Kategori: Genel

Manfred Kuehn – Immanuel Kant

Borowski, Ludwig Ernst (1740- 1 832), Kant’ın ilk öğrencilerindendir; hayatı boyunca onunla arkadaş kalmıştır. Kant’ın sonraki yıllarında Borowski, Prusya Lutheran Kilisesi’nde yüksek bir mevkideydi. Kant’ın son yıllarında onun akşam yemeklerine sık sık katılmıştır. Kant hakkındaki üç “resmi” biyografiden birini yazmış, ama cenazesine katılmamıştır. Baczko, Adolph Franz ]oseph von (1756-1823), Kant’ın yetmişli yıllardaki bir öğrencisi (ve […]

Manastirli Mehmet Rifat Bey – 93 Harbi Faciasi

Tarih daime gelişme ve değişme gösteren bir süreçtir. Bundan dolayı tarih kavramı ve kapsamı yıllardır tartışıla gelmiştir.[1] Bu tartışmalar arasında nelerin tarihin konusu olduğu hep muğlâk kalmıştır. Son dönem tarihçilerinin vardıkları aşağıda alıntılayacağım şu yargının doğruluğu bize göre bir hakikattir. Bir olayın tarihin konusu olabilmesi için, o olayın toplum hayatına birinci derecede tesir etmesi ve […]

Mal Peet – Elspeth Graham – Kış Mevsiminin Oluşumu

Dünya yüzeyinin çok çok aşağısında başka bir . J*_J dünya vardı. Bu dünya üzüntünün rengine sahipti. Ormanları ve çiçekleri, kül kadar griydi. Buzlu nehirleri hiç ses çıkarmadan akardı. Yakılan ateşlerin alevleri gri ve soğuktu. 3 Bu renksiz bir dünyaydı. Burası ölülerin ruhlarının yaşadığı Yer Altı Dünyası’ydı. Yer Altı Dünyası’nın hükümdarı ve ölülerin tanrısının adı Hades’ti. […]

Maksim Gorki – Yirmialtı Adam ve Bir Kız

Bir kere sonbaharda çok can sıkıcı, tatsız bir iş geldi başıma: Yabancı olduğum bir kentte meteliksiz, yersiz yurtsuz buluverdim kendimi. ilk birkaç gün üstümde başımda satabileceğim ne varsa satıp kentin Ustye adı verilen uzak bir bölgesine gittim. Gemi iskelelerinin bulunduğu, yazın an kovanı gibi işleyen bu bölgede in cin top oynuyordu şimdi. Ekimin son günleriydi […]

Maksim Gorki – Klim Samgin’in Yasami (4. Cilt)

Berlin onu hiç de konuksever bir biçimde karşılamamıştı: Petersburg’dan alışkın olduğu grimsi, hafif bir yağmur çiseliyor, garın hamalları grev yapıyordu. Klim iki ağır valizi kendi başına taşımak, yeraltı geçitlerinden öfkeli insanların arasında yürümek, onlarla birlikte merdivenleri tırmanmak zorunda kalmıştı. Çoğunlukla uzun boylu ve şişman olan insanlar, söyleniyor, homurdanıyor, umursamadan birbirlerine yükleriyle çarparak ve göründüğü kadarıyla […]

Maksim Gorki – Klim Samgin’in Yasami (3. Cilt)

Anfimyevna, evin odalarında yorgun bedeniyle ağır ağır dolaşıyordu. “Gömdüler mi? İşte…” diye anlaşılmaz bir biçimde homurdandı ve yatak odasına girdi; Klim oradan yaşlı kadının renksiz sesini işitiyordu: “Yegor’la ne yapacağımı bilemiyorum. İçiyor da içiyor. Çar’ın ailesine acıyor, dizginleri iyice bıraktı.” Samgin çay istedi ve çalışma odasının kapısını kapatarak ortalığı dinledi. Dışarıda insanların ayaklarını vuruşları ve […]

Maksim Gorki – Klim Samgin’in Yasami (2. Cilt)

Klim Samgin Spivak’a sergiyi ve fuarı anlatırken, yaşadıkları şaşkınlığın yalnızca belleklerinde kaldığını, duygunun ise kaybolup gittiğini hissetti. Konuşmasının ilginç olmadığını anlıyordu. Onu sıkan şey, bazı gazetelerin ılımlı olmayan yorumlarıyla diğerlerinin kötümser kuşkuculuğu arasında kendi çizgisini bulma arzusuydu. Bunun dışında, İnokov’un yazılarının kaba ve alaycı tonuna yakalanmaktan korkuyordu. Fedosova hakkında bile, anlatmayı umut ettiği büyük sözleri […]

Maksim Gorki – Klim Samgin’in Yasami (1. Cilt)

Maksim Gorkiy, Klim Samgin’in Yaşamı romanını en önemli yapıtı olarak kabul eder. Ayak Takımı Arasında oyunu dışında, Gorkiy’nin, üzerinde en çok tartışılan yapıtıdır. Gladkov, romanın güç algılandığını, kahramanın yaşamının gereksiz uzatıldığını, romanın oldukça soğuk bir hava taşıdığını, dolayısıyla başarısız olduğunu öne sürerken, Vasiliy Fedorov, “özellikle güncel ve global oldu ğunu ve yeterince değerlendirilmediğini” belirtmiş, Rekemçuk […]

Maksim Gorki – Insanlar Arasinda

Insanlar arasındayım, kentin anacaddesinde, “Moda Ayakkabı” dükkânında “çırak” olarak çalışıyorum. Patronum ufak tefek, şişman biri; esmer, bereli bir yüzü, yeşil dişleri, kirli ıslak gözleri var. Gözleri görmüyor gibi geliyor bana, bunu anlamak için karşısında yüzümü buruşturuyorum. “Suratını buruşturup durma karşımda,” diyor sakin, ama sert bir tavırla. Bu bulanık bakan gözlerin beni görmeleri ve gördüğüne inanmaları […]

Maksim Gorki – Ayaktakımı Arasında

Mağarayı andıran bir bodrum katı. Sıvaları dökülmüş, tonozları islenmiş bir tavan. Işık yukarıdan aşağıya doğru., seyirciler tarafındaki kare bir pencereden vurmaktadır. Sağ köşede ince tahta perdelerle sahneden ayrılan Pepel’in odası ve bu odanın kapısının yanında da Bubnov’un sediri bulunmaktadır. Sol köşede büyük bir Rus sobası; onun solunda da Kvaşniya, Baron ve Nastya’nın yaşadığı mutfağa açılan, […]

Maksim Gorki – Artamonovlar

Toprak köleliğinin kalkmasından iki yıl kadar sonraydı, İsa’nın Tecelli Günü’nde sabah ayininin ardından, Nikola na Tıçke Kilisesi müdavirnleri, aralarında bir “yabancı” olduğunu fark ettiler. “Yabancı”, insanları saygısızca itip kakarak kalabalığın arasında yürüyor ve Dryomov kentinin en saygın ikonalarının önüne pahalı mumlar dikiyordu. Yabancı, iyice kırtaşmış kocaman kıvırcık sakallı, Çingene saçı gibi kıvır kıvır, siyahımsı, gür […]

Maj Sjowall, Per Wahloo – Gulen Polis

13 Kasım akşamı Stockholm’de gökyüzü delinmişçesine yağmur yağıyordu. Martin Beck ile Kollberg, güney bölgesi varoşlarındaki Skarmarbrink metro istasyonundan pek uzağa düşmeyen sözü geçen İkinci kişinin evinde karşılıklı geçmişler, satranç oynuyorlardı. Son birkaç gündür işlerin durgun gitmesine koşut olarak, bir bakıma kendilerine izin vermişler, kafa dinliyorlardı. Martin Beck çok kötü bir satranççı olmasına karşın, yine de […]

Maj Sjowall – Uctu Uctu Ifaiye Arabasi Uctu

Güzelce yapılı yatağın üstünde ölüsü yatan adam, ilkin ceketiyle kravatını çıkarıp kapı yanındaki iskemlenin arkalığına asmıştı. Ayakkabıları düzenli bir şekilde yanyana aynı iskemlenin altında duruyordu. Ayaklarına bir çift siyah deri terlik geçirmişti. Üç tane filtreli sigara içmiş ve de izmaritleri başucu masasının üstündeki kül tabağında söndürmüştü. Sonra sırtüstü yatağa uzanarak ağzının tavanına bir kurşun sıkmıştı. […]

Mahmut Makal – Kuru Sevda

Şık Arif, Tellalcı Osman’ın kapısına gelip uyandırmak için hayladığında, ortalık, gavurla müslümanın ayırdedileceği kadar aydmlanrnıştı. Az sonra asker kaputuna bürünüp çıktı Tapan Osman. Sabahın soğuğuna korku da karışınca her yanı tutmaz olmuş. Titrernekten sorarnadı bile ni· çin çağrıldığım. «Koı:ıkrna, korkma! Hayırlı, çok hayırlı bir iş,)) diye girişti Şık: «Yataktan nasıl attım kendimi, doğru bura geldim. […]

Mahmut Makal – Bizim Koy

Mahmut Makal’ın Bizim Köyü yayımlanalı elli dört yıl oldu. Aradan yarım yüzyıl geçmesine karşın, yayımlandığı yıllarda bir yandan övgülerle yüceltilen, öte yandan Türk köylüsünü yoksul gösterdiğinden, yazarı bürokrasinin kıskacına alınarak kovuşturmalarla baskı altında tutulansonradan adı Bizim Köy olacak “Bir Köy Öğretmeninin Notları”nda saptananların çoğu, sorunlar köyden kente taşındığında görülecektir ki, bugün de güncelliğinden bir şey […]

Mahmut Kanar – Osmanli Turkcesi Sozlugu

â (F.) [آ [1.ünlem edatı ey, hey. 2.iki kelimenin arasına girerek, anlamı pekiştiren yeni kelimeler türetmeye yarayan orta ek. a’dâ (A.) [اعدا [düşmanlar. a’dâd (A.) [اعداد [sayılar. â’ik (A.) [عائق [engel. a’lâ (A.) [اعلی [en yüksek, en yüce. a’lâf (A.) [آلاف [otlar. a’lâl (A.) [اعلال [1.hastalıklar. 2.sebepler. a’lâm (A.) [اعلام [1.bayraklar. 2.özel isimler. a’lem (A.) […]