William S. Burroughs – Ciplak Solen

Çıplak Şölen asla unutamayacağınız bir ziyafet. Bu olağanüstü roman güldürücü bir vahiy, cehennem boyunca bir korku treni gezisi, en garip gezegenin en garip insanlarına, kendimize yönelik bir sürek avı. Yazınsal başyapıtlardan, dehaların her satırına sindiği şeklinde bahsedilir ve bu hiçbir yerde Çıplak Şölen’deki kadar doğru değildir. Giriş sözcüklerinden, –komik, paranoit, düşsel, çılgın– eşsiz bir dünyanın bize gösterildiğinin farkına varırız. Garip ve kâbusa benzer sahneler, alışılmamış ve çökmüş bir kentin anlık görüntüleriymişçesine yıldırım gibi geçer. Sadece sonradan, bu tuhaf şehrin sabahladığımız barınaklardan biri olduğunu fark ederiz. İ lk bakışta Çıplak Şölen’de Burroughs’un haklarında sonuna kadar samimi olduğu birbiriyle yakından ilgili iki tema; uyuşturucular ve cinsellik egemendir. Metro şafaklarının ve ucuz otellerin manzarası, bir sonraki junk dozuna kadar uyuşmuş bekleyiş ve yakalanamaz bir cinsel mutluluğun arayışı hep birlikte Burroughs’un 1950’lerde New York, Meksika ve Tanca’da içine girdiği yaşamı anlatır. Drug’lar, Burroughs’un yazdığı asıl malzemedir ve o bağımlılığı dünyanın önde gelen güçlerinin –medya holdingleri, muazzam politik ve ticari bürokrasiler ve kârla güdülen tıp bilimi– küresel komplosunun parçası olarak görür ki bunlar, bizi günahkâr cinsellik serabı ile tedirgin ederken bağımlıların tam bağımlılığına düşürmeye kararlıdırlar. Burroughs hepimizi yeme ğe çağırarak bu komployu ortaya çıkarmayı seçer ve yemek listesinde, İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana Amerikalı bir yazar tarafından yapılan en önemli ve özgün çalışmalardan biri olduğuna inandığım bir roman vardır. Çıplak Şölen bir bağımlının dozu, saf duyumsamanın beyne kendimizi aldatmalarımız duygusallığa kaçmayan, en hücumudur ve aynı zamanda kendimiz, ve hilekârlıklarımızla keskin mizah sosuyla ilgili çıplak ve sunulan gerçektir. Burada, yirminci yüzyıl yazınının en ahlaksız ve büyüleyici fizikçisi olan korkunç Dr. Benway’in başını çektiği, neşeli karakterler olan ev sahiplerini bulacaksınız. En çağdaş roman yazınının kansız yemeğine karşı, arkanıza yaslanın ve bir romanın bu ziyafetinde karnınızı tıka basa doldurun. içindekiler 13 • giri ş 25 • tanıklık üzerine sonradan akla gelenler 27 • çıplak şölen 263 • ek giriş tanıklık: bir hastalıkla ilgili ifade Zayıflamı ş bir karaciğer ve Hastalık’tan kurtulan herkeste ortak olan ödünç et görünümü dışında oldukça sağlıklı dingin ve aklım başımda olarak Hastalık’tan kırk beş yaşımda uyandığım… Kurtulanların çoğu, çılgınlığı ayrıntılarıyla hatırlayamazlar.


Ben, görüldüğü gibi hastalık ve çılgınlık konusunda ayrıntılı notlar aldım. Şimdi Çıplak Şölen adıyla yayınlanan bu notları nasıl yazdığımı tam olarak anımsamıyorum. İsim, Jack Kerouac tarafından önerilmişti. 1 Yakın zamandaki iyileşmeme kadar, bu adın ne anlama geldiğini anlamamıştım. Kitabın adının anlamı tam olarak sözcüklere karşılık düşüyor: ÇIPLAK Şölen –herkesin her çatalın ucunda ne olduğunu gördüğü donmuş bir an. Hastalık ilaç ba ğımlılığıydı ve ben on beş yıl boyunca bağımlıydım. Bağımlı dediğim de junk bağımlılığını kastediyorum (dimeroldan pelfona kadar tüm sentetikleri de içermek üzere afyon ve/veya türevlerinin genel adı). Birçok biçimdeki junk’ı kullandım: morfin, eroin, diladid, ökodal, pantopon, diyokodid, diyozen, afyon, dimerol, dolofin, pelfon. Junk’ı tüttürdüm, yedim, burnuma çektim, damarıma –derime– etime şırınga ettim, rektal fitil olarak yerleştirdim. İğne önemli değildir. Koklasan da tüttürsen de yesen de ya da kıçından içeri itsen de sonuç aynıdır: bağımlılık. İlaç bağımlılığından bahsederken keif, marihuana ya da herhangi bir esrar prepatını, meskalin, Bannisteria Caapi, LSD6, Kutsal Mantarlar ya da sanrı oluşturucu gruptan kastetmiyorum… Sanrı oluşturanlardan herhangi herhangi bir ilacı birinin kullanımının fiziksel ba ğımlılık yarattığına ilişkin hiçbir kanıt yoktur. Bu ilaçların etkisi, fizyolojik olarak junk’ın etkisinin tersidir. İki ilaç sınıfı arasındaki acınası karmaşa, ABD ve diğer narkotik dairelerinin gayretkeşlikleri yüzünden doğmuştur. On be ş yıllık bağımlılığım sırasında junk virüsünün etkilemesinin kesin biçimini gördüm.

Junk piramidi, bir tabaka altındaki diğer tabakayı yiyerek (junk patronlarının her zaman şişman ve sokaktaki bağımlıların her zaman zayıf olması kaza dâhilidir) dimdik tepeye, ya da dünya halklarının sırtından beslenen birçok junk piramidi bulunduğuna göre tepelere tırmanır ve satıcının şu temel ilkelerinin üzerine kuruludur: 1 Bir zamanlar, aynı apartman dairesinde birlikte kalırlarken, -Will Dennison takma adını kullanarak- Burroughs ve Jack Kerouac ortak bir roman yazmaya karar verdiler: And the Hippos Were Boiled in Their Tanks adını verdikleri kitap bugüne kadar gün ışığına çıkmadı. Bir gün üçüncü ev ortakları Allen Gingsberg, kitapta Burroughs’un yazdığı bölümlerden birini yüksek sesle okuyordu. El yazısının bir yerini çözemeyip ‘naked lust’ı (çıplak servet) ‘naked lunch’ olarak okudu ve Kerouac, bunun kitap için çok sıkı bir isim olduğu yorumunu patlatttı… y.h.n. 1- Hiçbir şeyi karşılıksız verme. 2-Vermen gerekenden fazlasını verme (her zaman alıcıyı açken yakala ve sürekli beklet). 3- Her zaman –yapabildiğin kadarıyla– her şeyi geri al. Satıcı her zaman sonuna kadar ödetir. Bağımlı, insan biçimini koruyabilmek için sürekli fazla, daha fazla junk’a gereksinim duyar… Maymun’u rüşvetle uzaklaştırır. Junk, tekel ve mülkiyetin kalıbıdır. Bağımlı, junk bacakları onu yeniden kötü yola sapması için dosdoğru junk ışınına götürürken, seyreder. Junk niceldir ve hassas bir biçimde ölçülebilir. Daha fazla junk kullandıkça sahip oldukların azalır ve ne kadar fazlasına sahipsen o kadar fazla kullanırsın. Sanrı oluşturucu ilaçlar kullananlar tarafından kutsal kabul edilirler –Peyote Kültleri ve Bannisteria Kültleri, Esrar Kültleri ve Mantar Kültleri–, “Meksika’nın Kutsal Mantarları, Tanrı’yı gösterir” – ama hiç kimse junk’ın kutsal olduğunu öne sürmemiştir.

Afyon kültleri yoktur. Afyon kâfirdir ve para gibi ölçülebilir. Bir zamanlar Hindistan’da yararlı ve alışkanlık yaratmayan bir junk bulunduğunu duymuştum. Adına Soma deniyor; güzel ve mavi bir akıntı olarak betimleniyordu. Soma var olsaydı eğer, Satıcı şişelemek için orada olur, tekelleştirir, satar ve soma sıradan bir eski zaman JUNK’ı haline gelirdi. Junk, ideal üründür… mükemmel mal. Satı ş için dil dökmeye gerek yok. Müşteri, lağımdan sürünerek gelecek ve satın almak için yalvaracak… Junk taciri, ürününü tüketiciye satmaz, tüketiciyi ürününe satar. Yaptığı ticareti ilerletmez ve basitleştirmez. Müşteriyi, alçaltır ve basitleştirir. Kadrosuna junk ile ödeme yapar. Junk, “kötü” virüsün temel formülüne dayanır: Gereksinimin Cebiri. “Kötü”nün yüzü her zaman mutlak gereksinmenin yüzüdür. Bir uyuşturucu düşkünü, uyuşturucuya mutlak gereksinim duyan bir adamdır. Belirli bir sıklık aşıldığında, gereksinim kesinlikle hiçbir sınır ya da kontrol tanımaz.

Mutlak gereksinim sözleriyle: “Yapmaz mıydın?” Evet, yaparsın. Yalan söylersin, kandırırsın, arkadaşlarını ispiyon edersin, çalarsın, mutlak gereksinimi doyurmak için her şeyi yaparsın. Çünkü mutlak hastalık, mutlak mülkiyet durumundasındır ve başka bir biçimde hareket etme hakkın yoktur. Uyuşturucu düşkünleri, yaptıklarının dışında hareket edemeyecek hasta insanlardır. Kuduz köpeğin ısırmaktan başka seçeneği yoktur. Amacınız junk virüsünü etkin tutmak olmadığında, kendini üstün görme konumunu üstlenmenin amaca hiçbir faydası yoktur. Ve junk büyük bir sanayidir. Meksika’da, Aftosa Komisyonu’nda çalışan bir Amerikalıyla görüşmemi hatırlıyorum. Aylık altı yüz dolar ve masraflar: “Salgın ne kadar sürecek?” diye sordum. “Biz yürütebildiğimiz sürece… Ve evet… belki de aftosa Güney Amerika’da patlayacak,” dedi hayal eder gibi. Bir dizi ili şkisindeki sayılar piramidini değiştirmek ya da yok etmek istersen, en alttaki sayıyı değiştirir ya da ortadan kaldırırsın. Eğer junk piramidini yok etmek istiyorsak, piramidin tabanı ile başlamalıyız: Sokaktaki Bağımlı ve tümünün yerine derhal yenileri bulunabilecek olan “patronlar”a donkişotça eğilmeyi bırakmalıyız. Yaşamak için junk bulması gereken sokaktaki bağımlı, junk denkleminin tek yeri doldurulamaz faktörüdür. Junk satın alacak bağımlı kalmadığında junk trafiği de kalmayacaktır. Junk var oldukça birileri ona hizmet edecektir.

Ba ğımlılar tedavi edilebilir veya karantinaya alınabilir –yani tifo taşıyıcıları gibi, asgari gözetim altında belirli bir miktar morfin kullanmalarına izin verilebilir. Bu yapıldığında dünyanın junk piramitleri çökecektir. Bildiğim kadarıyla İngiltere junk sorununda bu yöntemi kullanan tek ülke. Birleşik Krallıkta karantina altında beş yüz kadar bağımlı bulunuyor. Karantina altındaki bağımlılar birer birer öldüklerinde, junk içermeyen ağrı kesiciler bulunduğunda, junk virüsü çiçek hastalığı gibi kapanmış bir sayfa –tıbbi bir merak konusu olacaktır. Junk virüsünü topra ğa gömülmüş bir geçmişe sürgüne gönderecek aşı mevcuttur. Bu aşı, adını kullanma ve bağımlılar ile alkoliklerin apomorfin tedavisinin otuz yılını kapsayan kitabından alıntı yapma izni almadığım için adını saklı tutacağım bir İngiliz doktor tarafından bulunmuş olan Apomorfin Tedavisi’dir. Apomorfin bileşimi, morfinin hidroklorik asitle kaynatılmasıyla elde edilir. Bağımlıların tedavisinde kullanılmasından yıllarca önce keşfedilmişti. Uzun yıllar boyunca, narkotik ya da ağrı kesici etkisi olmayan apomorfin sadece zehirlenme olaylarında kusmayı sağlayan bir ilaç olarak kullanıldı. O, doğrudan beynin arkasındaki kusma merkezini etkiler. Bu aşıyı, junk çizgisinin sonunda buldum. Tanca’nın Yerli Mahallesi’nde bir odada yaşıyordum. Bir yıldır ne banyo yapmış ne de elbiselerimi değiştirmiş, ölümcül bağımlılığın lifli gri tahtadan etine her saat başı bir iğne batırmanın dışında çıkarmıştım. Odayı hiç temizlememiş, hiç tozunu almamıştım.

Boş ampul kutuları ve çöp tavana dek yığılmıştı. Işıklar ve su ödenmediği için çoktan kesilmişti. Kesinlikle hiçbir şey yapmıyordum. Sekiz saat boyunca ayakkabımın ucuna bakabilirdim. Sadece junk’ın kum saatinin boşalması, beni harekete geçirebiliyordu. Eğer bir arkadaşım ziyarete gelmişse –ziyaret edilecek birisi ya da bir şey kalmadığından beri bunu oldukça seyrek yapıyorlardı– görüş alanıma sürekli daha anlamsız ve daha donuk bir hale gelen gri bir ekran girmesi umurumda olmadan orada oturuyordum ve onun dışına çıktıklarında da umurumda olmuyordu. Eğer orada ölmüşse, ceplerini karıştırmak için yanına gitmeyi beklerken orada ayakkabıma bakarak otururdum. Yapmaz mıydın? Çünkü asla yeterince junk’ım olmazdı –kimsenin olmaz. Günde otuz g 1 morfin ve hâlâ yeterli değildi. Ve bir eczanenin önünde uzun bekleyişler. Gecikme, junk işinde bir kuraldır. Adam2 asla zamanında gelmez. Bu aksaklık değildir. Junk dünyasında aksaklık yoktur. Bağımlıya tekrar tekrar, junk payı için para bulamazsa başına ne geleceği öğretilir.

Şu parayı bul yoksa… Ve aniden alışkanlığım hızla artmaya ve yine artmaya başladı. Günde kırk veya altmış g. Ve hâlâ yeterli değildi. Ve artık ödeyemiyordum. Orada elimde son çekimle oturdum ve bunun son çekim oldu ğunu fark ettim. Londra’ya giden ilk uçağa bindim. Doktor bana, apomorfinin metabolizmayı düzenlemek ve kan dolaşımını normalleştirmek üzere arka beyne yaptığı etkinin, bağımlılığın salgı sistemini dört beş günlük bir dönemde tahrip ettiğini anlattı. Bir kere arka beyin düzenlendiğinde, apomorfin kesilebilir ve sadece tekrarlama durumunda yeniden kullanılır. (Hiç kimse keyif için apomorfin almaz. Apomorfin bağımlılığı ile ilgili tek bir olay bile kayıtlara geçmemiştir.) Tedavi görmeyi kabul ettim ve bir şifa yurduna yattım. İlk yirmi dört saat boyunca, şiddetli çekilme 3 içindeki birçok bağımlı gibi gerçekten çıldırmış ve paranoittim. Bu çılgınlık, yirmi dört saatlik yoğun apomorfin tedavisi ile dağıtıldı. Doktor bana çizelgeyi gösterdi. Bacak ve mide krampları, ateş ve bana özgü bir belirti olan Soğuk Yanış –sanki çok büyük bir kurdeşen vücudu kaplar ve mentolle ovulursunuz– gibi şiddetli çekilme belirtilerinin ortaya çıkmamasını açıklayamayacak kadar az 1 G: (grain): Eczacı tartısında 0,065 gram.

Morfin, junk ölçümünde bir standart. Bir buçuk g morfin, bir ‘vuruş’ yapar. Bir eroin kapsülü ½ g morfinin eşdeğerini içerir. Eroin, morfinden yedi kez daha güçlüdür. 2 Adam: (the Man): New Orleans jargonunda junk satıcısı, ana satıcı veya narkotik ajanı anlamında kullanılır. y.h.n. 3 Çekilme: Junk kullanmayı bırakma. Junk’ın vücuttan geri çekilmesi, junk yoksunluğu. y.h.n. miktarda morfin almı ştım. Her bağımlının, tüm kontrolünü yitirmesine neden olan özel bir belirtisi vardır.

Çekilme denkleminde kayıp bir etken vardı –bu etken sadece apomorfin olabilirdi. Apomorfin tedavisinin gerçekten ba şarılı olduğunu gördüm. Sekiz gün sonra uyku ve yemek düzenim normale dönmüş olarak şifa yurdundan ayrıldım. Tam iki yıl boyunca junk’tan tamamen uzak durdum –on iki yılın rekoru. Ağrı ve rahatsızlık nedeniyle birkaç aylığına yeniden döndüm. Diğer bir apomorfin tedavisi, bu kitabın yazılması süresince beni junk’tan uzak tuttu. Apomorfin tedavisi nitel olarak di ğer tedavi yöntemlerinden farklıdır. Onların tümünü denedim. Hemen azaltma, yavaş azaltma, kortizon, antihistaminler, sakinleştiriciler, uyuma tedavileri, tolserol, reserpin. Bu tedavilerden Apomorfin hiçbiri, ilk yeniden başlama şansının önüne geçemedi. tedavisini olana kadar asla metabolik olarak tedavi olmadı ğımı kesinlikle söyleyebilirim. Lexington Narkotik Hastanesi’nin çok büyük miktarda yeniden başlama gösteren istatistikleri, birçok doktoru bağımlılığın tedavi edilebilir olmadığına inanmaya yöneltmişti. Lexington’da dolofin azaltma tedavisi uyguluyorlar ve bildiğim kadarıyla şimdiye kadar apomorfini hiç denemediler. Aslında, bu tedavi yöntemi büyük ölçüde görmezden geliniyor. Apomorfin formülünün çeşitlemeleriyle ya da sentetiklerle hiçbir araştırma yapılmış değil.

Hiç kuşkusuz apomorfinden elli kez daha güçlü maddeler geliştirilebilir ve kusma yan etkisi ortadan kaldırılabilirdi. Apomorfin, görevini yerine getirdikten hemen sonra bırakılabilecek bir metabolik ve psişik düzenleyicidir. Dünyaya sakinleştirici ve güçlendirici yağmaktadır ama bu eşsiz düzenleyici dikkat çekmemiştir. Büyük ilaç şirketlerinin hiçbiri tarafından herhangi bir araştırma yapılmamıştır. Apomorfinin çeşitlemelerinin araştırılmasının ve bunun sentezlerinin, bağımlılık sorununun çok ötesinde yeni bir tıp cephesi açacağını ileri sürüyorum. Çiçek a şısına, gürültücü bir çılgın aşı karşıtları grubu tarafından karşı çıkılmıştı. Hiç kuşkusuz, junk virüsü altlarından fırlatıldığında, ilgisi olan ya da dengesiz bireylerin protesto çığlıkları yükselecektir. Junk büyük iştir; her zaman maşalar ve iş görücüler bulunur. Bunların, asıl iş olan aşılama tedavisi ve karantinaya karışmasına izin verilmemelidir. Junk virüsü günümüzde dünyanın bir numaralı kamu sağlığı sorunudur.

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir