Ali Erkan Kavaklı – Cehennem Vadisi

DİYARBAKIR, AA, 29 Aralık 2000 Akşamın alaca karanlığı sokağa çökmüştü. Adam, bitkin bir vaziyette eve dönüyordu. Endişeli, tedirgin ve gergindi. Beyni zonkluyor, gözleri sızlıyordu. Sinirleri felç olmuştu. İkindi vakti yeni bir tehdit telefonu daha almıştı. Sesi tanıyor gibiydi ama emin değildi. Adam sesini değiştirmek için homurtu halinde konuşmuştu. İçi içini yiyordu. Dükkânını erkenden kapatıp yola […]

Ali Ergur – Portedeki Hayalet – Müziğin Sosyolojisi Üzerine Denemeler

Portedeki Hayalet müziği toplumbilim bağlamında tarihselleştirirken diğer yandan içeriğinden ve ritminden arındırmadan irdeleyen denemelerden oluşan öncü bir kitap. İlk sürümü bundan 11 yıl önce basılı olarak okurlarıyla buluşan kitabın bu ikinci sürümüne Ali Ergur, daha önce hiçbir yerde yayımlanmamış ‘Tren İmgelemleri’ isimli denemesini ekleyerek yeni bir katkıda bulunuyor. — Portedeki Hayalet yayınlanalı on bir yıl […]

Ali Çimen – Tarihi Değiştiren Konuşmalar

‘Söz ola kese başı, söz ola bitire savaşı…’ demiş eskiler, sözün kudretine ya da yaratabileceği tehlikelere dikkat çekmek için. Tarihin uzak ve yakın koridorlarında yankılanan önemli konuşmalara kulak verdiğinizde, kimi sözlerin estirdiği fırtınayla rejimleri değiştirip, saltanatları yıktığına; kimilerininse kitleleri önüne katıp radikal değişikliklere kapı açtığına şahit oluyoruz. Küçük bir kelimenin çıkardığı kıvılcımla dünyalar tutuşuyor adeta. […]

Ali Çimen – Tarihi Değiştiren Bilginler

Tarihi değiştirenlerin bu kez ki durağı; bizler günlük hayatın rutin koşturması içersinde farkında olmasak da, olağanüstü zihinsel gayretleri ve kendilerini insanlığa adamışlıkları ile bilim adamları. Değişik coğrafyalarda ve zaman dilimlerinde yaptıkları ile adeta insanoğluna çağ atlattıran, kendisini ve evreni keşfinde büyük merhaleler kat etmesini sağlayan bu değerli beyinleri bir başlık altında anmak, her ne kadar […]

Ali Çimen – Tarihi Değiştiren Askerler

Tarihe yolculuğumuz devam ediyor… “Galyalılar Romalı askerler tarafından değil, Sezar tarafından mağlup edildi. Roma’nın, karşısında titrediği Kartacalı askerler değil, Hannibal’dı. Hindistan’a korku salan, Makedon mızraklıları değil, Büyük İskender’di. Weser ve Inn’e ulaşan Fransız ordusu değil, Turenne’di. Prusya’yı yedi yıl boyunca Avrupa’nın en görkemli üç gücüne karşı savunan Prusya askerleri değil, Büyük Frederick’di”  (Napolyon) Diplomatlar, siyasetçiler, […]

Senail Özkan – Paradokslar Üzerinde Raks

Felsefe ne sadece akademik çevrelerin mülküdür ne de bir sosyete lüksüdür. Felsefe, her şeyden önce kendi varlığını sorgulayan, varoluşu anlamaya çalışan; Tanrı, metafizik, etik ve estetik gibi konularda düşünen, sonsuzluğu düşleyen insanın zihnî faaliyetidir. Varlığını düşünceye, sanata, felsefeye ve etiğe açanlar varlıklarının yüceldiğini, çoğaldığını, zenginleştiğini ve hayatlarının bir muhteva kazandığını, bakışlarının keskinleştiğini, artık hayatı ve […]

Senai Demirci – Kalbimizi Yeniden Yazmak

Bir Duyarlılık Çağrısı: Risale-i Nur Derin bir duyarsızlaşma içinde yaşıyoruz. Duyarsızlığı yaşayanlar olarak, söz konusu duyarsızlığı fark etme fırsatımızı da kaybediyoruz. Fark etmediğimizin farkında olmayınca da, bir insan olarak yere, göğe, ağaca, güneşe, toprağa, suya getireceğimiz farkı da kaybediyoruz. Böylece tüm bir kâinatı ıskalıyoruz, bütün renkleriyle hayatı yitiriveriyoruz. Duyarsızlık, herkese kaybettiriyor. Duyarsızlıkla, kendini inanmış sayan […]

Senai Demirci – Elde Var İnsan

“Ona şiir öğretmedik. Onun şiire ihtiyacı da yoktur.” Böyle diyor Kitab. Kitab böyle diyerek, hem kendini, hem Kitab’a elçilik edeni, hem de varlığı kastediyor. Evvelâ, Kur’ân şiirden müstağnidir; çünkü Kur’ân hiçbir şair hayalinin sahih eyleyemeyeceği müjdeler indirir kalbimize. İkinci olarak, Peygamber de şiirden müstağnidir; çünkü O’nun yaşayışı hiçbir sözün eteğine dokunamayacağı eşsiz bir ahenk ve […]

Senai Demirci – Dua Defterim

Dua Defterim adında bir kitap. Garip! Defter ama kitap! Defter yazısız olur; başkası doldursun diye. Bu baştan yazıyla doldurulmuş bir kitap. Yazısız çıkmalıydı aslında Dua Defterim; herkes o beyaz boşlukta kendisini görsün/bulsun diye. Bir sayfanın karşısına elinde bir kalemle geçen herkes o aklığın dipsiz boşluğunda aklının titreyişlerini görür. Dolduramayacağı boşluklar görmek, ürkütür insanı. Uçurum gibi […]

Ali Balkız – Karın Altı Kardelen

Daha önce Güller Kitaplara, Dolmuşta Bir Kadın ve Karadeniz Dağ Kartalı adlı öykü kitaplarını yayınladığımız Ali Balkız’ın dördüncü öykü kitabını sunuyoruz: Karın Altı Kardelen. Öyküleriyle genç kuşağın diri bir sesi olmayı başaran Balkız’ın Sivas’ta katledilen 35 can’ın anısına adadığı bu öykülerinin de sevileceğine inanıyoruz. ——- Batı Karadeniz Dağlarında bütün kış biriken karlar, artık yavaş yavaş […]

Algan Sezgintüredi – Katilin Uşağı

Kocamanlar, Hoşlar, Boşlar. Kurşun yağmurunun başlamasıyla Tefo’yu yere itip üzerine atladım. Otomatik silahların takırtıları, dehşetle aniden yüzleşivermenin şaşkınlığına karışan korkuyla yüklü canhıraş feryatlara katılır, her yan kana boyanırken dişlerimi sıkıp bedenimi can dostuma siper ettim… diye gidebilseydim keşke ama tanıyan tanıyor işte; o yüzden insan elinden çıkma sağanak başladığı anda Tefo’mun üzerine kapaklanmamda arkadaşıma canımı […]

Alfred Kubin – Diğer Taraf

Diğer Taraf Kubin’in ilk ve tek edebi eseridir. Tıpkı Peake’in Gormenghast’ı gibi sonunda kâbusa dönüşen bir rüya ülkesi, Asya’nın ücra köşelerinde yaratılmış esrarengiz bir şehir olan Pearl’e, daha doğrusu bilinçaltının derinliklerine yapılan yolculuğu anlatır. 1908 yılında yazılıp Meyrink ile Kafka arasında yer alan Diğer Taraf Gerçeküstücü sanatçı ve yazarlar tarafından büyük bir hayranlıkla karşılanmıştır. Lynonel […]

Alfred Jarry – Übü

Her sonat kolunda olduğa gibi, tiyatroda da, gelişim çizgisi üstünde ortaya konan kaynak değerleri bilmek zorundayım, aşamalara sağlam gii~.lv. bakabilmek i’in.Rinıbaud’yu bilimden Ayollina’-re’i yargılamak bizi yanlışlara götürmez mit loncsco’yıı anlamak için, tiyatronun loneseo’yu besleyen gür kaynaklarına gitmeliyiz. Belki de daha gerilere, Yunan’a değin. Böyle yapmadık m*, salt beğeniden yürüyerek varacağı­ mız sonuçlar, bizi çıkmaz sokaklarda […]

Alfred Hitchcock – Vampir

ILLINOIS kasabalarının birinde sıcak bir yaz gecesiydi… Her yerden uzak bu küçük şehri bir ırmak, bir orman ve bir de sel çukuru ikiye böler. Kaldırımlar günün yakıcı güneşinin hararetini hâlâ muhafaza etmektedir. Dükkânlar kapanmış, caddeler kararmıştı. Bu boğucu geceyi iki ay süslüyordu: Biri lâcivert gecede gittikçe yükselmekte olan vanilya rengindeki hakiki ay, diğeri karanlık ve […]

Alfred Hitchcock – Hayalet

Biraz geciktiğim için, Carnacki yarı şaka bir hiddetle yumruğunu bana doğru salladı. Sonra, yemek odasının kapısını açarak dördümüzü de içeri aldı: beni, Jessop’u Arkright’ı Taylor’u. Eskisi gibi bir arada iştahla akşam yemeğimizi yedik. Yine eskisi gibi Carnacki yemekte pek de konuşkan değildi. Yemekten sonra salona geçerek rahat koltuklara gömüldük. Şarap ve sigaralarımızı içerken aramızda tatlı […]

Alfred Hitchcock – Ve Papağan Fıstık Dedi

JANINE, dinlemeye koyulduğu zaman susmuş, soluğunu bile tutmuştu. Sessizlik, Virginia Malikânesinin duvarlarından içeri âdeta sızdı ve orada kaldı. Laurence yeniden : «Burasının, senin için biraz fazla ıssız olduğunu düşünmüyor musun?» diye sordu. Janine, yavaşça gülümsedi : «iyiyim, gerçekten iyiyim,» dedi. Üzülme, her şey yolunda. Yine de..» Durdu ve kaygılı bir sesle ekledi : «Buraya gelmemiz […]