Pierre George – Nüfus Coğrafyası

Klasik Eskiçag döneminde dünyada iki yüz eBi milyon kişi, 17. yüzyılın ortasında yarım milyar kişi, 1850’de bir milyar kişi, 1940’da iki milyar kişi yaşıyordu. Yüzyılın sonundan önce de kuşkusuz altı milyar kişi olacak bu sayı.1 Dünya nüfusu, Eskiçag ile Yeniçag arasındaki 2000 yılda, 1650 ile 1850 arasında iki yüz yılda, 1850 ile 1940 arasında yüz yıldan kısa sürede, son olarak da bir kuşak içinde, ikişer kat arttı. Başdöndürücü bir nüfus artışından sözetmek abartma olmaz. Ama dünya nüfusu, sürekli degişen bir aritmetik gerçeklik olmasının yanı sıra, iktisadi açıdan oldugu kadar, toplumsal açıdan da bir coğrafi soyutlarnadır. Koşullara, her ülkenin yaşama olanaklarına göre, her dogurn özel bir anlam kazanır. Az ya da çok uzun yaşama perspektifleri açar; yaş ortalarnası yalından iki kat çoguna kadar degişebilen, ortalama ömrü tropikal Mrika’da kırk yıldan, İsveç’­ te, İsviçre’de ya da Hollanda’da yetmiş yıla kadar değişebilen bir insanlık çerçevesine katılır. Gayrisafi milli hasıla ortalarnası Hindistan’da ve Mrika’nın yoksul ülkelerinde 1000 Fransız frankıyken, ABD’­ de ve Avrupa’nın en zengin ülkelerinde (İsviçre, İskandinavya ülkeleri) ya da Japonya’da 100.000 frankı bulur. Günümüzde, insanlar arasındaki eşit- (1) 1989 ortasında yapılan d�erlendirme: 5,2 mılyar. 7 sizlik kaynaklannın en giderilmezi, doğum yeridir. Küçük bir Eskimo’nun küçük bir Endonezyalı’nınkinden farklı bir dünyada yaşamasına yolaçan dog-al farklılıklann yanı sıra, insaniann dağılımı ile zenginiikierin dağılımı arasındaki farklılık ve gelirin artmakta olduğu ülkeler ile gereksinmelerin artmakta olduğu ülkeler arasındaki şiddetli karşıtlıklar, insan coğrafYasım, insan gerçeklig-inin en dramatik yaklaşımlanndan birine dönüştürmüştür. 8 BIRiNCİ KISIM NÜFUSUN DAC.ILIMI BİRİNCİ BÖLÜM EKUMENE’NİN ÇEŞİTLİLİÖİ VE EŞİT OLMAYAN BİÇİMDE YERLEŞİLMESİ I.


Büyük Karşıtlıklar Dünyada nüfus dağılımının genel bir haritası, kıtalann topraklanna yerleşmede çok büyük bir eşitsizlik olduğunu ortaya koyar. Bu kıtalann bazı bölümlerinde çok yüksek nüfus birikimleri vardır. Bazı bölümleri hemen bütünüyle ıssızdır, bazı geniş yüzeylerdeyse çok seyrek bir nüfus yerleşmesi görülür. Dünya nüfusunun beşte dördü, karalann yüzeyinin beşte birinden azında yaşar. Kıtalann çeşitli bölümleri arasındaki bu büyük nüfus farklılığını açıklamak için iki etmene başvurulabilir: do�al etmenler ve tarihsel etmenler. Max Sorre, oturulmaya elverişsiz yerlere karşıt olarak, insan topluluklarının sürekli yaşamasına elverişli çevreyi belirtmek için “ekumene” terimini ortaya atmıştır. Topluluklann yaşamaya elverişsiz do�al çevrelerde, bu çevrelerle elden geldi�nce az dolaysız ilişki kurarak sürekli yaşayabilmelerini sa�layan mikroklimalan teknik olarak yaratma olanağı, mutlak sınıriann belirlenmesini giderek güçleştirmektedir. Ama insaniann yaşamasına elverişsiz çevrelere bu koşullar altında çok küçük topluluklar yerleşir ve bu çevrelerin uzun süre yaşanan yerler haline gelmeleri ola�andışı bir durumdur. Nüfuslann yenilenmesine elverişli yerler olamazlar. Demek ki, “ekumene” insanlı�ın yaşadığı 9 ve ürediği ülkeler bütününe verilen addır. Ama çok geniş yüzeyleri kaplayan sınır bölgelerde, kuşaklann yaşamaları ve yenilenmeleri güçtür. Arktika ve Asarktika bôlgelerinde hemen hiç insan yoktur. 65. paralelin kuzeyinde yaşayaniann sayısı bir milyonu geçmez. Büyük Kuzey’de yaşayan insan topluluklan, ya sanayi ülkelerinin yerleştirdiği teknisyen ve asker topluluklarıyla ilişkiler kurarak biraz uygariaşmış Paleoarktik kalıntı halklandır (Eskimolar, Japonlar, Samoyedler), ya da yaşamaya elverişli mikrc:ıklima1arla büyük ölçüde desteklenmiş stratejik üslerde, maden ve liman tesislerinde kurulmuş “garnizon”larda yaşayanlaı:dır.

Arktika ve Asarktika çölünün kapladığı yüzey 27 milyon kilometrekaredir: Alaska 1,6 milyon kilometrekare, 500.000 nüfus. ; Kanada Kuzey’i 6 milyon kilometrekare, 300.000’den az nüfus.; Grönland, 2,2 milyon kilometrekare, 50.000 nüfus. Ahtarktika’da, bilimsel tesislerin dışmda bir çöl uzanır: 12 milyon kilometrekare. Toplam olarak, kıtalann yüzeyinin yüzde 20’sinde, dünya nüfusunun yüzde 0,02’sinden azı yaşar. Yerleşme görülmemesi, kutup ve kutup çevresi bölgelerindeki sert ikiimin olagandışı koşullanyla açıklanır. Bu iklim sertliği, insan organizması için – özel giyeceklerle korunsa bile- çok güç katlanılır olmasının yanı sıra, yaşama olanaklarının hareke-te geçirilmesini de aşın derecede sınırlar. Arktika ve Antarktika bölgeleri, en sıcak ay ortalamasının sıfınn üstünde 1o·c•ı bulmadığı, havanın her gün dona çektiği sekiz on ay boyunca buzların hiç çözülmediği, termemetrenin hep -ao·c ile -60. C arasmda oynadığı sürekli kış bölgeleridir. Sırf dondurucu rüzgar fırtınalarının hatırlatılması, kesintili kıyı saçakları dışında (deniz, küçük insan topluluklanna 10 sürekli besin sağlayabilecek tek yaşama çevresidir) her türlü yerleşmeye kapalı bir evrenin tablosunu tamamlar. Bununla birlikte, Arktika bölgesinin iklim sertliği, eşit enlemlerde, bölgelerin kıtalann Batı cephesi yakınında, ya da Doğu cephesi yakınında bulunmasına göre değişir. Sıcaklık farklannın şiddetliliği, kışiann sertliği ve uzunluğu, batıdan doğuya doğru artar; öyle ki, Kuzey yankürede ekumenenin kuzey sının, kıtaları paraleilere oranla eğik olarak yeniden keser.

Batı Avrupa’da 60. paralel üstünde büyük şehirler sıralanır: Leningrad (5 milyondan fazla nüfus.), Stockholm (1 milyondan fazla nüfus.), Helsinki 500.000 nüfus), Oslo (450.000 nüfus). Oysa, Kuzey’den Kanada’ya gelirken ilk büyük şehir Quebec (600.000) 47. paralelde, Doğu Sibirya’da ya da Sovyet uzakdoğusundaki Habarovsk 48. paralelde, Vladivostok 43. paralelde yeralır. Aynca, kıtalann yüzeyindeki yerleşmeye elverişli alanın sınırlarına, yüzey şekillerinin konumu da dolambaçlı çizgiler verir. Özellikle Avrasya kıtasında, üstünde orta eniemiere kadar Arktika iklim koşullannın ve cılız bir bitki örtüsünün görüldüğü bir yüksek topraklar kütlesinin bulunması, kıtaların göbeğinde, 50. ve 30. paraleller arasındaki enlemlerde, kutup çemberinin kuzeyindeki tundralann koşullannı yeniden ortaya çıkanr.

Yerleşme koşullan açısından Yukan Asya, Himalaya’ya kadar yüksek ve soğuk bir çöl ya da yan çöldür. Avrupa kadar geniş bir alanda yaşayan Moğol ve Tibet halklarının nüfusu, 2 milyonu ancak bulur Haritaya ilk bakışta dikkati çeken başka boşluklar da vardır: Afrika kıtasında yengeç dönencesinin kuzeyinde kalan büyük çölsü bölge ve birkaç alüvyonlu çöküntü dışında bütün Batı Asya topraklan: Güneybatı Afrika; Avustralya kıtasının büyük ll kısmı. Burada yerleşrneyi engelleyen etmen, kuraklıktır. Düşük ve yüksek sıcaklıklann almaşmasının daha da ağırlaştırdığı yağış yetersizliği ve yüksek sıcakhklann buhartaşmaya yolaçrnası, Arktika’dakilere benzeyen teknik sınırlar (burada, kurulma nedenleri rnaden, özellikle de petrol çıkanmıdır) dışında, her türlü sürekli yerleşme ye her türlü yerleşik tanrn olanağını ortadan kaldınr. Bölgesel çöl, kuşaklara ba�lı bir olay değildir. Moritanya ve Büyük Sahra’nın enleminde bulunan Antil adalannda ve Meksika’da, yağış bakırnından farklı iklimler görülür ve hiçbir yerlerinde Sahra iklirnininki derecesinde kurakh�a raslanrnız. Kıtanın ve adaların alize rüzgariarına ve deniz akıntilanna göre konumu, yükseltinin etkisi, Kuzey Meksika yayialannın yan kuraklığından Antil adalarının yüksek nemliliğine kadar giden birçok değişikli� yolaçar. Aynı biçimde, Güney Asya’da rnusonlar, Asya tropikal kuşağının en doğudaki çöllerinin (Tar) bulunduğu İndüs havzasından itibaren kurak kuşağı keser. Aynı kuşakta, Büyük Sahra ve Suriye çöl� ile Hindistan’ın kannca gibi insan kaynayan topraklannın mutlak çöl tablosu görülür.

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir