Kategori: Bilim

Paul Faure – Cep Üniversitesi – Rönesans

Rönesans sözcüğü ilk anlamda, dinsel sözcükler dağarcığına girer. Notre-Dame Mucizesinden itibaren (14. yüzyıl) yaşamını yitirmiş bir kişinin ikinci kez doğuşu anlamına gelir. Yunan teolojisindeki Palingenesis’in (yeniden doğuş) eşi gibidir. Bundan bir yeniden dirilme ya da hayata dönme anlamı çıkarılmamalı, yeni temellerden yola çıkıTarak yeniden başlamak anlamına alınmalı. Özellikle, mistik kullanımda yeniden doğuş (Rönesans) ve yenileşme, […]

Cenevieve Rodis-Lewis – Descartes ve Rasyonalizm

“Ve nihayet Descartes geldi…” Malherbe klasisizmin Fransız edebiyatında Boileau’yla doıtmuş olduğ}ınu belirtmiştir. Aynı şekilde aydınlık düşüncenin bu öncüsü de, çajtımn geçerli düşüncelerine yönelttiği sistemli eleştirilerinde göze çarpan özgün gücünün bilincine ermiş çoitu kişi nezdinde aydınlık düşüncenin doıtuşunu temsil etmektedir. Discours de la Methode’un üç yüzüncü yıldönümü 1937’de bütün dünyada ve bir felsefi eser için istisnai […]

İnsan’sız Sinema Olur mu? – Fikir Platformu

Küreselleşen ekonomi ile birlikte “Sinema Sanatı” özellikle son 20 yılda “Sinema Endüstrisi” haline geldi. Ürünleşti. Kârlı film projeleri peşinde koşan firmaların baskısıyla karşı karşıya sanatçılar. Filmlerin bütün dünyada “iş yapması” ; tişört, plastik oyuncak, ünlülerin fotoğrafı ile süslü bardak vb yan ürünlerin satılması için “endüstriyel ve objektif” bir üretim hattı çıktı ortaya. Naylon çorap, meyveli […]

İktisadi Kriz Kuramları – Bernard Rosier

Yetmişli yılların başından beri, BaVnın bütün kapitalist sanayileşmiş ülkeleri ciddi ekonomik güçlükler yaşamaktadırlar. Savaş sonrası uzun süreli büyüme evresinin rahatlık günleri artık geçmişte kaldı, kugün, düşük gelişme hızlı, seksenli yıllara kadar çok yüçsek enflasyonlu ve 1988’de gelişmiş Batı ülkelerinde otuz milyon insanı işsiz bırakan bir “kriz” yaşanmaktadır. V} işsizlik dünyanın en gelişmiş ülkelerinde yoksulluğa hstta […]

Hüseyin Salihoğlu – 20. Yüzyıl Edebiyat Sanatı

«Antoloji» ya da «Seçki» adını verebileceğimiz bu çalışmanın ilk olduğu konusunda bir iddiam yoktur. Benzerlerinin yıllar önce Fransa’da ve Almanya’da hazırlandığını biliyorum. Hatta Türkiye’de bile bu esaslar çerçevesinde olmasa bile Prof. Dr. Gürsel Aytaç’ın «Almanca edebiyatlardan» hazırladığı ve 1990 yılında yayınlanan «Denemeler Seçkisi» bulunmaktadır. Beni bu seçkiyi hazırlamaya iten neden yukarıda belirttiğim çalışmalar değil. Amacım […]

Horst Redeker – Edebiyat Estetiği

ülkemizde son yıllarda bilimsel maddeci estetik ve sanat ( edebiyat) kuramıyla ilgili yapıtların peşpeşe yayımlanması!, sanata bilimsel yaklaşım konusunda bizlere geniş ufuklar açtığı kadar, bu alanda özgün çalışmalara da kuramsal destek sağlayarak, ortak bilimsel bir estetik ve sanat kuramının oluşturulmasına temellik de etmektedir. Bu açıdan baktığımızda, Edebiyat Estetiği’nin estetik bilimi içinde yer alan Kagan’ın Estetik […]

Demir Özlü – Bir Beyoğlu Düşü

“Başımdan bütün bu tuhaf olayların geçliği gençlik yıllarından bu yana, denizleri çeşitli yönlere açılan, yumuşak tepeleriyle bütün o Boğaz’la Haliç çevresine uzanan, gizemli İstanbul kentinde hiçbir yer beni Tünel Alanı kadar ilgilendirmemiştir. (… ) Şimdi rutubetli sokaklarıyla o gizemli mahalleden uzaktayım. Hepsi, bütün yaşadıklarım da, baskı alƨnda geçmiş gençliğimin o büyüleyici yanılsamaları da geride kaldı. […]

Demir Küçükaydın, Ernest Mandel, Daniel Ben said vs. – Ne Yapmalı – Sayı-1 – Eylül 1985

NE YAPMALI, Dördüncü Enternasyonal ‘in Almanya seksiyonu olan GİM’de (Guruppe İnternasyonale Marksisten: Uluslararası Marksistler gurubu) örgütlü Kürt ve Türk devrimci Marksistleri tarafından, Kürt ve Türk işçilere yönelik yayın organı olarak çıkarılmaya başlıyor. Niçin çıkıyoruz? Almanyada’ki Türk ve Kürt’lere yönelik olarak çıkan bütün diğer yayın ve örgütlerden farkımız nedir? Bu ve benzeri bir çok soruya Bu […]

Henri Arvon – Özyönetim

Özyönetim kavramı, Fransa’ya, ademi merkeziyetçi ve anti-bürokratik bir girişim olan Yugoslav denejdmini adlandırmak üzere, 1960’ların sonlarına doğru sokuldu. Yine de pek uygun bir kavram seçilmiş sayılmazdı. Yönetim (gestion) sadece ekonomik verimliliği çağnştıran bir kavram olduğu için, özyönetim (autogestion) a priori “bir işletmenin, bir kollektivitenin çalışanları tarafından yönetimiyle’* sınırlanmış oluyor (Robert’in tanıttıı). Oysa, kavramın Anglo-sakson eşdeğeri, […]

Demir Küçükaydın – Tarihsel Maddeciliğin Tarihine Katkı

Diyalektik Sosyolojiye, Marksistler Tarihsel Maddecilik [1] derler. Marksizm ise Tarihsel Maddeciliğin kod adıdır [2] . Elinizdeki kitapta Tarihsel Maddeciliği (Marksizm’i) yeniden inşa, ya da daha doğrusu onu Aydınlanma’nın kalıntılarından arındırma yolunda, son iki üç yılda yazılmış yazıların en önemli görülenlerinden bir derleme yer almaktadır. Bu görüşler çeşitli yazı ve makalelerde dağınık olarak geliştirildi ve esas […]

Demir Küçükaydın – Mısır Devrimi Yazıları – Uzaktan Yorumlar

Mısır’da tahrir alanında ayaklanma başladığında El Cezire’nin Tahrir (Kurtuluş) alanını gösteren internet yayını üzerinden ve yayınlardan izlemeye çalışarak, kimi zaman saaati ve dakikasıyla izlediklerimizi yorumlamaya çalıştık. Elbette bu yazılar olaşların gelişimi üzerinde bir etkide bulunamazdı, ama bir devrimci olarak çok sınırlı verilerle bile olayların akışını anlamlandırabilmenin, değerlendirebilmenin ve öngörülerde bulunup bir diriş geliştirebilmenin örneklerini sunmaya […]

Demir Küçükaydın – Marksizmin Evrimi İçinde Kıvılcımlı’nın Yeri

“Öz ve görünüm aynı olsaydı, bütün bilim gereksiz bir şey olurdu” Karl Marks Bugün Kıvılcımlı’nın özellikle son politik yazıları okunduğunda, ilk bakışta, onun tipik bir Stalinist ve Türk Milliyetçisi olduğu izlenimi doğar. Brejnev’den adalet istemekte; Türkiye’nin Sıkıyönetim mahkemelerine teslim olmaya gelmektedir. Böyle birisinin Marksizm’e katkılarından söz etmek ne derece doğrudur? Tam bu nedenle, Marks’ın sözlerini […]

Demir Küçükaydın – Kıvılcımlı’da Yapı ve Özne Sorunu (Katkısı ve Eleştirisi)

Konumuz, Toplumsal Evrim dolayısıyla da Devrimler. Bu evrimin ve devrimlerin mekanizmalarının anlaşılması, bunların özüne daha derinden nüfuz etmeyi sağlayacak kavramsal araçlar. Marksizm’in bunları açıklarken kullandığı iki kavram sisteminin aralarındaki farklar ve çelişkiler. Ve bu çelişkiyi aşmak için yapılmış girişimler. Bunların başarısızlığı ve bu başarısızlığın nedenleri. Hemen görüleceği gibi, kısaca Marksizm de denen, Marksistler tarafından da […]

Deleuze – Nietzsche ve Felsefe

Nietzsche’nin genel tasarısı felsefeye duygu ve değer kavramlarını yerleştirmeye çalışmaktadır. Şüphesiz çağdaş felsefe büyük ölçüde Nietzsche’den beslendi ve besleniyor ama bu pek de onun istediği biçimde olmasa gerek. Nietzsche duyular ve değerler felsefesinin bir eleştiri olması gerektiğini hiç saklamadı. Kant gerçek eleştiriyi getirmedi çünkü eleştiriyi bir “değerler sorunu” olarak “değerler”in kendisine yöneltmedi. Nietzsche’nin felsefesinin devindirici […]