Bahar yağmurları toprağı yumuşattığı için Dunk, mezarı kazarken çok zorlanmadı. Yer olarak ihtiyarın her gün, gün batımını zevkle izlediği yeri, alçak tepenin batıya bakan yamacını seçmişti. “Bir gün daha bitti.” Derdi iç çekerek. “Ve kim bilir yarın bize neler gösterecek değil mi ha Dunk?” O yarınlardan biri onlara iliklerine kadar ıslandıkları bir yağmur getirmişti. Sonraki […]
George R. R. Martin – Buz ve Ateşin Şarkısı #5 – Ejderhaların Dansı – Game of Thrones
Gece, insan kokusuyla ağırlaşmıştı. Varg, bir ağacın altında durdu, etrafı kokladı, gri kahverengi kürkü gölgelerle beneklendi. Çamlı rüzgârın iç çekişi, ona insan rayihasını getirdi. Tilkiden ve tavşandan, foktan ve geyikten, hatta kurttan bahseden daha belirsiz kokular da vardı. Bunlar da insan kokularıydı, varg biliyordu; dumanın, kanın ve çürümüşlüğün keskin aromasının altında hemen hemen boğulmuş olan […]
George R. R. Martin – Buz ve Ateşin Şarkısı #4 – Kargaların Ziyafeti – Game of Thrones
“Ejderhalar,” dedi Mollander. Yerden aldığı kurumuş elmayı bir elinden diğerine attı. “Elmayı fırlat,” dedi Sfenks Alleras. Sadağından çıkardığı oku yay kirişine taktı. “Bir ejderha görmek isterdim.” En gençleri Roone’du; erkeklik çağına daha iki yıl olan tıknaz bir çocuk. “Bunu çok isterdim.” Ben de Rosey’nin kollarında uyumak isterdim, diye düşündü Pate. Oturduğu sırada huzursuzca kıpırdandı. Kız […]
George R. R. Martin – Buz ve Ateşin Şarkısı #3 – Kılıçların Fırtınası – Game of Thrones
Buz ve Ateşin Şarkısı, bazen birbirlerinden yüzlerce hatta binlerce mil uzakta olan karakterlerin gözünden anlatılır. Bazı bölümler bir günü, bazı bölümler sadece bir saati kapsarken, diğerleri on beş günlük, bir aylık ya da yarım yıllık bir zamana yayılabilir. Bu çeşit bir yapı söz konusu iken, anlatıcı kesin surette dizisel olamaz; bazen, önemli olaylar eş zamanlı […]
George R. R. Martin – Buz ve Ateşin Şarkısı #2 – Kralların Çarpışması – Game of Thrones
Kuyruklu yıldız, Ejderha Kayası’nın dik uçurumları üstündeki pembe mor gökyüzünde kanayan kırmızı bir kesik gibi şafağa serilmişti. Üstat, odasının rüzgârlı balkonundaydı. Kuzgunlar uzun yolculuklarının sonunda buraya gelirdi. Üstadın iki yanında yükselen, cehennem tazısı ve ejderha şeklindeki dört metrelik gargoyleler, kuzgun pislikleriyle kaplıydı. Bunlar kadim kalenin duvarlarına tünemiş, kara kara düşünen binlerce yaratık heykelinden sadece ikisiydi. […]
George R. R. Martin – Buz ve Ateşin Şarkısı #1 – Taht Oyunları – Game of Thrones
Ormana karanlık çökmeye başlarken, “Artık geri dönmeliyiz,” diye ısrar etti Gared. “Yabanıllar öldü.” “Ölüler seni korkutuyor mu?” diye sordu Sör Waymar Royce. Yüzünde belli belirsiz bir gülümseme vardı. Gared atılan yemi yutmadı. Yaşlı bir adamdı, ellisini geçmişti ve nice küçük lordun gelip geçtiğine şahitlik etmişti. “Ölü ölüdür,” dedi. “Bizim ölülerle işimiz olmaz.” “Gerçekten öldüler mi?” […]
Ahmet Telli – Belki Yine Gelirim
KALBİM UNUT BU ŞİİRİ Uğuldayan ve hep uğuldayan bir orman kadar üşüyorum şimdi yanlış rüzgârlar esiyor dallarımda yanlış ve zehirli çiçekler açıyor Kanımda kocaman gözleriyle çığlık Su ve ses kadar beklediğim ne kaldı geride, bilmiyorum uzanıp uyumak istiyorum gölgene ve sarınmak o kocaman gözlerin uğuldayan rüzgârlarına Bir acıyı yaşarım ve zehrinden çiçekler üretirim kömür karası […]
George Orwell – Ümit Çiçeği
Olgunlaşma çağında bir genç, hayatta nelerle karşılaşır? Niçin komünist, faşist, kapitalist veya antikapitalist olur? Çağımızın en ünlü yazarlarından biri olan George orwell, siyasi inançların çok defa hissi meselelerin bir sonucu olduğunu en iyi bilenlerden biridir. George Orwell, bu romanında, sosyalist düşüncelere sahip bir gencin «Para -Tanrısı» adını verdiği şeyden nefret edişini ve bu nefreti yüzünden […]
George Orwell – Paris ve Londra’da Beş Parasız
Eric Blair, öğrenciliğinden başlayarak, kendisini çeken şeyin, yıldızının peşinden gitmiştir. ‘Kolejlilerin yani Etonian seçkin aydınları olan King’s College mezunlarının Oxford ya da Cambridge’de çalışmak isteyecekleri ve bunda başarılı olabilecekleri peşin olarak kabul edilirdi. Fakat Eric o yolu denemedi. Ailesi bir Eton bursu kazansın diye oğullarını sıkıcı bir yüksek öğretime hazırlık okulunda çok çalışmaya zorlamıştı; o […]
George Orwell – Hayvan Çiftliği (Meb)
Orwell’in “Hayvan Çiftliği”ni bütün tanınmış münekkitlerin büyük bir kısmı komünist rejimin kudretli bir karikatürü diye tavsif etmişlerdi. Hatta bazıları bu eserde, komünist ihtilâlının bazı tarihî vakalarıyla, mühim karakterlerinin de yaşadığını hissetmişlerdi. Fakat aynı zamanda hemen hepsi, sadece eski klâsik hicviyelerin değil, İngiltere’nin dünyaca tanınmış XVIII. asır hicviyelerinin de kudretini “Hayvan Çiftliği”nde sezmişlerdi. Fakat bilhassa klâsik […]
Rachel Vincent – Ruh Çığlığı 1 – Ruh Hırsızı
“HAYDİ AMA!” diye fısıldadı Emma. Kelimeler dudaklarından incecik bir buhar eşliğinde süzülür gibi çıkıyordu. Sabırsızlığı kapıyı açabilirmiş gibi gözlerini önümüzde duran yıpranmış çelik panele dikmişti. “Unuttu işte, Kaylee. Böyle olacağım tahmin etmeliydim.” Zıplayarak ısınmaya çalış dedi. Traci gülerek kulübün ön tarafını, binanın arka oda ve ofislerini saran ışık ve müziğin kaynağını işaret etti. Artık içerideydik […]
R. I. Page – İskandinav Mitleri
Oxford İngilizce Sözlüğü, miti “genellikle doğaüstü kişileri, eylemleri ya da olayları anlatan ve doğal ya da tarihsel olgular hakkındaki yaygın bazı kanıları somutlaştıran, tamamen kurmaca bir öykü” diye tanımlar ve bu sözcüğün, kimileyin, “kurmaca öğelere sahip herhangi bir öyküyü kapsayacak şekilde” gevşek biçimde kullanılabildiğini eklemeyi de ihmal etmez. Ben bu kitapta ‘mit’ sözcüğünü, yukarıdaki tanımlardan […]
R. A. Salvatore – Unutulmuş Diyarlar – 17 – Avcının Kılıçları Serisi – 3 – İki Kılıç
Cüce mağaralarının arsız karanlığında meşale ışığı oldukça yetersiz kaldı. Delly CurƟe’nin gözlerini ve boğazını yakan puslu hava, geniş odayı dolduran insanların şikayetleri ve homurdanmaları kadar rahatsız ediciydi. Vekilharç Regis merhametli davranmış ve güney seferlerinde zalim Kral Obould ile orkları taraķndan yağmalanıp kendilerine sığman bu iyilikten anlamaz insanlara hatırı sayılır sayıda oda vermişti. Delly kendine bu […]
R. A. Salvatore – Unutulmuş Diyarlar – 16 – Avcının Kılıçları Serisi – 2 – Yalnız Drow
“Üç sis, Obould Bol-Ok,” diye haykırdı Tsinka Shrinrill gözleri tamamen açık, gözbebekleri delicesine dönerken. Ork kralı ile diğerlerine hitap eƫğinde, gerçek dünya ve tanrıların diyarı arasında bir yerde kaybolmuştu ve böylece konuşmaya başladı: “Üç sis; buharlarını sabah rüzgarına karışƨran Surbrin Nehri’nin uzun haƴ, çağrınıza kulak veren Trollmoors’un kokuşmuş dumanı ve uzun zaman önce Fell Pass’ta […]
George Orwell – Hayvan Çiftliği (Can Yayınları)
George Orwell adı, aklıma hep iki öykü düşürür; biri Adolf Hitler’le, öbürü Josef Stalin’le ilgili iki öykü. İlkinde, Orwell, II. Dünya Savaşı’nın başlarında, BBC’de radyo izlenceleri hazırlamaktadır. Cumhuriyetçilerin safında savaşıp yaralandığı İspanya İç Savaşı’nı; İngiltere’ye döndükten sonra kaleme aldığı, bence en iyi yapıtlarından biri sayılması gereken Katalonya’ya Selam’ı; sanatoryumda verem tedavisi gördüğü günleri ardında bırakmıştır. […]
R. A. Salvatore – Unutulmuş Diyarlar – 15 – Avcının Kılıçları Serisi – 1 – Bin Ork
“Ah, bundan daha sıkı çekmeniz lazım!” diye haykırdı Tred McKnuckles, iki aƩan ve üç cüceden oluşan araba ekibine. “Yaz güneşi kelleşen kafamda parlamadan önce Shallows’a varmayı umuyorum!” Sesi etraķndaki taşlara çarpıp yankılanıyordu ve bu, Tred’in cüssesindeki birine yakışan bir kükreyişƟ. Cüceler için bile ƨknaz sayılırdı. Güçlü darbeleri kaldırabilecek bir vücuda ve daha güçlü darbeler atabilecek […]