Cemal Şener – Şamanizm

Şamanizm, insanlığın en eski dinlerinden biridir. Esas olarak sihir ve büyüye dayanır. Yaşam; gök, yer ve yeraltı olarak üç kademeli düşünülmüştür. Gökyüzünde ¡5dlikler, iyi ruhlar; yeraltında kötülükler, kötü ruhlar bulunur. Yeryüzünde ise insanlar vardır. İyi ruhlann tanrısına, gökyüzü tannsına Ülgen denir. Yeraltındaki kötü ruhlann tannsına Erlik adı verilir. Bu bir nevi şeytandır. Her iki tannnında eşleri çocuklan akrabaları yardımalan v.s. vardır. Yeryüzünde yaşayan insanlar ise bu iki dünya arasında bir denge oluşturmak zorundadırlar. İşte bu dengeyi kuran din adamına $¿4- MAN adı verilir. Bu sistemede sosyal bilimciler, tarihçiler ŞAMANİZM adını vermişlerdir. Şamanizm’e bağlı topluluklarda ruhlarla insanlar arasında arabulucu rolünü ŞAMAN denilen din adamı üstlenmiştir.


Çünkü bütün dünya iyi ve kötü ruhlann tesiri altındadır. İnsanlara ve hayvan sürülerine karşı yapılacak her türlü kötülüklere karşı mücadele etme özelliği sadece şamanlarda bulunur. Şamanizm’e göre; insanlar tabiatı ve ruhlan tanımazlar. Ruhlann tabiattamı, huydamı olduklarını bilemezler. Onlan hangi yoldan uzaklaştırılacağını bilemezler. Onlann nelerden hoşlandıklannı, hangi cins kurbanlardan hoşlandıklannı, hangi dua ve törenleri sevdiklerini bilemezler. İşte, Ata ruhlarından aldığı özelliklerle bütün bünlan sadece ŞAMAN bilir. Bu özellikler esas olarak onda genetik olarak bulunmaktadır. İyi ruhlann insanlardaki faydah ve olumlu tesirlerini, kötü ruhların ise zararlı etkilerini ancak şaman bilir. O olumlu etkilerin insanda devamım sağlamaya çalışırken, kötü ruhlann etkisinide yoketmeye çalışır. Buna yalnız onun gücü yeter. Şaman, bu sonucu; düzenlediği ayinlerde ruhlar ile temasa geçerek onları hoşnut ve razı ederek elde etmeğe çalışır. ŞAMAN KELİMESİNİN KÖKENİ (ETİMOLOJİSİ) Şaman kelimesi bazı Asya halkları arasmda, “büyücü, sihirbaz” anlamında kullanılmaktadır. Bu sözü Mançu ve Tunguz halkları bu anlamda kullanmaktadır. Tunguzca Şaman, Saman; Mançu dilinde ise Sijma’dır.

Büyük olasılıkla bu dilden Rusça’ya, Rusça’dan da bilim terminolojisine Şaman olarak geçmiştir. Avrupa sej^ahlarının bu kaynaklardan duyduğu şaman kavramı sonradan tüm Sibirya sihirbazlarına verilen genel bir kavrama dönüşmüştür. Bu kavram ilk defa, XVII. yüzyılın şonlarına doğru Rus elçisi ‘ olarak Çin’e giden E. Ishland ile seyahat arkadaşı A. Brand’ın izlenimlerinin anlatıldığı yazılarda görülmektedir. Avrupa’da yazılmış olan bir çok eserde kullanılan Şaman kelimesi’nin Tunguz sihirbazları kasdedilerek yazılmış olduğu varsayılmaktadır. Kelimenin kökenine ait bugüne dek yapılan araştırmalarda farkh düşünceler oluşmuştur. Bazılan kelimenin aslı Mançuca veya Moğolca derken bazılan ise, Sanskritçe olduğunu savunmuştur. Türkistan’da yaptığı araştırmaları ile tanınan Banzarov’a göre; “Şaman” kelimesi Mançuca “Saman”dan gelmektedir. Bu kelimenin kökünü teşkil eden “Sam” kelimesinin Mançuca ve Moğolca bazı kelimelerde bulunduğunu ifade etmektedir. Gene bu tezi benimseyen araştırmacı Nioradze’de; bu kelimenin bir coşkunluk halini, hareketli heyecanlı bir vaziyeti ifade ettiğini belirttikten sonra; ŞAMAN veya SAMAN’ın “coşmuş, durmadan oynayan bir oraya bir buraya sıçrayan kişi” anlamına geldiğini ifade ediyor. Kelimenin etimolojisinin Sanskritçe’ye dayandığını iddia eden araştırmacılardan; F. Schlegel, K. Donner ve N.

Poppe ise; Şaman kelimesini “dilenci rahip, budist derviş” anlamına gelen Sanskritçe sramana veya çramana Pali dilinde samana kavramı ile izah etmektedirler. Şirokogorov, Tunguz’lardaki şamanhğın Budizm’in etkisi ile oluştuğunu iddia ederken, Läufer ise. Şaman ve saman kelimesinin Budizm’den alındığını kabul etmez. Ruben ise, Hint kaynaklarına dayanarak Şamanizm’in Aryahlardan önce Orta Asya’dan gelen kültür dalgaları ile Hindistan’a gelmiş olduğunu yazmıştır. Ohimarks, Şaman kelimesinin Sanskritçe’den kaynaklandığı şeklinde ileri sürülen savın doğru olmadığını, Budizm’de Şamanlığa ait unsurlann bulunduğunu ifade etmiştir. Şaman sözcüğünün Therca’da “Samane”, Çince’de “Sa-men”, Sogdca’da “Şmn” olarak şamancaya isabet ettiği iddia edildiği gibi buna karşı çıkan araştırmacılar da olmuştur. Farsça’da Firdevsi’nin Şehnamesi’nde Budist rahip manasında “Semen” veya “Saman” kelimesinin bulunduğu da belirtilmiştir. 10 Şamanlann çok eski bir tarihi olduğunu ifade eden araştumacı Banzarov; Orta Asya’da onlann varlığının ilk defa VI. yüzyıl Çin kaynaklarında geçtiğini yazıyor. Mançurya’da Cücen dilinde büyücü” anlamına gelen “şan-man” kelimesinin XII. yüzyıldan beri kullanıldığını belirtmiştir. Türk kavimlerinin ise şamanlanna genellikle “kam” adını verdiklerini araştırmalardan öğreniyoruz. Araştırmacı Radloff; Moğollar, Buryatlar ve Kalmuk Türk boylarının erkek şamanlanna bö, böge, Yakutlar’ın oyun, Çuvaşlar’ın yum, Kırgız-Kazaklar’ın bakşı, baksı, bahşt dediğini, Yakutlar’ın ve Altaylar’ın ise kadın şamanlanna MogulUdugan terimini kullandıklarını belirtiyor. Kam ise, “kahin”, “tabip”, “filozof, “alim” anlamlanna gelmektedir. Eski Türkçe metinlerde, “sihirbaz” ve “rahip” anlamlannda kullanıldığıda olmuştur.

Kam kelimesi Divan-t lügat-i Türk’te; “Çeşitli hasialMart tedavi etmek için tabibin yanında Kam da yer alır. Tabip hastalığı ilaç ile (ot) tedavi eder. Kam ise, hastayı kendi usulüne göre daha çok ruhi yollardan, efsun ve sihirle iyileştirmeye çalışır” denmektedir. Besim Atalay’ın yayma hazırladığı Divan-Lügat-ı Türk’ün 1941 baskısında ise; “kahin” anlamına gelen Kam’m başlıca vazifesinin efsun yapmak, falcılık yapmak gibi işler olduğu yazılmaktadır. NASIL ŞAMAN OLUNUR Kuzey Asya, Orta Asya, Doğu Asya ile Kuzey ve Güney Amerika ve Eskimolarm yaşadığı bölgeler Şamanizm’in başhca yayıldığı bölgelerdir. Şamanizm ile ilgili çahşmalan ile bilinen A. Ohimarks, Şamanizm’i kutup bölgesine özgü bir özellik olarak görmektedir. Kutup bölgelerinin tipik coğrafi özellikleri olması; karanlık kış günleri, aydınhk yaz geceleri, sessizlik, arazinin monotonluğu, şiddetli soğuk, yerleşimin seyrekliği, tek yanlı ve yetersiz beslenme, sık sık yaşanılan kıtlık gibi yaşam koşullannın insanda şartlara karşı isterik tepkiler meydana getirdiğini ifade etmektedir. Fakat Şamanizm’in yaygın olduğu bölgeler düşünüldüğünde Şamanizm olgusu sadece kutup bölgelerinin tipik özellikleri ile açıklanamaz gibi görülüyor. Kuzey kutbunda görüldüğü gibi değişik şekillerde Orta Asya, Orta ve Yakın Doğu ile yeryüzünün çeşitli bölgelerinde Şamanizm’e değişik biçimlerde rastlamak olasıdır. ŞAMANİZM, trans durumuna geçebilme yeteneğine sahip kimselerin, doğaüstü varlıklarla ilişkiler kurarak onların güçlerini toplum yararına kullanmaları amacına yönelik olarak yapılan dinsel törenlerdir. Şamanizm, çeşitli din ve dünya görüşlerini birleştiren dinselbüyüsel inanç ve teknik oluşumdur. 11 Şaman’m en temel özelliği ruhlarla temas sağlayabilme yeteneğidir. Bunu da o toplumdaki herkes yapamaz. Bunu ancak belirli kabiliyete sahip ve kendine özgü özelliği olan kişiler yapabilir.

Bu nedenle belli bir eğitim gören herkes şaman olamaz. Şamanhk genetik özelliğe sahip kişilerin kaçmılmaz kaderidir. Altay Türklerine göre Şamanhk, genetik olarak gelen ve çocukluk çağmda sara nöbetleri ile kendini gösteren bir hastalıktır. Bir kimsenin şama» olup olamayacağı çocukluk çağında gösterdiği birtakım ruhsal belirtilerden anlaşılmaktadır. Araştırmacı Radloff’a göre:: “Şaman adayı önce kendinde yoğun bir yorgunluk hisseder. Vücudu kasütp titrer, esnemeler olur. Göğsü daralır, bir takım sesler çıkararak ağlar. Sonra birdenbire sıçrayıp ayağa kalkar deli gibi dönmeye başlar.

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir