Kategori: Genel

Paul Heyse – Andrea Delfin

Storm, Keller, Hebbel gibi tanınmış bir öykü ustası olan Paul Heyse, 15 Mart 1830’da Berlin’de doğdu. Ünlü sözlükçü ve filolog K. Heyse’nin oğludur. 17 yaşında üniversiteyi bitirip klasik filoloji ve Roma filolojisi doktoru oldu. Zengin, görgülü bir ailenin çocuğuydu. Çocukluğu, gençliği kibar, soylu çevrelerde geçti. 1854’te Geibel, onu “Alman şiir göğünde doğan bir yıldız” diye […]

Paul Foulquie – Varoluşçuluk

Varoluşçuluğu tanımlamak için, sözcüğün kendisinden işe başlayacağız. Bu yeni türetilmiş sözcük varoluş (existence) isminden ilkin varoluşsal (existentiel) ve varoluşla ilgili (existential) sıfatları türetilerek ve daha· sonra bunlara (culuk) soneki eklenerek ortaya .çıkanlmıştır. Bu sonek, genellikle, bir öncelli�n tanırup kabul edildi�ni gösterir; sözgelimi, (toplumculuk), kuramsal olarak, ‘toplum çıkarlannı bireyin çıkarlannın önüne geçirir; tersine bireycilik, J:.>ireyi, siyasal […]

Paul Eluard – Gala’ya Mektuplar

Paul Eluard diye anılan Paul-Eugène Grindel ve onun her daim Gala diye adlandıracağı Rus bir genç kız, Helena Dmitrievna Diakonova 1912 yılının Aralık ayında, Davos yakınlarındaki Clavadel sanatoryumunda her ikisi de tüberküloz tedavisi görürken tanıştılar. Her ikisi de 17 yaşındaydı. 1914 yılında, savaş başlamadan önce ilk kez ayrıldıklarında, Gala Rusya’ya döndü. İlk başta yedek asker […]

Paul Eluard – Asil Adalet

Paul Eluard, 14 Aralık 1895’te, Paris dolaylarında Saint-Denis’de doğdu. Babası muhasebeyle uğraşıyor, annesi terzilik yapıyordu. Geçimleri pek iyi değildi. Eluard’ın çocukluğu Saint-Deniş ile Aulnay-SousBois’da geçti. 12 yaşına basınca Paris’e geldi. Louis Blanc sokağına yerleşti. 16 yaşına kadar Colbert Okulu’nda okudu. Bir ara ciğerlerinden hastalandı. İyileşmek için İsviçre’ye gitti. İki yıl kadar bir sanatoryumda kaldı. Orada, […]

Paul Doherty – Cakalin Yili

On Sekizinci Hanedanlık (M.Ö.1550-M.Ö.1323) Antik Mısır’ın hem memleket içi hem de dışında, en üst noktasını olmasa bile, oldukça görkemli bir aşamasını işaret etmişti; bu tam bir ihtişam, muhteşem bir şaşaa ve muzaffer emperyalizm, aynı zamanda da büyük bir değişim ve vahşi olaylar silsilesi dönemiydi, özellikle de Amenhotep III’ün saltanatının son yıllarında ve “Büyük Kafir” Akhenaten’in […]

Paul Demont, François Georgeon – Bir Imparatorluğun Ölümü

Niyazi Bey’in yandaşlanyla dağa çıktığı günden beri Makedonya’da karışıklık durmamış, artmıştı. III. Ordu’nun öteki genç subayları, bu arada Hilmi Paşa’nm kurmay başkanlığına bağlı Binbaşı Enver Bey de onun örneğini izlemişlerdi. Bu ayaklanma eylemlerinin çoğalması, bu sözdinlemezlik hareketinin başına geçmeye götürüyordu İttihat ve Terakki’yi. Elindeki hafiye şebekesiyle söz konusu gelişmelerden haberdar olan Abdülhamit, gizli polisini harekete […]

Paul de Musset – Bay Ruzgar ve Bayan Yagmur

Sevgili yavrularım, eskiden İskoçya’da Ossian adında, çok iyi arp çalan, beyaz sakallı kör bir ihtiyar yaşarmış. Bu adam sokaklarda kendi yazdığı şiirlerden şarkılar söyleyerek dolaşırmış. Ossian’ın babası Fingal büyük bir savaşçıymış. Ossian bu yüzden başka şeyler söylemek yerİne Büyük Fingal’in zaferlerini şarkıya dökermiş. Ossian’ın ölümünden sonra ozanlar onun şiirleı-ini söylemeye devam etmişler ve böylece Ossian’ın […]

Paul Celan – Ellerin Zamanlarla Dolu

Bir zamanlar Anna Seghers (1900-1983) ile Georg Lukâcs (1885-1971) arasında padak veren “gerçekçilik tartışması”nm odak noktasını, 20. yüzyılda sanatın gerçekliğini bir bütün olarak yansıtma olanağının hâlâ bulunup bulunmadığı sorusu oluşturuyordu. Lukâcs, bu soruyu olumlu yanıtlarken, Seghers artık “parçalanmamış gerçeklik” diye bir şeyin kalmadığı, bu nedenle herhangi bir gerçekliği yeniden üretme peşindeki sanatın tek yapabileceğinin, parçalanmışlığı […]

Paul Carrel – Rommel – Çöl Tilkisi

1939 yılının bir Eylül sabahı Almanların Polonya’ya taarruzu ile başlayan İkinci Dünya har. bi, o kışı sakin bir şekilde geçirdikten sonra, 1940 Nisanında Almanların Danimarka ve Norveç’i Istilasıyla tekrar canlanmış ve bir ay sonra Mayısta Führer ordularının Hollanda – Belçika – Fransa’ya yönelmesiyle de en coşkun noktasına ulaşmıştı. Dunkerque faciasını yaşayan Fransanın çökmeye başladığı bu […]

Paul Carell – Kursk Savaşı

Camur mu dediniz? Rus çamuru içinde yaşamadığı sürece, kimse bunun ne olduğunu bilemez. 1943 Martının sonunda karla buz erimeye başlayınca karada da savaş durdu: Koyu, balçık gibi bir çamur bütün taşıt araçlannı kımıltısız bıraktı, bütün yürüyüşleri, en küçük askeri hareketi durdurdu. Leningrad’dan Staraya Russa’ya, Oryol kıvrımından ve Kursk çıkıntısından Byelgorod’a dek olduğu kadar Donets’le Mius […]

Paul Brickhill – Barajları Yıkanlar

Bir önsözle sunulması en kolay kitap, sizin yazmayı tasarladığınız, ama bir başkasının daha iyi yazmayı başardığı kitaptır. Fakat Brickhill’in kitabı ve onun kahramanlan için ne demeli – ki bunlar, benim tanımış ve sevmiş olduğum kahramanlann da kardeşleridir . . İngiltere’nin katlandığı umutsuzca fedakarlıklan anlatan bu sayfaları okurken benliğimde yeniden kanamaya başlayan yarayı göstermek için hangi […]

Paul Berben, Bernard Iselin – Kader Köprüsü

R enanya Bölgesinin ormanlarında birçok tür çam ağaçları, yaprak döken başka ağaçlarla karışık olarak bulunur. Bu yüzden bu ormanların sık, karanlık, hüzünlü bir hâlleri vardır. Geriş i Ardenne’lerin doğal uzantısı olan Eifel (Ayfel) dağlarının kuzey yamaçları tâ Ren Nehri’nin kıyılarına dek ulaşır ama, büyük nehire Bonn Nehri’nin kuzeyinde yaklaşınca, kuşkusuz bu asık yüzlülük biraz eksilir. […]

Paul B. Thompson, Tonya R. Cart – Karanlik ve Isik

Sonbahar Solace’ı neşeli renklere bürümüştü. Her veranda, her pencere kırmızı, turuncu ve sarı çiçeklerle bezenmişti. Solace’daki dükkanlar ve evler yosunlu toprağın üzerindeki vallen ağaçlarının kalın dalları arasına yerleştirilmişti. Bu orman kentinde meydanlar bulunuyordu. Bu meydanlarda her hafta ya bir pazar, ya da bir panayır kurulurdu. Bu parlak öğleden sonrada üç kişi, iki adam ve bir […]

Paul Auster – Yukseklik Korkusu

Su üzerinde ilk yürüdüğümde on iki yaşındaydım. Bu numarayı bir gecede öğrendiğimi iddia etmeyeceğim, siyah elbiseli bir adam öğretti her şeyi. Yehudi Usta beni bulduğunda, Saint Louis sokaklarında dilencilik yapan dokuz yaşında bir öksüzdüm, marifetimi halka göstermeme izin verinceye kadar tam üç yıl benimle düzenli olarak çalıştı. Çalışmaya başladığımızda 1927 yılıydı, Babe Ruth ile Charles […]