Etiket: Hakan Gunday

Hakan Gunday – Ziyan

“Gazi, Dikmen sırtlarında dinleniyor. 12 şubat 1921.” Gözlerimin hizasına asılmış fotoğrafın altında böyle yazıyordu: Gazi dinleniyor… Ama dinlenmiyordu. Atatürk’ün yüzlerce fotoğrafını görmüştüm. Bu fotoğrafta, dinlenen bir adam yoktu. Böyle bir adam görmüyordum. Ben bu fotoğrafta, bizden bıktığı için gözlerini kapatan birini görüyordum. Hepimizden, her şeyden bıktığı için bize bakmaktan vazgeçmiş birini görüyordum. Kurtarmak istediği insanların […]

Hakan Gunday – Zargana

Birbirlerine bakmıyorlar. Sadece karşılarındakini taklit ediyorlar. Yan ya na duruyor ve boşluğa yumruk atıyorlar. Bileklerini havada bir hilal kadar döndürdükten sonra hayaletlerin göğüslerine vuruyorlar. Birçoğunun elleri daha birkaç saat öncesine kadar en serin kadın vücutlarında gezerken, şimdi kemikleri çeliktenmiş gibi oksijeni azottan ayırıyor. On dört erkek sesi. Yan yana dizilmiş on dört hayat. Aynı anda […]

Hakan Gunday – Pic

Insanlık, kendini öldüren ilk insan tarafından ihanete uğramıştır. Ancak sadece zamanın lehine işleyen zamanla zekâsının katili ve kurbanı olan insan, intihar etmeyi utanç verici bulmuştur. Ölümsüzlüğün, hayatta kalmaktan geçtiğini öğrendiği için varlığında yamanamaz delikler açarak kendine tecavüz etmeyi öğrenmiştir. Böylece insanlığın unutmayacağı ve tanık olabileceği en korkunç gösteri başlamıştır. Kendisini hamile bırakan insan kendisini doğurmuş […]

Hakan Gunday – Malafa

“Kozan!” Kendisini çağıranın kim olduğunu, göz kapakları yuvalarına çekilene kadar anlamadı. Tavanı gördü, sesi tanıdı. Konuşan kendisiydi. Çalan telefonuydu. “Kozan!” diye çalıyordu. Daha başka şeyler de yapabiliyordu ama o ilgilenmiyordu. Sadece piyasanın en pahalı cep telefonu olduğunu biliyor ve bu ona yetiyordu. Bir de metalik kasası, koyu renkler giydiğinde taktığı Omega Deville’in kadranına yakışıyordu. O […]

Hakan Gunday – Kinyas ve Kayra

Asansör dördüncü katta durdu. Kapısında 17 yazan daireye girdik. Tahmin ettiğim gibi evde çok az mobilya vardı. Salonun duvarları fotoğraflar ve afişlerle kaplanmıştı. Ortada, eskiciden alınmış izlenimi veren ceviz yemek masası, ucuz barlarda çıkması muhtemel kavgalarda hasarı önlemek amacıyla yere çakılmışçasına duruyordu. Ve dört adet çelik sandalye tarafından kuşatılmıştı. Yerlerde yüzlerce içki şişesi parkeyi bir […]

Hakan Gunday – Daha

Babam bir katil olmasaydı, ben doğmayacaktım… “Sen doğmadan iki sene önce… Bir tekne vardı, hiç unutmam, adı Swing Köpo… Rahim diye bir itin teknesi… Neyse, yükledik malı… En az 40 kelle var. Biri de hasta. Nasıl öksürüyor, bir görsen! Bitmiş herif! Kim bilir kaç yaşında, belki yetmiş, belki seksen…” Babam bir katil olmasaydı, ben de […]

Hakan Gunday – Azil

Bu cümle, yazmayı öğrendiğimin kanıtıdır. Bu cümleyse, okumaya devam ettiğinin kanıtı. Birlikte, iki kanıtı olan bir suç işleyeceğiz. Bir hayata son vereceğiz. Ancak korkma. Doğum yeri belli olmayan ölümün serpilişi o kadar yavaş olacak ki ölenin kim olduğunu anlamayacaksın. İşlediğin bir suçtan ötürü, belki de ilk kez pişmanlık duymayacaksın. Belki de o gün geldiğinde, bir […]

Hakan Gunday – Az

“Yatırcalı piç gebermiş!” Uyanmıştı. Ama uykusu her nereye gittiyse, peşinden gitmek için canını verirdi. Duymaya devam etti. “Düşmüş, kafasını yarmış! Derdâ salağı da hâlâ uyuyor! Kalksana! Kalk!” Sesi tanıyordu. Nazenin’di adı. Babası altı yıl önce öldürülmüştü. Bir karakolu basmaya çalışırken vurulmuştu. Cenazesini almak için bütün ilçe ayağa kalkmış, özel harekâtın panzerleri sokaklarına girince de aynı […]