Bütün o eski ve unutulmuş eşyalar; kesme kristalden hokka takımı, sülüs yazıların ölmekte olan canlılar gibi üstünde kıvrandığı sararmış kâğıtlar, yer yer çatlamış deri koltuk, duvara dayalı bir teli kopuk tambur, çekmeceleri kaybolmuş ceviz masa, çatlak bir porselen tabağın içinde duran, sabundan yapılmış, boyaları dökük meyveler, ortasından geçen ince demir çubuğu paslı, bir yanı göçmüş […]
Faik Bulut – Dersim Raporları
CHP, AKP ve Dersim; Elinizdeki kitabın 5. basımında 1 bile, Dersim’e ilişkin gelişmeler durmadı. Dersim’de bir kez daha kan fışkırdı, militarizm hortlatıldı; tarih ile trajedi, birlikte siyaset sahnesinde boy gösterdiler. CHP Genel Başkan yardımcısı ve eski diplomat Onur Öymen, 10 Kasım 2009’da TBMM çatısı altında Kürt meselesinin tartışılması münasebetiyle, sorunun “müzakere ve barışçıl yollarla değil, […]
Murat Yalçın – İma Kılavuzu
Murat Uyurkulak – Tol
Devrim, vaktiyle bir ihtimaldi ve çok güzeldi. Saraylara merakla bakan sivil çocuklar hatırlıyorum. Geniş caddeler arşınlayan kavruk adamlar, böğürtlen yiyen kara kadınlar, sert laflar gezdiren kuru ağızlar… Annemin ağzı fazla bozuktu. Herhalde sadece benim korkmadan bakabildiğim, baştan başa izlerle kaplı yüzünün ortasında, buruşuk bir yaraya benzeyen ağzını açar ve her seferinde aynı şeyi söylerdi: “Bizi […]
Murat Uyurkulak – Har
Yalnız Ortadoğu’da el altında satılan bir atlas Kim demiş on sekiz yaşından küçükler okuyamaz. ECE AYHAN Pınarbaşında oturdum, ahreti seyre durdum… Bursa ağıdı Kardeşimin vefatından önce, parklarda dolanırken çitlediğimiz çekirdek ailemizi muadillerinden ayıran hiçbir özellik yoktu. Bir kalıp teneke peynirine benzerdik, öyle bildik, ak, delik ve peynirin kalıbını aşan sıfatlarla sürünür giderdi cümle ailemiz: Babam, […]
Murat Menteş – Ruhi Mücerret
Dublörün Dilemması ve Korkma Ben Varım”ın yazarından doludizgin bir roman daha! Sıkı tutunun! İstiklal Harbi’nin son gazisi, 100 yaşındaki millî kahraman RUHİ MÜCERRET bir dünya starına nasıl dönüşüyor? Zaten ecelin menzilindeyken, esrarengiz psikopat MASUM CİCİ’yi haklayabilecek mi? Mabet filozofu AVNİ VAV’dan daha neler öğrenecek? NAZLI HİLAL’e, 70 yaş farka rağmen nasıl açılacak? Ve son nefesinde […]
Murat Menteş – Köşe Yazıları
Keşke insanlar herkesi, beni sevdikleri kadar sevselerdi. Dünya çok daha güzel bir yer olurdu. [MUHAMMED ALİ CLAY] Olimpiyatlarda bronz madalya kazananlar, gümüş kazananlardan daha çok seviniyormuş. Olimpiyat Madalyalıların Akla Aykırı Tefekkür ve Hoşnutluğu başlıklı, 1995’te yapılan bir araştırmanın sonucu bu. Niye böyle? Gümüş madalyanın, bronzdan daha üstün olduğu aşikar değil mi? Üçüncüler, ikincilerden neden, nasıl, […]
Murat Menteş – Kaosa Mütevazi Bir Katkı
11 Ağustos 1999 gecesi evimin salonunda kahve içip gazete okurken anonim bir culex’in saldırısına uğradım. Bu gözüdönmüş kan emiciyi haklamak için elimdeki gazeteyi katladım ve karşı saldırıya geçtim. Zorlu bir mücadele sonunda onu can alıcı bir gazete darbesiyle duvara mıhladım. Mezkur culex’in kanı salonumun duvarlarından birinde küçümsenebilir bir leke bırakmıştı ve zaten benim gibi barbarca […]
Murat Menteş – Dublörün Dilemması
Adamın sol yanağında Nike amblemi şeklinde bir yara izi vardı. Mr. Nike siyah bir takım elbise giymiş ve yemin ederim papyon takmıştı. Kırlaşmış saçları gayet gür görünüyordu. Oturduğu koltukta vahşice bir kibirle başını geriye atmış, dudağı tiksintiyle bükülmüş, kaşları sımsıkı düğümlenmişti. Hidiv Kasrı’nın bahçesinde toplanan jet sosyeteye mensup 150 kişi bana gülücükler gönderirken, bu tanımadığım […]
Murat Çizakça – Demokrasi Arayışında Türkiye
Bu kitabın ana konusunu oluşturan demokrasinin çok eski ve ilginç bir tarihi vardır. Nitekim, Avrupa’nın demokratikleşmesi çok eskilerden, Roma İmparatorluğu’nun ikiye ayrılmasından bu güne kadar, gelen bir süreçtir. Bazı kuramların yüzyıllar süren evrimini içeren ve dalgalanmalarla devam eden bu süreç, 20. yüzyılda çok hızlanmış, yüz milyona yakın insanın ölümüne yol açan kanlı boyutlara ulaşmış, Berlin […]
Murat Belge – İstanbul gezi rehberi
İstanbul’la ilişkim genel olarak üç aşamada gelişti. Bunların birincisi on sekiz yaşımda başlar ve birkaç yıl sürer; başlıca özelliği, duygusallığıydı. Amerika’dan yeni dönmüştüm. Oradayken, Massachussetts’de, Cape Anne adında bir yarımadada kalmıştım. Kentler kıyıdaydı, yarımadanın ortası da ormanlıktı. Burada uzun yürüyüşlere çıkmayı seviyordum. Böylece, aynı yerleri, farkları çok belirgin dört mevsim boyunca görmüştüm. Sanırım bu bende, […]
Murat Bardakçı – Osmanlı’da Seks
Yüzlerce yıl boyunca itinayla saklanan, elden ele gizlice dolaşan, kulaktan kulağa fısıldanan metinler, bu kitapla ilk kez gün ışığına çıkıyor… Kitaplıkların tozlu raflarında kalmış, elyazmalarının sararmış sayfalarında unutulmuş yazılar bunlar… Osmanlı cinsellik metinleri… Öncelikle şunu belirtmemiz gerekli: Bu kitapta yeralan metinlerin hiçbiri bize ait değil. Bunları biz yazmadık, sadece bugüne kadar ele alınmayan cinsellikle ilgili […]
Muhyiddin Şekur – Su Üstüne Yazı Yazmak
Hazreti Şeyhi Ekber Muhyiddin İbn Arabi’nin yoluma çıkardığı ince gönüllü derviş: Muhyiddin Şekûr İslâm’a ve İslâm tasavvufuna yönelmemi, bütünüyle, bir tek kaynağa, Hazreti Şeyhi Ekber Muhyiddin İbn Arabi’ye borçlu olan biriyim. Onun 1981’de okuduğum “Füsûsül— Hifeem”i, geleneğin sırlı kapısından girip şiir dolu bir âleme adım atmama vesile olmuştu. Yine Hazreti Şeyh—i Ekber’in eşsiz himmetiyle, derece […]
Muhyiddin İbn Arabi – Özün Özü
İsmail Hakkı Bursevî Osmanlı tasavvuf düşüncesinin, özellikle de vahdet-i vücûd anlayışının önemli temsilcilerinden biridir. 1653 yılında Aydos’ta doğmuş ve 1725 yılında Bursa’da vefat etmiştir. Bursevî çok küçük yaşlarda Osmanlı döneminde yetişmiş Ekberî meşrebli sûfîlerden biri olan Osman Fazlî Efendi eliyle tasavvuf yoluna girmiştir. Bir yandan mânevî ilimlerle meşgul olurken diğer taraftan da zâhirî ilimlerdeki tahsiline […]
Muhyiddin İbn Arabi – Nurlar Hazinesi
Muhyiddin İbnü’l-Arabî, Tasavvuf Târihi ve İslâm düşünce hayâtındaki yeri itibâriyle başta gelen şahsiyetlerden biridir. Aynı zamanda velûd bir müellif olan Şeyh-i Ekber’in, tekrâra düşmeksizin çok sayıda eser meydâna getirdiği bilinmektedir. İlerideki Giriş’ten anlaşılacağı üzere, kendisinin Hadis ilmi sâhasında da dikkate değer çalışmaları olmuştur. Tercümesini sunduğumuz Mişkâtü’l-Envâr bunun mahsullerinden biridir. Eserde yer alan hadislerin, çoğunlukla, tasavvufî […]
Muhyiddin İbn Arabi – Marifet ve Hikmet
Muhyiddin İbn Arabî Hicrî 598’de (Miladî 1201) ilk kez Mekke’ye vardığında ve “Kâinatın kalbi” olan Kâbe’yi tavaf ettiğinde 38 yaşındadır. Gençliğinde bütün Endülüs’ü dolaşmış, daha sonra Doğuya seyahate çıkmıştır. Kuzey Afrika, Tunus ve Mısır’a uğrayarak Mekke’ye gitmiştir. Oradan Bağdat ve Musul’a uğramış, oradan da Anadolu’ya geçmiştir. Konya’ya yerleşmiş, burada Sadreddin Konevî’nin dul annesiyle evlenmiş, Sadreddin […]