Tumanının en güçlü ve bütün çağların en ilginç kişilerinden biri olan Joseph Fouché, çevresinde az sevildi, sonraları da çok haksızlık gördü. Napoléon, St. Helena’da iken, Robespierre bir Jacobin iken, Camot, Barras, Talleyrand anılarını anlatırken, Cumhuriyetçi ya da Bonapartçı bütün Fransız tarihçileri onun adını şöylesıne bir yazarken bile ateş püskürürler. Doğuştan hain, zavallı bir entrikacı, aşağılığın […]
Stefan Zweig – Calvine Karşı Castello (Ya Da Köleliğe Karşı Özgür Düşünce)
ÇiuiyazıtâH yaşadığımız dünyada tüm toplumsal süreçleri belirleyen eşitsizlikçi-egemenlikçi sistemlerle arasına eleştirel bir uzaklık koymayı niyet edinmiş metinleri yayınlıyor. Kamera dizisi, sistemin günlük yaşamda ürettiği değişik toplumsal, siyasal, kültürel, ideolojik pratikleri takibe alıyor. Bu pratikleri daha iyi anlamayı, eleştirel bir irdelemeden geçirmeyi ve egemenlik karşıtı/eşitlikçi ütopyalar içinden alternatifler önermeyi tasarlayan belge, anlatı, günce, tanıklık vb. metinler […]
Stefan Zweig – Buluşmalar, İnsanlar Kentler, Kitaplar
Dostlarım yıllardır, çeşitli konular üzerinde düşüncelerimi kaleme aldığım denemeleri bir kitapta toplamamı ısrarla söyleyip duruyordu. Ancak içimde engel olamadığım bir kuşku bu önerilere hep karşı çıkmama neden oluyordu. O yıllarda, titiz bir yazarın her kitabı kendi içinde organik bir bütün oluşturmalı diye düşünüyordum. Çeşitli yazıları iki kapak arasına sıkıştırıp, kitabı sanki bir bütünmüş gibi göstermek […]
Stefan Zweig – Bir Çöküşün Öyküsü
Madame de Prie, sevgilisi Bourbon Dükü’ne devlet işlerini yönetme görevinden kralın el çektiediği gün, arabayla çıktığı sabah gezintisinden döndüğü sırada önünde dalkavukça eğilen iki kapı görevlisini bıyık altından gülerken yakalayınca rahatsız olmuştu. Önce bunu hiç belli etmeden adamların yanından sakince yürüyüp geçti, merdivenleri çıktı ve en üst basamağa geldiğinde başını ansızın çevirdi; iki adamın geveze […]
Stefan Zweig – Balzac
“Londra’da tekrar çalışmaya başlamak istiyorum. Belki de ilkgençlik dönemlerimden bu yana beni meşgul eden büyük bir eser yazmayı denerim; Balzac hakkında kalın bir kitap, bir yaşamöyküsü ve eleştiri. Muhtemelen üç, hatta dört yıl gerektireceğini biliyorum. Ama geriye kalıcı olan bir şey bırakmak istiyorum, onyıllarca etkisini yitirmeyecek bir eser; siz nasıl bir Beethoven’cıysanız, ben de bir […]
Stefan Zweig – Ay Isigi Sokagi
Fırtına yüzünden geciken gemi Fransa’daki küçük liman kentine ancak akşam geç bir saatte yanaşabilmiş, Almanya’ya kalkan gece treni kaçmıştı. Böylece tanımadığım bir yerde hiç hesaba katmadığım bir gün geçirecektim; akşam ise dış mahallelerdeki bir eğlence yerinde kadınların çaldığı hüzünlü müziği dinlemek ya da rastgele yolumun kesiştiği yol arkadaşlarıyla tekdüze sohbetlere girmekten başka yapacağım cazip bir […]
Liz Ruckdeschel, Sara James – Şahane Hatalar #6 Sınav
LIZ RUCKDESCHEL – SARA JAMES Son sınıftasın, üniversite sınavına hazırlanıyorsun. Hedefin yüksek puan alıp iyi bir üniversiteye girmek-Bir yandan da dışarıda müthiş eğlence var. Kendini testlere mi vermelisin, yoksa okul dışı faaliyetlere m» daha çok zaman ayırmalısın? Okula yeni gelen çocuklarla mı takılmalısın yoksa yıllardır vakit geçirdiğin dostlarınla mı? Yeni bir hayat senin seçimlerinle şekillenecek. […]
Lisa Klein – Albia
Karaağaç Ormanı, îskoçya, M.S. 1032 İsimsiz bebek, yün bir bezin içinde, soğuk toprağın üzerinde duruyordu. Tepede dolaşıp duran bir baykuş, pençelerinin arasına aldığı bulut parçalannı, ayın üstüne battaniye gibi örtmüştü. Karanlıkta, Dun Inverness’in taş du-yarlarının arasında iki kişi itişip kakışıyordu. Adam inleyerek sendeledi. Kadın, yani Rhuven, pelerinine sannıp bebeği yerden aldı. Bodur, sık çalılıkların arasından […]
Lisa Gardner – Kızım İçin Son Kez
Kimi seviyorsun? Herkesin cevap verebileceği türden bir soruydu bu. Hayata ışık tutan, geleceği şekillendiren, insanın geçirdiği günlere yön veren cinsten. Gayet basit, zarif, herkesi etkisi altına alan bir soru. Kimi seviyorsun? O sürekli bu soruyu sorup dururken ben cevabın belime takılı olan polis kemerimde, bedenimi sımsıkı saran zırhlı yeleğimin güven duygusunda, kaşlarımın üzerine kadar indirdiğim […]
Lilian Jackson Braun – Kırmızı Gören Kedi
Jim Qwilleran, Basın Kulübü’nün yemek salonundaki iskemlelerden birine kendini atarcasına bıraktı. Gür bıyıklarının aşağıya doğru kıvrımı yüzündeki somurtuk ifadeyi daha da derinleştiriyordu. Üzerindeki sıkıntının nedeni ne on sent artan içki fiyatları ne bulunduğu ortamdaki kasvetli ışıklandırma ne o iç karartıcı tahta döşemeler ne Cuma’dan kalma balık kızartmasıyla Cumartesi’den kalma bira kokusu karışımı ne de bir […]
Leyla Erbil – Üç Başlı Ejderha
Zile basışından geldiğini anlarım,,, sık gelmez yılda birkaç kez,,, unutacakken onu,,, tıka basa roman dolu sanki,,, sanki boşaltmaya yazamadıklarının zehrini,,, yazar değil kendisi,,, helecan,,, ya değilsem evde,,, bir seferinde döndüğümde bakkaldan,,, eşiğe oturmuş bekliyordu beni,,, zeytin ekmek almıştım,,, çay yaptım,,, ilk kez görmüş gibi yedi yuttu zeytinleri,,, zavallı yavrum Alamanya’da yok mu zeytin,,, kapılara sığmayan […]
Leyla Erbil – Tezer Özlü’den Leyla Erbil’e Mektuplar
Tezer Özlü ile iki konuda birbirimize söz vermiştik. İlki evlilik kurumunu, kocaları, daha çok eşlerimizi anlatacak birer roman yazmaktı. Ben bu sözü Mektup Aşkları’yla yerine getirmeye çalıştım. Yazık ki Tezer, kendininkini yazmaya fırsat bulamadan, benimkini de göremeden hayata veda etti. İkinci sözümüz ise, mektuplarımızı yayımlamaktı. Ortak dostumuz Harald Schmidt’in de tanık olduğu, daha sonra eşi […]
Leyla Erbil – Hallaç
Kendi kendime’yi bozacak yok. Nesnelerin -içinde kişiler de olan- böylesi bir hızla, sürtünmesiz, evet ve hayırlarımla kayıp gideceklerini getirmezdim usuma hiç. Dokuntusuz, sıyrılma. Yıllardır havalandırılmamış bir yatağa girip çıkıyorum. Islak çürümüşlüğüne biçimsizliğim oyulu. Onu güneşlendirmeliydim. Kemiklerim sızlıyor hep. Uykulara sabahları dalıyorum, KUŞ uyandırıyor beni. Camın altından ilkyaz denizi geçiyor. Ilık, tuzsuz. Ilǚ kin yatağı düşünüyorum, […]
Leyla Erbil – Gecede
Benimle yatmalıydın, çoktan yatmalıydık, ilk tanıştığımızda o gece, Nil’de tanışmıştık hani/yatmak ne sağlardı, mutluluk mu? Rasim’e baktım orada oturuyor masanın başında, duymuyor konuştuklarımı. Dışarıya karışabilseydik, istiyor muyum gerçekten bunu? Yooo! Aralarına dönebilsem, yeniden başlayarak kendimizi değiştirmekten. Dün sabah baktım aynaya çırılçıplak, ilk katı vermiş göbeğim, geceleri bacaklarım şişiyor, gözkapaklarımda alkol memecikleri, başında ta başında, kafamıza […]
Lewis Carroll – Alice Harikalar Diyarında
”Alice” dünya edebiyatında başlı başına bir tür oluşturuyor. İlkin Oxfordlu Matematik Profesörü Charles Dodgson’un, bir sandal gezintisi sırasında üç küçük kıza anlattığı masaldan fazla bir şey değilken, 1865 yılında kitap olarak çıkmasıyla ününün dünyayı tutması, hemen birçok dile çevrilmesi bir oldu. Hatta Kraliçe Victoria bile bu kitaptan o kadar hoşlanmış ki, yazardan, başka yapıtı çıkarsa […]
Lev Nikolayeviç Tolstoy – Şeytan
Lev Tolstoy (1828-1910) Anna Karenina’yı bitirdikten yaklaşık on yıl sonra, 1898 Kasımı’nda, Şeytan adlı uzun öyküsünü kaleme almıştır. İlk bakışta, yayınevimizce hazırladığımız Kreutzer Sonat (1890) ile dolaylı da olsa tematik bir bağlantısı bulunan bu uzun öykü, okuru oldukça düşündürecek tuhaf bir ‘kara delik’ çevresinde dönmektedir. Bizim kültürümüzün tanımıyla, genç bir ‘köy ağası’, babasından kalma çiftliği […]