Gerard De Villiers – 56 Israilde Casus Avi

Valentina Sevçenko ile sevişen Gregory Skripov son derece yavaş hareket ederek bu güzel anları uzatmaya çalışıyordu. Yatağa yanlamasına yatmış olan genç kadının üstünde ayakkabılarından başka hiçbir şey yoktu. Sesi kısılmış televizyon odaya mavi bir ışık yayıyordu. Gözleri kapalı, kollarını adama dolamış olan genç kadın Gregory’nin her istediğini yapmasına göz yumuyordu. Sardi’s West’teki akşam yemeğinden sonra Aeroflot’un genç hostesi yatak odasına son derece tabii bir edayla girmişti. Skripov hemen televizyonu açtı. Genç kadın elbiselerini birer birer çıkartırken Sovyet görevli de bir kadeh votka doldurdu, sonra kendisi de soyundu ve yataktaki hostesi seyretti. Genç kadının vücudu biraz adaleli, göğüsleri ufaktı. Kahverengi dalgalı saçlar sert ifadeli yüzünü çevreliyordu. Kalın dudakları oldukça dikkat çekiciydi. Kadın tamamen soyununca: — Ayakkabılarını giy, demişti ona Gregory. Valentina bu emre hiç karşı koymadan uyup adamın yanına uzandı. Uzun süre 5 sessizce televizyonu seyredip votkalarını içtiler. Bu sırada Sovyet görevli, kadının dikkatli dikkatli kendisine baktığını farketti. Sonra, Valentina oral sekse başladı.


Gregory Skripov ürperdiğini hissetti. Ancak genç hostesin istediği sonucu elde etmesi epeyce uzun sürdü. Nihayet, Sovyet uyarılmıştı. Sevişmeye başladılar. Kısa süre sonra soluk alışları değişti. Gregory başını biraz kaldırdı ve göz ucuyla saatine baktı. Gece yarısı olmuştu. Kendisini bekliyor olmalıydılar. Bir anda beyninden vurulmuşa döndü. Eğer hemen toparlanıp bu kadından ayrılmazsa ertesi gün Aeroflot’un 352 sayılı uçuşuyla kendini Moskova’da bulurdu. Ondan sonraki duraksa,bir toplama kampı ya da en iyisinden bir sürgündü. Bu da hayatının kararması demekti. Tüm dikkatini sevişmeye vererek bir an evvel orgazm olmayı hedefledi. Birlikte olduğu Valentina’yı her zaman Yedinci Cadde’nin köşesinde duran ve çok arzuladığı halde yatamadığı deri mini etekli genç zenci fahişe olarak düşledi. Sonunda rahatladı ve düşünmeye koyuldu.

Valentina Sevçenko’dan nasıl kurtulacaktı? Birleşmiş Milletler binasındaki odasından ayrıldığından beri, V.Şube adamları bir an için bile peşinden ayrılmamışlardı. Tam karşı dairede KGB’nin Cinayet Ekibi olan V.Şube’ den iki kişi gece gündüz nöbet tutuyordu. Aslında, bu dairede kendisi gibi Birleşmiş Milletler’de görevli başka bir Sovyet delege oturuyordu. Peşindeki bu adamlar kaçma girişiminde bulunursa hemen olaya el koymak 6 için buradalardı. Adları Valéry Pavlov ve Oleg Lianin idi. Bunlar Washington’daki Sovyet ekibinin iki resmi görevlisiydi ve New York’a hafta sonunu geçirmeye gelmişlerdi. Ancak, on yedi yıldır KGB’de görevini sürdüren Albay Gregory Skripov böyle palavralara pabuç bırakmayacak kadar deneyimliydi. Tüm bu olanlar Moskova’ya ani geri çağırılışıyla yakından ilgiliydi. Çağırılma sebebi, Andropov’un altı yardımcısının katılacağı özel konferanstı. Ancak Gregory buna inanmıyor ve ilk fırsatta Lubianka’daki hücrelerden birine gönderileceğini biliyordu. “Hainlerde karşı nasıl davranıldığını çok iyi bilirdi. Daha önce kendisi de başkalarını cezalandırmıştı. — Diğerleri çok mu dikkatsiz davrandı, yoksa bir ihbarın kurbanı mı oldum? diye kendi kendine soruyordu.

Belki de bunların yanıtını hiçbir zaman öğrenemeyecekti. Aslında yanındaki kadın bile korunmasının bir parçasını oluşturuyordu. Aeroflot’un hostesi gibi gösterilen Valentina V.Şube’nin en parlak elemanlarından biriydi. Gregory kadın soyunurken adaleli ve geniş omuzlu vücuduna ve kısa tırnaklarına dikkat etmişti. Bu kadın sevişmek için mi, yoksa savaşmak için mi yaratılmıştı belli olmuyordu. Gregory’ye karşı beslediği aşksa, onu resmi arabasına binene kadar evinde gözaltında tutabilmekten kaynaklanıyordu. Adam yeniden ateşli ateşli sevişmeye başladı. — Sarıl bana! Sıkı sıkı sarıl, diye mırıldandı albay. Genç kadın büyük bir güçle sarıldı. 7 Gregory onu boğmaya kalksa, diğerleri hemen içeri girerlerdi. Valéry ile Oleg muhakkak dairesinin anahtarını elde etmişlerdi. Eğer böyle bir harekâtı kendisi idare edecek olsaydı, ne yapar eder anahtarı ele geçirirdi. Birden, sorununa bir çözüm bulduğunu sandı. Tabii gözleri hâlâ eskisi gibi sağlamsa! Valentina sürekli kalçalarını oynatıyordu, ayrıca kadın sık sık solumaya başlamıştı.

Çok duyarlı bir kadındı. Emirle sevişse bile bundan zevk almayı biliyordu. Birden zevkin doruğuna ulaştığını farketti. Bir daha sevişecek gücü kendinde bulabileceğine emin değildi. Büyük bir paniğe kapıldı. Baskı altındaydı. Bu planının sonu demekti… Başını kaldırıp durdu ve kadının üstünden çekildi. Valentina şaşkın ve mutsuz bir ifadeyle ona baktı.scanned by darkmalt1 — Ne var? Ne oldu? Gregory zoraki bir ifadeyle sırıttı. — Hiç,pozisyonu değiştirmek istedim. Genç kadın yüzükoyun döndü ve: — Bu kötü alışkanlıkları Doğu’da mı edindin? diye alay edercesine sordu. Gregory Skripov kadının nefis bacaklarını ve kalçalarını süzdü. Tam sevişmeye başlayacaktı ki, aklına takılan bir şey yüzünden donakaldı. Valentina her şeyi nasıl öğrenmişti? Belki de personel başkanlığındaki dosyasında yazılıydı. — Hayır, dedi albay.

Ayağa kalktı ve kadını bileğinden kavrayarak kalkmaya zorladı. — Gel mutfağa geçelim. Bu kez Valentina şaşkınlığını gizlemedi. Adam bir an isteğini yapmayacağını sandı. 8 Ama kadın her istenileni yapmak için emir almıştı. Üstelik yerde hayvanlar gibi sevişmek daha az acı vericiydi. Gregory kadını sürükleye sürükleye ana girişin karşısındaki mutfağa götürdü. Mutfakta Altmışıncı Sokak’a inen bir yangın merdiveni vardı. — Burası çok soğuk, dedi mutfağa giren hostes. Dikdörtgen mutfakta dört iskemle, bir masa, gaz ocağının yanındaki eviye ve bir tezgâh vardı. Masa pencerenin yanına konmuştu. Gregory etrafa bir göz attı. — Ne istiyorsun küçük güvercinim, masada sevişmek mi? diye sordu Valentina. — Hayır, gel. Kadını eviyeye yaslayarak sarıldı.

Uzun uzun öpüştüler. Albay biraz sonra kadının omuzlarına bastırdı. Valentina uysal uysal yere kaydı. Gregory hostesin oral seks yapmasına aldırış etmeden etrafını dinliyor, her an kapının açılacağını sanıyordu. Artık kaygılanması gereksizdi. Buluşma saati olarak gece yarısı denmişti, oysa saat bire geliyordu. Acaba kendisini bekleyecekler miydi? Artık planının son aşamasına geçmeye karar verdi. Valentina’nın dudaklarından kurtuldu ve kadını başı eviyenin altına gelecek şekilde yere uzanmaya zorladı. Eviyeyle aralarında hemen hemen altmış santimlik bir boşluk vardı. — Çok soğuk, dedi hostes. Yine de Gregory’nin istediği gibi davrandı. Albay onun üstüne yüklendi. Valentina 9 Gregory’nin bu pozisyonda pek uzun süre dayanamayacağını biliyordu. Adam soğuğa rağmen sık sık nefes alıyordu. Ateşli ateşli sevişmeye başladı.

Her hareketinde genç kadın birkaç santim içeri kayıyordu. Albay bu durumu farketmemiş ve kendini sevişmeye kaptırmış gibi görünüyordu. — Delisin! Canımı acıtıyorsun! Burası çok sert… dedi hostes. Skripov cevap vermedi ve hareketlerini iyice hızlandırdı. Tüm ağırlığıyla genç kadına yükleniyordu. Valentina doğrulmak istedi, ama alnını eviyenin altına çarptı. Gregory sanki artık dayanamayacakmış gibi derin derin soluk alıyordu. — Dur! diye haykırdı Valentina. Dur. Albay yanıt vermedi. Hareketlerinden, genç kadın orgazm olacağı kanısına kapıldı. Ancak her harekette biraz daha eviyenin altına giriyorlardı. Valentina olanlardan hiç zevk almamıştı. Seviştiği adama hem merak, hem de tiksintiyle bakıyordu. — Sen zırdelinin tekisin! dedi.

Gregory Skripov’un sağ eli sanki kadının yüzünü okşayacakmış gibi hareket etti. Ama kısa bir süre sonra sağ taraftaki çöp bacasının kulpunu kavradı. Kadın albayın yüz ifadesinin değiştiğini çok geç farketti. Tam bağıracağı sırada döküm kapak suratına indi ve burnunu ezerek alnını parçaladı. Gregory kapağı yeniden açıp olanca gücüyle kapattı. Kadının yüzünden kan fışkırıyordu. Skripov’un tüm vücudu titriyordu, ama artık dönüşü olmayan bir yola ıo girmişti. Valentina haykırdıkça, Gregory deli gibi kapağı bir açıp bir kapıyordu. Sol elini kadının başının altına koymuş dirseğiyle boğazına basarak soluk almasını engellemeye çalışıyordu. Ama, genç kadın hâlâ direniyordu. Bacakları havada savrularak yerden destek almaya çabalıyor, vücudunu sürekli hareket ettirerek üstündeki ağır yükten kurtulmaya uğraşıyordu. Kapak yeniden tok bir gürültüyle kapandı. Bu sefer genç kadının üst dudağını koparttı. Kan durmak bilmiyordu. Boğulurcasına öksürüyordu ve yüzü tanınmayacak hale gelmişti.

Gregory bir an için onun direncini hiç yitirmeyeceğini sandı. Sanki saatlerdir bu rezil yerdeydi. Kapağı açmak için her doğrulusunda omuzları eviyeye çarpıyordu. Valentina’nın kalbi çok hızlı atıyordu. Genç kadın boğuşmayı sürdürebilmek ve fazla güç harcamamak için bağırmaktan vazgeçmişti. Bir kez daha kapağı kadının suratına indirirken sırtına oldukça hızlı bir tekme yedi ama dengesini kaybetmedi. Valentina’nın yaşadığını da bu sayede anladı.O kadar sıkmasına rağmen genç kadının boyun adaleleri sapasağlamdı. Üstelik, boğulmamak için bilinçli olarak kanını yutuyordu. Bıraktığı anda hostesin feryadı basacağına ve bunun üstüne Oleg ile Valery’in geleceğine emindi. Bu sırada duvarda asılı duran metal çubuğa gözü takıldı. Kalem genişliğinde, otuz santim uzunluğunda olan çubuk, büyük ihtimalle boruları temizlemekte kullanılan bir aletti. Sağ kolu ağır kapağı açıp kapatmaktan ağrımaya başlamıştı. Sol eliyle çubuğu aldı. ıı Önce kadının yanağına oradan burnuna sürterek nihayet gözünün üstünde durdu.

Gözlerini başka tarafa çevirerek olanca gücüyle bastırdı. Çubuk önce gözü, sonra da beyni parçaladı ve ancak kafatasına gelince durdu. Valentina’dan çıkan sesleri tarif etmek imkânsızdı. Gregory kadının gözüne sapladığı çubuğu bırakarak öğürmeye başladı. Altında duran hostesin vücudu cereyana kapılmış gibi titriyordu. Bu uzun süre sürdü. Ağzı kusmuk dolu olan Skripov da en az kurbanı kadar titriyordu. Birdenbire altındaki vücut hareketsizleşti. Gregory çöp bacasının kapağını açıp bakmaya cesaret edemedi. Valentina’nın öldüğüne emindi. Sovyet kadının gözündeki çubuğa bakmamaya özen göstererek biraz geriledi. Fakat erken doğrulduğu için ensesini vurdu. Az kalsın bayılıyordu. Biraz soluklanmak için bekledi. Artık dengeli yaşamı sona ermişti ve hiçbir şey eskisi gibi olamazdı.

Ayaklarının dibindeki cesede bakmamak için başını çevirdi. Mutfak iyice soğuk geldi. New York’ta insan şubat ayında titriyordu. Eşyalarını almak için koridora fırladı. Bu sırada duyduğu bir gürültü yüzünden olduğu yerde kaldı. Kapı vuruluyordu. Valentina’nın çığlıkları duyulmuştu. Yeniden titreme geldi, sonra pencereye koştu. Camı açınca buz gibi bir havayla karşılaştı. İkibüklüm yangın merdiveninin sahanlığına çıktı. Soğuk maden ayaklarını donduruyordu, elinde olmadan çenesi atmaya başladı. Hızla merdiveni indi ve yere bir metre kala atladı.

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir