Hayat nasıl değişir? Feodal beylerin hakimiyetindeki elle döndürülen değirmenlerden, bireyin özerkleştiği bilgi çağına nasıl geldik? Bu değişimin sihri ne? Veya… Zamanın ruhu nasıl yakalanır? Tarihin temposu nasıl anlaşılır? İnsanlık serüveninin değişimi nasıl izlenir? Karl Marks, bir felsefeci olarak sürekli aradığı bu soruların cevabını sonunda bulmuş. Bakmış… İnsanın doğa ile ilişkisi her şeyi belirliyor. Çalışma aleti […]
Mehmet Altan – Cami Kışla Parantezinde Türkiye
Aslında benim için 28 Şubat, 28 Şubat’tan önce başlamıştı… Hasan Cemal, “Kürtler” kitabının 280. sayfasında, 14 Şubat 1996’da tuttuğu şu notu aktarır: “Dinç Bilgin (Sabah gazetesi sahibi) hafta başı Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Çevik Bir’le başbaşa görüştü. Mehmet Altan ve Koray Düzgören’le ilgili memnuniyetsizliğini bildirmiş. Zafer Mutlu bu ikiliyi uyaracak. İşine son vermek söz konusu […]
Mehmet Ali Işım – Upanişadlar
Düşünce dünyamız iki asırdan beri dar ufaklara hapsedilmiş bulunmaktadır. Tarihî-islâmi kaynaklı fikirlere yabancılaştıktan sonra Batıya yönelen okur-yazarlarımız, geniş bir tercüme, adapte ve aktarma faaliyetine giriştiler. Tanzimat döneminde başlayan bu yöndeki faaliyetler özellikle Cumhuriyetten sonra hükümetlerin maarif siyasetleri meyanında sayılagelmiştir. Maarif Vekâletince 1940’larda seri halinde Latin, Yunan, İtalyan, Fransız, İngiliz, Alman, Amerikan, Rus vb. dillerinden yüzlerce […]
Mehmet Ali Bulut – Fardipli Sinha
SinHa Kitabı elınıze aldığınız andan itibaren içine düşebileceğınız girdabın kenarında olduğunuzu hatırlatmak istiyoruz. Bu girdap özellikle dünyaya belli açılardan bakanlar ve şekillendirilmiş inanç sahipleri için yıkıcı sonuçlar doğurabilir. Etki alanına alacağı koşullu inancı aklın akıntılarında sağa sola savurduktan sonra sahibinin ruh derinliklerine fırlatacak olan girdap, koşullanmamış inançlar için aklın labirentlerinde eğlenceli bir gezi olacaktır… Bu […]
Mehmet Açar – Siyah Hatıralar Denizi
“Gidemeyeceğimiz yer yok. O inanışla, özgüvenle dopdolu, yola çıktık başka dünyalara. Peki ne yapacaktık o dünyalarla? Ya biz onların efendisi olacaktık ya da onlar bizim: Yetmezlik içindeki zihinlerimizde tek düşünce buydu!” Stanislaw LEM, Solaris Yeşil hiç bitmeyecekmiş gibi ufuk çizgisine uzanıyor, beyaz bulutlar üstümüzden akıp gidiyor, babam ağaçlara bakıyor ve bana doğru dönüp “Bak, haziran […]
Mehmed Rauf – Eylül
Salonda, bahçedekilerin kahkahaları işitiliyordu. Süreyya, canı sıkılanlara özgü bir sabırsızlıkla: “Çılgın kız!” diye söylendi. Balkona açılan büyük kapıdan, parmaklığa dayanmış, dışarıya baktığı görülen eşi dönüp: “Ama bu gece hava ne güzel!” dedi. Bu nisan gününün saat on birde başlayan yağmuru yarım saat sonra dinmiş, rutubetli yapraklardaki yeşil renklerin üzerinde şimdi altından incileriyle lâcivert bir sema […]
Mehmed Niyazi – Yemen Ah! Yemen
Mayısın ortaları olmasına rağmen gündüz yolculuk yapmak imkansızdı; güneş ikindiye kadar çöle mızrak gibi saplanır, kilometrelerce uzanan Tehame Çölü’nün soluduğu alevler nefesi tıkardı. Bunun için askerî mühimmat, buğday, şehriye, makarna, su dolu kırbalarla yüklü iki yüz civarında deve, at, katırla akşam üstü yola çıktılar. Tabura ve kervana kılavuzluk etmek amacıyla San’a’dan gelen birlikten bir hecin […]
Mehmed Niyazi – Çanakkale Mahşeri
Nöbetçinin haberi üzerine gözetleme yerine gelen Tabur Kumandanı Binbaşı Talât, boynunda asılı dürbününü gözlerine yaklaştırdı. Kurşun renkli gökle maviliğin kesiştiği yerde, önde gambotlar, arkada zırhlılar dumanlarını savurup, hafif dalgalı denizi yararak geliyorlardı. Başını çevirdi, karaağacın yanında dikilen Ahmed Çavuş’a bağırdı: – Batarya Kumandanı’na haber ver, düşman göründü. Tekrar gözetlemeye devam etti. Biraz sonra subaylar ve […]
Dost Körpe – Nötralizör
IMT kafeteryasında, beyaz gömlekli zenci garsonun birkaç saniye önce önüne bıraktığı beyaz fincanın içindeki renksiz sıcak suya, rulo bir kutunun içinden çıkardığı kahve tabletini atarken ve karşısındaki, Mars manzarasıyla kafeteryanın solunabilir atmosferini birbirinden ayıran, solar radyasyon filtreli camın ardındaki gri enginliğe çevresinde toplanmış çocuklardan ikisinin omuzlarına kollarını atmış halde bakan daracık beyaz üniformalı anaokulu görevlisi […]
Dost Körpe – Günah Yiyen
Yaşamımın büyük bir bölümü gelecek endişesi olmadan yaşamak ve günümü gün etmekle geçti. Bu kayıtsızlığın verdiği aşırı güvenle varlığımı ve eylemlerimi sorgulamaya kalkıştığımda ise bütün iç huzurum ve dengem bir anda alt üst oluverdi. Bir daha da kendimi toparlayamadım. Dostlarımın kusursuz budalalar olduklarına inanmaya başlamıştım, ama onların doğal budalalıkları benim yapaylığımdan ve beceriksizliğimden çok daha […]
Mehmed Celal – Sefil Bir Kadının Hayatı
Rengi gül pembesinden daha açık olan dudaklarını hazin bir gülümseme kapladı. Güneşin ilk ışığından daha parlak, sırmadan daha nazik sarı saçları -kim bilir kaç günden beri taranmadığından – darmadağınık bir halde, entarisinin yırtıklarından güzelce seçilebilen çıplak, beyaz omuzlarını örtüyordu. Alnında mesutların mutlu hayalini bozan kederlerin üzerinden geçtiğine delalet edecek bir takım çizgiler belirmişti. Kaşlarının rengi […]
Medea (Latince – Türkçe) – Seneca
Bir antikçağ aşkının kara çığlığıdır Seneca’nın Medea trajedisi; aldatılan bir kadın ruhunun bütün gizlerinin açığa çıkışı, tutkunun acıyla dansıdır. Aşk-nefret, vefa-ihanet, neşe-hüzün, merhametzalimlik, gibi birbirine karşıt, ama hepsi insana özgü duyguların eşzamanlı çarpışmasıdır; yüzyıllardır gürül gürül akan aşk ırmağının, ihanet kayalarına çarpışıyla yatağından fırlayışının ve kıyısında yeşeren her çimene, her çiçeğe acımasız yayılışının şiiridir. Önce […]
Maxime Rodinson – İslam ve Kapitalizm
Bu kitabın büyük bir tutkusu var: yararlı olmak. İslâmiyet sorunlarıyla uğraşan bir toplumbilimcinin elinden çıktığı için, İslâm dini ve medeniyeti alanına giren memleketlerin aydınlarına yararlı olmak ve kaderlerini anlamada onlara yardım etmek istemektedir. «Avrupalıyım» diye onların en iyilerinden daha bilgili ve akıllı olduğumu iddia edecek değilim. Kendime bu türlü bir üstünlük tanımıyorum. Ne var ki, […]
Max Muller – Upanişadlar – İnsanlığın İlk Felsefe Metinleri
Hindistan’ın en eski ve en değerli kutsal yazıtları, Veda adı verilen kitaplarda toplanmıştır. Ve bu yazıtlar bütün ortodoks Hintlilerin inanç kaynağını ve en büyük dinsel etkenini teşkil ederler. Veda’lar dört kitaptır: Rig Veda, Sama Veda, Yajur Veda ve Atharva Veda. Yine bu kitapların her biri iki kısımdan müteşekkildir; bilgi ve hareket. Rig Veda esas olarak, […]
Max Horkheimer – Akıl Tutulması
“Felsefe, bir zamanlar işlevini yitirmiş, gününü doldurmuş olduğu düşünülen felsefe bugün hâlâ yaşamaktadır, çünkü onu gerçekleştirme fırsatı harcanmıştır. Felsefenin dünyayı yalnız yorumlamakla yetindiği ve gerçeklik karşısında boyun eğerek kendi kendini sakatladığı yargısı, bugün, dünyayı dönüştürme çabasının yenik düştüğü bir dönemde, ancak aklın yeni bir teslimiyetçiliği anlamına gelir” 1 . Max Horkheimer’in çalışma arkadaşı ve Frankfurt […]
Max Heindel – Gül-Haç Evren Kavramı
Başlamadan önce, Batı ezoterizminin böyle değerli bir eserini Türk okur ve araştırmacılarına kazandırdığımız için kâlben mutlu olduğumuzu belirtmek isterim. Bu mutluluğumuzu içyüzün hikmet ve gerçeklerini araştıran, evrensel kültüre inanan, çağdaş düşünce sahibi, evrensel dış ve iç aydınlanmadan yana değer veren okurlarla da paylaşıyoruz. Hemen belirtmek isteriz ki, Teozof Max Heindel’in bu eseri daha önce; Arapça, […]