Stanislaw Lem – Kör Talih

Sonuncu gün hepsinden daha uzun ve gergin geçti. Sinirli veya korkmuş olduğum için değil; öyle olmam için bir neden yoktu. Kendimi, çeşitli dillerin konuşulduğu bir kalabalığın ortasında, çok yalnız hissediyordum. Kimsenin bana aldırdığı yoktu; eskordanın bile ortada görünmüyordu. Zaten hiç tanımadığım kişilerdi. Bir gün sonra sahte kimliğimden kurtulacağımı bilmek gerçekte beni rahatlatıyor olmalıydı. Zira, bir […]

Stanislaw Lem – İnsanın Bir Dakikası

Bu kitap, dünyadaki tüm insanların, bir dakikalık süre içinde aynı anda ne yaptıklarından söz etmektedir. Giriş, işte böyle başlıyor. Bu fikrin daha önce kimsenin aklına gelmemiş olması şaşırtıcı. İlk Üç Dakika, Guinness Rekorlar Kitabı, Kozmoloğun Bir Anı gibi kitaplardan sonra bu kitabın yazılması artık farz olmuştu; özellikle de adı geçenler, çok satılanlar arasına girdikten sonra. […]

Stanislaw Lem – Gelecekbilim Kongresi

Sekizinci Dünya Gelecekbilim Kongresi Kosta Rika’da yapıldı. Doğrusu Profesör Tarantoga beni herkesin kongreye katılmaını beklediğine ikna etmese, Nounas’a asla gitmezdim. Günümüzde yapılan uzay yolculuklarının yeryüzündeki sorunlardan kaçmanın bir yolu olduğunu -üstüne basa basasöyledi. Yani insan, olabilecek en kötü şeylerin kendi yokluğunda gerçekleşip sona ermesi umuduyla gidiyordu yıldızlara. Şu bizim gezegen yanık bir patatesi andırıyor mu […]

Stanislaw Lem – Dönüşüm Hastanesi

Tren Nieczawy’de kısa bir süre durdu. Stefan kalabalığın içinden zar zor geçmiş ve tam dışarıya adamıştı ki, lokomotifin düdüğü öttü ve tekerlekler homurdanmaya başladı. Stefan bir saat boyunca ineceği durağı kaçırmaktan endişe etmişti; bu sorun bütün diğer sorunların, hatta yolculuğun amacının bile önüne geçmişti. Şu anda, trenin sıkışıklığından sonra soğuk ve temiz havayı ciğerlerine çekerken, […]

Stanislaw Lem – Aden

YANLIŞ bir hesaplama yüzünden gemi dikeye çok yakın bir açıyla daldı ve kulakları sağır edici bir çığlıkla atmosfere çarptı. Adamlar kuşetlerinde yattıkları yerden damperlerin ezildiğini duydular. Ön ekranlar alevleri gösterdikten sonra karardı. Baş taraftaki akkor gaz yastığı dış kameralar için çok fazlaydı. Kontrol odası sıcak kauçuğun pis kokusuyla doldu. Hızdaki azalmanın etkisiyle adamlar geçici olarak […]

Stanislasvki – Bir Aktör Hazırlanıyor

Toplum alanında olsun, sanat ve düşünce alanında olsun, soysuzlaşmanın başladığı zamanlarda soyl Moskova doğumlu, varlıklı bir tüccar – fabrikatörün oğlu olan Stanislavski de o çağaçan ünlü buluşma ile ilgili olarak şunları söylüyor: “Gerçekleştirmeye koyulduğumuz çalışma programımız devrimciydi. Eski biçim oyunculuğa, gösterişçiliğe, tiyatromsu olana, duygunun da, konuşmanın da yapmacıklısına, aktörün abartılı oyun eğilimine, dekorlarla sahneye koyuculuktaki […]

Stalinizmin Doğuşu – Michal Reiman – “İkinci Devrim”in Arifesinde SSCB

Michal Reiman’ın Stalinizm’in Doğuşu adlı yapıtı, aslı 1979’da Almanca olarak yayımlanan önemli bir kitaptır. Önde gelen Çek tarihçisi, Komünist Parti ve Komintern görevlisi Pavel Reiman’ın oğlu olarak 1930’da Moskova’da doğan Michal Reiman, Prag’taki Karl Üniversite-si’nden doktora derecesi aldı. Ondokuzuncu yüzyıldaki Çek sosyal demokrasisini incelediği ilk büyük çalışması 1958’de çıktı. 1960’larda Re-iman araştırmalarını Rus tarihine kaydırdı. […]

Baruch Spinoza – Etika

Bu büyük eseri birkaç satırda özetleme iddiasından uzağız. Bu nunla birlikte, belirli noktalarını işaret için göstermemiz gerekir ki, Spinoza’nın açıklamasında tuttuğu sıraya rağmen, hakiki başlangıç noktası Descartes’tan ya da başka bir yazardan çıkarılmış bir cevher teorisi veya fikri değildir. (…) O kendi duygulan ışlarının şuuruna sahiptir; nitekim, bir Bedeni olduğunu ve Beden hayatının hangi şartlarda […]

Soren Kierkegaard – Kahkaha Benden Yana

Bir adam var ki, Danimarka’dan her ne vesileyle söz edilirse edilsin, adını anmadan geçmek imkânsız; ama yerini belirlemek belki daha da zor; Sören Kierkegaard’ı kastediyorum. Fakat eserleri, öyle ya da böyle çoğunlukla dinsel eğilimli olduğundan, Kierkegaard ilahiyatçılar arasında bir yere konabilir. Sürekli insan kalbini tema alan, hatta bu konuda dur durak bilmeden yazan, Hıristiyan felsefe […]

Oscar Wilde – Sosyalizm ve İnsan Ruhu

Özel mülkiyet gerçek Bireyselliği ezmiş, yerine sahte bir Bireyselliği dikmiştir. Toplumun bir kesimini aç bırakarak Birey olmalarını engellemiştir. Toplumun di-ğer kesimini ise yanlış yola sokarak ve önlerine engeller koyarak Birey olmaktan alıkoymuştur. Hatta, insanın kişiliği sahip oldukları tarafından öy-lesine ele geçirilmiştir ki, ingiliz yasaları her zaman kişinin mülküne karşı işlenen suçları onun şahsına karşı işlenen […]

Soren Kierkegaard – Ölümcül Hastalık Umutsuzluk

“Ve kum saati, dünyanın kum saati boşaldı ve yüzyılın tüm gürültüleri sustu; çılgın ve kısır çabamız bitti, yakınlarına gelince, sonsuzlukta olduğu gibi —erkeğin veya kadının, zenginin veya yoksulun, kölenin veya efendinin, mutlunun veya mutsuzun olduğu gibi- her şey sessizlik içindedir; başın ister tacın parıltısını taşısın ister basit insanların arasında kaybolsun, ister yalnızca günlerin sıkıntılarına ve […]

Soren Kierkegaard – Kaygı Kavramı

Kierkegaard’ın “varoluş”a ilişkin öğretisi, gerçekdışı bir gerçekçilik diye adlandırılabilir. T. Adorno, Kierkegaard Seren Kierkegaard’ın 1844’te Vigilius Haufniensis müs-tear adıyla basılan Begrebet Angest {Kaygı Kavramı) metni, başta Hegel olmak üzere pek çok sistemle, hatta “sistem kurma”nın kendisiyle uğraşmasının yanı sıra, görebildiğim kadarıyla, “Korku” (Frygt) ve “Kaygı” (Angest) terimleri arasındaki farklılığa ilişkin filolojik bir inceleme olarak da […]

Soren Kierkegaard – Baştan Çıkarıcının Günlüğü

Vaktiyle, ancak alelacele ve büyük bir tedirginlikle aktarabildiğim o hızlı el yazışım kendim için temize çekmeye karar verdiğim şu anda beni etkisine alan gerginliği kendimden gizleyemiyor, güçlükle bastırabiliyorum. Durum korku verdiği kadar ayıplamasına da dikiliyor karşıma. Adam, alışkanlığının tersine yazı masasını kapatmamış, bu yüzden de içindeki her şey elimin altında duruyor; ama hiçbir çekmeceyi açmamış […]

Amin Maalouf – Afrikalı Leo

Ben, Hasan, tartıcıbaşı Muhammet’in oğlu, ben, Giovanni Leone de Medici; bir berberin sünnet ettiği, bir papanın vaftiz ettiği ben. Şimdi Afrikalı diye anılıyorum ama Afrikalı değilim. Avrupalı da, Arabistanlı da değilim. Bana Granadalı, Faslı, Zeyyath da derler, ama ben hiçbir ülkeden, kentten ya da boydan değilim. Ben yolların oğluyum. Ülkem kervan, yaşamımsa yolculukların en beklenmedik […]

MEB – Amerikan Sineması

Hareket anlamına gelen Yunanca cinema ile yazmak anlamındaki graphein sözcüklerinden üretilen Fransızca cinematographie’nin (sinematografi) kısaltılmışı olan sinema, 1895’ten itibaren sürekli buluşlarla geliştirilerek yüzyılımızda bütün diğer sanatların bileşimi niteliğindeki çok geniş ve popüler bir konuma erişen sanat ve endüstri dalıdır. Bu teknolojik baş döndürücü gelişme de sinemanın bir eğlenti ve dinlenme aracı olmasından başka bir anlamda […]

Sophokles – Kral Oidipus

Oidipus efsanesinin kökeni ve yaşı belirsizdir. Bilinen en eski kaynak İÖ 7. yüzyılda yazılmış Odysseia’nın 11. bölümü, “Nekyia”dır. Burada Odysseus, Hades’i ziyaretini anlatır. “Oidipus’un anasını gördüm, güzel Epikaste’yi, bilmeden büyük bir suç işlemiş, evlenmişti oğluyla, Oidipus öldürmüştü babasını ve koynuna girmişti anasının, tanrılar da açıklamıştı bunu insanlara ansızın. Oidipus yönetti gene de Kadmosoğulları’nı güzel Thebai’de, […]