardan büyük bir kısmı dolikosefal ve sarışın olmakla beraber, aralarında mezosefa l veya brakisefal , kumral,orta boylu, kara saçlı olanların da bulunduğunu kabul etmeliyiz, işgal ettikleri sahanın icabı – fin ve türk ırklarına mensup kavimlerle komşu bulunmaları yüzünden, Slavların gittikçe “turanlı,, unsurlarla karışmağa başladıkları ve ilk ırkî özelliklerini de tedricen kaybettikleri anlaşılıyor. Dil, arkeologya ve bitki adlarının araştırmasından çıkan neticelere göre ” ilk slav vatanı,, nın Vistül nehrinden başlıyarak Pripet havzasını ve Orta Dnepr sahasını işgal ettiği anlaşılıyor. Bunun batı, kuzey, doğu ve güney sınırları katiyetle tesbit edilemiyor. Bu saha güneyde Karpatlann eteklerine dayanmış olmalıdır; batıda, Elbe nehrine kadar uzandığını iddia edenler varsa da, bu hususta kesin bir şey söylemek için müsbet deliller yoktur; Slavların Elbe boyuna kadar yayılmaları M. s. vukubulsa gerektir. Eski Slavların İlmen gölüne ve doğuda Oka nehrine kadar yayıldıkları da kesin olarak ispat edilemiyor; aynı veçhile Turla (Dnestr) ve Aksu (Bug) boyunca ta Karadenize kadar indikleri iddiası da müspet delillere dayanmıyor. Slavların, Karpatlann kuzeyindeki sahadan, daha doğrusu Pripet havzasından (bugünkü Polesie) muhtelif istikametlerde yayılmaları ancak milâttan sonraki bir gelişme olsa gerektir. Slavların tarih sahnesine çıkmalarına ve aşağı kültür basamağından daha yukarı bir dereceye yükselmelerine de T ü r k 1 e r ve G e rmanl a r’ın âmil oldukları bazı bilginler tarafından ileri sürülmüştür; bu iddia slav tarihçileri tarafından red edilmişse de, büsbütün esassız değildir. Hele tarihî devirlerde buna benzer olayların çokluğunu göz önünde tutarsak, bu görüşü hemen red etmek doğru olmasa gerektir. Her halde Slavların pek erkenden türk (Altaylı) ve german kavimlerinin tesirlerine maruz kaldıkları muhakkaktır; yalnız bu tesirlerin şumulü henüz olduğu gibi tesbit edilmiş değildir. • Slav (Slovene) adına ilk defa, eserini M. s. VI. yüzyılın başlarında yazan, Nazians’h Pseudo-Cesarios’un kitabında raslanıyor. “Slav,, sözünün ne anlama geldiği bilinmiyor; bu isim de, birçok kavimler adı gibi, menşei ve mânası açıklanamıyor. „ t . Eski slav yurdunun doğu sahasını işgal eden Doğu Slavları , _ J _ . , . , , .. , . uruğlar, Doğ u Slavlar ı grubunu teşkil etmişlerdi. Bunların yaşadıkları saha: Pripet havzası (Polesie), Berezina nehrinin aşağı kısmı, belki de Desna ve Teterev boyları ile, galiba, Volinya çevresini ihtiva ediyordu. Milâttan önceki devir Slavlarına ait her hangi bir kayıt bulunmadığından, Doğu Slavlarının bu devirde işgal ettikleri sahayı tayin imkânsızdır. Slavlara milât sıralarında, “Vened,, denildiği biliniyor; daha sonraları, M. s. VI. yüzyılda Slavların bir kısmına “Ant,, denildiğini de biliyoruz. Antların Dnestr ve Dnepr boylarında yaşadıkları anlaşılıyor. Slavların bu kısmının diğer zümrelerine nisbetle daha harpçı oldukları nazarı itibara alınırsa, bunların “slavlaşan,, herhangi bir “türk,, kavmi olması ihtimali de hatıra gelmektedir; fakat bu görüş henüz isbat edilmiş değildir.
Akdes Nimet Kurat – Rusya Tarihi- Başlangıçtan 1917’ye Kadar
PDF Kitap İndir |