Emma Darcy – Yalnizca Sevgi

Lyn kendini her zaman kinden daha yalnız hissediyordu.Yaınıda oturan babası arabayı gergin bir dikkatle kullanıyordu.Arkada oturan annesi ise herkese çok üzüldüğünü anlatan Delveneyi rahatlatmaya çalışıyordu.Avukatın yanından çıktıklarından beri kimse Lyn ile konuşmamıştı.Henriatta nın mirası okunduğundan beri hepsi Lyn e istenmeyen bir böcekmiş gibi bakıyorlardı. “Çıldırmış olmalı!” Alice Mansfield bu öfkeli cümleyi kocasına söylemişti ama aslında hedef Lyndi.Bu sözlerin ima ettiği şeyse çok açıktı.Lyni güzel kardeşi Delvenenein yerine seçen bir insan çıldırmış olmalıydı.Genç kızın gözlerine yaşlar doldu.Hayatında sadece bir tek kere tercih edilmiş olması bu kadar haksızlıkmıydı.Sadece bir tek kez…Yıllardır annesi ve babasının onu ikinci plana itmiş olması,yüreğini sertleştirmemiş olmalıydı ki şu an acı çekiyordu.Mansfield ailesinde ona iyi davranan tek kişi olan halasını çok özleyecekti.Vasiyetinde de ona daha da iyi davranmıştı kadın. Babasının yüzüne baktı.Acaba babası kız kardeşinin çılgın olduğunu söylenmesi karşısında ne düşünüyordu?Adamın merhametsiz yüzünde ki kaşları çatıktı.


Delvenenin hıçkırıkları giderek yükselirken babasının elleri de dreksiyona daha sıkı kenetleniyordu. “Bu konuyu sürdürmenin anlamı yok Alicia” dedi adam.”Vasiyet kesinlikle geçerli.Hiç bir yerde Sidneyin en ünlü kızlar okulunun müdiresinin akli dengesinin yeterli olup olmadığını araştırmaya kalkmaz.Ayrıca aile meselesini mahkemeye sürüklemeye hiç niyetim yok.Başka bir yol bulunmalı.Bu tartışılmaz hatayı çözümleyecek bir karara varacağımızdan eminim” Lyn daha da çok üzüldü.Mirasını elinden almanın bir yolunu bulacaklardı demek ki.Araba sessizliğe bürünmüş Delvenenin ağlaması kesilmişti.Lyn ağlamakla amacına ulaştı nasıl olsa diye düşündü.Lyn aile fertlerinin kendine duyduğu antipatiyi hissediyordu.Kalbi acıyla doldu. Bu güne kadar ailesinin istediği gibi bir evlat olabilmek için ne kadar çabalarsa çabalasın her zaman Devene ön planda olmuştu.Şu anda da kendisini her zamankinden çok dışlanmış hissediyordu.Takdir edilmenin altın kapısından geçmek hep Delveneye aitti.

Hala Henriatta halanın ailenin çirkin ördeğini seçmesinin şaşkınlığını yaşıyordu. Lyn bunun kendisine bir yararı olmayacağını biliyordu.Onun doğması hataydı,hep böyle kalmıştı ve bu durumu değiştirmek kimsenin elinden gelmezdi.Halası Kirribilli de ki güzel evi ona bırakmakla başına daha çok iş açmıştı. Söz konusu mülk çok değerliydi ama onun ailesi gibi zengin bir aile için bunun önem taşımasının tek nedeni Lyne bırakılmış olmasıydı.Vasiyette her kese bir şeyler bırakılmıştı.Yalnız en değerli mülkün Delevene değil de Lyne bırakılması büyük haksızlık oluyordu.Mirasın asıl payını alan Delvene olsaydı hiç kimse bunu haksızlık olduğunu düşünmezdi.O zaman her şey olduğu gibi yaşanmış olurdu. Lyn bu aileye uygun değildi.Sosyete kelebeği olamadığı gibi hiçbir şeyi uygun yapamıyor ve hiçbir şeye uygun görülmüyordu.Delveveye hiç benzemiyordu.Asla onun gibi olamamıştı.Bu konuda da daha fazla çaba göstermenin anlamı yoktu.Artık vazgeçip evden ayrılmalıydı.

Evi terk etmek! Evi terk edip gerçekten yapmak istediği şeyi yapmalıydı.Aile içinde başarısızlıklarıyla uğraşacağına ayrılıp kendi hayatını yaşamalıydı.Halası Lyne ayrı yaşayabileceği bir ev vermişti.Bir de iş bulabilirse…Sadece ihtiyaçlarını karşılayabileceği bir iş bulabilse yeterdi.Boş zamanlarında desenleri üzerinde çalışır,Henriatta halanın mirası tahakkuk ettiğinde kendi dükkanını açar yaptıklarını satardı.Şansı yaver giderse yeni siparişler bile alabilirdi.Araba durduğunda Lyn koşarak umutla odasına gitti. Avukata telefon ettiğinde istediği zaman halasının evine gidebileceğini öğrendi.Yapması gereken tek şey adamın bürosuna uğrayıp anahtarı almaktı.Bu durumda kalan tek sorun bir iş bulmak oluyordu.Elbette kendisine uygun bir iş bulabilrdi.Güzel sanatlar okulundan aldığı diplomayla ilgilenecek bir işveren vardı dünyada herhalde. Genç kızın içini büyük bir şükran duygusu kapladı.Halası olmasaydı güzel sanatlar okuyamazdı.Çünkü babası güzel sanatlar öğrencilerinin uçarı,geleneklerden uzak ve ahlaki yönden zayıf buluyordu.

Kızının onlardan biri olmasını istemiyordu.Halasının yardımı sayesinde babasını ikna etmişler ve bu sayede okula gidebilmişti.Güzel sanatlar diploması yeterli olmasada eğitimi iyi bir iş bulmasında yeterli olurdu herhalde.Her işi kabul etmeye hazırlamıştı kendisini.Bu iş bazı şeylere son vermesinde aracı olacaktı.Önemli olanda bu sondu. Ailesinin kendisini küçümsemesinin neden olduğu hır yeniden alevlenmişti.Dolabı açarak yaptığı eserlerini sakladığı dör tane büyük plastik poşeti dışarı çıkardı.Çalışmaları hedeflediği geleceğinin birer göstergesiydi.”Lynett’nin hobisi” kendi mağazasının sermayesi olacaktı.Tam gözde eserini çıkartmak üzereydi ki içeri Delvene girdi.O güzel dudaklarında ki yılışık gülümsemeye bakılacak olursa habersiz girmesinden hiç rahatsız olmuş gibi değildi. “Evet,Nette kendinden hoşnut musun?” Onun yeşil gözlerinde ki hain ifadeyi gören Lyncevap vermedi.Sessizce elindeki torbaları dolaba koyup kilitledi.Annesiyle babası Lynin eserlerini küçümsemesine rağman Delvene ablasının hoşuna giden elbiselerine el koymaktan kaçınmıyordu.

Örneğin Lynin kendisi için modelini çizip hazırladığı elbiseyi böyle alıvermişti.”Ödünç alıyorum” demişti alırken.Annesiyle babası ise güzel kızlarının bu hareketine hiçbir tepki göstermemişlerdi.Lyn kendi kendine buna bir daha asla izin vermeyeceğine söz vermişti.Artık Delvene ondan hiçbir şey alamayacaktı. “Merak ediyorum halamı aslan payını sana bırakması konusunda nasıl ikna ettin?Her zaman senin yalvarmayacak,yalanlar,acındırdırıcı öyküler anlatmayacak kadar gururlu olduğunu sanmıştım,Nette.” Genç kız kardeşine ters ters baktı.Delvene bu sırada kadınca bir zerafetle yatağın üzerinde oturuyordu.”Neden bana bıraktığını bilmediğim gibi,bırakacağını da bilmiyordum” dedi.”Yaşlı cadı.Çıldırmış olmalı” Delvene dinleyicisi sadece Lyn olduğunda kibar halinde çıkmaktan tereddüt etmezdi. “Öldüğü için çok mutluyum.O her zaman seni çok sevdi,kayırdı.Tabi bunun sana pek yararı olmadı çünkü babam benden yana” Lyn dişlerini gıcırdattı.Şu an kardeşine bir tokat atmak istiyordu.

Oysa bunun sonuçta ona zarar vereceğini biliyordu.”Parmağının ucunda oynatamadığın için mi onun çıldırmış olduğunu düşünüyorsun?İnsanları hep böyle mi yargılarsın?” Delvene bütün kendini beğenmişliğiyle saldıracakmış gibi sırıttı. “Ya demek Nette senin de pençelerin var?Ama onları babama göstermeni tavsiye etmem.Bu arada babam seni özel bir görüşme yapmak için seni kütüphanede bekliyor.Derhal aşağı inmeni söyledi.Unutuvermişim.” Lynin bütün heyecanı söndü.Kütüphanede babasıyla özel bir görüşme yapmasının bir tek anlamı vardı.Onun kendisini onaylamayan tavırlarından birini daha görecekti.Delvenin odadan çıkışını seyretti.Daha sonra babasıyla yapmak zorunda olduğu görüşme için aşağı indi. Kütüphaneyi hiç sevmiyordu.Burası pek çok yenilgi ve acının sahnesi olmuştu bu güne kadar.İçeri girdiğinde babasını her zamanki gibi çatık kaşlı kolları masaya dayalı olarak buldu. “Bundan sonra beni böyle beklettiğini görmeyeyim Lynette” Geçmiş deneyimlerine dayanarak bunun Delvenenin hatası olduğunu söylemeye gerek görmedi Lyn.

Bakışlarını babasının yüzüne sabitleyerek kararlı bir şekilde çenesini kaldırdı. Babası kırkdokuz yaşında olmasına rağmen yakışıklı bir adamdı.Ve Delvene konusunda eskiden olduğu gibi gözü kördü. “Lynette…Bu talihsiz konuda biraz düşündüm.Sen de farkındasındır ki bu vasiyette Delveneye haksızlık yapılmış.Henriattanın ne düşündüğünü anlıyamıyorum.Evin,içindeki eşyalarla birlikte satılmasına karar verdim.Gelen para başında olması gerektiği gibi kardeşinle senin aranda bölünecek.” Lynin yüzünden bütün kanı çekildi.Kendine ait o yaşamı gözünün önünden geçti.”Bunu yapamazsın” dedi birden bire. “Tabiki yapabilirim.Bunun için tek gereken senin imzan.Bu konuda doğru olanı yapmanı bekliyorum Lynette. Lyn sırtını dikleştirerek “Hayır baba imzalamayacağım.

Halam o evi bana bıraktı ve.” Babası öfkeyle patladı. “Lynette.Arkamızdan iş çevirip halanı ikna etmen yeterince kötü bir davranıştı zaten” Delvenenin sözleriydi bunlar.Babası zaten her zaman onun sözlerine inanırdı.Birden ayağa fırladı Lyn. “Benim hakkımda gerçekten böyle mi düşünüyorsun baba?Halamı etkilemeye çalışabileceğimi mi düşünüyorsun?” “Başka nasıl düşünebilirim ki.Olaylar normal olarak gelişseydi halanın Delveneyi unutması mümkün değildi.” Lyn boğazında ki hıçkırığın inmesini bekledi.”Delvene için evimden vazgeçmeyeceğim.Oraya taşınacağım,kendime bir iş bulacağım ve sonra kendime mağaza açıp.” “Mağaza mı?” “Evet bir mağaza.İstediğim tek şey bu.Benim isteklerimi asla dinlemedi baba.Benim…” “Benim tezgahtarlık yapan bir kızım olamaz” Dinlemeyecekti.

Zaten bu güne kadar hiç dinlememişti onu. “Öyleyse beni evlatlıktan reddet.Artık umurumda bile değil.Zaten beni yıllar önce evlatlıktan reddetmeliydin.Hiç fark etmezdi.” Babasının yüzü kıpkırmızı kesildi. “Duyduklarıma inanamıyorum Lynette.Sende kız kardeşin kadar ilgi ve sevgi gördün.” “Öyle mi baba.Onun kadar mı?” Adamın yüzü daha da kızardı. “Lynette Delveneyi kıskanmakta çok ileri gidiyorsun.Onu kayırdığıma dair bir örnek ver.Sadece bir örnek” Lyn onun körlüğüyle uğraşmaya değmeyeceğini düşündü bir an.Vazgeçebilirdi ama bu onun son fırsatıydı.Babasının gözlerini açmak için son fırsat.

“Tamam baba örnek istedin.Sana bir tek örnek vereceğim” dedi ve masaya yaklaşıp resim çerçevesini babasına uzattı. “Delvene ile sen onun mezuniyet gecesinde çektirdiniz bunu.Gururlu baba ve güzel kızı.Benim mezuniyet gecemde seninle benim fotoğrafımız nerede baba?” Foroğrafa bakınca gözlerinden yaşlar boşaldı.Duyduğu acı dayanılmazdı. “Onunla gidip en güzel elbiseyi aldın.Onunla o kadar guru duyuyordun ki bir fotoğrafçıya gidip resim çektirdin.Sen ve kızın” Başını kaldırıp babasına baktığında gözlerinden yaşlar boşandı. “Ama benim için bunu yapmadın.” Babası boğazını temizleyip konuşmaya başladı. “Böyle bir şey söylemedin.İsteseydin…” “Delvenenin söylemesine gerek yoktu ama.Senin teklif etmeni bekledim.Her zaman kardeşimi içinde boğduğun sevgiden bana da biraz olsun vermeni bekledim.

Çok uzun süre bekledim.Artık beni görüp görmemeni önemsemiyorum ama Delvene hak ettiğinden fazlasını aldı bu güne kadar.Halamın evini vermeyeceğim ve yarın sabah gideceğim.Artık söyleyeceğin hiçbir şey fikrimi değiştirmez.” Fotoğrafı yerine bırakarak kapıya doğru yürüdü.”Lynette buraya gel” Genç kız bu emri duymamazlıktan gelerek odasına gitti.Oturup babasının savunmasını dinleyemeyecek kadar üzgündü. Derhal eşyalarını toplamaya başladı.Kendisine ait her şeyi valizine ve kutulara doldurdu.Kimse gelip onunla konuşmadı.Lyn bu sessizliğin daha fazla devam etmeyeceğini biliyordu.Delvene buna karşı çıkacaktı.Akşam yemeğine kararlı bir şekilde indi.Delvenenin gözleri parlıyordu.Çünkü babası yarın sabah hesabına yüklü bir para yatıracaktı.

“Adalet yerini bulsun diye” demişti Gerard.Böylece Henriatta halanın adaletsizliği düzeltilmiş oluyordu. “Neyin adil olduğunu yada olmadığını artık bilmiyorum BABA.Tek bildiğim bu ailede yerim olmadığı” “Beni hayal kırıklığına uğrattın Lynett.Aklını başına toplayıp öfkenin geçmesi için sana zaman tanımıştım.Yasal olarak senin olan mülkü reddetmen için seni zorlayamam.Eminim sende Henriattanın evinin sana yeteri kadar gelir sağlayacağının farkındasındır.Evden ayrılmak istemen saçma.” “Ne olursa olsun ben gidiyorum baba.Halamın avukatıyla görüştüm.Taşınmak için paylaşımı beklememe gerek yokmuş.Yarın sabah ayrılıyorum.” “Gidemezsin Lynette.Eğer gidersen herkes ne der? Gerard gidemez…” “Eğer gidersen Lynette benden destek bekleme” Lyn bakışlarını bir an bile kıpırdatmadan “Senden tek isteğimin ne olduğunu bilmiyor musun?” dedi. Babası kaşlarını çattı.

Ama bu her zaman ki gibi değildi.Aklı karışmış gibiydi.Alnı kırışmıştı. Karısının ise aklı karışmış gibi değildi.Sessizliği böldü. “Buna izin veremem Lynette.Gidip sosyal konumum altüst edecek şeyler yapmana izin veremem.Bu en azından nankörlük olur.” “Of Anne” diyerek onu yatıştırmaya çalıştı Delvene.”Lyn yirmibir yaşını geçti.Bırak kendi başının çaresine bakmayı denesin.” Lyn kardeşinin kendi tarafını tutmasındaki çıkarını düşünüyordu.Evin tek kızı olmak işine gelecekti.Annesinin tek derdiyle başkalarının ne düşüneceğiydi. “Ama o adamın bitişiğinde yaşayacak.

Orası saygıdeğer bir kıza göre değil.Henriatta için bu sorun değildi çünkü yaşlı bir kadına kimsw bu konuda dil uzatmazdı.Ama Lynin adı kesinlikle kötüye çıkacaktır.” Delvene güldü.Endişelenme anne.Peter Kelso Nettenin orada olduğunun farkına bile varmayacaktır.” “Anlamıyorsun Delvene.Ne olursa olsun dedikodu çıkacaktır.” “Aman anne.Nette dedikodu konusu olamaz.O adamın ilişki kurduğu kadınları bir düşünsene hepsi çok önemli kadınlar ve çok güzeller” “Demek öyle Delvene” diye düşündü Lyn.Mansfield ailesinin çirkin ördeği ünlü Kazanovanın dikkatini çekemez öyle mi. “Mansfield ailesinin adı her zaman haber konusudur” diye ısrar etti Alice. “Ve o adamın isimlere saygısı yoktur.Bizim adımızı da çamura bulamaktan zevk alacağından eminim.

” “Mansfield ailesinin terbiyesine güvenmelisin baba.Yirmiüç yıl boyunca bu terbiyeyi aldım ve hiçbir zaman komşularla samimi olmamız tavsiye edilmedi.Öyle değil mi?” Aslına bakılırsa o adı çıkmış adamla ilgilenmeye zaten niyeti yoktu ama doğrusu merak etmediğini de söyleyemezdi.Halasına yaptığı hiçbir ziyarette onunla karşılaşmamıştı.Ama aynı kattaki iki dairede oturacaklarına göre Lyn er ya da geç onunla karşılaşacaktı. Veda sahnesinde Delvene diplomatik bir tavır takınmıştı.Lyn dudağına bir tebessüm takınarak annesini yanağından öptü.”Hoşça kal anne.” Ağır valizini bagaja taşıyan babasına döndü.”Hoşça kal baba.Benim için yaptığın her şeye teşekkür ederim.” Tam dönüp gidecekken babası onun elini tutup sıktı. “Bir şeye ihtiyacın olursa bana gel” Gerçekten gidebilir miydi?Gidemem diye düşündü.O günler geride kalmıştı.”Bunu hatırlayacağım baba” Arabaya binmeden önce Masfield malikanesine son kez baktı.

Burası hiçbir zaman onun evi olmamıştı.Tüm kötü hatıraları geride bırakarak yeni hayatı için yola çıktı. monalizasmile 13.12.2006 18:32 İKİNCİ BÖLÜM Lyn kapıyı kapatıp arkasına yaslandı.Soluğunu tutarak dairenin içine göz gezdirdi.Hepsi onundu içini özgürlük sevinci kapladı.Kendine ait özel bir evi vardı artık. Kapıdan uzaklaşarak perdeleri çekti ve pencereleri sonuna kadar açtı.İçeriye dolan parlak güneş ışığı daha çok neşelenmesine yol açmıştı.Boylu boyunca uzanan balkonu görünce dayanamayıp çıktı ve parmaklıklara yaslandı. Manzara olağanüstüydü.Sağ tarafında Sidney köprüsü vardı ve tam karşısında opera binasının zarif damı ve altında engin bir deniz.Bu manzara onundu.Dilediği zaman seyredebilirdi.

Kendi yuvasıydı burası.Çalışmalarını artık yabancı gözlerden saklamak zorunda olmayacağını düşününce bir kez daha sevinerek içini çekti.İki yedek yatak odasını çalışma odası yaparak her şeyi ortaya çıkartır,istediğini alır,istediğini bırakırdı.Ve bu gece evet bu gece kendi eseri olan yatak örtüsünün altında uyuyabilirdi.Böylece yatak odasına en sevdiği rengi katmış olabilirdi. Bir ana önce yerleşmek istediği için yanında getirdiği iki valizi yatak odasına götürdü.Avukatın ofisine gittiğinde giydiği elbiseyi çıkartırken aklı neyi nereye yerleştireceğiyle meşguldü.Sonra üstüne limon renk bir şort ve aynı renkte bluz giyerek asansöre bindi,garajın bulunduğu zemin kata indi.Bagajdan çıkarttığı iki büyük bavulu asansöre yükleyip kendi katının düğmesine bastı.Her katta 4 daire vardı.Ama onun katında iki.kendisinin ki ve o adamın ki. Annesinin onun adını andığında bile nasıl irkildiğini hatırlayınca kendi kendine gülümsedi.Adamın ünü ne olursa olsun kendisi için bir sorun yaratmayacağına emindi.Kendi katına gelince asansörün kapısını açtı ve eğilip bavulların sapını tuttuğunda önünün kapalı olduğunu gördü.

Tam hizasında eller düzgün kıvrımlı kalçalar üzerinde geziniyordu.Genç kız bakışlarını daha yukarılara kaldırdı.Belli ki kalçanın sahibinin bu davranışa karşı çıkmaya niyeti yoktu.Sarışın kadın tam bir bombaydı ama karşısında ki partnerinin yüzü ve vücudu görünmüyordu.Ama onun kim olduğunu tahmin etmek güç değildi.Lyn ne yapacağını şaşırmıştı.Böyle bir sahneye tanık olmanın rahatsızlığı utanmasına neden olmuştu.Oysa eller hala meşguldü.Üstelik ortalık yerde. Lyn durumu idare etmenin yolunun soğuk davranmak olduğuna karar verdi.Bu duygulu sahneye ilgisiz kalabilmek için asansörün kapısına dayandı, ellerini kavuşturdu ve bekledi. “Orada olacağına söz ver”dedi sarışın kız. “Jessi.” Genç adamın sesinden söz vermeye niyetli olmadığı belliydi.Bu adam söz vermekten vedadan kaçar gibi kaçıyor diye düşündü Lyn.

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir