Aşkın Güngör – Eski Zaman Yamaları

Akşamın kıyısında zaman. Saat yokluğunu gösteriyor. Kuşkulu bir mayıs eşkiyası adımlıyor zihnimi. Gözlerimi yakınlara çekemiyorum; uzağa, bir yolcu vapurunun puslu yalnızlığına yapışmışlar. Sen o vapurdan inecektin. Dudaklarında yeni doğmuş kuş sevimliliğinde taze gülücükler gezinecekti. Gözlerindeki bulutları özgür bırakacaktın yanıma gelince. Ben gözlerindeki bulutlarla hasret giderecektim ilk, sonra kucaklayacaktım seni. Yanımızdan geçip giden insanların meraklı bakışları […]

Asuman Suner – Hayalet Ev (Yeni Türk Sinemasında Aidiyet, Kimlik ve Bellek)

Bu kitap uzun zamana yayılmış bir çalışmanın sonucu olarak çıktı ortaya. Kimi bölümlerde kullandığım malzemenin kaynağı 1991′ de ODTÜ’de yazdığım master tezine dek uzanıyor. Benim üniversite öğrencisi olduğum yıllarda, 1980’1erin sonunda, “kültür”ün toplumsal süreçleri anlayıp açıklamada önemli bir inceleme alanı olarak kabul görmesi oldukça yeni bir gelişmeydi. Üniversitelerde sol yönelimli öğrenci hareketlerinin marjinalleştiği, yeni toplumsal […]

Aslı Zengin – iktidarın Mahremiyeti (İstanbul’da Hayat Kadınları, Seks işçiliği ve Şiddet)

İstanbul’da Fuhuş ve Devlet ilişkisinin Kısa Tarihçesi; İstanbul’da fuhşun geçmişine dair ulaşabildiğim kısıtlı kaynaklar arasında Sevengil’in İstanbul Nasıl Eğleniyordu? adlı kitabı değerli bir yapıt. Bu kitap İstanbul’da 1453 ve 1927 yılları arası dönemin kapsadığı eğlence kültürüne bak^arak, insanların gündelik hayatlarını yaşayış biçimlerini ve toplum içinde kurmuş oldukları ilişkileri anlatıyor. Sevengil 16. yüzyılın sonlarına doğru, yani […]

Aslı Tohumcu – Taş Uykusu

Pis kokuyor. Her mevsim böyle bu. Değişmiyor. Birçok şey gibi. Koklamayı ne zaman bıraktı, hatırlamıyor. Saymayı bıraktıktan çok sonraları, o kesin. Sadece saymayı mı, yanıt vermeye yetişmeye de çalışmıyor epeydir. Bunun insanları sinirlendirdiğinin farkında ama yapacak şeyi yok. Aksi, bir çene ishali ya da beyin amcıklaması… tövbe tövbe… Bir şu küfrü, bir de sigarayı bırakamadı. […]

Aslı Tohumcu – Abis

Önce ışıkçı gelmiş olmalı, ama olayın gelişme hızı ve ardından yaşananlar emin olmayı engelliyor. Gürültücü tepesine bindiğinde ışıkçı neye uğradığını şaşırmış mıydı? Yaşayan yaşamayan bütün tanıkların aynı şeyi hissettiğine şüphe yok. Işıkçıyla gürültücünün giriş ya da marifetlerini gösteriş sıralarının şaşmış olması ihtimalse de, olay sırasında, hem de eksiksiz herkes tarafından, kesintisiz bir kıtırdama duyulduğu bir […]

Mustafa Âsım Köksal – İslam Tarihi

İçindekiler; 1. Hz. Muhammed’in Doğumu, Çocukluğu ve Gençliği 2. Hz. Muhammed’in Hz.Hatice İle Evliliği 3. Vahyin Gelişi 4. Kureyş’in Düşmanlığı ve İşkence 5. Habeşistan’a Hicret 6. Hz. Hamza ve Hz. Ömer’in Müslüman Oluşu 7. Müşriklerin Ambargosu 8. Hüzün Yılı 9. İsra ve Mirac Mucizesi 10. Birinci Akabe Bey’ati 11. İkinci Akabe Bey’ati 12. Müslümanların Medine’ye […]

Mustafa Âsım Köksal – Peygamberler Tarihi

Nübüvvet: Akıl sahibi kulların, üzerlerindeki dünya ve Âhiret işleri hakkında, Allah ile kulları arasında yapılan Elçilik demektir. Nübüvvet,Nebi, Rasul Adem Şis İdris Nuh Hud Salih İbrahim İsmail İshak Lut Yakup Yusuf Eyyub Zülkifl Şuayb Musa ve Harun Hızır Yuşa b. Nun Hızkıl İlyas Elyesa Yunus Şemuyel Davud Süleyman Lokman Şa’ya Irmıya Danyal Uzeyr Zulkarneyn İsa […]

Asaf Halet Çelebi – Bütün Yazıları

Cumhuriyet dönemi Türk şiirinin önemli adlarından Asaf Hâlet Çelebi (1907-1958), otuzlu yılların sonundan ölümüne kadar geçen süre içinde yazdığı şiirleriyle geniş bir ilgi alanı yaratmıştır. Bu ilgi alanı, farklı yaklaşımları, beğeniyi ve eleştiriyi birlikte içerir. Özellikle, Türk şiirinde köklü değişiklikleri gerçekleştiren yeni oluşumların görüldüğü kırklı yıllarda daha çok eleştirel değerlendirmelerle karşılaşmıştır onun şiirleri. Öyle ki, […]

Arundhati Roy – Küçük Şeylerin Tanrısı

Ayemenem’de mayıs, sıcak ve bungun geçer. Gündüzler uzun ve nemlidir. Irmak ufalır, kara kargalar sessiz, toz yeşili ağaçlarda, parlak mangolardan karınlarını doyurur. Kırmızı muzlar olgunlaşır. Ekmekağacının meyveleri patlayıp açılır. Utanmaz etsinekleri meyve kokulu havada tekdüze vızıldarlar. Güneşte adamakıllı sersemler, sonra parlak pencere camlarına çarpıp ölürler. Geceler bulutsuzdur, ama uyuşuk ve gönülsüz bir beklentiyle doludur. Haziran […]

Arthur Schopenhauer – Yaşam bilgeliği Üzerine Aforizmalar

Yaşam bilgeliği kavramını burada bütünüyle içkin anlamda, yani yaşamı olabildiğince rahat ve mutlu bir biçimde sürdürme sanatı anlamında alıyorum, ki bu sanatın kılavuzu mutluluk öğretisi olarak da adlandırılabilir: Buna göre bu kavram mutlu bir varoluşun yolunun gösterilmesi olurdu. Bu varoluş da yine, arı, nesnel bir gözle incelendiğinde ya da daha çok (burada öznel bir yargı […]

Arthur Schopenhauer – Varolmanın Acısı

Schopenhauer’e göre dünya, bedenimizde yer almakla birlikte kökeni transzendental (aşkın) bir alanda yatan “iradenin” eseridir. Gerçeklik, bu iradenin fenomenlerinden biri olan beynimizin “tasarımlarından” ibarettir. Biricik amacı türü koruyup sürdürmek olan “irade”, bireyi aldatarak onu kendi hedefinin hizmetine koşar. Öyleyse yapılması gereken, “iradeye” ‘hayır’ demek, hayatı “olumsuzlamaktır”. Azizce, keşişçe, nihilist bir hayat sürmek, iradenin esaretinden kurtulmak […]

Arthur Schopenhauer – Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine

Dünyanın herhangi bir yerinde elde edilebilecek çok fazla bir şey yoktur. Dünya sefalet ve ıstırapta doludur; ve eğer bir insan bunlardan yakasını kurtarırsa, bilsin ki can sıkıntısı her köşe başında pusuda beklemekledir. Hatta daha da fazlası; genellikle galip gelen kötülüktür; ve gürültü ve şamatayla sesini en fazla duyuran budalalıktır. Talih insafsız ve acımasızdır, ve insanlık […]

Arthur Schopenhauer – İsteme ve Tasarım Olarak Dünya

Schopehauer’in başyapıtı “İsteme ve Tasarım Olarak Dünya”nın (Die Wellt als Wille und Vorstellung) Türkçede olmaması, birçok kişi gibi benim için de kanıksanmış bir eksiklik gibiydi. Düşünürün önemini Jung okumalarım sırasında daha iyi fark edip kitabı çevirmeye yöneldim. Ne ki, metindeki dipnotların, eski çağ, orta çağ düşünürlerinden, yeni çağ kaynaklarından yapılan alıntıların çok fazla olduğunu gördüm. […]

Arthur Schopenhauer – Cinsel Aşkın Metafiziği

Bu bölüm, dört bölüm arasında sonuncusudur ve bir ölçüde ikincil bir bütünsellik oluşturmaları nedeniyle, birbirleriyle olan değişik ve karşılıklı ilişkileri, benim onları hatırlatmak ve kendilerine atıfta bulunmak için araya girmemi gereksiz kılacak şekilde, dikkatli bir okuyucu tarafından derhal fark edilecektir. Şairlerin, temelde cinsel aşkın tanımıyla ilgili olduklarını görmeye alışığız. Bir kural olarak, bu, ister Avrupalı […]

Arthur Schopenhauer – Aşkın metafiziği

Arthur Schopenhauer ile birlikte felsefe, 19. yüzyılda önemli sonuçları olan bir dönüşüm yaşar. İnsanın gerek kendi bireysel tabiatını gerekse de bütün bireylerin paylaştıkları dünyayı tek, uyumlu bir bütün olarak kavrama ve öğrenme yeteneğinin en ilk kaynağını, kendisinden önceki idealist felsefelerde olduğu gibi, doğrudan insanın kafasının içinde, onu düşünme faaliyetinin ürünü olarak görmeyip bu kaynağı insanın […]

Arthur Rimbaud – Illuminations

Bir hakan varmış, kendini hepten o aşağılık hayır işleri uğruna tükettiği için öfkelenirmiş. Şaşırtıcı devrimler bekliyormuş sevgide; cariyelerinin göz alıcı süslerle, göğün bağışlarıyla daha bir güzelleşmiş bu işveler ötesinde birşeyler verebileceklerini seziyormuş. Doğruyu görmekmiş dilediği hep, özül isteğin, özül doyuşun çağını. İsterseniz hak yolundan sapış deyin, dileği buymuş işte. Hiç değilse, yabana atılmaz bir gücü […]