“Satranç” Üzerine Satranç (“Schachnovelle”), Avusturyalı yazar Stefan Zweig’ın (1881-1942) ölümünden hemen önce tamamladığı birkaç düzyazı metinden biridir. Zweig, bu metni kaleme aldığı sırada, karısı Lotte Zweig’la birlikte göç ettiği Brezilya’da, evinin bulunduğu Petrópolis kentinde yaşamaktaydı. Neredeyse tamamı Nazi işgali altında olan Avrupa’dan önce İngiltere’ye, ardından Amerika Birleşik Devletleri’ne ve nihayet Brezilya’ya giden Zweig, gördüğü büyük […]
Kategori: Hikaye-Öykü
Stefan Zweig – Satranç (Can Yayınları)
Satranç tahtasında bir Avrupalı Satranç bugüne kadar başka herhangi bir oyundan çok daha fazla ilgi çeken ve hakkında pek çok şey yazılan tek oyun olsa gerektir. Bu konudaki ilk yapıtların XI. ya da XII. yüzyıla dayanan ve satranca ilişkin problemlerin açıklandığı elyazmaları olduğu sanılmaktadır. Bu tarihten günümüze kadar satranca ilişkin literatür, problem açıklamaları ya da […]
Stefan Zweig – Kurşun Mühürlü Tren
Eskicinin evindeki adam İsviçre, ufacık bir barış adası… Birinci Dünya Savaşının azgın dalgaları, habire kıyılarını dövüyor. 1916, 1916, 1917 ve 1918 yılları boyunca bu adacıkta hayat, heyecan dolu bir polis romanını andırır. İki ayrı kampa mensup diplomatlar, otellerin süslü salonlarında, birbirlerini tanımaz oluvermişlerdi. Daha düne kadar, ahbapça briç oynayan, karşılıklı eğlentiler düzenleyen, kendileri değildi sanki. […]
Stefan Zweig – Bir Kadının Yaşamından 24 Saat ve Bir Yüreğin Ölümü
Savaştan on yıl önce Riviera’da kaldığım küçük pansiyonda masada otururken beklenmedik bir biçimde şiddetli bir kavgaya, hatta karşılıklı nefret ve hakarete varmasına ramak kalan sert bir tartışma çıktı. İnsanların çoğunun muhakeme gücü körleşmiştir. Kendilerine doğrudan dokunmayan, sivri ucu ısrarla sert bir şekilde duyularına kadar nüfuz etmeyen şey, onları neredeyse hiç harekete geçirmez; ancak gözlerinin önünde […]
Stefan Zweig – Amok Koşucusu
Normandiya yolculuğu insanı bıktıracak kadar uzamıştı, ancak daha Courbépine’deki ilk gününde eski neşesine kavuştu. Yerinde duramayan, kıpır kıpır, sürekli yeni şeyler peşinde koşan ruhu, kırlarda yaşanan o pırıl pırıl yaz günlerinin kucağına kendini atıverdi. Deli dolu şeyler yaptı, saçlarına açık renkli kurdeleler taktı, bembeyaz giysisiyle, içinde çoktan ölmüş olduğunu sandığı o küçük kız çocuğuna uyup […]
Şefik Can – Divan-i Kebirden Secmeler Cilt 1-4
Hazreti Mevlana’nın Aşıklar Dîvanı diye adlandırdığı bu mübarek kitabı doksan biryaşında olduğum halde baştan sonuna kadar gözden geçirerek Hak aşıkları için hazırlamakgücünü ve aşkını bana veren Cenab-ı Hakka hamd ü senalar. Aziz Peygamber Efendimizesalatü selamlar, ve Hz. Mevlana’nın bu aciz kula olan himmetinin eksilmemesini niyazederim. “Büyük Dîvan” anlamına gelen Divan-ı Kebîr Hz. Mevlana’nın heyecanla, gönülcoşkunluğuyla […]
Şebnem İşigüzel – Venüs
Göbek Deliği Göbek deliği annemizin hatırasıdır. Hem bağımlılığımızın hem bağımsızlığımızın işareti. Benim için biraz farklı tabii. Evet, sanırım buradan başlamak en doğrusu: Doğuyla batının tam ortasında, Isǚ tanbul Boğazı’nda dünyaya geldim. 23 Temmuz 1908’de bir kayığın içinde. Hatta, “Neden erkek değil de kız!” diye öϐkelenen babam ter ter tepinip kayık alabora olduğundan, suyun içinde. Odžnce, […]
Arif Kaptan – Giyotinli Labirent
Batan Geminin Ambarı ; Son altı aylık dönem, bütün hikayeyi anlayabilmek için geçmişe dönüşlerin belirsizliğinde yeterli olamazdı. Nerede ve ne zaman başladığına karar vermek bakımından kurgunun bağlamında çok daha gerilere, hatta var olmaya kadar uzanan bu gerçeklik, uzun kayboluşlardan sonra Rock müzik grubu çalışmamla başladı. Müzik konusunda iyi-kötü bir tecrübem ve piyasaya girebilecek kadar hazırlanmış […]
Antonio Tabucchi – Fernando Pessoa’nın Son Üç Günü
Pessoa gerçekten de çoğul ruhun yazarıdır, ancak Tabucchi de yazarlık serüveninde hep bu noktaya gelip dayanmıştır. Fernando Pessoa’nın Son Üç Günü’nde, Pessoa’yı hastanedeki ölüm döşeğinde ziyarete gelen ‘kimlik’ ve ‘kişiliklerini’ anlatır Tabucchi. Sırasıyla Alvaro de Campos, Alberto Caeiro, Ricardo Reis, Bernardo Soares, Antonio Mora girer hastane odasına. Yaratıcılarını son bir kez görmek, sırlarını ortaya dökmek, […]
Anonim – Karadeniz Fıkraları
Ülkemiz mizah gücü yüksek insanlarla dolu bir ülke… Dünya çapında pek çok yarışmada mizahçılarımızın aldığı baĢarılı sonuçlar göğsümüzü kabartmakta. Her yöremizdeki insanların kendilerine özgü bir mizah anlayıĢı olduğu kesin. Ama son 10-15 yıldır karadeniz yöremize ait fıkralar adeta moda haline geldi. o kadar büyüdü ki pek çok fıkra Karadenizlilere çevrilerek anlatılır hale geldi. Ġlk baĢlarda […]
Anonim – Japon Masalları
Eskiden, köyün dışındaki bir kulübecikte bir dede ile bir nine yaşarmış. Dede her sabah ormana gider, nine de evde kendi işine gücüne bakarmış. İkisi de çalışkanmış ve huzur içinde yaşarmış. Kuşkusuz, büyük bir üzüntüleri olmasaymış, daha memnun ve mutlu olurlarmış; çocukları olmamış ve yaşlılık günlerinde yapayalnız kalmışlar. Nine küçük avlusunu süpürürken sık sık “Ah, şimdi […]
Anonim – Çin Öyküleri
Destanın eski Türklerde en önemli yazın türlerinden biri olmasına, Avrupa yazınında da çok önemli bir yer tutmasına karşılık, Çin’de bir destan türü gelişememiştir. Bunun birçok nedeni vardır. Destan, temsilî bir sanat biçimidir ve hükümdarların ya da hükümdar çevresinden kişilerin yiğitliklerini anlatır; hükümdarların saraylarında ya da yüksek tabakadan olanların önlerinde okunur. Çin’deyse, yüksek tabaka yiğitlik niteliğini […]
Anonim – Binbir Gece Masalları – Cilt 6
“Raviyanı ahbar ve nâkılânı asar ve muhaddisâm rüzigâr şöyle rivâyet ederler ki” (yani: Haberleri duyuranlar, eserleri nakledenler ve zamanın olaylarını anlatanlar bildirirler ki) diye başlar eski doğu masalları. Bundan dolayı masal anlatanlara eskiden “râvî” derlerdi. Bunların en ünlüsü Binbir Gece Masalları’nı anlatan Şehrazat olsa gerek. Eski zamanlarda Hint ve Çin diyarlarında hüküm süren Şehriyar ve […]
Anonim – Binbir Gece Masalları – Cilt 3
“Raviyanı ahbar ve nâkılânı asar ve muhaddisâm rüzigâr şöyle rivâyet ederler ki” (yani: Haberleri duyuranlar, eserleri nakledenler ve zamanın olaylarını anlatanlar bildirirler ki) diye başlar eski doğu masalları. Bundan dolayı masal anlatanlara eskiden “râvî” derlerdi. Bunların en ünlüsü Binbir Gece Masalları’nı anlatan Şehrazat olsa gerek. Eski zamanlarda Hint ve Çin diyarlarında hüküm süren Şehriyar ve […]
Anonim – Binbir Gece Masalları – Cilt 2 (Çizimsiz)
“Raviyanı ahbar ve nâkılânı asar ve muhaddisâm rüzigâr şöyle rivâyet ederler ki” (yani: Haberleri duyuranlar, eserleri nakledenler ve zamanın olaylarını anlatanlar bildirirler ki) diye başlar eski doğu masalları. Bundan dolayı masal anlatanlara eskiden “râvî” derlerdi. Bunların en ünlüsü Binbir Gece Masalları’nı anlatan Şehrazat olsa gerek. Eski zamanlarda Hint ve Çin diyarlarında hüküm süren Şehriyar ve […]
Anonim – Binbir Gece Masalları – Cilt 1
“Raviyanı ahbar ve nâkılânı asar ve muhaddisâm rüzigâr şöyle rivâyet ederler ki” (yani: Haberleri duyuranlar, eserleri nakledenler ve zamanın olaylarını anlatanlar bildirirler ki) diye başlar eski doğu masalları. Bundan dolayı masal anlatanlara eskiden “râvî” derlerdi. Bunların en ünlüsü Binbir Gece Masalları’nı anlatan Şehrazat olsa gerek. Eski zamanlarda Hint ve Çin diyarlarında hüküm süren Şehriyar ve […]