Emma Darcy – Bir Ruya Gibi

Danielle Halstead(dani)…Yirmi üç yaşında,hayatının ilk aşkı ve erkeği karşısında karmakarışık duygular içinde bir genç kız.Asla gerçekleşmeyecek bir rüya peşinde olduğuna inanıyor. Nicol Halstead…Dani’nin ablası.güzelliği ile bütün erkekleri baştan çıkaran…ablasının yanında dani her zaman sönük kalmıştı.Öte yandan nicol’de kızkardeşini müthiş kıskanmakta… Anneanne…öğütleriyle ve öyküleri ile sohbetine doyum olmayan sevgi dolu,bilge yaşlı kadın.Dani’ye çocukluğundan beri en yakın kişi olmuş ve onu fazlasıyla etkilemiştir… Cameron Mc farlane…cinsel psikoloji üzerine yazdığı kitaplarıyla zengin olmuş,ve adı çapkına çıkmış yakışıklı genç yazar…Bayan B. Onun evinde çalışmakta ve Cameronu oğlu gibi sevmekte… nebahat 11.10.2006 02:07 Felaketler nedense hep üçer üçer gelir.İnsanlar kuşaklar boyunca inanmışlardır buna.Dani için, bu inanç o gün gerçek olmuştu.Dani,güne başlamak için hazırlanırken,rahat çalışabilmek için eski bir pantolon ve koyu renkli bir kazak seçmişti.Birden bire,yapacağı işe uygun diye seçtiği karanlık renklerin o günkü ruhsal durumuna da çok uygun düştüğünü fark etti.Üçüncü felaketin de iyice yaklaşmış olduğundan kuşkusu kalmamıştı artık. İlk felaket tam bir hafta önce başına gelmişti.


İşinden ayrıldığı gün. Aslında kabahat onda değildi.Bir gün önce böyle bir şey yapmayı aklının ucundan bile geçiremezdi.Ama bir anda beş yıllık,çılgın tempolu bir çalışma ve özverinin eldeleri havaya uçup yok olmuştu. Dani yolun en başında fedakarlık isteyen bir meslek seçmişti.Ama işini çok seviyordu.Sidney’in en ünlü üç lokantasından birinde şef yardımcılığına gelebilmek herkesin harcı değildi ama o,bu sıfatı hak etmişti.Geceleri geç saatlere kadar çalışmış, hafta sonlarında ailesini görememiş,zamansızlıktan bir sevgili bile bulamaıştı.İşinin getirdiği yalnızlığı kahramanca göğüslemişti.Bunların hiçbirinden de şikayetçi değildi.Ama bir gün şefin yerini almak için,onun cinsel tacizlerine boyun eğmek kitabında yoktu.İlk önceleri julıo’nun sarkıntılıklarını görmezden gelmeye çalışmıştı.Ama bir gün,laf anlamaz adam onu kapı aralığında sıkıştırıp zorla öpmeye kalkışınca,binbir emekle yaptığı çikolatalı pastayı yüzüne fırlatıvermişti.hem de herkesin ortasında.Suratından çikolatalı kremalar akan julıo ile yolları o gün ayrılmıştı.

Julıo patron olduğuna göre,işi bırakmak Dani’ye düşüyordu. İkinci felaket,komşusu Bayan B.’nin ayak bileğini burkmasıyla,gelmişti.Gündelik temizliğe gittiği evlerden aldığı ücret dışında başka geliri olmayan kadıncağızın görevini,işlerini kaybetmemesi için,o iyileşene kadar Dani üstlendi. Birazdan Cameron Mc farlane’nin evini temizlemeye gidecekti ve bu,dört gün içinde temizlediği dördüncü ev olacaktı.Yaşlı kadının hatırı olmasa,çekilir bir iş değildi.mis gibi kek kokuları burnunda tüterken,Dani kaç gündür deterjan ve cila kokuları arasında didinip duruyordu. İşin en kötü yanı ise,yaşamının amacını kaybetmiş olmasıydı.Julıo yüzünden yaşadığı o korkunç olaydan sonra,kendi küçük lokantasını açmak için para biriktirme hayalleri uçup gitmişti.Belki zamanla bu olayı unutacaktı ama şu anda çok mutsuz hissediyordu kendini.Ne yapacağını bilemiyordu.Tek bildiği,üçüncü felaketinde yolda olduydu. Tam saçını tararken telefon çaldı.İyi bir haber almayacağından emin olduğu için bir ara cevap vermemeyi düşündü,ama dayanamadı.Gitti açtı.

Arayan annesiydi.Rahat bir soluk aldı. <Uyandırmadım ya canım?>diyordu annesi. Ailesine,işinden ayrıldığını söylemeye niyeti yoktu.hele neden ayrıldığını hiç söyleyemeyecekti.Zaten başından beri böyle bir meslek seçmesine karşı çıkmışlardı.Annesiyle konuşurken sesine çok neşeli bir ton vermeye çalıştı. <Hayır anneciğim,zaten uyanmıştım.> Dani yüzünü buruşturdu.Ah o nicol…güzel,zeki,seksi ablası.Erkekleri nasıl tavladığını göstermeye bayılırdı.Hele Dani’ye.Erkekler söz konusu olduğu zaman,onun karşısında kendini hep ikinci sınıf hisederdi.Ablasıda böyle hissetmesi için elinden geleni yapıyordu. dedi annesi.

<Şu anda aklımda hiç kimse yok,Anneciğim>dedi dani.<Noel’ kadar biri çıkarsa,ben sana hemen haber veririm merak etme.> <Duymadım>dedi Dani. dedi annesi.<Ücretine zam da yapmışlar.Böylece ne zamandır tutmak istediği o güzel manzaralı daire için kaparo verebilecekmiş.Ne harika değil mi?> <Gerçekten harika,>dedi Dani.üçüncü felaketin ne olabileceğine dair bir ipucu belirmişti.Noel yemeği. Noel, iki hafta sonraydı.Dani’nin beklediği felaketleri üçlemek üzere,gecikme yada ertelenme ihtimali olmadan,tam zamanında geliyordu noel. Annesi aile dedikodularını anlatırken Dani, Noel’de neler olabileceğini kafasında canlandırmaya çalıştı. İşinden ayrıldığını sonsuza kadar saklayamazdı.Gerçek nasıl olsa ortaya çıkacaktı.Kendi mesleği yokuş aşağı giderken,ablası terfi etmişti.

Noel günü,bir film şeridi gibi,Dani’nin gözlerinin önünde canlanıyordu. Babası büyük bir hayal kırıklığı içinde Dani’ye geleceğe yönelik projelerinin hesabını soracaktı.Nicol,ise bir erkeği bile tavlayamadığı için imalı sözler söyleyecekti. Nicol için hem bir işe hem de bir sevgiliye sahip olabilmek kolaydı.Tabii,Nicol’ün çilleri yopktu.Güzelliğini tatlı bir tebessümle sağa sola saçarak,küçük kızkardeşinden daha akıllı ve daha güzel olduğunu kanıtlamaya çalışacaktı yemek boyunca.Annesine gelince,zavallı annesi her zaman olduğu gibi Dani’nin koruyucu meleği rolünü oynayacak,en kısa zamanda Dani’nin daha iyi bir bulacağından emin olacağını söyleyecekti.Tabii,bu arada bunun bir hayal olduğunu bilen babasıyla ablasının bakışmaları da, Dani’nin gözünden kaçmayacaktı. Noel günü işte böyle geçecekti.Üçüncü felaket olarak.Ailenin parlak yıldızı nicol idi,Buna ek olarak,Nicol’ün işleri her zaman yolunda giderdi.Tüm aksilikler,sanki sadece Dani’nin yoluna çıkardı nedense. Dani birdenbire işine geç kalmak üzere olduğunu fark edip,annesine aceleyle veda ederek telefonu kapadı. Bayan B.’nin kıymetli müşterisi Cameron McFarlane’ye zamanında gitmesi şarttı.

Birden gülmesi tuttu.Ya annesi ve ablası evlere temizliğe gittiğini öğrenecek olursa,ne derlerdi acaba? Hele orta yaşlı bir gündelikçi kadını, tanımak bile istemezlerdi onlar.Zaten dani’nin bu türlü tuhaflıklarını hiçbir zaman anlayabilmiş değillerdi.O kadıncağızın işini üstlendiğini bir bilselerdi…hiçbir mecburiyeti yokken,hiçbir şekilde onun sorunu değilken gönüllü olarak hizmetçiliğe soyunmak… Dani böyle düşünmüyordu.kendisi işsiz olduğu bir sırada,bomboş oturup duracağına,birine yardım etmekte hiçbir yanlış görmüyordu. Aynada son bir kez kendine baktı ve gördüğü manzarayı hiç beğenmedi.Her zaman perma için para harcamasına gerek kalmıyor diye övündüğü saçları,zaptedilmez bukleler halinde tepesine toplanmıştı.Dani’nin kırmızı parıltılar saçan,alev rengi,çok gür saçları vardı.Gereğinden fazla gür ve kıvırcık.Bu tür bir saçla başa çıkabilmenin tek yolu,iyice uzatmak ve öylece açık bırakmaktı.Yoksa kısa kırmızı bukleler tepesinde kıvrıldıkça kıvrılıyordu.O gün ise,saçları öylesine elektrik yüklüydü ki,her bir yana fışkıran bukleleriyle bir cadıya benziyordu. Dani’nin zemin katı bahçeye açılıyordu.Bayan b.,onun bir kat üstünde ki giriş katında oturuyordu.

Kent merkezine yakın olan bu eski apartmanın,yeri çok merkeziydi.Üstelik, ucuzdu. Danidiye seslendi. Kapı kilitli değildi.Bayan B.,<İçeri gir Dani,Cameron’un anahtarı askılığın sol tarafında,>dedi. <Dünden çok daha iyiyim, merak etme.> <Sağol Dani,sen bir an önce git,sevgili Cameron’ada selam söyle.> Dani,yaşlı kadının sesinde ki sevgiyi hisseder gibi oldu.Bayan B. Evlerine temizliğe gittiği adamlardan,’benim beyfendilerim’diye söz ederdi.Onun ne kadar ünlü bir yazar olduğunu anlatıp dururdu.Eline geçirdiği her kitabı okuyan Dani,bu yazarın adını hiç duymamıştı nedense.Bu nedenle adamın,Bayan B.’yi yalanlarla kandıran bir üçkağıtçı olduğunu düşünüyordu.

<Selamını söylerim canım,>dedi. <Bütün yayınladığı kitapları kitaplığındadır.Mutlaka onlara da bir göz at,>dedi.Bayan B. Cameronun kitapları psikolojik konularla ilgiliydi göya.Dani belki de bu nedenle Cameron’u tanımıyordu.dedi.<Dönünce anahtarı bırakmak için uğrayacağım,karşılıklı birer kahve içer laflarız.> <Sakın bileğinin üstüne basmaya kalkma.> Dani için psikoloji,ne olduğu belirsiz bir bilim dalıydı.Bir takım ruh bozukluklarını inceleyen,hiçbir zaman ilgisini çekmemiş bir konuydu.Onun ilgi alanına giren konular genellikle tarihi aşklar,bilim kurgu ve sanattı.Yine de Cameron’un kitaplarına bir göz atmaya kararlıydı.Bakalım gerçekten Bayan B.’nin gözünde büyüttüğü kadar var mıydı? Otobüs kentin lüks mahallelerine doğru yol alırken,Dani,Cameron denen adamın bu pahalı yerlerde oturabildiğine göre,belki de gerçekten iyi bir yazar olabileceğini düşünmeye başlamıştı.

Ama Dani öylesine mutsuzdu ki,bu yaz gününün pırıltılı güneşi bile onu etkilemiyordu.Kafasının içinde karamsar,kötümser fikirler birbirini kovalıyordu. İşsizdi.Sevgilisi yoktu.Ablasının yeni tutacağı apartman katının yanında izbe ve eski bir evde yaşıyordu.Henüz yirmi üç yaşındayken tamamiyle başarısız olan pek az insan vardı kuşkusuz.Ve ailesi bunlardan birinin kendi kızları olduğunu noel günü öğrenmek zorunda kalacaktı. Otobüs nihayet Double bay durağına gelebildi.Dani sokakta ki kapı numaralarına baka baka yürüdü.Semtteki evlerin hepsi birbirinden güzel ve bakımlıydı.Burada başarısızlara yer yok diye düşündü. Cameron McFarlane’nin kapısının önünde durduğunda gözleri hayretle açıldı.Her ne türden kitap yarsa yazsın,bu adam iyi para kazanıyor olmalıydı.Bahçe kapısını açıp,yemyeşil çimlerin arasında tropikal bitkilerle dolu bir rüya ülkesinden geçerek eve doğru yürümeye başladı. Evin son derece modern bir mimarisi vardı.

Değişik yüksekliklerde ki katlar,teraslarla birbirine bağlanıyordu.Dani,evin içini merak etmeye başlamıştı.Bir hafta boyunca gittiği evlerin hiç birine benzemiyordu bu ev.İlk olarakDani içinden Mr. McFarlane’nin evde olmaması için dua etti.Tanımadığı biri ile havadan sudan konuşacak hali yoktu.Eğer evde tek başına kalabilirse,işini daha çabuk bitireceğini düşünüyordu.Bayan B.’nin söylediği gibi, kapıyı iki kere çaldı ve bekledi.Kimse açmayınca içeriye girdi. Ve bir an,gözlerine inanamadı…donup kaldı.Kendisini son derece muhteşem,yuvarlak bir holün ortasında bulmuştu.Dünyanın en güzel evi burası diye düşündü.holün ortasında ki mermer havuzun çevresi orkideler,nilüferler ve hiç tanımadığı egzotik bir takım bitkilerle süslenmişti.Yer, tuğla rengi ve beyaz mozaiklerle kaplanmıştı.

Duvarlar ise,yine tuğla rengiydi ama çok daha açık bir tonda.Bir rüya gibiydi.Bayan B.’nin,sol tarafta ki kapıların yatak odası bölümlerine açıldığını söylemişti.Evin temizliğine yatak odaklarından başlaması gerektiğini öğrenmişti Dani.İlk iş olarak,yatak odalarındaki ve banyolardaki kirli çarşaf ve havluları çamaşır makinesine atacak,onlar yıkanırken,evin diğer işlerine girişecekti. Evde duyduğu tek ses, havuza akan suyun şırıltısıydı.Zaten Cameron evde olsaydı,zili çaldığı zaman açardı. Önce Bayan B.’nin tarif ettiği büyük yatak odasını temizlemeliydi.Sonra diğer taraflarıda ister istemez yapacaktı. nebahat 11.10.2006 02:08 Yatak odasının kapısını açıp içeri girdi ve yine olduğu yerde kalakaldı.Ama bu kez şaşkınlığının nedenibambaşkaydı.

Gözleri yuvalarından fırlamıştı.Yatağın üstüne yüzükoyun ve sere serpe uzanmış çıplak bir erkek vardı. İlk paniği,evde yalnız olmadığını anlayınca yaşadı.Ama onu esas şaşırtan,gözlerinin önünde yatan bu anadan doğma erkekti. Kızların ailelerinden gizli satın aldıkları dergilerde ki erkek vücutlarına taş çıkartacak mükemmellikte bir mahluk yatıyordu yatakta.Bir yarı tanrı…Adonis! Dani rüya görmediğinden emin olmak için gözlerini kırpıştırdı.Neyse ki, sırt üstü değil deyüzükoyun yatıyordu.Ama buna rağmen Dani,bu erkek vücudundan fışkıran erkekliği,canlılığı ve enerjiyi hissedebiliyordu.Geniş omuzları,gelişmiş kasları,adaleli kolları,daracık kalçaları ve uzun bacaklarıyla bu gövde ancak bir yüzme şampiyonuna ait olabilirdi. Dani elinde olmadan,sabahları böyle bir erkeğin yanında uyanmanın ne kadar hoş olabileceğini düşündü.Yüzünü yastığa iyice gömmüş olduğu için,Dani gür,düz ve siyah saçlarından başka bir şey göremiyordu.Saçlarını ensesine kadar uzatmıştı.O halde,adam bir yüzücü değildi.Ama mutlaka yakışıklı bir yüzü olmalıydı.Dani, bu odaya çarşafları almak için gelmiş olduğunu hatırladı.

Adamı uyandırmayı düşündü ama ya birden sırtüstü dönerse diye korktu.Her ikisinide utandıracak bir durum ortaya çıkabilirdi.Ama eğer uyandırmazsa saatlerce uyuyabilirdi ve işlerini zamanında bitiremeyecekti.Birden gözüne yatağın kenarından sarkmış olan pike ilişti.Pikeyi yavaşça adamın üstüne örttükten sonra yatağın başucuna dikilip hafifçe öksürdü. <Öhö öhö…saat dokuz buçuğu geçiyor ve siz uyanmadıkça,ben de işime başlayamıyorum.> Adam başını büsbütün yatağa gömdü.Uyandırılmaktan hiç hoşlanmamıştı anlaşılan. <Pardon, siz Cameron McFarlane misiniz?>Dani’nin sesi çok ısrarlıydı. Adam hafifçe başını yana çevirerek tek gözünü açtı.Geceden kalmış bir surat…ama yakışıklı bir surat.Yüzünü buruşturarak başında dikilen kıza baktı.Dani yanılmadığını anlamıştı.Adam o haliyle bile yakışıklıydı.Alnının ortasına gür siyah saçlarından bir perçem düşmüştü.

Kalın, siyah kaşlarını hayretle kaldırmış olması bile,çapkın ifadesine engel olamıyordu.Dani’ye bakan tek gözü.derin,koyu,nefis bir maviydi.Burnu son derece muntazamdı.Ağzı ise,bir erkeğe yakışmayacak kadar biçimliydi ama,ona yakışmıştı işte.Hafifçe uzamış sakalı seksapelini büsbütün artırıyordu.Evet, az bulunur cinsten yakışıklı bir adamdı ve ancak otuz yaşlarındaydı. Sesi hiçte dostça çıkmamıştı. <Önce siz benim soruma cevap verin>dedi Dani. Dani bir an sustu. Adam yüzünü buruşturarak düşünür gibi yaptı. dedi Dani. Adam yatakta doğrulup oturdu.Diğer gözünüde açarak Dani’yi baştan aşağı süzdü.Dani pikeyi örtmekle ne kadar isabetli bir iş yaptığını düşünüyordu.

Adam,üstünde örtü olup olmadığına dikkat etmemişti.bakışlarıyla adeta Dani’yi soyuyor gibiydi. <Hiçte temizliğe giden birine benzemiyorsun,küçük hanım.>Yüzünde alaycı bir ifade vardı. Dani bu sözleri komik bulmadı.Genç adam kendinden emin bir kadın avcısıydı.Her halinden belli oluyordu. nebahat 11.10.2006 16:39 Adamın yüzünden bir şaşkınlık ifadesi geçti. <Karşımda freud’u andıran,uçuk ve yaşlı bir deli doktoru bulacağımı sanıyordum.Bayan B. Sizden her zaman saygıyla söz ettiği için olsa gerek.Bir de,bakıma muhtaç biri demişti.> Adam gülmeye başaladı.

Güldüğü zaman dudaklarının iki yanında birer gamze oluşuyordu. <Evet,ben bakıma muhtaç biriyim ve Bayan B. Bana çok iyi bakıyordu doğrusu.> Dani,aman tanrım,diye düşündü.Bu adama karşı koyabilecek bir tek kadın bile düşünemiyorum.Zavallı Bayan b.’yi bile parmağının ucunda oynatıyor olmalıydı.gece ki kadında binlerce kurbanından biriydi kuşkusuz. <Dün geceki arkadaşınız size pek bakamıyor anlaşılan.Şimdi yataktan çıkıp,bana çarşaflarınızı vermeniz gerekiyor.> dedi adam. Başucunda duran boş şampanya şişesini,buz kovasını ve boşalmış kadehleri toparladı.<Bunları mutfağa kadar götürüyorum.Geri geldiğimde çarşaflarınızı alacağım.Lütfen banyoda ki işinizide bir an önce bitirin.

çamaşır yıkayacağım.>Hızlı adımlarla kapıya doğru yürüdü ve çıkmadan dönüp,dedi. Koridorda yürürken,oraya sadece evi temizlemek için geldiğini düşünüyordu.bu yakışıklı ve kadınlar tarafından şımartılmış adamın kölesi olmak için değil.Ama niye bu kadar tepki gösterdiğini de çözemiyordu.Sonra birden hatırladı.Cameron ablasını hatırlatmıştı ona.Besbelli o da Nicol gibi her istediğinin kucağına düşmesine alışıktı.Bu kadar yakışıklı bir adamın her istediğini elde etmesi için parmağını oynatması yeterdi.Hele birde göründüğü gibi zekiyse,hayatı ve insanları istediği gibi avucunun içinde oynatabilirdi.Dani,Bayan B.’nin ‘bakıma muhtaç’Cameron’una haddini bildirmek için,dayanılmaz bir istek duyuyordu.herkesin şımarttığı,kendini beğenmiş ukala.Kim bilir zavallı Bayan b.’nin gözünü boyamak ve ona her işini yaptırmak için ne maskaralıklar yapıyordu.

Bu adama ne yapıp yapıp ağzının payını verecekti.Ama bunu biraz da kendini kanıtlamak için yapacaktı galiba.Bu adama nedenini bilemeden kızıyor,bir taraftan da kendini ona beğendirmek için kıvranıyordu.Üstelik,bunun mümkün olamayacağını bile bile.Ama ,bir mucize olsa,ve Cameron, Dani’yi dayanılmaz derecede çekici bulsa ne müthiş olurdu.O zaman Cameron’u Noel’de annesiyle babasına tanıştırmaya götürebilirdi.Ne imkansız bir rüyaydı bu! Böyle bir şey olabilse,herkes onun her konuda ki başarısızlığını unutuverirdi.Babası, Annesi kızları ünlü bir yazarla arkadaşlık ediyor diye ne kadar gururlanırlardı kim bilir.Ya Nicol,onu düşününce yüzüne mutlu bir tebessüm yayıldı.Nicol kıskançlıktan ölürdü herhalde.İmkansız Bir rüyaydı ama hayal etmesi bile pek zevkliydi. Dani böyle bir hayalle oyalanarak,biraz olsun,karamsarlığından kurtulmayı dednedi.Ya bir mucize olurda,Cameron’u Noel’de eve götürebilirse…Hayat beklenmedik olaylarla doluydu.Acaba adam McFarlane, zavallı bir kız için koskoca ömrünün bir tek gününde bir fedakarlıkta bulunamazmıydı?Dani,adamı bu oyuna nasıl getirebileceğine daldı.Dahiyane bir fikir bulaması gerekiyordu ama ne? Erkeğin kalbine giden yol midesinden geçer.

Anneannesi hep böyle derdi.Belki de Dani’nin meslek olarak aşçılığı seçmesinin ardında bu atasözü yatıyordu. Dani en büyük marifetinin yemek pişirmek olduğunu biliyordu.Bu konuda nicol bile onla yarışamazdı.Kim bilir,belki de Cameron McFarlane’yi ona hazırlayacağı nefis bir kahvaltı sofrasıyla etkileyebilirse,Noel pazarlığınada oturabilirdi.nasılsa kaybedecek hiçbirşeyi yoktu.Mutfakta kusursuz bir şekilde düzenlenmişti.her türlü modern aygıt vardı.Geniş ve aydınlıktı.Beğeniyle gülümsedi ve elinde ki şampanya bardaklarını lavaboya bırakıp buzdolabını karıştırmaya başladı içinde neler yoktu ki.Jambon,yumurta,çeşitli peynirler,taze sebze ve meyveler,domatesler,biberler,egzotik tropik meyveler.Buzdolabı bir süper marketi andırıyordu.Dani, istediğini pişirmekte zorluk çekmeyeceğini anlayınca,yatak odasına geri döndü. McFarlane sözünü dinlemiş,yataktan çıkmış ve banyoya geçmişti.Dani,yatağın üstündeki çarşafları ve yastık yüzlerini alıp,banyoya doğru seslendi.

<<Mükemmel bir kahvaltıya ne dersiniz?> Hiç yanıt gelmedi.Sesini yükelterek bir daha bağırdı. <Cevabınızı bekliyorum.> Bu cevapta doğruluk payı büyüktü.Cameron henüz bilmeyebilirdi ama,Dani’nin kafasında sadece Noel yemeği vardı şu anda. <Duşun altında psikolojik hava tahminlerimi yapmak niyetindesiniz,yoksa kahvaltı etmek niyetinde mi?Sorumun cevabını sonsuza dek bekleyemem,bayım.> Bir an yanıt gelmedi.Sonra Cameron sordu. İşte avucuma düştün, diye düşündü Dani. <Ülkenin en ünlü yemek ustalarından biriyle konuşuyorsunuz.> Dani bir kahkaha duyar gibi oldu. <Görelim bakalım marifetini.>Sesinde ince bir alay seziliyordu. <Pişirdiklerini yiyeceğime söz veriyorum.Üzme kendini.

> Ne hakaret,diye düşündü Dani.Şu kendini beğenmişe iki adet yanmış ekmek dilimi ve lastik tadında bir omlet yapayımda görsün.Ama gururu.en iyi bildiği işi berbat etmesine izin vermiyordu.elinden geldiğince iyi bir kahvaltı hazırlayacaktı. <Çok bekletilince en iyi yemeğin bile tadı tuzu kalmaz,o yüzden lütfen acele edin.>diye seslendi. Adam, Dani ile iyiden iyiye alay ediyordu. Gerçi adamın bir espri anlayışı vardı ve onunla atışmak eğlenceli oluyordu.Dani, ikisinin de uzmanlık dallarında yarışacaklarını düşünerek güldü.Yatak odasının kapısını gürültüyle kapayarak odadan çıktı.Elinde ki çarşaflarla çamaşırhaneye doğru yürüdü.Epeyce uğraştıktan sonra doğru düğmeleri bulup,makineyi çalıştırdı.Sonra mutfağa geçti.Mutfakta çok daha emin hareket edebiliyordu.

Ne de olsa mutfaklar onun yüzmeye alışık olduğu sulardı.Kusursuz bir kahvaltı hazırlamak üzere araştırmalara başaldı.Önce buzdolabında ki esrarengiz meyvelerin suyunu sıkarak nefis bir meyve suyu kokteyli hazırladı.Sonra,Cameron’un mutfaktan bahçe’yi görebileceği bir yer seçerek,servislerini koydu.Cameron McFarlane’nin evi kuşkusuz kentin en müthiş manzarasına sahipti.Sidney’in ne en anlamlı ne de en akıllı kızıydı ama en iyi aşçısıydı işte.tam o sırada Cameron mutfağa girdi.Dani hazırlamış olduğu meyve kokteyline iki parça buz atıp ona uzattı. nebahat 11.10.2006 19:11 Dani sinir içinde kalmıştı.Bu ne kendini beğenmişlik,ne saygısızlıktı.O anda Cameron’u listesinden çıkardı.Ne kadar başarılı bir yazar,ne kadar yakışıklı bir erkek olursa olsun,onu ailesinin önünde küçük düşürecek birine ihtiyacı yoktu.Kuru bir sesle<>dedi.

<Ha,tamam>dedi adam. Gülümseyerek ekledi.<Öyle olmadığına sevindim.> Dani kalp atışlarını adamın duymasından korktu.Elbette bir erkek yerine bir kadını tercih edecekti.Kahvaltısı önüne konuyordu,daha ne isterdi ki? Dani böyle bir iddaa ortaya attığı için pişmanlık duydu. Bir yandan,yumurtaların tam kıvamında pişmesi için dua ediyordu. diyebildi.Ama Cameron’un gitmeye hiç niyeti yoktu.Kollarını göğsünde kavuşturup,tezgaha dayandı veDani’yi süzmeye başladı.Dani onun bakışlarından rahatsız oluyordu.Her gittiği işte başına bir belamı gelecekti böyle. <sütsüz ve iki şekerli> Dani kahve fincanına iki şeker atıp adama uzattı. <Aynı zamanda bir iyilik meleği.> Dani adamın sesinde ki alayı kaçırmadı.

Nicol’da tam bu tonla dalga geçerdi onla.Tanrım bu adam ne kadar da benziyordu ablasına.Noel yemeğine götürülme şansını tamamıyle yitirmişti Cameron.Dani’nin ablasıyla bir ikiz kardeş gibi benzeşen bir kavalyeye hiç ihtiyacı yoktu.Ters bir sesle yanıtladı.<<Herhalde,geçim kaynağı bu evleri temizlemek olan zavallı ve yalnız bir kadına yardımcı olduğum için beni aptal zannediyorsunuz.>>Kızgınlıktan yanakları kızarmıştı. Cameron’un sesi çok sakindi.<<Hayır,kesinlikle öyle zannetmiyorum.>> Adam kendini korumak ister gibielini kaldırdı. <İyi.benimle dalga geçmeyin Cameron.ben size hayran olan o kadınlardan değilim.Sadece işimi yapmaya çalışıyorum o kadar.> Cameron bu kez iki elini birden kaldırdı<> <Kızdım ama.

> Dani şaşırdı.Adam bunu o kadar içtenlikle söylemişti ki,böyle bir davranış sabahtan beri kafasında canlandırdığı kişiye hiç uymuyordu.Cızırdamaya başlayan tavaya doğru giderken,<> Dani çırptığı yumurtaları tavaya boşaltırken bir taraftan da sohbet etmek hoşuna gitmişti.<> <Hatır, bunda bir kötülük yok.>Dani bunları söylerken, içinden kadıncağızın sevgisini sonuna kadar kullanıyordur,diye düşündü. <Eee?> <Hiç aklıma gelmemişti.Çok iyi bir fikir.> Cameron hemen telefona gidip çiçekçiyi aradı.Dani onun iki düzine kırmızı gül ısmarladığını duyunca gülmemek için dudaklarını ısırdı.neyse ki yumurtaların başında,ona arkası dönük duruyordu.Bayan B. kırmızı gülleri görünce ne yapacaktı acaba?Besbelli Cameron birlikte olduğu kadınlara düzinelerle gül göndermeye alışıktı.Cameron çiçekçiye mesajını yazdırıyordu.

.

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir