William Shakespeare – Kral VIII. Henry

Buraya sizleri güldürmeye gelmedim, Bugün göstereceklerim önemli, ciddi, hazin, yüce, Etkileyici, vakur ve acıklı şeyler, Gözlerinizi yaşartacak muhteşem sahneler. Yumuşak kalpliler beğenirlerse eğer Birkaç damla gözyaşı dökebilirler; Konumuz bunu fazlasıyla hak eder. Gerçeği izleyecekleri umuduyla para verenler Bu oyunda onu da bulabilirler; Birkaç gösterişli sahne görmek için gelen Ve ancak öyleyse oyuna geçer not veren, Sabırlı olursa ve istekliyse hâlâ, Söz veriyorum parasının karşılığını alacağına. Dolu dolu iki saat. Ancak kırılacak düşleri Arayanların bu oyunda müstehcenlik ve kılıç kalkanlar, Veya sarı süslemeli, uzun alaca ceketli soytarılar; Çünkü sayın izleyiciler, inanın bana eşdeğer olursa eğer Söyleyeceğimiz doğrular ile soytarılar ve dövüşler, Kalmayız kafamızın ürününü boşa harcamakla Ve doğruyu gösterme niyetimizi bir kenara atmakla, Bulamayız bizi anlayabilen tek bir arkadaş da; Bu yüzden, dileriz ciddi olmanızı Tanrı aşkına. Kentimizin en mühim ve müstesna şahsiyetleri olan sizler Varsayın ki asil hikâyemizde yer alan kişiler Sanki şu anda aramızda yaşıyorlar, Yüksek makamlarda bulunuyorlar; Hayal edin ki peşlerinde büyük kalabalıklar, Ve binlerce dostları var. Ve sonra da görün bakın bir an içinde, Nasıl sefalete dönüşüyor bu yücelik birdenbire. Ve eğer hâlâ neşeli kalabiliyorsanız, derim ki sizlere ben, İnsan kendi düğününde ağlayabilir de. I. Perde 1. Sahne (Londra. Sarayda bir oda.) (İçeri bir kapıdan Norfolk dükü, diğer kapıdan da Buckingham dükü ile Lord Abergavenny girer.) BUCKINGHAM Günaydın, sizi gördüğüme sevindim. Fransa’da görüştüğümüzden bu yana nasılsınız? NORFOLK Teşekkür ederim ekselansları, iyiyim; Hâlâ hayran hayran orada gördüklerimi düşünüyorum.


BUCKINGHAM Beklenmedik bir ateş hapsetmişti beni odama O görkemli güneşler, ışık saçan o iki insan Andren vadisinde buluştuğunda. NORFOLK Guynes ile Arde arasında; ben oradaydım, At sırtında birbirlerini selamladıklarını gördüm, Attan inmelerini, birbirlerine sarılmalarını izledim. Sanki tek vücut olmuşlardı; Ve gerçekten de tek vücut olsalardı Dört taçlı bir hükümdar bile onların dengi olamazdı. BUCKINGHAM Bu sırada odamda hapistim. NORFOLK Öyleyse dünyevi ihtişamı görme fırsatını kaçırdınız; O vakte kadar ihtişam bekârdı, Ama artık kendinden yüce bir ihtişamla nikâh kıydı denilebilir. Her geçen gün bir sonraki günün öğretmeni oldu, Ta ki en son gün bir araya getirene kadar bütün harikaları. Bir gün puta tapanların tanrıları gibi Altınla ışıl ışıl parlayan Fransızlar Sönük bırakırken İngilizleri, ertesi gün İngilizler İngiltere’nin Hindistan kadar zengin olduğunu düşündürüyordu. Herkes sanki bir maden yatağı gibiydi. Cüce uşakları melekler gibi parıldıyordu; Zor işlere alışkın olmayan leydiler de Kıyafetlerinin ve mücevherlerinin ağırlığı altında Nerdeyse kan ter içindeydiler; Öyle ki yanakları allık sürmüş gibi kıpkırmızı olmuştu. Herkes gece verilen maskeli balonun eşsiz olduğunu söylüyordu, Ama ertesi gecekinin yanında Bir önceki balo müsamere gibi kalıyordu. İhtişamda denk olan iki kraldan hangisi görünse Dünyada ondan mükemmeli yok diye nitelendiriliyordu; Yere göğe konulamıyordu göz önünde olan; Yan yana geldiklerinde ikisi de o kadar eşsiz duruyordu ki, Onları gören hiç kimse hangisi daha üstün söyleyemiyordu. Teşrifatçıları tarafından er meydanına davet edilen Bu iki güneş –onlara böyle diyorlardı– Hayal edilemeyecek bir performans sergilediler; Eskiden efsane olarak kabul edilen Bevis’in [1] hikâyeleri artık mümkün görülüyor, Hayal mahsulü olarak nitelendirilmiyor. BUCKINGHAM Abartıyorsunuz. NORFOLK Yemin ederim ki gerçeğe sadık kalmaya çok önem veririm, Ama iyi bir anlatıcının bile anlattığı Gerçeğinden çok şey kaybeder. Her şey harikuladeydi, aksayan bir şey olmadı; Herkesin her şeyi görebilmesi için her türlü önlem alınmıştı.

Görevliler işlerini layıkıyla yaptılar. BUCKINGHAM Kim düzenledi?. Yani bu muhteşem eğlencenin Düzenlenmesini sizce kim yapmış olabilir? NORFOLK Böyle bir şey yapabileceğini Kesinlikle düşünemeyeceğiniz biri. BUCKINGHAM Lordum, rica ederim söyleyin, kim? NORFOLK Bütün bunlar saygıdeğer York kardinalinin Sağduyusu sayesinde düzenlendi. BUCKINGHAM Yüzünü şeytan görsün onun; Kimsenin pastası onun açgözlü parmaklarından kurtulamaz. Ne işi vardı onun bu çılgın saçmalıklarla? Bir türlü anlamıyorum, onun gibi bir yağ tulumu Nasıl oluyor da güneşin [2] bütün yararlı ışınlarını kendine çekip Dünyaya yansımasını engelliyor. NORFOLK Bu tür şeylere özel bir yeteneği olduğu kesin; Bireylerin hayattaki yolunu belirleyen Asalet desteğinden yoksun, Kralı için önemli işler yapmışlığı yok, Yüksek mevkidekilerle akraba değil. Örümcek gibi ağını kendisi örüyor; bütün bunlar Başarılarını kendi yetenekleri sayesinde kazandığını gösteriyor. Tanrı vergisi özellikleri ile Kendine kralın yanında yer edindi. ABERGAVENNY Tanrı vergisi ne özelliği varmış bilemem; Bu konuyu daha ehil gözlere bırakalım. Benim tek gördüğüm şey, her yerinden kibir fışkırdığı. Nereden geliyor bunca kibir? Kaynağı mutlaka cehennemdir; Eğer değilse, şeytan ya cimrilik yapıp vermemiş, Ya da daha önce hepsini dağıttığından ona kalmamış, Kardinal de kendine yeni bir cehennem yaratmış demektir. BUCKINGHAM Neden bu şeytan, kralın haberi olmaksızın, Fransa seferinde krala kimlerin refakat edeceğini belirledi? Bütün soyluların listesini yapmış; Çoğunlukla da masraflar için, Seferin kazandıracağı şerefe oranla Aşırı derecede yüksek miktarda para aldı. Ayrıca şahsen yolladığı görevlendirme yazılarıyla Yüce meclisin yetkilerini gasp etti. ABERGAVENNY Ben kendi akrabalarımdan biliyorum; En az üçü mülkleri açısından öyle yoksullaştılar ki, Bir daha asla kendilerini toparlayamayacaklar.

BUCKINGHAM Nice soylu bu önemli seferde giyecek kıyafet satın almak için Malikânelerini sattı. Bu korkunç israf Sonuç getirmeyen ilişkiler kurmaktan başka ne işe yaradı? NORFOLK Ne yazık ki Fransızlarla imzaladığımız barış Yapılan harcamaya değmiyor. BUCKINGHAM Seyahatin hemen arkasından çıkan fırtına Bütün halkın aynı anda bir kehanette bulunmasına yol açtı: Bu fırtına barış anlaşmasının bozulacağının, Derhal sona ereceğinin habercisidir dediler. NORFOLK Bozuldu bile; Fransa anlaşma koşullarına uymayarak Bordeaux’da tüccarlarımızın mallarına el koydu. ABERGAVENNY Elçi bu yüzden mi ev hapsinde? NORFOLK Evet. ABERGAVENNY Ne harika bir barış anlaşması! Hem de bu kadar yüksek bir bedelle satın alındı. BUCKINGHAM Bütün bunları bizim saygıdeğer kardinalimiz kotardı. NORFOLK Ekselansları, izninizle şunu söylemek istiyorum: Hükümet kardinalle aranızdaki kişisel çatışmanın farkında. Size tavsiyem –bu sözleri onurunuza ve güvenliğinize Çok değer veren birinin yürekten söylediğinden kuşkunuz olmasın– Kardinalin nefreti ile gücünü birlikte değerlendirmeniz. Ayrıca onun size duyduğu büyük nefretin Elindeki gücü eyleme geçirmeye muktedir olduğunu unutmayın. Tabiatını bilirsiniz, kindardır; Ben de kılıcının keskin olduğunu bilirim; Uzundur da, çok uzaklara ulaşabilir. Ulaşamadığı yere de fırlatır. Tavsiyemi unutmayın, size yararı olacaktır. Bakın, sakınmanızı söylediğim taş geliyor. (İçeri Kardinal Wolsey girer.

Önünde kese [3] taşınmaktadır; refakatinde muhafızlar ve ellerinde kâğıtlar olan iki kâtip vardır. Kardinal geçerken gözlerini Buckingham’a diker, Buckingham da dik dik onu süzer. Birbirlerine nefretle bakarlar.) WOLSEY Demek Buckingham dükünün kâhyası, ha? Nerede yeminli ifadesi? BİRİNCİ KÂTİP İşte, ekselansları.

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir