Etiket: Hermann Hesse

Hermann Hesse – Siddhartha

Evin gölgesinde, ırmak kıyısının güneşli, sandallar arasında, söğütlerin, incir ağacının gölgesinde arkadaşı Brahman oğlu Govinda’yla birlikte büyüdü Siddhartha, Brahmanın yakışıklı oğlu, yavru şahin. Işıl ışıl omuzlarını güneş yakıp kararttı ırmak kıyısında, yıkanırken, kutsal suyla arınırken, kutsal kurban törenlerinde. Siyah gözlerinin içine gölgeler yürüdü mango koruluğunda, oğlan çocuklarının oyunlarında, annesinin şarkılarında, kutsal kurban törenlerinde, bilgin babasından […]

Hermann Hesse – Masallar

Kai’de o akşam, masalcı dede Cecco söze şöyle başladı: “İzin verirseniz beyler, bugün size çok eski bir öykü anlatmak istiyorum. Güzel bir hanımefendiye, bir cüceye, bir aşk iksirine, bağlılığa, nankörlüğe, sevgiye ve ölüme değinen bir öykü bu. İster eski olsun ya da yeni, bütün serüvenler ve öyküler başka ne anlatır zaten. “Soylu Battista Cadorin’in kızı […]

Hermann Hesse – Knulp

1890’lı yılların başında Knulp dostumuz bir k ezinde haftalarca hastanede yatmak zorunda kalmış, çıktığı zaman da şubat ayının ortaları olmuştu. Havalar öyle kötüleşmişti ki, birkaç günlük yürüyüşten sonra yeniden ateşi çıkmış, sığınacak bir yer düşünmek zorunda kalmıştı. Knulp hiçbir zaman dostsuz kalmamıştı. O yörelerin hemen her kentinde bir dost, bir arkadaş evi bulması kolaydı. Fakat […]

Hermann Hesse – Doğu’ya yolculuk

“Yolculuğun öyküsünü kaleme almamı zorlaştıran bir başka şey, yalnızca değişik mekanlarda değil, değişik zamanlar içinde de onu sürdürmemizdi. Doğuya gidiyor ama bir yandan da Ortaçağa ya da Altınçağa uzanıyorduk; İtalya ya da İsviçre içinde yol alıyor, ama bazen onuncu yüzyılda geceliyor, kilise babalarına ya da perilere konuk oluyorduk. (…) Öyle zamanlar oldu ki okuduğum kitaplardaki […]

Hermann Hesse – Çarklar Arasında

Aracılık işiyle uğraşmanın yanı sıra bir firmanın temsilciliğini de yapan Bay Joseph Giebenrath’m, kendisini hemşerilerinden farklı kılan üstün bir meziyeti ya da özelliği yoktu. O da diğerleri gibi irikıyım, sağlıklı bir adamdı. Ticaret işinde hayli becerikli, ayrıca para canlısıydı; ufak bir bahçenin içinde küçük bir eve, mezarlıkta bir aile kabristanına sahipti; batıl inançlarından biraz arınmış, […]

Hermann Hesse – Bozkırkurdu

“Harry kendi içinde bir ‘insan’ bulur, düşüncelerden, duygulardan, uygarlıktan, dizginlenmiş ve yüceltilmiş doğadan kurulup çatılmış bir dünyadır bu; ayrıca, bir ‘kurt’ bulur içinde, içgüdülerden, vahşilikten, acımasızlıktan, yüceltilmemiş, yontulmamış doğadan bir dünya bulur. Varlığının böyle açık seçik ikiye ayrılmasına, birbirine düşman iki yarıma bölünmesine karşın, yine de kurt ile insanın bazı mutlu anlarda birbiriyle kardeş kardeş […]

Hermann Hesse – Bir Büyücünün Çocukluğu

Yaşlı Nuh, ışıl ışıl gözlerini kaldırıp kendisine soruyu yöneltenlere baktı babacan bir bakışla. “Çocuklar!” dedi iyilikseverlik dolu alçak bir sesle. Yüzündeki ifade bir anda iyice aydınlandı. “Sevgili çocuklar! Söylediklerinizde hem haklısınız, hem haksız. Ama siz daha sormadan, Tanrı sorunuzun yanıtını vermiş bulunuyor. Sizi haksız görmem elde değil, savaş ülkesinden gelen bu adam pek hoş bir […]

Hermann Hesse – Narziss ve Goldmund

Mariabronn manastırının girişindeki zarif çift sütunların sırtında taşıdığı yarım daire biçimindeki kemerin önünde, yolun hemen üstünde bir kestane ağacı vardı; kardeşlerinden ayrı düşmüş, güneyin bir çocuğu; çok zaman önce Roma’ya yaptığı hac ziyaretinden dönen bir hacı tarafından alınıp getirilmiş buraya, koca gövdesiyle soylu bir ağaç. Yuvarlak üst kısmıyla yolun üzerine sevecen sarkıyor, rüzgâr esmeye görsün, […]

Hermann Hesse – Gertrud

Dışarıdan bakıp yaşamıma şöyle bir göz gezdirdiğimde, pek de mutlu bir yaşam olduğunu söyleyemeyeceğim bunun. Ne var ki, içerdiği tüm hata ve yanlışlara karşın mutsuz bir yaşam olarak da niteleyemeyeceğim doğrusu. Zaten işi mutluluk ya da mutsuzluk açısından ele almak düpedüz budalalıktır; çünkü bana öyle geliyor ki, yaşamımın en mutsuz günlerini en neşeli günlerine değişmezdim. […]

Hermann Hesse – Boncuk Oyunu

… non entia enim licet quodammodo levibusque hominibus facilius atque incuriosius verbis reddere quam entia, verumtamen pio diligentique rerum scriptori plane aliter res se habet: nihil tantum repugnat ne verbis illustretur, at nihil adeo necesse est ante hominum oculos proponere ut certas quasdam res, quas esse neque demonstrari neque probari potest, quae contra eo ipso, […]