Kategori: Roman

Bernard Werber – Karıncaların Devrimi

On ikilik düzen: Karıncagillerin hesap sistemi. Karıncalar on ikişer on ikişer sayar çünkü on iki cırnakları vardır (ayak başına iki cırnak). Orakçılar: Doğudaki çiftçi karıncalar. Oruç: Bir karınca kış uykusunda 6 ay boyunca hiçbir şey yemeden yaşayabilir. Dosdoğru koşuyor, Yokuştan iniyor, Kavağın erguvani iğler gibi yükselen sürgünlerinden sakınmak için slalom yapıyor. Kanat alkışlan; kelebekler alacalı […]

Bernard Werber – Karıncalar

Okudukça duyumun, hiç de umduğunuz gibi olmadığını göreceksiniz. Emiakçi, binanın tarihi yapıt sınıfina dahil olduğunu, Rönesans çağında yaşlı bilginlerin oturduğunu, ancak bunların kimler olduğunu hatırlamadığını açıkladı. Merdivene doğru yürüdüler loş bir geçide ulaştılar, rastladığı bir butona boş yere bastı ve bıraktı. – Hay Allah! Bu buton çalışmıyor. Duvarları büyük bir dikkatle yoklayarak karanlığa gömüldüler. Nihayet […]

Bernard Cornwell – Kutsal Kase’nin Peşinde #3 Heretik

Yol, doğu tepelerinden gelip denizin kenarındaki bataklıkları geçiyordu. Kötü bir yoldu. Yazın ısrarlı yağmurları, güneş çıktığında kuruyan yapış yapış bir çamur haline getirmişti onu, ama Sangatte’nin tepelerinden Calais ve Gravlines’ın limanlarına inen tek yoldu. Belirgin bir özellik taşımayan küçük bir köy olan Nieulay’da, Ham Nehri’ni taş bir köprüyle geçiyordu. Ham nehir unvanı almayı pek hak […]

Bernard Cornwell – Kutsal Kase’nin Peşinde #2 Cehennem Savaşçıları

Şimdi artıkı Kutsal Kâsenin gizemini bildiğine inanılan, Ihomas’ın babasının (catili ve aynı zamanda Ihomas’ın kuzeni ve düşmanı olan flstarac Kontu, ‘VeTçilleli Çuy ile yüzleşme zamanıydı yüzlerce katının alınması gereken bir miktar. İskoçların bu parayı on taksitte ödemelerine izin verildi ve David’in 1357’de serbest bırakılmasından önce ödeme için yirmi soylunun da rehin olarak teslim olması gerekti, […]

Bernard Cornwell – Kutsal Kase’nin Peşinde #1 Şeytan’ın Atlıları

“…pek çok ölümcül savaş yapıldı, insanlar katledildi, kiliseler soyuldu, ruhlar tahrip edildi, genç kadınlar ve bakireler kirletildi; saygıdeğer dullar ve eşler rezil edildi; kasabalar, malikaneler, binalar yakıldı; yollarda soygunlar ve gaddarlıklar yapıldı; pusular kuruldu. Bu yüzden adalet sağlanamadı. Hıristiyanlık inancı zayıfladı, ticaret yok oldu ve bu savaşları takiben konuşulamayacak, sayı-lamayacak ve yazılamayacak kadar kötü ve […]

Bernard Cornwell – Azincourt

1413 yılının bir kış günü, Noel’e günler kala, Nicholas Hook cinayet işlemeye karar verdi. Soğuk bir gündü. Gece ağır don olmuş, öğle güneşi çimlerin üzerindeki beyazlığı hâlâ eritememişti. Hiç rüzgar esmiyordu; Hook tepedeki ormandan değirmen çayırına inen çökük patikada Tom Perrill’i gördüğünde, sanki bütün dünya cansız, donuk ve kıpırtısızdı. On dokuz yaşındaki Nick Hook bir […]

Benoit Becker – Ölüm Şatosu

Thorwald dehşet içinde etrafı dinledi: Neydi bu ses?… “O”nun sesi miydi yine?…Yoksa şatonun koridorlarında bir inilti gibi yankılanan rüzgârın sesi mi?… Hayır!… “O’ydu… “O”nun sesiydi!… Bu ses, hafif bir iniltiyle başlıyor, sonra, işkence edilen birinin yalvarışları, hıçkırıkları halinde, uzun koridorları, kapalı kapıları aşıyor ve korkunç çığlıklarla, Thorwald’a ulaşıyordu!… Thorwald, yatağında doğruldu, elleriyle kulaklarını örttü, fakat […]

Benjamin Parzybok – Koltuk

Yukarıdan, üç yüz metreden, bir kartalın bakışından tuhaf bir manzara… Sirkeye kesmiş asma üstünde haddinden fazla kalmış, çakırkeyif ve sarsak, altı bacaklı bir böcek. Yüz elli metreye inildiğinde bir mutant, üç başlı, her başı kendi amacına dalmış bir böcek görülüyor. Her baş gövdeyi ayrı yöne çekme derdinde. Önce bir tarafa ilerliyor, ardından cadı tahtası üstünde […]

Saint Thomas More – Ütopya (Kültür Yayınları)

Eşine az rastlanır üstün zekâsıyla tanınmış, yenilmez İngiltere Kralı Sekizinci Henry ile değerli Kastilya Prensi birkaç yıl önce ciddi şekilde bozuşmuşlardı. Bu işi görüşmek ve düzeltmek üzere o tarihte sözcü olarak Felemenk’e gitmiştim. Yanımda iş ve yol arkadaşı olarak eşsiz insan Cuthbert Tunstall vardı. Kral o sırada kendisine, herkesin alkışları arasında, Canterbury başpiskoposluğunu vermişti. Burada […]

Thomas Mann – Venedik’te Ölüm

Yirminci yüzyılın en büyük Alman yazarlarından sayılan Thomas Mann, çağdaşı pek çok ünlü yazar gibi Nazi rejimine karşı aktif bir şekilde çalışmış ve bu uğurda ağır bedel de ödemiştir. 1936’da Alman vatandaşlığından çıkarılan Nobel ödüllü yazar, bilindiği gibi önce İsviçre’ye, daha sonra da 1938’de ABD’ye göç etmek zorunda kalmıştır. Onu evrensel yapan şey, eserlerinde işlediği […]

Thomas Mann – Değişen Kafalar – Bir Hint Efsanesi

Savaşçı soyundan gelen sığır yetiştiricisi Sumantra’nın kızı güzel kalçalı Sita ile (deyim yerindeyse) iki kocasının öyküsü, dinleyenden en üstün ruh gücü bekleyecek ve Maya’nın (1) acımasız gözboyacılığına karşı bütün zekâsını kullanmasını gerektirecek kadar kanlı ve şaşırtıcıdır. Dinleyenlerin, öyküyü anlatanın dayanıklılığını kendilerine örnek tutmaları dilenir; çünkü; böyle bir öyküyü anlatmak, dinlemekten çok daha fazla gözüpekliği gerektirir. […]

Thomas Mann – Değişen Kafalar – Bir Hint efsanesi – Arya Yayıncılık

Savaşçı soyundan gelen sığır yetiştiricisi Sumantra’nın kızı güzel kalçalı Sita ile (deyim yerindeyse) iki kocasının öyküsü, dinleyenden en üstün ruh gücü bekleyecek ve Maya’nın acımasız göz boyacılığına karşın bütün zekasını kullanmasını gerektirecek kadar kanlı ve şaşırtıcıdır. Dinleyenlerin, öyküyü anlatanın dayanıklılığını kendilerine örnek almaları dilenir; çünkü; böyle bir öyküyü anlatmak, dinlemekten çok daha fazla gözüpekliği gerektirir. […]

Thomas Mann – Büyülü Dağ

Çok eskilerde kaldığı için üzeri tarihin küfüyle kaplı olan ve anlatırken iyice geçmişe gidebilmek için olabildiğince geçmiş zaman kiplerinin kullanılmasını gerektiren Hans Castorp’un bu öyküsünü (nasıl olsa okuyucu onun hoş ama sıradan bir genç olduğunu anlayacak) biz gerçekten anlatmaya değer bulduğumuz için öykünün hatırına anlatıyoruz, yoksa Hans Castorp’un hatırı için değil. Bu arada Hans Castorp’un […]

Thomas Mann – Buddenbrooklar – Bir Ailenin Çöküşü

“Bu nedir? Bu… nedir?..” “Lanet olsun, bütün sorun bu, çok sevgili küçükhanım!” Beyaz lake boyalı, düz çizgili ve yaldızlı bir aslan başıyla bezenmiş açık sarı döşemeli kanepede, kayınvalidesinin yanında oturan Bayan Konsül [1] Buddenbrook, yanı başında koltuğuna oturmuş olan eşine şöyle bir baktı ve büyükbabanın pencerenin önünde, kucağına oturttuğu küçük kızının yardımına koştu. “Tony!” dedi […]

Thomas Mann – Alacakaranlıkta

Karşımızda, Einfried Sanatoryumu! Uzun ana yapısı, yandaki küçük yapılarla birlikte geniş bahçenin ortasında, beyaz, düz çizgiler halinde uzanmakta. Bahçe, mağaralar, yapraktan geçitler, ağaç kabuklarından yapılmış kulübelerle çok hoş düzenlenmiş. Arduvaz damların arkasında, dağlarda gökyüzüne doğru yükselen büyük gövdeli yeşil çamlar görünüyor. Sanatoryumu yine Dr. Leander yönetiyor. Dr. Leander kara çatal sakalı, kalın camlı gözlüğü, bilimin […]

Thomas Harris – Kara Pazar

Günlerden pazar. Seksen bin kişi New Orleans‘ta oynanacak Süper Kupa maçını izlemek için bir araya gelmiş. Yılın organizasyonu başlamak üzere. Nefesler tutulmuş. Kalabalığın içinde, Michael Lander adında genç bir adam da var Onun amacı maçı seyretmek değil; oyunun ta kendisi olmak ve kuralları koymak. Onun için maç. Birleşik Devletler Başkanı’na yapılacak suikastla başlayacak, tarihteki en […]