İslâm-Türk kaynaklarında ve edebî mahsullerinde aynü’l-hayât, nehrü’l-hayât, âb-ı câvidânî, âb-ı zindegî, hayat kaynağı, hayat çeşmesi, bengi su, dirilik suyu, bazan da Hızır ve İskender’e atfen âb-ı Hızır veya âb-ı İskender vb. çeşitli isimlerle anılan bu efsanevî su, aslında bütün dünya mitolojilerinde mevcut bir kavramdır. İnsanın yeryüzünde görünmesinden itibaren hemen her toplumda hayatın kısalığı, buna karşılık […]
Diyanet Vakfı Yayınları – İlmihal
Kısaca “davranış bilgisi” demek olan ilmihal, Rabbine, kendine ve içinde yaşadığı toplum ve çevreye karşı sorumlulukları olan ve bunu yerine getirme gücüne sahip bulunan insanın, kendisinden beklenenleri yerine getirmesinde ona kılavuzluk etmeyi hedefleyen derli toplu bilgilerden ibarettir. Bu bilgiler hem dinî metinlerin doğrudan belirlemelerini hem de bu belirlemeler etrafında oluşan yorumları, tecrübe birikimlerini ve uzun […]
Dion Fortune – Aşk ve Evliliğin Ezoterik Felsefesi
Bu kitap, cinselliğe ilişkin ezoterik [9] öğretiyi aktarmaktadır ve özellikle konuya ilişkin okült bilgiye sahip olmayan fakat açık bir zihinle, yaşam sorunlarını çözmelerine katkıda bulunabilecek bilgi arayışında olanlara hitap eder. Bu kişilere, burada açıklananların ışığı altında; her ırkın [10] , hiçbir zaman açığa vurulmamış fakat bunu almaya layık oldukları düşünülen kişilere sözlü ya da el […]
Diogenes Laertios – Ünlü Filozofların Yaşamları ve Öğretileri
Diogenes Laertios’un Felsefe Tarihindeki Yeri On kitaplık Udžnlü Filozoϐların Yaşamları ve Odžğretileri adlı yapıt başlangıcından ISǚ III. yüzyıla Felsefe dünyasını bize tanıtan en kapsamlı, en temel kaynak. Diogenes Laertios’un yapıtının alanındaki önemini görmek için biraz gerilere gitmemiz gerekiyor: Eskiçağ düşünürleri üzerine bilgi veren derleme metinler yakın dönemlerde ilk olarak Hermann Diels’in 1879 yılında yayımladığı Doxographi […]
Dino Buzzati – Yaşlı Ormanın Gizemi
Albay Sebastiano Procolo’nun yaşamını sürdürmek üzere 1925 yılının bahar aylarında Fondo Vadisi’ne geldiği bilinmektedir. Amcası Antonio Morro ölürken, köye on beş kilometre uzaklıktaki büyük bir orman arazisinin bir kısmını kendisine miras bırakmıştı. Çok daha büyük olan diğer kısmın varisiyse, subayın ölen erkek kardeşinin anadan öksüz, babadan yetim, on iki yaşındaki oğlu Benvenuto Procolo idi; çocuk, […]
Dino Buzzati – Tatar Çölü
Subay çıkan Giovanni Drogo, ilk atandığı yer olan Bastiani Kalesi’ne gitmek üzere kenti bir eylül sabahı terk etti. Uyandırılıp da ilk kez teğmen üniformasını giydiğinde henüz gün ağarmamıştı. Giyindikten sonra, bir gaz lambasının ışığında, aynada kendisine baktı ama umduğu sevinci hissetmedi. Evde, yalnızca, kendisine veda etmek üzere kalkan annesinin bulunduğu yan odadan gelen küçük tıkırtıların […]
Dino Buzzati – Tanrı Görmüş Köpek
Bir akşamüstü yorgun argın eve dönerken Profesör Schiassi {1} ile karşılaştım (Profesör diyorlar ama ne profesörüdür bilmiyorum). Odžteden beri tanıdığım, umulmadık yerlerde ve köşelerde ara sıra rastladığım bu adam, benimle sınıf arkadaşı olduğunu söyler durursa da, hatırlamıyorum doğrusu sınıf arkadaşlığımızı. Kimin nesidir? Ne iş yapar? Anlayamamışımdır hiçbir zaman. Zayıf sivri köşeli bir yüzü, son derece […]
Dino Buzzati – Öylesine Bir Aşk
O uzun kış mevsiminin bir şubat gününde kırk dokuz yaşındaki mimar Antonio Dorigo, Milano kentinde Sinyora Ermelina’ya telefon açtı: “Ben Tonino,” dedi. “Günaydın, sinyo—” “Oo! Uzun süredir ne sesini duyduk, ne soluğunu. Nerelerdeydin? Nasılsın?” “Iyǚ iyim, sağ ol. Çok işim vardı. Bu nedenle… Dinle, bu öğleden sonra senin oraya gelebilir miyim?” “Bu öğleden sonra mı? […]
Dino Buzzati – Dağların Adamı Barnabo
San Nicola kasabasının orman bekçilerinin kaldığı evin ne zaman yapıldığını hiç kimse hatırlamıyor. Delle Grave Vadisi’nde bulunan bu eve “Mardenlerin evi” denildiği de olurdu. Bu noktadan başlayarak ormanın içlerine doğru giden beş patika yol vardı. Ilǚ ki, vadi boyunca San Nicola’ya doğru iniyor ve giderek gerçek bir yola dönüşüyordu. Diğer dört patika yol ise, ilerledikçe […]
Dieter Breuers – Kudüs İçin Ölmek Şövalyeler, Rahipler, Müslümanlar ve Birinci Haçlı Seferi
ŞİŞMİŞ ET PARÇASININ üstündeki kara sinekler, siyah bir bulut dalgası halinde havalandılar. Bu et parçası, daha düne kadar yaşayan canlı bir insandı. Gri-sarımtırak renkli, iğrenç kokulu kütleden bir ok dışarı sarkmıştı; bir Longobart oku. Şövalye zanaati öğrenen genç çömez, Saksonya’nın ince oklarını, Suebya’nın daha güçlü oklarından ayırmasını biliyordu. Bu onun eğitiminin bir parçasıydı. Çıplak ayağını […]
Ri̇ck Cleveland – Jerry Ve Tom
Başına çuval geçirilmiş, sandalyeye bağlanmış bir adam, kendisini öldürmek üzere olan iki adama kötü fıkralar anlatmaktadır. Bir oyun yazmak için aklına gelene ilk fikirdi bu. Gençlik yıllarımda Ohio’da yaşarken, çetelerin uğrak yeri haline gelen bir komedi-kulüp, et restoranında çalışıyordum. Hafta içleri restoranın bodrum katında köpek dövüşleri düzenlenirdi. Ben de restoranın doğaçlama tiyatro topluluğunun bir parçasıydım, […]
Diderot – Oyunculuk Üzerine Aykırı Düşünceler
Hümanizma ruhunu anlama ve duymada ilk aşama, insan varlığının en somut anlatımı olan sanat yapıtlarının benimsenmesidir. Sanat dalları içinde edebiyat, bu anlatımın düşünce öğeleri en zengin olanıdır. Bunun içindir ki bir ulusun, diğer ulusların edebiyatlarını kendi dilinde, daha doğrusu kendi düşüncesinde yinelemesi; zekâ ve anlama gücünü o yapıtlar oranında artırması, canlandırması ve yeniden yaratması demektir. […]
Diana Wynne Jones – Uçan Şato
Çok çok güneydeki Ingary diyarında, Raşput Sultanlığındaki Zanzib şehrinde Abdullah adında genç bir halı tüccarı yaşardı. Bir tüccara göre zengin değildi. Babası Abdullah’la ilgili hayal kırıklığına uğramış ve öldüğünde ona sadece Çarşı’nın kuzeybatı köşesinde bir çadır alıp donatmasına yetecek kadar para bırakmıştı. Babasının servetinin geri kalanı ve Çarşı’nın ortasındaki kocaman halı dükkanı ise babasının ilk […]
Diana Gabaldon – Yabancı #3 – Yolcu
Küçükken asla su birikintilerine basmak istemezdim. Nedeni solucanlardan ya da ıslak çoraplardan korkmam değildi; genelde, her türlü kuralı keyifle ihlal eden pis bir çocuktum. Bunun sebebi, o kusursuz ve pürüzsüz boşluğun, ince bir su tabakasından başka bir şey olmadığına kendimi inandıramamamdı. Onun dipsiz bir boşluğa açıldığını düşünüyordum. Ona yaklaşmamın küçük dalgalara sebep olduğunu gördüğümde, su […]
Diana Gabaldon – Yabancı #2 – Kehribardaki Yusufcuk
Şafak vaktinde üç kez uyandım. Birincisi acı içinde, sonraki neşeyle ve sonuncusu ise yalnızlığımla boğuşarak oldu. Büyük kaybın gözyaşları beni uykumdan yavaşça uyandırdı ve nemli bir çamaşırın rahatlatan dokunuşları gibi yüzümü yıkadı. Yüzümü ıslak yastığa çevirip hüzün mağarasındaki nehre bırakıverdim kendimi. Hatırlıyorum… Ve sonra yeraltındaki derin uykuya daldım. Bir sonraki uyanışım şiddetli bir zevkle oldu, […]
Diana Gabaldon – Yabancı #1 – Yabancı
İnsanlar ortadan kaybolurlar. Dilediğiniz polise sorabilirsiniz. Bir gazeteciye sormanız daha da iyi olabilir çünkü bu kayıplar onların en önemli ilgi alanlarından biridir. Evlerinden kaçan genç kızlar. Ailelerinden kaçan ya da kaçırılan ve bir daha onları görme imkânını bulamayan çocuklar. Evin mutfak parasını cebine atıp ilk taksiyle en yakın istasyona giden, sabırlarının sonuna gelmiş ve zincirlerini […]