Lev Nikolayeviç Tolstoy – Şeytan

Lev Tolstoy (1828-1910) Anna Karenina’yı bitirdikten yaklaşık on yıl sonra, 1898 Kasımı’nda, Şeytan adlı uzun öyküsünü kaleme almıştır. İlk bakışta, yayınevimizce hazırladığımız Kreutzer Sonat (1890) ile dolaylı da olsa tematik bir bağlantısı bulunan bu uzun öykü, okuru oldukça düşündürecek tuhaf bir ‘kara delik’ çevresinde dönmektedir. Bizim kültürümüzün tanımıyla, genç bir ‘köy ağası’, babasından kalma çiftliği […]

Lev Nikolayeviç Tolstoy – Sanat Nedir

Günümüzde hangi gazeteyi açsanız tiyatro ve müziğe ayrılmış sütunlar, hatta sayfalar dolusu yazıyla karşılaşırsınız. Gazetelerin hemen her günkü sayılarında herhangi bir gösteriye, sergiye ya da yeni yayımlanan roman, öykü, şiir kitaplarına ilişkin tanıtma ya da değerlendirme yazıları yer alır. Gerçekleşen bir etkinliğin daha dumanı üzerindeyken, o etkinliği en ince ayrıntılarına dek irdeleyen yazılar yayımlanır: Falanca […]

Lev Nikolayeviç Tolstoy – Kroyçer Sonat

Tolstoy’un başı sansür ve polisle her zaman dertteydi. Hükümetin doğru düzgün baş etmeyi beceremediği kıtlıklardan, acımasız yönetimin açtığı davalara dek halk ve liberal muhalefet hep Tolstoy’dan bir tepki bekliyordu ve o da kendisinden beklenen tepkiyi vermemezlik etmiyordu. Bir romancı olduğu kadar toplumsal sorunlara işaret eden bir kişilik ve ahlâkçı olarak da ünlüydü. Liberal bir yazar, […]

Lev Nikolayeviç Tolstoy – Kazaklar

Moskova’da bütün sesler susmuştu. Kış ayazının hâkim olduğu sokakta arada bir uzaktan gelen tekerlek gıcırtısı duyuluyordu. Evlerin ışıkları sönmüştü, sokak fenerleri bile artık yanmıyordu. Kiliselerden, sabahın habercisi olan çan sesleri, uyuyan kentin üzerinde dalgalanıyordu. Sokaklarda kimse yoktu. Ara sıra gece çalışan ve müşteri bekleyen arabacılardan biri uyukluyor, yerdeki karla kumları birbirine katarak incecik şeritler halinde […]

Lev Nikolayeviç Tolstoy – Kafkas Tutsağı

12 Temmuz günü Yüzbaşı Hlopov, Kafkasya’ya geldiğimden beri üzerinde hiç görmediğim bir kılıkla, apolet takmış, kılıç kuşanmış olarak evimin alçacık kapısından içeri girdi. “Albayın yanından geliyorum,” dedi soran bakışlarıma karşılık olarak. “Bizim tabur yarın yola çıkıyor.” “Nereye?” “X’e. Birlikler orada toplanacakmış.” “Oradan da herhalde operasyon için bir başka yere gidilecektir?” “Olabilir.” “Nereye acaba? Ne dersiniz?” […]

Lev Nikolayeviç Tolstoy – İnsan Neyle Yaşar

Tolstoy, uzun ömrü boyunca “insan”ı ilgilendiren hemen her konuya olduğu gibi pedagojiye ve eğitime de epeyce kafa yormuştur. Öncelikle her yaştan öğrenciyi, sonra da halkın her kesimini hedefleyerek, 1872-1886 yılları arasında yazdığı hikâyeleri dört “okuma kitabı”nda (Ruskiye Knigi Dlya Çteniya) toplamıştır. Bir bölümü halk masallarından, kıssalardan, menkıbelerden esinlenen ve gayet yalın bir dille yazılmış olan […]

Lev Nikolayeviç Tolstoy – İnsan Ne İle Yaşar

Tolstoy 28 ağustos 1828’de Tulainde Yasnaya Polyana’da doğdu. Annesi çok küçükken öldü. Babası ve kardeşleriyle yaşadığı aile topraklarında Rus kırsal yaşamını erkenden tanımış oldu. On beş yaşında Voltaire’i ve üstünde kalıcı bir etki bırakacak olan Rousseau’yu okudu. 1847’de üniversiteden ayrılarak köylülerine yararlı olmak amacıyla dönüp, Yasnaya Polayana’ya yerleşti. Genç Tolstoy, dört yıl süren acılardan ve […]

Lev Nikolayeviç Tolstoy – Hayatın Anlamı

Bir klasik roman yazarı olan Tolstoy’un öyküleri de aynı kuvvetle kaleme alınmış metinlerdir. Bu kitapta yer alan öyküler, onun ne kadar kuvvetli ve kudretli bir gözlemci olduğunun isbatıdır. Dönemin Rusya’sında yaşanan trajedileri yokluk-varlık, zenginlik-yoksulluk, sevgi-sevgisizlik, bağlamında ele alan yazar, görkemli bir edebiyat çatısı kuruyor öyküleriyle. Her biri bağımsız bir hayatı anlatan bu öyküler, kendine yeni […]

Lev Nikolayeviç Tolstoy – Efendi ile Uşağı

1870’lerde bir kış mevsimi geçti anlatacağımız bu olay. Aziz Nikolay Yortusu’nun ertesi günüydü. Yortu köyün kilisesinde topluca kutlanmıştı, ama ikinci sınıf tüccar (*) Vasili Andreyiç Brehunov kiliseyi bir türlü bırakıp işlerinin başına dönemedi. Kilise yönetim başkanı olan tüccar, yortuyu daha sonra bir de evinde kutlayarak akraba ve tanıdıklarını ağırlamak zorundaydı. Ancak evinden son konuklar gider […]

Lev Nikolayeviç Tolstoy – Bir Gencin Dramı

Bir klasik roman yazarı olan Tolstoy’un öyküleri de aynı kuvvetle kaleme alınmış metinlerdir. Bu kitapta yer alan öyküler, onun ne kadar kuvvetli ve kudretli bir gözlemci olduğunun isbatıdır. Dönemin Rusya’sında yaşanan trajedileri yokluk-varlık, zenginlik-yoksulluk, sevgi-sevgisizlik, bağlamında ele alan yazar, görkemli bir edebiyat çatısı kuruyor öyküleriyle. Her biri bağımsız bir hayatı anlatan bu öyküler, kendine yeni […]

Tütün – Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi – 42

Yeni kıtanın 1492’de keşfiyle birlikte anavatanı Amerika’dan Avrupa’ya getirilen tütün XVI. yüzyılda dünyaya yayılarak Akdeniz üzerinden Osmanlı topraklarına girdi. İlk yıllarda tabaka/tabaga, sonraki dönemlerde resmî dilde duhân, halk arasında tütün diye adlandırıldı. Osmanlı topraklarına getiriliş tarihini Hezârfen Hüseyin Efendi 1598, Peçuylu İbrâhim 1600, Kâtib Çelebi 1601, Naîmâ 1606 olarak kaydeder. Mısırlı âlim İbrâhim el-Lekānî ise […]

Tevekkül – Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi – 41

Allah’a güvenip dayanma anlamında terim. Sözlükte “Allah’a güvenmek” anlamındaki vekl kökünden türeyen tevekkül “birinin işini üstüne alma, birine güvence verme; birine işini havale etme, ona güvenme” mânasına gelir. Birine güvenip dayanan kimseye mütevekkil, güvenilene vekîl denir. Kaynaklarda çoğunlukla vekil kelimesi kefille eş anlamlı gösterilmişse de Râgıb el-İsfahânî’ye göre vekil kefilden daha geneldir; her vekil kefildir, […]

Tanzimat – Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi – 40

Sultan Abdülmecid’in yayımladığı mülkî ıslahat programı ve bunun uygulandığı dönem. Sözlükte “düzenlemek, sıraya koymak, ıslah etmek” anlamındaki tanzîm kelimesinin çoğulu olan tanzîmât literatürde “mülkî idareyi ıslah ve yeniden organize etme” mânasında kullanılır, ayrıca bu düzenlemelerin yapıldığı dönemi nitelendirir. Son araştırmalar genellikle, 3 Kasım 1839’da ilân edilen Gülhane Hatt-ı Hümâyunu ile (Tanzimat Fermanı) başlatılan dönemin ilk […]

Şerif Paşa – Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi – 39

Türk siyaset adamı. 13 Ocak 1865’te İstanbul’da doğdu. Kürt Şerif Paşa adıyla da bilinir. Babası Hariciye Nâzırı ve Şûrâ-yı Devlet Reisi Kürt Said Paşa’dır. İlk öğrenimini tamamladıktan sonra girdiği Galatasaray Mektebi Sultânîsi’ni bitirmeden ayrıldı. Ardından Fransa’ya giderek Paris Saint-Cyr Harp Okulu’ndan mezun oldu (1884). Burada okurken Paris Sefâreti ikinci kâtipliğinde memuriyete başladı (1882). 1888’de Brüksel […]

Soren Kierkegaard – Korku ve Titreme

İbrahim’in oğlu İshak’ı kurban etmek için dağa yolculuğuna ilişkin Tevrat’taki öykü çok farklı şekillerde yorumlandı. Erken dönem Hristiyan Kilisesi tarafından iman ve itaatin kutsanması amacıyla kullanıldı. O zaman İbrahim ve onun Tanrı’nın isteğine tereddütsüz itaatine odaklanılıyordu. Musevî kültüründe daha sonraları bu öykü Tanrı’nın merhametini istemek için kullanıldı: Melek; “elini çocuğun üstünden çek, senden ona hiç […]

Soren Kierkegaard – Kişiliğin Gelişiminde Etik-Estetik Dengesi

Dostum, Daha önce sana sıklıkla söyledi. Şimdi bir kez daha söyleyeceğim, hatta haykıracağım: yalyada. Önlem olarak sunulan tek bir ya konuları açıklığa kavuşturmak için yeterli olmayacaktır. Zira buradaki soru, kişinin tek bir parçayla tatmin olamayacağı kadar önemli ve bütün olarak kavranamayacak kadar da içsel tutarlılıktan uzaktır. Yaşamda ycüyaddyı uygulamanın saçma yada bir tür delilik olduğu […]