Kategori: Korku

Stephen King – Ejderhanın Gözleri

Öüleden sonra saat üçte, Needle’ın dibindeki Delain sarayında pek garip bir toplantı yer aldı. Toplantı, “Peyna’nın Salonu” diye bilinen büyük salondaydı. Buna toplantı demeyi de içim götürmüyor. Bu kelime, o gün öğleden sonra varılan kararı anlatamayacak kadar hafif ve küçük bir kelime. Ama sorgu veya mahkeme de denilemez, çünkü toplantının yasal bir anlamı da yoktu. […]

Stephen King – Dolores Claiborne

“Bir kadın ne ister?” Sigmund Freud “S-A-Y-G-I, bunun bence ne anlama geldiğini öğrenin.” – Aretha Franklin NE sordun, Andy Bissette? “Bana açıkladığın haklarımı anlayıp anlamadığımı mı?” Hey Tanrım! Bazı erkekler ne kadar da budala oluyorlar! Hayır, boş ver -sen palavrayı kes de, biraz beni dinle bakalım. Bütün gece boyunca beni dinleyeceksin sanırım, onun için buna […]

Stephen King – Çılgınlığın Ötesi

Uğursuz Öpücükler Bir köşeye oturmuş, ciğerlerine havayı çekmeye çalışıyordu. Birkaç dakika önce odada bol hava varken, şimdi hiç kalmamış gibiydi. Sanki çok uzaklardan gelen, «vup vup»a benzeyen hafif bir ses duyuyordu. Ama bu sesi, boğazından geçerek ciğerlerine inen, sonra da tekrar dışarı fışkıran havanın çıkardığını biliyordu. Telaşla, kesik kesik solurken oluyordu böyle. Öyleyken, oturma odasının […]

Stephen King – Çağrı

Üniversiteyi bitirdiği sıralarda, John Smith 1953 yılının Ocağında bir gün buzda kayıp düştüğünü çoktan unutmuştu. Aslında ortaokulu bitirdiği sıralarda da bu olayı pek anımsamıyordu. Anne ve babasınınsa zaten bundan hiç haberleri olmamıştı. Durham’da Runaround Gölü üzerinde buz pateni yapıyorlardı. Daha büyükçe çocuklar patates küfelerinden yaptıkları kalelerle buz hokeyi oynuyorlar, küçüklerse ayak bileklerini bir içe bir […]

Stephen King – Buick 8

Şimdi: Sandy Curt Wilcox’in oğlu, babasının ölümünün ardından merkezde çok, gerçekten çok vakit geçirmeye başladı ama kimse ona orada ne işi olduğunu sormadı veya ayak altından çekilmesini söylemedi. Ne yaptığını anlıyorduk: babasının anısına tutunmaya çalışıyordu. Polisler, yas tutanın psikolojisinden iyi anlar; çoğumuz bu konuda dilediğimizden fazla bilgiye sahibizdir. O yıl, Ned Wilcox, Statler Lisesi’nde son […]

Hamdi Varoğlu – Ölmez Adamlar Evi

1909 yılı ocak ayının yirminci günü olan bugün, korku ve hayret içinde, macerayı baştan aşağı yazmağa karar verdim. Karar verdim, çünkü yarın değil, öbür gün ölmüş bulunacağım, öbür gün, evet öbür gün, muhakkak surette öleceğim, ihtiyarlıktan öleceğim. Bunu hissediyorum ve biliyorum. Demek oluyor ki sükûta nihayet vermekle büyük bir zarara girecek değilim. Esasen, hakikatin farkında […]

H. P. Lovecraft – Toplu Eserleri

R. Lovecraft (1890-1937) Korku Edebiyatı’nın unutulmaz yazarı H. R Lovecraft, 1890 yılında doğdu. Yaşamının büyük bir kısmı Rhode Island’daki Providence’de geçti. Romanlarında doğaüstü bir kurgu yaratarak bu biçemin 20. yüzyıldaki en etkileyici örneklerini verdi. Eserlerinin önemli bir bölümü 1937’deki ölümünden sonra yayımlandı. Bilim adamlarının önerilerimi dinlemeyi, niyeyse, reddetmiş olmaları yüzünden konuşmak zorunda kaldım. Büyük çapta […]

H. P. Lovecraft – Deliliğin Dağlarında

Konuşmak zorunda bırakıldım, çünkü bilim adamları ne-dendir bilmem, benim önerilerimi dinlemeyi reddettiler. Güney Kutbu’nun planlanan -kapsamlı fosil avcılığım, tarihî buz örtüsünün toptan delinmesini ve eritilmesini içeren- keşfine karşı çıkışımın nedenlerini kendi isteğim dışında anlatıyorum. Ve bunu yaparken daha bir gönülsüzüm, çünkü uyarılarım boşuna olabilir. Anlatmam gereken gerçeklerden kaçınılmaz olarak kuşku duyulacak; yine de eğer mantıksız […]

H. G. Wells – Görünmez Adam

Bay Gollancz, fantastik hikâyelerimden yapılan bu derlemeye bir önsöz yazmamı istedi. Hikâyeler kronolojik olarak sıralanmışlardır, ama burada daha kitabın başında söylemeliyim ki, benim eserlerimle ilgili hiçbir şey bilmeyen birinin Görünmez Adam ya da Dünyaların Savaşı ile başlaması daha uygun olacaktır. Zaman Makinesi dördüncü boyutla ilgili olduğu için biraz ağırdır ve Dr. Moreau’nun Adası da oldukça […]

Gustave Flaubert – Üç Hikaye

Flaubert, 1875 ile 1877 yılları arasında uzun romanı Bouvard ile Pécuchet üzerindeki çalışmalarını bir süre erteleyerek Üç Hikâye’yi yazmaya başlar. 1869’dan itibaren edebiyat alanındaki “yenilgilerin”, mali çöküntülerin damgasını vurduğu ve yazarı derin bunalımlara sürükleyen bu dönem, kimi edebiyat eleştirmenlerine ve tarihçilerine göre, onun en önemli metinlerinden biri olan Üç Hikâye’nin de oluştuğu dönemdir. Yakın dostlarının […]

Guillermo Del Toro, Chuck Hogan – Ölümcül Tür Üçlemesi #1 – Ölümcül Tür

“Bir varmış, bir yokmuş,” dedi Abraham Setrakian’ın ninesi, “bir dev varmış.” Küçük Abraham’ın gözleri parladı ve tahta çanaktaki lahanalı borş çorbası o anda tatlandı, ya da en azından sarımsak tadı unutuldu. Solgun, zayıf, hastalıklı bir çocuktu. O çorbasını içerken, onu şişmanlatmaya kararlı olan ninesi karşısına oturur, masallarla onu eğlendirirdi. Bir bubbe meyze, bir ‘nine hikâyesi’. […]

Glen Duncan – Son Kurtadam

“Bu resmi bir bilgi,” dedi Harley. “Berlinliyi iki gece önce öldürmüşler. Sen sonuncusun.” Kısa bir duraksamanın ardından ekledi: “Üzgünüm.” Bu konuşma dün akşam yaşandı. Earl’s Court mahallesindeki evinin üst katındaki kütüphanedeydik. Harley taş şömineyle koyu kırmızı kanepenin arasında, gergin bir şekilde dikiliyordu. Bense bir elimde bir bardak kırk beş yıllık Macallan viski, diğerindeyse filtreli Camel […]

Alice & Claude Askew – Hayalet Öyküleri

‘Ne mükemmel bir mehtaplı gece!’ sözcükleri döküldü Alymer Vance’in dudaklarından, ardından döndü ve bana tuhaf tuhaf baktı. Biz Surrey’de aynı küçük handa konuklardık ve hoş kokuların olduğu serin ve güzel bahçede oturuyorduk. ‘Ay ışığı olması seni etkiler mi?’ diye sordu Vance. ‘Böyle bir gece seni belirsiz arzularla doldurur mu? Evrenin sırrını keşfetmek için yüreğin bir […]

Alfred Kubin – Diğer Taraf

Diğer Taraf Kubin’in ilk ve tek edebi eseridir. Tıpkı Peake’in Gormenghast’ı gibi sonunda kâbusa dönüşen bir rüya ülkesi, Asya’nın ücra köşelerinde yaratılmış esrarengiz bir şehir olan Pearl’e, daha doğrusu bilinçaltının derinliklerine yapılan yolculuğu anlatır. 1908 yılında yazılıp Meyrink ile Kafka arasında yer alan Diğer Taraf Gerçeküstücü sanatçı ve yazarlar tarafından büyük bir hayranlıkla karşılanmıştır. Lynonel […]

Alfred Hitchcock – Vampir

ILLINOIS kasabalarının birinde sıcak bir yaz gecesiydi… Her yerden uzak bu küçük şehri bir ırmak, bir orman ve bir de sel çukuru ikiye böler. Kaldırımlar günün yakıcı güneşinin hararetini hâlâ muhafaza etmektedir. Dükkânlar kapanmış, caddeler kararmıştı. Bu boğucu geceyi iki ay süslüyordu: Biri lâcivert gecede gittikçe yükselmekte olan vanilya rengindeki hakiki ay, diğeri karanlık ve […]

Alfred Hitchcock – Hayalet

Biraz geciktiğim için, Carnacki yarı şaka bir hiddetle yumruğunu bana doğru salladı. Sonra, yemek odasının kapısını açarak dördümüzü de içeri aldı: beni, Jessop’u Arkright’ı Taylor’u. Eskisi gibi bir arada iştahla akşam yemeğimizi yedik. Yine eskisi gibi Carnacki yemekte pek de konuşkan değildi. Yemekten sonra salona geçerek rahat koltuklara gömüldük. Şarap ve sigaralarımızı içerken aramızda tatlı […]