Stanislaw Lem – Yıldız Güncesi

Ijon Tichy’nin yolculuklarının bu baskısı -tam ve kesin şekli değildir- daha öncekilere kıyasla bir gelişmeyi yansıtmaktadır. Bu kitaba şimdiye kadar bilinmeyen iki yolculuk, Sekizinci ve Yirmi Sekizinci yolculuklar, eklenmiştir 1 . Bu sonuncu yolculuk, Tichy ile ailesinin özgeçmişiyle ilgili yeni bilgiler vermektedir; bunlar sadece tarih değil, tıp bilimi açısından da ilgi çekicidir, çünkü benim de […]

Stanislaw Lem – Yenilmez

“Yenilmez”, ağır sınıftan bir uzay kruvazörü, Lir takımyıldızındaki filo üssünün emrindeki en büyük gemiydi ve yıldız takımının dış çeyreğinde, foton itkisiyle yol almaktaydı. Seksen üç kişilik mürettebatı, merkez güvertenin tünel hibernatöründe uyuyordu. Uçuş mesafesi görece kısa olduğundan tam hibernasyona 1 gerek görülmemiş, beden sıcaklığının on derecenin altına düşmediği derin uykuya başvurulmuştu sadece. Kumanda merkezinde yalnız […]

Stanislaw Lem – Soruşturma

HER katta ritmik tangırtılar çıkaran antika asansör, oyma çiçeklerle süslü cam kapılardan geçip yukarıy “Soruşturmanın resmi yönünü şimdilik bir kenara bırakabiliriz,’’ dedi adam, “Farquart, lütfen devam edin.” “Nasıl isterseniz, Başmüfettiş. İkinci haber birincisinden sekiz gün sonra Planting’den geldi. Birisi yine gece vakti mezarlık morgunda bir cesedin pozisyonunu değiştirmiş. Ölen kişi Thicker adında bir dok işçisi […]

Stanislaw Lem – Solaris

Gemi saatiyle 19.00’da Prometheus’un fırlatma bölmesine gittim. Başlığın çevresindekiler yana çekilerek yol verdi, kollarımdan güç alarak kendimi aşağıya, kapsüle bıraktım. Daracık yolcu bölmesinde kıpırdayacak yer yoktu. Uzay giysimin üstündeki musluğa hortumu yerleştirdim, giysim şişiverdi. Artık hiç kımıldayamaz durumdaydım. Şişme giysime gömülmüş, geminin madeni gövdesine boynumdan bağlı, ayaktaydım sözde. Aslında oracığa asılıydım. Gözlerimi yukarı kaldırdım. Saydam […]

Guillermo Del Toro, Chuck Hogan – Ölümcül Tür Üçlemesi #1 – Ölümcül Tür

“Bir varmış, bir yokmuş,” dedi Abraham Setrakian’ın ninesi, “bir dev varmış.” Küçük Abraham’ın gözleri parladı ve tahta çanaktaki lahanalı borş çorbası o anda tatlandı, ya da en azından sarımsak tadı unutuldu. Solgun, zayıf, hastalıklı bir çocuktu. O çorbasını içerken, onu şişmanlatmaya kararlı olan ninesi karşısına oturur, masallarla onu eğlendirirdi. Bir bubbe meyze, bir ‘nine hikâyesi’. […]

Ken Kesey – Guguk Kuşu

Orada, dışarıdalar. Beyaz giysili kara oğlanlar… holde o biçim işler çevirecekler… cinsel dümenler… sonra, ben onları yakalamadan işi yerleri paspaslamaya çevirecekler… Koğuştan çıktığımda paspas yapıyorlar. Udžçüde her şeyden nefret ediyor; saatten, günden, çalıştıkları yerden, çevredeki insanlardan. Böylesi nefret doluyken en iyisi beni görmemeleri. Duvarın dibinden yürüyorum. Ayağımdaki lastiklerin kenarlarında biriken tozlar kadar sessiz atıyorum adımlarımı. […]

Guareschi – Don Camillo’nun Küçük Dünyası

1 Mayıs 1908’de başlamış hayatım, olaylar arasında sürüp gitmekte… Ben doğduğumda, annem dokuz yıldır ilkokul öğretmenliği yapıyormuş. 1949 yılının sonuna dek de sürdürdü bu işini. O zaman bölgenin papazı, bütün kasaba halkı adına, bir çalar saat armağan etti hizmetlerine karşılık. Elektriksiz, susuz, ama bol bol hamamböcekli, sivrisinekti okullarda elli yıl öğretmenlik yaptıktan sonra, çalar saatinin […]

Grit Poppe – Milanin Düşleri

Bu, San Francisco’ya ilk uçuşum. Uçak Golden Gate Köprüsü üzerinde ağır, rahat bir dönüş yapıyor. Işıklar görüyorum. Gece. Bebeğim kol arımda, uyuyor ve terliyor. Kaptan pilot bizimle rahat bir ses tonuyla kısaca vedalaşmadan önce boğazını temizliyor. Sesi, az önce uykudan uyanmış gibi. Uçaktaki insanlar sessiz kalıyor. Kimse alkışlamıyor. Atlanta’dan bu yana beş saattir uçuyoruz. Amerikalı […]

Grimm Kardeşler – Grimm Masalları

Evvel zaman içinde bir terzinin üç oğluyla bir tanecik keçisi varmış. Hepsi onun sütüyle beslenirlermiş. Bunun için de kendisini her gün çayıra götürmek, bol bol beslemek gerekiyormuş. Çocuklar bu işi nöbetleşe yaparlarmış. Günün birinde büyük oğlan keçiyi kilise alanına götürmüş. En güzel otlar burada bulunurmuş. Hayvanı dolaşıp otlamaya salmış. Akşam üzeri eve dönme vakti gelince […]

Grigory Petrov – İdeal Öğretmen

‘RAÇÎNSKl’ adlı dosyayı bilgisayarımdan ilk açıp okuduğumda, bu kitabın birkaç boyutu aynı anda içinde barındırdığını düşündüm: Bir boyutuyla bir eğitim kitabı, bir boyutuyla Rusya’nın belli bir dönemine ışık tuttuğu için bir dönem kitabı, belli bir idealist eğitim felsefesini açı ğa vuran boyutuyla da bir idealizm kitabı. Doğrusu, bir Türk okuru için bu boyutlar içinde en […]

Gregory David Roberts – Shantaram

Aşk, kader ve yaptığımız seçimler hakkında bildiklerimi öğrenmem çok uzun sürdü, dünyanın pek çok yerini dolaşmam gerekti ama hepsinin özünü bir anda, bir duvara zincirlenmiş halde işkence görürken kavradım. Beynimde yankılanan çığlıklar arasında, elim kolum bağlı ve tamamen çaresizken aniden farkettim, hala özgürdüm. Bana işkence eden adamlardan nefret etmekte ya da onlan bağışlamakta özgürdüm. Kulağa […]

Gregory Dart – Karşılıksız Aşk

Bana yazmaktan vazgeçmeyecek, e-mail’ler, mektuplar, mesajlar, kartlar… Ama ona artık cevap vermememin nedeni sadece onu pek az tanıyor olmam değil. Asıl neden gittikçe kuvvetlenen o ısrarcı ton; bir de benim hiç katılımım olmadan aramızda gelişen bir aşk macerasının giderde ivme kazandığı gerçeği. Kimi zaman şikâyetleri o kadar akla yakın geliyor ki, suçlanması gereken ben miyim […]

Graham Greene – Sakin Bir Amerikalı

Akşam yemeğinden sonra, Catinat caddesindeki odamda oturmuş Pyle’i bekliyordum. Bana: «En geç saat onda sizde olurum,» demişti; saat gece yarısını çalınca artık daha fazla duramadım ve sokağa çıktım. Siyah pantolonlu bir kaç ihtiyar kadın kapının sahanlığına çömelmişlerdi; Şubat ajanda idik, sıcaktan yataklarına yatmak istemiyorlardı her halde. Bir siklopusçu, nehrin rıhtımlarına doğru ağır ağır pedallara basıyordu. […]

Göran Therborn – Dünya Bir Kılavuz

Çoğumuz yeryüzüne acemiyiz. Kendi ülkelerimize; Afrika olsun Avrupa olsun, Latin Amerika olsun Kuzey Amerika ya da Asya’nın bir bölümü olsun kendi bölgemize daha aşinayız; ama kıtaların tamamına aşina olmamız ender rastlanan bir durum. Hepimiz 21. yüzyılın, en azından bir tek şey vaat eden, geçen yüzyıldan çok farklı olacağını ileri süren bir yüzyılın da acemileriyiz. O […]

Gottfried Wilhelm Leibniz – Metafizik Üzerine Konuşma

Almanya yakın zamanlara kadar bütünleşememiş bir ülke olmanın, ulusal birimlerin oluştuğu bir dönemde ulusal bir birlik oluşturamamanın sıkıntısını çekecektir. Luther’in öncülüğünde gelişen Reform devinimi böylesi bir bütünlüğün kurulabilmesi yolunda bir adım değil miydi? Leibniz bu konuda şöyle düşünür: “Büyük Reform Batı’da çok şeyin durumunu büyük ölçüde değiştirdi ve bir bölünme getirdi; bu bölünmeyle köken olarak […]

Gormander – Çocuklar Yönetimde

Top anaokulu yüksek bir tepenin üzerinde kurulmuştu. Bu okuldaki çocuklar, tepenin üzerinden geçmekte olan bulutları yakalayabileceklerini sanırlardı. Özellikle sonbahar günlerinde, havanın çok bulutlu olduğu zamanlarda, çocuklar dışarı çıkar, bulutları seyrederlerdi. Bulutların bazıları kocaman trenlere benzerdi. Anaokulunun üzerinden öylesine sıra sıra geçerlerdi ki, çocuklar neredeyse göğün tren gibi gürüldediğini duyarlardı. Bazı başka bulutlar da, birbirleriyle didişen, […]