Bela Horvath – Anadolu 1913

Yüzyılımızın başları… Avusturya-Macaristan İmparatorluğu ve Osmanlı İmparatorluğu, bir dönemin son tanıkları olarak yaşam mücadelesi vermeye çalışıyor. Orta ve Doğu Avrupa halklarının, Balkan ve Ortadoğu halklarının ulusal kimlik ve bağımsızlık mücadeleleri, bu iki eski rakibi birbirine yaklaştırıyor. Bu rüzgârlar en fazla Budapeşte ve İstanbul’u etkiliyor. Tarih, dil ve kültür yakınlığının iki halkın da geleneklerinde fazlasıyla yeri […]

Amit Goswami – Kendini bilen evren

Kuantum mekaniği bize daha geniş bir perspektif, algılayışımızı yeni bir aleme genişleten yeni bir bağlam vermektedir. Doğayı ayrı biçimler, dalgalar ya da parçacıklar olarak görebilir ya da tamamlayıcılığı keşfedebiliriz: Dalgaların ve parçacıkların, aynı şeye özgü olduğu fikrini. Rüzgarları, dalgaları, gelgitleri ve yerçekimini dizginledik sayılır. Sevgi enerjilerini dizginlemeye başlayabilir miyiz? Tüm potansiyelimize, yani kuantum ve klasik […]

Amit Chaudhuri – Akşamüstü Ezgisi

Kapı çalıyor. Müzik öğretmeni içeri giriyor. Her zamanki gibi gülümsüyor. Tüm bedeni gülümsüyor. Karmaşık bir melodi mırıldanıyor dışarıda rüzgâr, ışık ve yağmur, toprağı gölgelerden oluşan bir değirmen gibi öğütüyor. İçeride, serin odada, annem ve müzik öğretmeni halının üzerine oturmuş, her zamanki gibi, misafir odasındaki sedirlerle, masalarla, tablolarla ve biblolarla çevrelenmişler. Annem harmonyum çalıyor; şarkı söylemeye […]

Amin Maalouf – Yüzüncü Ad

Canavar′ın yılına girmemize daha dört uzun ay var, oysa gelmiş dayanmış bile kapıya. Gölgesi, yüreklerimizi ve evlerimizin pencerelerini örtüyor. Çevremdeki insanlar başka şeyden söz edemez oldular. Yaklaşan yıl, ön belirtiler, kehanetler… Gelsin! diyorum kimi zaman kendi kendime; boşaltsın artık mucize ve felaketlerle dolu heybesini! Sonra cayıyorum bu düşünceden; tüm o güzel yıllara geri gidiyorum belleğimde, […]

Amin Maalouf – Tanios Kayası

“Uğruna şu düşsel Alleghany ve Lübnan dağlarının dikildiği halk bu!.. Hangi iyi kollar, hangi güzel çağ geri verecek bana uykularımın ve en küçük devinimlerimin kaynağı olan bu bölgeyi?” Benim doğduğum köyde kayaların birer adı vardır. Gemi Kayası, Ayı Kafası Kayası, Pusu Kayası, Duvar Kayası, hatta İkizler Kayası vardır. Bu sonuncusuna Gulyabani Memeleri de denir. Asker […]

Amin Maalouf – Semerkant

Ve şimdi, bakışlarını Semerkant üzerinde gezdir! O, yeryüzünün kraliçesi değil mi? Tüm kentlerin kaderini ellerinde tutmuyor mu? Edgar Allan Poe (1809 -1849) Atlantik’in dibinde bir kitap var. Anlatacağım, işte onun öyküsü. Belki nasıl sonuçlandığını biliyorsunuz: o tarihte gazeteler yazdı, bazı yapıtlarda da belirtildi: 14 Nisan 1912’yi 15 Nisan 1912’ye bağlayan gece, Titanic gemisi, Newfoundland açıklarında […]

Amin Maalouf – Ölümcül Kimlikler

1976’da Lübnan’ı terk edip Fransa’ya yerleştiğimden beri, son derece iyi niyetli olarak, kendimi “daha çok Fransız” mı, yoksa “daha çok Lübnanlı” mı hissettiğim ne kadar çok sorulmuştur bana. Cevabım hiç değişmez: “Her ikisi de!” Herhangi bir denge ya da haktanırlık endişesi yüzünden değil, ama cevabım farklı olsaydı, yalan söylemiş olurdum. Beni bir başkası değil de […]

Amin Maalouf – Işık Bahçeleri

3. yüzyılda yaşayan Mani, Manicilik dininin kurucusudur. Kurduğu din, İsa, Buda ve Zerdüşt’ün düşüncelerinin kaynaştırılmasından meydana gelmiştir. Mani, eski çağın bütün bilgeliğini bütün insanlara seslenen, evrensel ve tek bir dinle birleştirmek istiyordu. (…) “Semerkant”, “Afrikalı Leo” ve “Tanios Kayası”nın yazarı, Goncourt Ödülü sahibi Amin Maalouf, dini ve düşünceleri bütün baskılara karşın “doğru” ve “iyi” insanlarda […]

Amin Maalouf – Doğu’nun Limanları

Bu öykü bana ait değil, bir başkasının yaşamını anlaƨyor. Kendine özgü sözcükleriyle, onları sadece belirsiz veya tutarsız bulduğumda düzelƫm. Kendine özgü gerçekleriyle, bütün gerçekler birbirine eşdeğerde. Ara sıra bana yalan söylemiş midir? Bilemem. Ama herhalde kendisi hakkında, sevdiği kadın hakkında, buluşmaları, şaşkınlıkları, inançları, düş kırıklıkları hakkında söylememişƟr. Bunun kanıƨ elimde. Ama yaşamının her aşamasında kendi […]

Amin Maalouf – Çivisi Çıkmış Dünya

Pusulasız bir halde girdik yeni yüzyıla, Daha ilk aylardan başlayarak, dünyanın hepten çivisinin çıktığını düşündüren kaygı verici olaylar meydana geliyor; üstelik bunlar birçok alanda birden gerçekleşiyor – entelektüel dünyanın, finans dünyasının, iklimin, jeopolitiğin, etiğin çivisi çıkmış durumda. Şurası da bir gerçek ki arada sırada umulmadık, yararlı dönüşümlere de tanık olunuyor; o zaman da açmaza sürüklendiklerini […]

Amin Maalouf – Beatrice’den Sonra Birinci Yüzyıl

BU SAYFALARA AKTARDIĞIM OLAYLARIN TA NIKLARINDAN SADECE BİRİ OLDUM. Seyirci kalabalığından daha yakın ama onlar kadar aciz. Biliyorum, adımdan söz edildi kitaplarda. Geçmişte bundan gurur da duydum. Ama artık duymuyorum. At arabası doğru limana vardığına göre, öyküdeki hınk deyici at sineği sevinebilirdi artık! Yolculuk bir uçurumun dibinde bitseydi, neyle gururlanmış olacaktı? Benim rolüm de böyle […]

Stanislaw Lem – Ölümlü Makineler

(…) Ne olduğunu bilmiyor, ne yapaca ğından emin değilmiş gibi görünüyordu. Pirx’in anlamakta hiç zorlanmadığı bu tereddütte, bu kararsızlıkta öylesine âşinâ, öylesine insanca bir şey vardı ki boğazında bir düğümlenme hissetti. Ölümlü Makineler, bilimkurgu türünün duayeni Stanislaw Lem’in robotlar, başka bir deyişle “demir melekler” üzerine yazdığı on dört öyküden oluşuyor. ” Robot Masalları” adlı derlemeyi […]

Stanislaw Lem – Küvette Bulunan Günce

Neojen’den Notlar”, Dünya’mn eski geçmişinden kalan tartışmasız en değerli kalıntılardan biridir; Kaotiköncesi döneme çok yakın, Büyük Çöküş’ten hemen önceki o gerileme dönemine kadar gider. Erken Neojen’in uygarlıkları ile Asur, Mısır ve Yunan’ın öncü kültürleri hakkında, pale-oatomik ve temel astro-yön tayini günlerine ait uygarlıklarla karşılaştırıldığında, çok daha fazla şey bilmemiz gerçekten de bir paradokstur. Bu arkaik […]

Amin Maalouf – Arapların Gözüyle Haçlı Seferleri

Bu kitap, Haçlı seferleri tarihini “öteki kamp”tan, yani Arap cephesinden görüldüğü, yaşandığı ve aktarıldığı haliyle anlatmak gibi basit bir ɹkirden yola çıkmaktadır. İçeriği, hemen hemen yalnızca o dönemin Arap tarihçi ve vakanüvislerinin tanıklıklarına dayanmaktadır. Bu tarihçiler, Haçlı Seferleri’nden değil de Frenk savaşları veya istilalarından söz etmektedir. Frenkleri ifade eden kelime, bölgesi, yazarı ve dönemine göre […]

Stanislaw Lem – Kör Talih

Sonuncu gün hepsinden daha uzun ve gergin geçti. Sinirli veya korkmuş olduğum için değil; öyle olmam için bir neden yoktu. Kendimi, çeşitli dillerin konuşulduğu bir kalabalığın ortasında, çok yalnız hissediyordum. Kimsenin bana aldırdığı yoktu; eskordanın bile ortada görünmüyordu. Zaten hiç tanımadığım kişilerdi. Bir gün sonra sahte kimliğimden kurtulacağımı bilmek gerçekte beni rahatlatıyor olmalıydı. Zira, bir […]

Stanislaw Lem – İnsanın Bir Dakikası

Bu kitap, dünyadaki tüm insanların, bir dakikalık süre içinde aynı anda ne yaptıklarından söz etmektedir. Giriş, işte böyle başlıyor. Bu fikrin daha önce kimsenin aklına gelmemiş olması şaşırtıcı. İlk Üç Dakika, Guinness Rekorlar Kitabı, Kozmoloğun Bir Anı gibi kitaplardan sonra bu kitabın yazılması artık farz olmuştu; özellikle de adı geçenler, çok satılanlar arasına girdikten sonra. […]