Kategori: Ödüllü Kitaplar

Jose Saramago – Filin Yolculuğu

José Saramago Filin Yolculuğu’na hastalığı nedeniyle sık sık ara vermek zorunda kaldı ve romanının bir bölümünühastane yatağında yazdı. Eşinin ifadesine göre, en büyük korkusu bu kitabı tamamlayamamaktı. Yapıtını bitirebilmesiyle hem edebiyat dünyası zenginleşti hem de Saramago’nun belki de son yapıtını okumaktan mahrum kalmadık. Yazarın üslubu ve çeviriyle ilgili birkaç noktaya dikkat çekmenin okura yararlı olabileceğini […]

Jose Saramago – Bilinmeyen Adanın Öyküsü

Bir adam kralın kapısını çalmış ve ona demiş ki, Bana bir tekne ver. Kralın evinin daha bir sürü kapısı varmış, ama adamın çaldığı kapı dilekler kapısıymış. Kral vaktinin tümünü armağanlar kapısının önünde oturarak geçirdiğinden (başkalarına verdiği değil, kendisine sunulan armağanlar tabii) dilekler kapısı çalındığında duymazlıktan gelirmiş ve ancak bronz kapı tokmağının gürültüsü iyice yükselip bir […]

John Scalzi – Kırmızı Üniformalılar

Asteğmen Tom Davis üstünde oturduğu iri kayadan engin mağaranın karşısındaki ikinci ve daha iri bir kayaya tünemiş Kaptan Lucius Abernathy’ye, Bilim Subayı Q’eeng’e ve Başmühendis Paul West’e bakarak aklından şöyle geçirdi: İşte şimdi hapı yuttuk. “Borgovya Toprak Solucanları!” diyen Kaptan Abernathy, avcuyla kayasına bir şaplak attı. “Bilmem gerekirdi.” Bilmen mi gerekirdi? Nasıl oldu da bilemedin? […]

Joe Haldeman – Bitmeyen Savaş

Bu Bitmeyen Savaş’ın son versiyonudur. İki versiyon daha var ve yayıncım Avon Books burada her şeyi açıklamama izin verme nezaketini gösterdi. Elinizdeki kitabın ilk yazıldığı halidir. Ama geçmişi oldukça karmaşıktır. Bitmeyen Savaş’ın sonraları Hugo ve Nebula Ödüllerini, ve başka ülkelerde “En İyi Roman” ödüllerini kazanması ironiktir, çünkü yetmişlerin başında bu kitabı satmak kolay değildi. St. […]

Üstün Kırdar – Fi

Pırıl pırıl, cam gıbı bır Sıbırya sogugu vardı. Dokunulsa bın parça olacakmıs gıbı ıncecık, buzdan bır fanusla kaplıydı sankı Turanıa’nın gögü; mavı, açık-uçuk-soguk bır mavıydı batısı ve doguda ıse -ögle zamanı olmasına karsın- uzun kıs gecesının lacıverdı belırmeye baslamıstı bıle. Novoturolsk’un, trafıge kapalı, en büyük ve en kalabalık caddesıne açılan ufak sokagın dıbındekı “KAF EPECTOPAH”lardan […]

Jean Dominique Bauby – Kelebek Ve Dalgıç

Eski püskü perdenin arkasından yansıyan süt beyazı bir aydınlık, sabahın yaklaştığını haber veriyor. Topuklarım ağrıyor; başım bir örs, tüm vücudumu saran bir çeşit dalış hücresi gibi. Odam yavaşça alacakaranlıktan sıyrılıyor. Sevdiklerimin fotoğraflarını, çocuklarımın çizdiği resimleri, afişleri, Paris-Roubaix bisiklet yarışlarından bir önceki gün arkadaşımın gönderdiği küçük metal bisikletçiyi ve kayalığın üstündeki pavurya misali altı aydır çakılı […]

J. M. Coetzee – Barbarları Beklerken

Böylesini hiç görmemiştim: Telden ilmiklerle gözlerinin önünde duran iki ufak cam yuvarlak. Kör mü yoksa? Görmeyen gözlerini saklamak için olsa neyse. Ama kör olmadığı kesin. Cam yuvarlaklar kopkoyu, dıştan bakıldığında saydam değil ama o görmesine görüyor. Bana bunun yeni bir buluş olduğunu söylüyor. Güneşin parıltısına karşı gözleri koruyor diyor. «Burada çölde çok işe yarar. Boyuna […]

Toni Morrison – Sevgili

124 numara kin ve bebeğin kustuğu zehirle doluydu. Evdeki kadınlar ve çocuklar bunu biliyordu. Yıllar boyunca herkes kendine göre bu kine karşı direnmeye çalıştı; 1873 yılında evde tek kurban olarak Sethe ve kızı Denver kalmıştı. Büyükanne Bebe Suggs ölmüştü. Erkek çocuklar, Howard ve Buglar, on üç yaşına basınca kaçıp gittiler. Buglar’ın kaçma nedeni aynaya bakar […]

Thomas Mann – Buddenbrooklar – Bir Ailenin Çöküşü

“Bu nedir? Bu… nedir?..” “Lanet olsun, bütün sorun bu, çok sevgili küçükhanım!” Beyaz lake boyalı, düz çizgili ve yaldızlı bir aslan başıyla bezenmiş açık sarı döşemeli kanepede, kayınvalidesinin yanında oturan Bayan Konsül [1] Buddenbrook, yanı başında koltuğuna oturmuş olan eşine şöyle bir baktı ve büyükbabanın pencerenin önünde, kucağına oturttuğu küçük kızının yardımına koştu. “Tony!” dedi […]

Hermann Hesse – Siddhartha

Evin gölgesinde, ırmak kıyısının güneşli, sandallar arasında, söğütlerin, incir ağacının gölgesinde arkadaşı Brahman oğlu Govinda’yla birlikte büyüdü Siddhartha, Brahmanın yakışıklı oğlu, yavru şahin. Işıl ışıl omuzlarını güneş yakıp kararttı ırmak kıyısında, yıkanırken, kutsal suyla arınırken, kutsal kurban törenlerinde. Siyah gözlerinin içine gölgeler yürüdü mango koruluğunda, oğlan çocuklarının oyunlarında, annesinin şarkılarında, kutsal kurban törenlerinde, bilgin babasından […]

Sevgi Soysal – Yenişehirde Bir Öğle Vakti

Yenilik ve değişiklik yaparak hayatlarını renklendirdiklerini sanan ve belki de hayatlarında sadece bu alanda ilerleyen aileleri, yeni kuracakları yuvayı döşemekten anlaşılmaz bir tat çıkaran nişanlıları, kafeslerine delice meraklı, kafesleri için durmadan para ve emek tüketen tutsak kuşları, hem alışveriş edip hem de bundan şikâyetçi olanları ayırt etmiyordu mağaza müdürü. işi değildi bu çünkü. Müşterileri ayırt […]

Saray Gezisi – Kahire Üçlemesi 1 – Necip Mahfuz

Hakkında konuşanlar; Arap edebiyatının en önemli figürü, uzun yıllar yaşayan en büyük romancımızdı. Arap romanının gelişmesini neredeyse tek başına sırtladı ve kendisinden sonra gelen genç yazarlar için yeni yollar açtı. Ahdaf Souief (Arap yazar) En büyük eseri, magnum opus’u Kahire Üçlemesi olan Necip Mahfuz, İnglizlerin Dickens’ı veya Fransızların Balzac ve Zola’sı ile karşılaştırılmıştır. Rusların Tolstoy’u, […]

Salih Suruç – Peygamberimizin Hayatı

Efendimizin Dünyaya Gelişine Kadar Olan Hadiseler Efendimizin Pak Nesebleri Efendimizin Meşhur Dedeleri Abdullah Fil Vakası Efendimizin Dünyaya Gelişi ve Çocukluğu Efendimizin Dünyaya Teşrifi Efendimizin Sütanneye Verilmesi Efendimiz Sadoğulları Yurdunda Efendimizin Annesine Getirilmesi ve Annesinin Vefatı Efendimiz Dedesi Abdulmuttalib’in Yanında Efendimizin 12 Yaşından 38 Yaşına Kadar Olan Hayatı Amcasıyla Şam’a Gidişi Hz. Haticeyle Evlenmesi Zeyd Bin […]

Ian McEwan – Sahilde

Gençtiler, eğitimliydiler ve o geceye, düğün gecelerine kadar ikisi de kimseyle yatmamıştı; cinsel sorunlar üzerinde konuşmanın neredeyse olanaksız olduğu bir çağda yaşıyorlardı. Zaten ne zaman kolaydır ki. Az önce, Kral George, döneminden kalma küçük bir otelin birinci katındaki dairenin ufak salonunda akşam yemeğine oturmuşlardı. Açık duran kapıdan bakınca yandaki odada, dört kolonlu, oldukça dar bir […]

Orhan Pamuk – İstanbul Hatıralar ve Şehir

“Ruhumdaki bu kırılmayı hissediyor, yaklaşan yalnızlığımdan telaşa kapılıyor, içine düşmekte olduğum karanlığın bir hayat tarzı olmasından korkarak herkes gibi olmaya karar veriyordum: On yedi-on sekiz yaşlarımda bir dönem herkesi güldüren, her fırsatta şaka yapan, herkesle arkadaşça, hatta serserice iyi geçinen bir cemaat adamı gibi gözükmeyi başardım… Herkesin kafayı fazla takmadan yaptığı şeyleri yapabilmek için niye […]

Mario Vargas Llosa – Kelt Rüyası – 2010 Nobeledebi̇yat Ödülü

Hücrenin kapısını açtıklarında, oluk gibi akan ışık huzmesi ve ani bir esintiyle birlikte, taş duvarların bastırdığı sokak gürültüleri de içeri girmiş, Roger irkilerek uyanmıştı. Hâlâşaşkınlık içinde, gözlerini kırpıştırarak kendine gelmeye çabalarken, kapının boşluğunda Sheriff in[1] karaltısını seçebildi. Adam, sarı bıyıklı pörsük suratıyla orada durmuş, kem bakışlı çipil gözleriyle, yüzünde hiçbir zaman gizlemeye yeltenmediği bir antipati […]